Selçuk Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Selçuk, Selçuk Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
Electrocardiographic evaluation the effect of thiamine hydrochloride on Ttriton X-100 induced hyperlipidemia in rats
(Selçuk Üniversitesi, 2024) Özdemir, Murat Taha; Ekici, Mehmet
Amaç: Hiperlipidemi, dünya genelinde yaygın bir durum olup kardiyovasküler hastalıklara önemli katkıda bulunur. Bu çalışma, Triton X-100 ile indüklenen hiperlipidemili ratlarda tiamin hidroklorürün lipid profilleri ve EKG değişiklikleri üzerindeki etkilerini araştırmaktadır. Gereç ve Yöntem: On sekiz erkek Wistar Albino sıçanı üç gruba ayrıldı: Kontrol, Triton X-100 ve Triton X-100 + Tiamin. Hiperlipidemi, Triton X-100 (100 mg/kg, tek doz, intraperitoneal) kullanılarak indüklendi. Hiperlipidemi indüksiyonundan yetmiş iki saat sonra, tiamin hidroklorür, 7 gün boyunca günde 25 mg/kg dozunda intraperitoneal olarak uygulandı. EKG verileri kaydedildi ve serum biyokimyasal parametreleri analiz edildi. Bulgular: Tiamin tedavisi, Triton X-100 ile indüklenen yüksek total kolesterol ve trigliserid seviyelerini önemli ölçüde azalttı. Ayrıca koroner risk indeksini iyileştirdi ve kalp hızı ile RR aralığı gibi EKG parametrelerini normale döndürdü. ST segment yükselmesi ve atriyal fibrilasyon gibi EKG anormallikleri, tiamin tedavisi uygulanan grupta daha az sıklıkla gözlendi. Öneri: Tiamin hidroklorür, hiperlipidemiyi ve buna bağlı kardiyovasküler riskleri etkili bir şekilde hafifletmekte olup, terapötik bir ajan olarak potansiyelini göstermektedir. Dislipidemi ve kardiyovasküler hastalıkların yönetiminde klinik uygulamaları derinlemesine anlamak için ek bilgi ve araştırma gereklidir.
Öğe
Oral squamous cell carcinoma with lymph node metastasis in a 12 years-old sphynx female cat
(Selçuk Üniversitesi, 2024) Hatipoğlu, Fatih; Taş, Abuzer; Bozkurt, M. Fatih; Rışvanlı, Ali; Şen, İsmail
Bu raporda, 12 yaşında Sfenks ırkı dişi bir kedide lenf nodu metastazı olan oral yassı hücreli karsinom (OYHK) olgusu tanımlanmıştır. Mandibular lenf nodu tamamen çıkarıldı ve diseke edildi (lenfadenektomi). Ağız mukozasındaki nekrotik-ülserli kitle ekstirpe edildi. Oral kitlede, atipik hücresel özelliklere sahip pleomorfik yassı epitel hücreleri, erozyonlar ve ülserler de gözlendi. Mandibular lenf nodunda belirgin atipik hücre özelliklerine sahip yassı epitel hücreleri bulundu. İmmunohistokimyasal incelemede neoplastik hücrelerin AE1-AE3 ve sitokeratin 5/6 için pozitif olduğu görüldü. Ağız mukozasında erozyon ve ülserlerle seyreden kronik gingivostomatitisli köpek ve kedilerin OYHK açısından da değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekmek amacıyla olgunun sunulması uygun bulunmuştur
Öğe
The protective effects of nigella sativa on the antioxidant system and certain cytokine levels in rats exposed to experimental acrylamide
(Selçuk Üniversitesi, 2024) Özsan, Mehmet; Keçeci, Tufan
Amaç: Bu çalışmanın amacı, Nigella Sativa'nın (N. sativa) akrilamidin ge notoksik, kanserojen ve nörotoksik etkilerine karşı potansiyel koruyucu özelliklerini araştırmaktır. N. sativa, çevresel toksinlerin zararlı etkilerine karşı koyabilen güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri ile bilinir. Araştırmada, N. sativa'nın antioksidan sistem ve proinflamatuar sitokinler üzerindeki etkisi ve çeşitli sistemlere zararlı etkileri bilinen bir madde olan akrilamid'e maruz kalan sıçanlarda terapötik potansiyeli araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Toplamda 