Dairy Products and Pediatric Brucellosis in Anatolia
Yükleniyor...
Tarih
2023 Aralık
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Selçuk Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Introduction: The aim of this study is to assess the follow-up and treatment outcomes of pediatric brucellosis cases at our participating centers during a specific period when they were diagnosed with the disease. Methods: This research, supported by participating centers in the Central Anatolia region, was conducted over a span of approximately 2 years. We retrospectively reviewed data from patients diagnosed with brucellosis between 2018 and 2021. Patients with incomplete information in the system were excluded from the study. Results: Based on the data collected from the participating centers, our study included a total of 68 patients who met the criteria after excluding those with incomplete information. These patients were aged between 5 and 17, with an average age of 8.7±3.1 years. Our analysis of the patients’ demographics showed that they predominantly resided in rural areas where unpasteurized milk and dairy products are commonly consumed. While a few patients from higher socioeconomic backgrounds purchased organic products from local markets, the vast majority (90%) had a history of consuming unpasteurized milk and its by-products. Additionally, a significant proportion (50%) of patients from rural areas had a family history of brucellosis. The most frequently reported symptom among patients was joint pain, which was present in 83% of cases. Elevated liver enzymes were the most common laboratory finding, affecting 32% of patients, while thrombocytopenia was the least common. The preferred treatment regimen for patients was doxycycline and rifampicin. Although aminoglycoside treatment was initially favored for inpatients (80%), it was not commonly prescribed for outpatients. The data analysis revealed that only two patients experienced a relapse of the disease. While the overall treatment outcomes were successful, there was no statistically significant association between treatment preferences and disease recurrence. Conclusion: Each year, numerous children in our country are admitted to pediatric clinics with complaints of joint pain, and this leads to extensive investigations. It is crucial to consider that with a suspicious patient history and demography, brucellosis may be the underlying cause of such symptoms, along with elevated liver enzymes and cytopenia.
Giriş: Bu çalışmanın amacı, dönem içinde katılımcı merkezlerimize başvuran ve bruselloz tanısı alan pediatrik bruselloz olgularının takip ve tedavi sonuçlarını değerlendirmektir. Yöntem: İç Anadolu bölgesindeki katılımcı merkezlerin desteğiyle yürütülen çalışma yaklaşık 2 yılda tamamlandı. 2018-2021 yılları arasında bruselloz tanısı konmuş hastaların sonuçları retrospektif olarak tarandı. Bu tarama sırasında sistemde eksik sonuçları olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Bulgular: Katılımcı merkezlerden aldığımız bilgilere göre, kriterlerimize uyan 68 hasta çalışmamıza dahil edildi; bilgileri eksik olan hastalar çıkarıldı. Bu hastaların yaşları 5 ile 17 arasında değişmekteydi ve ortalama yaşları 8.7±3.1 olarak belirlendi. Demografik analiz, hastaların çoğunlukla kırsal kesimde yaşadığını ve pastörize olmayan süt ürünleri tüketen akrabaları olduğunu ortaya çıkardı. Elbette, bu tanıma uymayan bazı hastalarımız da vardı; yerel pazarlardan organik ürünler alan ve sosyoekonomik düzeyi daha yüksek olan hastalar. Ancak, genel olarak hastaların %90’ının pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketimi hikayesi vardı. Aile öyküsü incelemesinde özellikle kırsal kesimde aile içi pozitiflik oranının %50 olduğu belirlendi. Hastaların semptomlarına bakıldığında en sık görülen şikayet eklem ağrısıydı (%83). Laboratuvar değerlerine göre ise en sık karşılaşılan bulgu karaciğer enzimlerinde yükselme (%32) idi, trombositopeni ise en az görülen laboratuvar bulgusuydu. Tedavi rejimlerine yönelik analizde en yaygın kullanılan tedavi doksisiklin ve rifampisindi. Başlangıçta yatan hastalarda aminoglikozid tedavisinin (%80) tercih edildiği fakat ayaktan hastalarda bu tedavi yönteminin yaygın olarak tercih edilmediği belirlendi. Tüm hastalar içinde sadece iki hastada hastalığın tekrarladığı görüldü. Tedavi yöntemleri ile hastalık nüksü arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmedi. Sonuç: Ülkemizde her yıl binlerce çocuk eklem ağrısı şikayetiyle pediatri kliniklerine başvurmaktadır ve bu hastalar genellikle kapsamlı tetkikler ve anamnez ile incelenir. Ancak unutulmamalıdır ki, şüpheli hasta öyküsü ve demografi ile karaciğer enzimlerinde yükselme ve sitopeninin eşlik ettiği semptomların altında bruselloz olabilir.
