Barışkaner, Hülya2023-05-282023-05-281999Barışkaner, H., (1999). Acı ve William Golding. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 4, 329-333.2667-4750https://hdl.handle.net/20.500.12395/47620Roman yazarının, özellikle İngiliz roman yazarının, sanatının özü güncelliktir. Crusoe' nun ıssız adayı evcilleştirdiği ve güncesine almaya başladığı andan itibaren roman, bireyin yaşadığı toplumdan aldığı güven duygusunu yansıtır. Düşsel öykünün sakıncaları ortadan kalkmıştır, gerçekçi birinin kurduğu yuvada güvenlik içindedir: Selkirk yalnızdı, ama Crusoe dünyadaki en az yalnız kişidir. Bu güven duygusu geleneğimizde süregelmiştir. Ancak bugün kitaplarımızdan başımızı kaldırıp çevremizdeki yaşama baktığımızda gerçekçi bir kurmacada sıradan bir gözlemcinin kendinden nasıl bu kadar emin olabildiğine şaşar kalırız. Güncel sanat, gerçeklik söz konusu olduğu sürece betimlemeyi sürdürür durur. Modern gerçekçinin değişen, şiddet içeren ve yıkılmakta olan toplumun özelliklerini betimleyemediğinden yakınamayız. Ancak gözlemcidir, şanslı bir biçimde emniyettedir ve dokunulmaz bir konumdadır; roman yazarı bizi ilgilendiren ya da bağlayan ani nadiren yakalar, canlı olana nadiren değinir. Öyle ki, modern özür "hayal gücü- nün kavrama yeteneği dışında. vs. vs." bir kez de olsa geçerliliğini yitirir. Hayal gücü uyarılmadıkça asla kavrayamaz; gerçekler onu uyarmaz. Gerçekler yalnızca düşünceleri güçlendirir, bizi dünyadan soyutlayacak en önemli şey ise dünya konusunda doğru düşüncelere sahip olmaktır. Düş gücü, ancak düş gücüyle ve suç ortaklığı konumuna ulaşana değin direncimizi kırma gücü olan sanatçı tarafından uyandırılabilir. Günlük olayların caydıramadığı dramatik istekleri dünyasında yolunu yitiren düşsel öykü (romans) yazarının bir zamanlar nasıl ulaşılacağını bildiği nokta işte buydu.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessAcı ve William GoldingArticle4329333