Selçuk Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Selçuk, Selçuk Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.
![](assets/images/banner.jpg)
Güncel Gönderiler
Pınara kaya mezarları
(Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Erdoğan, Lütfullah Ufuk; Aslan, Erdoğan
Batı Likya'nın, güneyinde Akdeniz, kuzeyinde Antikragos, doğusunda Kragos ve batısında ise Promunturium Kragos'un yer aldığı, kuzey-güney yönünde uzanan 50 km uzunluğundaki bölge, Ksanthos Vadisi olarak adlandırılmaktadır. Bu vadi boyunca uzanan Likya'nın en önemli nehri Ksanthos Potamos'un (Eşen Çayı) taşıdığı alüvyonlar, bu bölgede verimli tarım arazilerinin oluşmasını sağlamıştır. Geçmişten bu yana Ksanthos Vadisi yapısı gereği deniz kıyısından Anadolu'nun iç kesimlerine ve aradaki kentlere ulaşımda bir geçit rolü üstlenmiştir. Ayrıca bu vadi etrafındaki yüksek ve korunaklı dağ etekleri ile verimli sulak düzlükler, tarih boyunca bölgedeki yoğun nüfusa sahip birçok önemli yerleşime ev sahipliği yapmış ve antik dönemde Likya kültürünün merkezi olmuştur. Pınara bu vadi içinde, yüksekliği 1969 m'yi bulan, etekleri denize ve Ksanthos Vadisi'ne doğru kaburga gibi dik bir biçimde uzanan sırtlar ve bu sırtların arasındaki vadilerden meydana gelen Promunturium Kragos'un kuzeydoğu eteklerine kurulmuştur. Kentin yukarı (doğusunda) ve aşağı (batısında) olmak üzere iki akropolü vardır. Yukarı akropol, kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu konik tepenin üstündeki platoda, Aşağı Akropol ise bu tepeden 315 m aşağıdaki kuzey-güney doğrultuda uzanarak kentin ana merkezinin sınırını belirleyen tepenin üzerinde bulunmaktadır. Yukarı akropolde Roma Dönemi'ne ait bouleuterion/odeon, agora gibi kente ait kamusal yapılar dikkat çekmektedir. Ayrıca bu çanağın güneyinde Geç Antik Dönem'e ait bir kilise yapısının kalıntıları da görülmektedir. Aşağı akropolde Kentin ilk kurulduğu yer olarak düşünülen bu tepede Dynastik Dönem yöneticilerine ait yapılar yer almaktadır. Aşağı akropolün doğusunda bir alt kotta hamam ve kuzey-güney doğrultulu bir kayalık sırtın batısına yaslandırılmış tiyatro yapısı bulunmaktadır. MÖ 5. yüzyıldan itibaren Likya kültürünün gözlenebildiği kent, dört büyük nekropol alanı ve sayısı binden fazla mezara ev sahipliği yapmaktadır. Kentte Dikme Mezarlar, Lahit Mezarlar ve Kaya Mezarlar üç ana tipi oluşturmaktadır. Tüm Likya'da 1000'e yakın sayıya ulaşan Likya Tipi Kaya mezarının yoğun olarak görüldüğü, kaya mezarı nekropolleri bulunan Telmessos, Tlos, Ksanthos, Antiphellos, Kyaneai, Myra, Limyra gibi büyük kentlerden sadece Ksanthos, Myra ve Limyra kaya mezarları kapsamlı bir çalışmanın konusu olmuştur. Dolayısıyla bu çalışma ile Pınara kentinin nekropollerinde bulunan Likya Kaya Mezarları da kapsamlı olarak literatüre dahil edilmesi kent ve bölge için önem arz etmektedir. Bu çalışmaya konu edilen kaya mezarlar ise Güvercin Yuvası Mezarlar, Likya Cepheli Mezarlar ve Mimari Öğelerin Yer Aldığı Mezarlar olarak üç ana tipe ayrılmaktadır. Likya Cepheli mezarlar ise çatı, kiriş, cephe formu, iyonik ve dorik ögelerine göre kendi içinde dört alt ana tipe, her bir ana tip de kirişin formu, çatının şekli, cepheyi oluşturan bölümleri gibi farklılıkları nedeniyle kendi alt gruplarına ayrılmaktadır. Ayrıca mezar odalarının içinde yer alan ölü yatakları sayısı ve yerleştirilişi ile tipine göre ayrı bir sınıflandırmaya sahiptirler. Diğer bir inceleme konusunu da mezarların imalat aşamaları, yapım teknikleri, montajlar, onarımlar ile sıvalı, boyalı olanların tespitidir. Son olarak bazı mezarlarda görülen ve dönemin sanatını yansıtan kabartmalar, figürler ve ikonografiler inceleme konusunu oluşturmaktadır. Pınara Kaya Mezarlarının Kuzey, Güney, Vadi ve Tepe Nekropolü olarak adlandırılan dört bölgede yer aldığı, Güney Nekropol'de 34 adet, Vadi Nekropolü'nde 38 adet, Kuzey Nekropol'de 4 adet, Tepe Nekropolü'nde 5 adet kaya mezarı bulunduğu tespit edilmiştir. Bu dağılıma göre Pınara'daki kaya mezarının, cephe tipolojisine göre çoğunluğunu II a cephe tipindeki kaya mezarların oluşturduğu, mezarın iç düzeninde en çok Tip 5 Üç Taraflı odaların, ölü yatakları konusunda ise en çok Sedir Tipinin tercih edildiği anlaşılmaktadır.
