Bayır, AyşegülTorun, Ozan Emre2025-01-212025-01-212020Boran, O. E. (2020). Acil serviste sepsis tanısı alan hastalarda başvuru sırasındaki presepsin ve copeptin düzeyleri ile multiorgan yetmezliği sendromu arasındaki ilişki. (Uzmanlık Tezi). Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Konya.https://hdl.handle.net/20.500.12395/53927Sepsis enfeksiyona düzensiz ve aşırı konakçı immün yanıtına bağlı gelişen hayatı tehdit edici organ disfonksiyonudur. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde majör ölüm nedenlerindendir. Sepsis ve septik şoklu hastalarda mortalite oranı %25'in üzerindedir. Sepsiste erken tanı ve erken hedefe yönelik tedavi ile mortalite oranları düşürülebilmektedir. Prokalsitonin ve CRP sepsise spesifik belirteçler olmayıp, çok sayıda farklı hastalıkta serum düzeylerinde yükselme görülmektedir. Bu iki belirteç bazı dezavantajlara sahiptir. Bu nedenle erken tanı için daha spesifik belirteçlere gereksinim vardır. Bu amaçla sepsis erken tanısı ve tedavi takibinin değerlendirmesinde bazı belirteçler araştırılmıştır. Çalışmamızda acil serviste sepsis tanısı konan hastalarda presepsin ve copeptin düzeylerinin erken tanıda kullanılabilirliği ve multiorgan yetmezliği sendromu gelişmesinde tedavi takibinde değeri araştırılacaktır. Metod: Çalışmamız Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Tıp Servisi'ne başvuran, servis ve yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilen sepsis ve septik şok hastasında prospektif olarak yapıldı. Kontrol grubu olarak yaş ve cinsiyet grupları açısından benzer olan, enfeksiyon bulguları tespit edilmeyen hastalar seçildi. Çalışmamıza 12 sepsis, 32 septik şok ve 45 kontrol hastası dahil edildi. Hastaların başvurusunda ve yattığı servis ve/veya yoğun bakım ünitelerinde 7. gününde presepsin ve copeptin değerlerine bakıldı. İstatistiksel analiz için Mann- Whitney U testi, Kruskal-Wallis testi, Spearman korelasyon analizi kullanıldı. Bulgular: Hasta grubunda başlangıca göre 7. günde presepsin ve copeptin düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı düşüş olmuştur (p<0.05). Hasta grubunda hem presepsin hem de copeptin düzeyleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (p<0.05). ROC analizi sonuçlarına göre presepsinin tanısal değeri %76 ve copeptinin tanısal değeri %66.1 olarak bulundu (p<0.05). Korelasyon analizi sonuçlarına göre başlangıç presepsin ve copeptin düzeyleri ile GKS, qSOFA, solunum sayısı ve tansiyon değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Sonuç: Çalışmanın sonuçlarına göre presepsin ve copeptin başlangıç düzeyi ortalamaları hasta grubunda daha yüksek düzeydeydi. Bunun yanında hasta grubunda 7. gün presepsin ve copeptin düzeyleri başlangıca göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde düşüş gösterdi. Hasta grubunda presepsin ve copeptin düzeyleri, kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı. Bu sonuçlar, presepsin ve copeptinin hem acil servis başvurusunda sepsis tanısı koymak için alternatif olabileceğini, hem de prognoz takibinde kullanılabileceğini göstermiştir.Introduction-Purpose: Sepsis is a life-threatening organ dysfunction caused by an irregular and excessive host immune response to infection. It is one of the major causes of death in developed and developing countries. Mortality rate in patients with sepsis and septic shock is over 25%. In sepsis, mortality rates can be reduced by early diagnosis and early targeted treatment. Procalcitonin and CRP are not specific sepsis-specific markers; serum levels increase in many different diseases. These two markers have some disadvantages. Therefore, more specific markers are needed for early diagnosis. For this purpose, some markers have been investigated in the evaluation of early diagnosis and treatment follow-up of sepsis. In our study, the usability in early diagnosis of presepsin and copeptin levels in patients diagnosed with sepsis in the emergency department and value of treatment follow-up in the development of multiorgan failure syndrome will be investigated. Methods: Our study was carried out prospectively in sepsis and septic shock patient who applied to Selçuk University Medical Faculty Hospital Emergency Medicine Service, followed and treated in the service and intensive care units. Patients who were similar in terms of age and gender, and whose signs of infection were not detected were selected as the control group. In our study, 12 sepsis, 32 septic shock and 45 control patients were included. Presepsin and copeptin values were examined in the patients' admission and on the 7th day in the service and / or intensive care units. For statistical analysis, Mann-Whitney U test, Kruskal-Wallis test, Spearman correlation analysis were used. Results: Compared to baseline in the patient group, there was a statistically significant decrease in presepsin and copeptin levels (p <0.05). Both presepsin and copeptin levels in the patient group were statistically significantly higher than the control group (p <0.05). According to the results of ROC analysis, the diagnostic value of presepsin was 76% and the diagnostic value of copeptin was 66.1% (p <0.05). According to the results of correlation analysis, there was no statistically significant relationship between baseline presepsin and copeptin levels and GKS, qSOFA, respiratory rate and blood pressure values (p> 0.05). Conclusion: According to the results of the study, the mean baseline level of presepsin and copeptin was higher in the patient group. In addition, on the 7th day in the patient group, presepsin and copeptin levels decreased statistically significantly compared to baseline. Presepsin and copeptin levels were significantly higher in the patient group compared to the control group. These results showed that presepsin and copeptin can both be an alternative to diagnose sepsis in the emergency department and can be used in the follow-up of prognosis.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessSepsisSeptik ŞokPresepsinCopeptinSOFASeptic ShockSpecialist Thesis653540