Giriş: Bu çalışmanın amacı, dönem içinde katılımcı merkezlerimize başvuran ve bruselloz tanısı alan pediatrik bruselloz olgularının takip ve tedavi sonuçlarını değerlendirmektir. Yöntem: İç Anadolu bölgesindeki katılımcı merkezlerin desteğiyle yürütülen çalışma yaklaşık 2 yılda tamamlandı. 2018-2021 yılları arasında bruselloz tanısı konmuş hastaların sonuçları retrospektif olarak tarandı. Bu tarama sırasında sistemde eksik sonuçları olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Bulgular: Katılımcı merkezlerden aldığımız bilgilere göre, kriterlerimize uyan 68 hasta çalışmamıza dahil edildi; bilgileri eksik olan hastalar çıkarıldı. Bu hastaların yaşları 5 ile 17 arasında değişmekteydi ve ortalama yaşları 8.7±3.1 olarak belirlendi. Demografik analiz, hastaların çoğunlukla kırsal kesimde yaşadığını ve pastörize olmayan süt ürünleri tüketen akrabaları olduğunu ortaya çıkardı. Elbette, bu tanıma uymayan bazı hastalarımız da vardı; yerel pazarlardan organik ürünler alan ve sosyoekonomik düzeyi daha yüksek olan hastalar. Ancak, genel olarak hastaların %90’ının pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketimi hikayesi vardı. Aile öyküsü incelemesinde özellikle kırsal kesimde aile içi pozitiflik oranının %50 olduğu belirlendi. Hastaların semptomlarına bakıldığında en sık görülen şikayet eklem ağrısıydı (%83). Laboratuvar değerlerine göre ise en sık karşılaşılan bulgu karaciğer enzimlerinde yükselme (%32) idi, trombositopeni ise en az görülen laboratuvar bulgusuydu. Tedavi rejimlerine yönelik analizde en yaygın kullanılan tedavi doksisiklin ve rifampisindi. Başlangıçta yatan hastalarda aminoglikozid tedavisinin (%80) tercih edildiği fakat ayaktan hastalarda bu tedavi yönteminin yaygın olarak tercih edilmediği belirlendi. Tüm hastalar içinde sadece iki hastada hastalığın tekrarladığı görüldü. Tedavi yöntemleri ile hastalık nüksü arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmedi. Sonuç: Ülkemizde her yıl binlerce çocuk eklem ağrısı şikayetiyle pediatri kliniklerine başvurmaktadır ve bu hastalar genellikle kapsamlı tetkikler ve anamnez ile incelenir. Ancak unutulmamalıdır ki, şüpheli hasta öyküsü ve demografi ile karaciğer enzimlerinde yükselme ve sitopeninin eşlik ettiği semptomların altında bruselloz olabilir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Brucellosis, Dairy products, Liver enzymes, Bruselosis, Süt ürünleri, Karaciğer enzimleri
Kaynak
Selçuk Genel Tıp Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
33
Sayı
6
Künye
Suman, K., Gök, E., Suman, M., Büyük, M., (2023). Dairy Products and Pediatric Brucellosis in Anatolia. Selçuk Genel Tıp Dergisi, 33(6), 699-702.
DOI: 10.54005/geneltip.1287053