Hayvan etiğine Peter Singer'ın perspektifinden faydacı bir bakış
(Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Altın, Şeyma; Çeşmeli, Işıl
Gün geçtikçe internetin ve teknolojinin gelişimi ile insanlığın geleceğini tehdit eden birtakım sorunlar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Özellikle nüfusun sürekli artması ile tüketim düzeyindeki artış, dolaylı olarak doğaya ve diğer canlı türlerine yönelik tahribatların artmasına yol açmaktadır. Teknolojik gelişmeler ilerledikçe, hayvanlar doğal düzenin bir parçası olmaktan çıkmış, insana hizmet etmek üzere yaratılmış varlıklar olarak görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla hayvanlar hakkındaki etik tartışmalar da gittikçe büyümektedir. Bu tartışmalar ekseninde Peter Singer'ın hayvan etiğine ilişkin görüşlerinin önemi artmaktadır. Bu çalışmanın konusunu oluşturan ve aynı zamanda çevre etiğinin alt disiplini kabul edilen hayvan etiği, hayvanların insanlarla olan ilişkilerini, hayvanların ahlaki konumunu ele almakta ve sorulara cevap aramaktadır. Tezin temel referansını oluşturan Hayvan Özgürleşmesi (1975) eseri ile hayvan refahı konusunda çalışan isimlerin başında gelen Singer'ın tercihe dayalı faydacılık görüşüne göre, hissetme yetisine sahip tüm canlıların menfaatlerinin eşit derecede önemsenmesi gerekmektedir. Nitekim Singer'a göre bir canlının çıkarını belirleyen şey, onun acı çekmesi ya da haz duyma yetisidir. Bu tezde ilkin Singer'ın hayvan-insan ilişkisine dair görüşleri pratik etik çerçevesinde incelenecektir. Daha sonra onun hayvan etiği kuramının temel yapı taşları üzerinde durulacak ve faydacı etik anlayışı üzerinden temellendirdiği kuramına karşı getirilen eleştirilere yer verilecektir. Son olarak Singer'ın eleştirilere verdiği cevaplar üzerinden konumu belirlenecek ve hayvan etiği konusundaki katkısına değinilecektir.
Ahval-i Kıyamet 60b-118a (inceleme-çeviri yazılı metin-dizin-tıpkıbasım)
(Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Öztaş, Rumeysa; Toker, Mustafa
Bu çalışmada Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu'nda 06 Mil Yz A 8208/1 arşiv numaralı kayıtta yer alan Ahvâl-i Kıyâmet adlı eser incelenmiştir. Ahvâl-i Kıyâmet, eserin adından anlaşılacağı üzere kıyametin alametlerinin anlatıldığı bir eserdir. Eser dinî içeriğe sahip olmasına rağmen dil açısından sade ve anlaşılır bir şekilde yazılmıştır. Eserde Arapça ve Farsça kelimeler yer alsa da bu kelimelerin halk tarafından sıkça kullanılan ve anlaşılan kelimeler olmasına özen gösterilmiştir. Çalışmada eser transkripsiyonlu bir şekilde Latin harflerine aktarılmış; yazmadaki dil bilgisi konusu şekil bilgisi başlığı altında incelenmiştir. Eserin söz varlığı ise Dizin başlığı altında verilmiştir. Ahvâl-i Kıyâmet, H 1318'de (M 1900-1901) istinsah edilmiştir. Eserin dil özelliklerinden hareketle Eski Anadolu Türkçesi dönemi imlasından izler taşıdığı görülmektedir. Lakin eserde o dönemde kullanılan bazı gramatikal yapıların kullanıldığı, kullanılmayan birtakım gramatikal yapıların da kullanıldığı görülmektedir. Özellikle ses bilgisi açısından artık günümüz Türkçesine yakın söyleyişlerin bulunması eserin dikkati çeken unsurlarından bazılarıdır. Bu çalışmayla Osmanlı Türkçesinin son dönemine ait materyallere bir katkı sunulmakla birlikte dönemin dili üzerine yapılan çalışmalar için de dikkati çekici bir eserin incelenmiş olduğunu düşünüyoruz.
