Çeşitli rezin kompozit materyallerin fiziksel özelliklerinin in vivo ve in vitro olarak karşılaştırılması
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Rezin esaslı kompozit teknolojisinin restoratif dişhekimliğine girmesi geçen yüzyılın dişhekimliğine kattığı en büyük gelişmedir. Adeziv restorasyonların sağlam diş yapısını koruma, mikro sızıntıyı azaltma, postoperatif hassasiyeti önleme, marjinal renklenme ve ikincil çürük oluşumunu önleme ve fonksiyonel streslerin adeziv ara yüzey aracılığıyla dişe iletilmesi gibi avantajları mevcuttur. Bu araştırmada direkt ve indirekt kompozit rezinlerin fiziksel özelliklerinin klinik ve laboratuvar ortamında değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, arka grup dişlerin diş renginde direkt restorasyonunda kullanılabilen nano hibrid kompozitler (Tetric Evo Ceram, Filtek Supreme XT, Aelite Estetik) ve dişlerin indirekt restorasyonunda kullanılan inley kompozitmateryallerle (Estenia, Tescera ATL) klinikte 100 adet diş restore edilmiştir. Yapılan restorasyonlardan 1 hafta, 6 ay ve 1 yıllık periotlarda hassas ölçüler alınarak restorasyonların klinik uyumu USPH kriteleri ile değerlendirilmiş ve alçı modeller kullanılarak 3-B tarama yapılarak, uygulanan restorasyonların klinik aşınma miktarları hesaplanmıştır. Ayrıca aynı kompozit rezin materyaller laboratuvar ortamında aşınma simülatörü aracılığıyla aşındırılarak yine 3-B tarama yöntemi ile aşınma miktarları, üç nokta testi ile bükülme dayanımları, Vicker's Hardness Tester cihazı ile yüzey sertlikleri, Computerize roughness tester cihazı ile de yüzey pürüzlülükleri ölçülerek diğer fiziksel özellikleri belirlenmiştir. Bu çalışmada kullanılan kompozitlerden elde edilen klinik ve laboratuvar aşınma değerleri, ADA kabul program kuralları ile karşılaştırıldığında bütün kompozit rezin materyallerin aşınma dayanımının yeterli olduğu söylenebilir. Kullanılan kompozit rezinler arasında yüzey pürüzlülüğü az olan kompozitlerin in- vivo ve in-vitro aşınma dayanımlarının daha iyi olduğu gözlenmiştir. Ancak kompozitlerin aşınma dayanımları ile bükülme dayanımı ve yüzey sertliği arasında doğru orantılı bir bağlantı bulunmamaktadır. Direct ile İndirekt kompozit rezinler arasında aşınma dayanımları açısından önemli bir fark bulunamamıştır. Kompozit rezinlerin fiziksel özelliklerinin doldurucu partikül içeriklerinin boyut ve miktarından etkilendiği, çalışmada kullanılan kompozitlerde en yüksek doldurucu içeriğe sahip indirekt kompozit rezin Estenianın en iyi fiziksel özelliklere sahip olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak yapılan bir yıllık klinik ve laboratuvar çalışmaları sonucunda kullandığımız kompozitlerin hepsinin fiziksel özelliklerinin arka grup dişlerin restorasyonunda kullanmak için yeterli olduğu bulunmuştur. Ancak klinik başarılarının tam olarak tespit edilebilmesi için daha uzun dönem klinik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
The introduction of resin-based composite technology to restorative dentistry was one of the most significant contributions to dentistry in the last century. The advantages of bonded restorations include conservation of sound tooth structure, reduction of microleakage, prevention of postoperative sensitivity, marginal staining and recurrent caries, transmission and distribution of functional stress across the bonding interface to the tooth. The aim of this study was to assesment physical properties of direct and indirect composite resins, in vivo and in vitro. Therefore, totally 100 teeth were restored with three nano-hybrid direct composites (Tetric Evo Ceram, Filtek Supreme XT, Aelite Estetik) and two indirect composites (Estenia, Tescera ATL) , which can use for tooth colored restoration of posterior teeth. The impressions of teeth were taken after 1 week, 6 mouth and 1 year then super-hard stone-die replicas were prepared. Subsequent to clinical evaluation of composite resins with USPH criteria, wear degree of composites were calculated with 3-D scan method. In addition, the same composites were abraded with wear simulator and then plaster models were prepared for 3-D scan to screen laboratory wear degree. Other physical characteristics are determined with Tri -point bending test for flexural strength, Vicker's hardness test system for the surface hardness, Computerize roughness test system for the surface roughness. The clinical and laboratory wear resistance of composite resins were found enough in this study, when were compared to the rules of the ADA acceptence program. The best in vivo and in vitro wear resistance was observed from the composite which has lowest surface roughness between composite resins. On the other hand there is no directly proportional interrelation between wear resistance and flexural strength, wear resistance and surface hardness. According to this study, there is no significant difference between direct and indirect composite resins. The physical properties of composites are influenced by the type, size, and volume fraction of the filler particles, this study showed that, the indirect composite Estenia which has highest level of filler, has best physical properties. As a result of one year clinical and laboratory studies, the composites which used in this study has enough physical properties for usage of the restoration of posterior teeth. However, for the certain clinical determination, long term clinical studies needed.