Vadeli fiyatların spot piyasa dinamikleri üzerindeki etkisi: Borsa İstanbul vadeli işlem ve opsiyon piyasası üzerine bir çalışması
(Selçuk Üniversitesi, 31.12.2024) Can, Reyhan; Yada, Saliha Tuncel; Koç, Doğan Ali
Ülke ekonomilerindeki belirsizlikler fiyat dalgalanmalarından kaynaklanan riskleri artırarak risk yönetiminin ve türev araçların kullanımını yaygınlaştırmıştır. Türev araçlar, yatırımcılara hem riskten korunma hem de spekülatif amaçlı fırsatlar sunmaktadır. Spekülatif yatırımcılar türev araçları fiyat değişimlerinden kar elde etmek için kullanırken, riskten korunmak isteyenler mevcut risklerini azaltmak için bu araçlara yatırım yapmaktadırlar. Türev araçlar arasında yer alan vadeli işlem sözleşmeleri, fiyat dalgalanmalarından kaynaklanan risklerden korunmak amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. Vadeli işlem sözleşmeleri, dayanak varlığın gelecekteki değerine yönelik tahminlerde bulunmayı kolaylaştırarak piyasaya işlerlik kazandırmakta, fiyat dalgalanmalarını azaltmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle, vadeli ve spot piyasa fiyatları arasındaki nedensellik ilişkisini incelemek, finansal piyasalar, yatırımcılar ve politika yapıcılar için büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, 02/01/2013 ve 28/12/2023 tarihleri arasında Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP) ile spot piyasa arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiştir. VİOP’da işlem gören BIST30, Euro/TL ve USD/TL vadeli sözleşmelerinin uzlaşma fiyatları ile BIST30, Euro/TL ve USD/TL spot fiyat verileri kullanılarak Granger nedensellik analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, F-BIST30'un BIST30 ve F-USD TL’nin USD-TL üzerinde Granger nedenselliği olmadığı tespit edilmiştir. Ancak, F-Euro/TL ile Euro/TL arasında Granger nedenselliği bulunmuştur. Sonuç olarak, vadeli ve spot piyasalar arasında F-Euro/TL ile Euro/TL için çift yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Bu bulgular, yatırımcıların ve politika yapıcıların vadeli piyasanın spot piyasadaki döviz kurlarının gelecekteki hareketlerini tahmin etmede önemli bir rol oynadığını göstererek stratejilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Turizm eğitimi teorisindeki gelişmeler üzerine bir inceleme
(Selçuk Üniversitesi, 30.06.2024) Küçükahmetoğlu, Mehmet; Oktay, Kutay
Günümüzde turizm, kapsadığı ekonomik, psikososyal ve sosyokültürel boyutları ile evrensel bir olgu haline gelmiştir. Turizm olayının çok farklı yönleri olması sebebiyle, birçok bilim dalıyla uzak veya yakın, dolaylı veya doğrudan bir etkileşim halinde olduğu görülmektedir. Sektör olarak hizmetlerin yeterli düzeyde gerçekleştirebilmesi için gerekli olan bilgi birikimi bilimin birçok alanından sağlanan veriler aracılığı ile sağlanmaktadır. Turizm bilhassa beşeri bilimler disiplinleriyle etkileşimde bulunmakta olup, bu disiplinler arasında ekonomi, coğrafya, tarih, arkeoloji, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, felsefe, hukuk ve eğitim bilimleri yer almaktadır. Ekonomik olarak kalkınmanın yolu eğitim ve öğretimden geçmektedir. Karmaşık paydaş ilişkilerinin yoğun olarak yaşandığı turizm endüstrisinin gelişimi için eğitim, önemli bir etkendir. Turizm sektörü kendine özgü birçok karakteristik özelliği barındırmakta olup, emek-yoğun karakteri özelliği öne çıkmaktadır ve bu özellik de eğitimle gerçekleşmektedir. Hem turizm sektörü çalışanları, hem de yerel halka yönelik öğrenme gereksinimine turizme ilişkin eğitim faaliyetleri ile ulaşılmaktadır. Turizm özellikle gelişmekte olan ülkelerin bir kalkınma stratejisi olmakla birlikte kalkınma teorilerinden etkilenen ve bu teorilerin bakış açılarıyla şekillenmiş bir alan olup kalkınma teorilerinin gün ışığına çıkması oldukça önem arz etmektedir. Bu araştırmanın amacı, turizm eğitimi teorisindeki yurt dışı ve yurt içi gelişmeleri değerlendirmek ve gelecekte yapılacak araştırmalara referans olacak kavramları açıklamaktır. Çalışmada literatür incelemesi yöntemi kullanılmış olup, yurt dışı ve yurt içi turizm eğitimi teorisindeki gelişmelere yön vereceği düşünülen tarihsel süreç açıklanmaya çalışılmıştır. Elde edilen veriler sonucunda tüm paydaşların görüşleri alınarak turizm eğitimi programları içine turizm okuryazarlığı yetkinliklerinin kazandırılmasının yanında sürdürülebilir turizm kavramı bütünsel bir yaklaşımla yerleştirilerek, verilecek eğitim ve öğretimin sonunda bütün turizm çeşitlerinde tüm etkinliklerin sürdürülebilir olmasının gerekliliği görülmektedir.