32 sağlıklı yetişkin erkek sıçan kullanıldı ve dört ayrı gruba ayrıldı: kontrol, akrilamid, N. sativa ve akrilamid + N. sativa grupları. Akrilamid (40 mg/kg/gün) ve N. sativa yağı (10 mg/kg/gün) 15 gün boyunca ağızdan verildi. IL-1, IL-6, IL-10, SOD, glutatyon, malondialdehid ve TNF-α seviyeleri analiz edildi. Bulgular: Akrilamid grubunda, diğer gruplara kıyasla MDA seviyelerinde ok sidatif stresi gösteren önemli bir artış gözlendi (P < 0.05). Ayrıca, GSH ve SOD seviyeleri akrilamid grubunda anlamlı derecede düşüktü (P < 0.05). Buna karşılık, N. sativa ile tedavi edilen deneysel grup, akrilamid grubuna kıyasla malondialdehid seviyelerinde yaklaşık %30 azalma ve glutatyon ve süperoksit dismutaz seviyelerinde sırasıyla yaklaşık %40 ve %60 iyileşme gösterdi, bu da akrilamid toksisitesine karşı önemli bir koruyucu etkiyi işaret ediyordu (P < 0.05). Akrilamid grubunda ayrıca pro-inflamatuar sitokinlerin (TNF-α, IL-6, IL-1) yükselmiş seviyelerini ve anti-inflamatuar sitokin (IL-10) seviyelerinin düşük olduğu gözlendi (P < 0.05). N. sativa’nın antienflamatuvar etkisinin bir göstergesi olarak N. sativa grubunda, TNF-α, IL-6 ve IL-1 seviyeleri anlamlı derecede azaldı (P < 0.05). Öneri: Çalışma bulguları N. sativa’nın akrilamidin neden olduğu oksidatif stres ve inflamasyonu hafifletebileceğini göstermektedir. N sativa'nın, ACR tarafından değiştirilen MDA seviyelerindeki artışı önemli ölçüde iyileştirdiği ve antioksidan seviyelerini artırdığı ve ACR tarafından indüklenen IL-1 seviyelerindeki değişiklikleri kısmen hafiflettiği görülmektedir. Bu sonuçlar, N. sativa'nın akrilamidin zararlı etkilerini hafifletmede potansiyel faydaları olabileceğini öne sürmektedir
Öğe
Microbiological analysis of gut flora and determination of antibiotic resistance from white storks (Ciconia Ciconia) resting area during migration in Türkiye
(Selçuk Üniversitesi, 2024) Uslu, Ali; Toslak, Emine Eda; Denizli, Oğuzhan; Balevi, Aslı; Sayın, Zafer; Erganiş, Osman
Amaç: Göçmen kuşlar, rezervuar konakçılar olarak kıtalar arasında viral, bakteriyel ve paraziter hastalıkları yayabilir. Beyaz leylek (Ciconia Ciconia) flora bakterilerinin tüm antibiyotiklere duyarlı olması beklenir. Bu çalışma, göç sırasındaki beyaz leyleklerin dışkı örneklerindeki patojenlerin belirlenmesini, bağırsak florasında baskın olan bakterilerin karakterizasyonunu ve antibiyotik dirençliliklerinin belirlenmesini amaçladı. Gereç ve Yöntem: Leylek dışkıları (n=101) Mart 2022'de göç yolu üzerinde bulunan Konya, Türkiye'de (37°52′22″N 32°29′32″E) toplandı. Numuneler, mezofilik bakteriler ve Gram-negatif bakteriler (Escherichia coli, Salmonella spp. Enterobacter spp. ve Campylobacter spp.) yönünden bakteriyolojik olarak incelendi. Klasik mikrobiyolojik yöntemler, Gram boyama ve biyokimyasal testler ile identifikasyon yapıldı. İzolatlar VITEK 2 ve polimeraz zincir reaksi yonu (PZR) ile doğrulandı. Bulgular: Escherichia coli (n=101), Enterobacter cloacae (n=10), Hafnia alvei (n=3), Campylobacter jejuni (n=1) ve Salmonella Virginia (n=1) tanımlandı. E. coli izolatlarının 32'sinin (%31,68) çoklu ilaca dirençli (MDR), 2'sinin (%1,98) yoğun ilaca dirençli (XDR) olduğu ve E. coli izolatlarının 33'ünün (%32,67) fenotipik genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (ESBL) pozitif ol duğu ayrıca E. coli suşlarının 5’nin (%4,95) avian patojen E. coli (APEC) olduğu belirlendi. S. Virginia izolatının yalnızca ampisilin ve amoksisilin/klavulanata dirençli olduğu belirlendi. Öneri: Çalışma sonuçlarına göre leyleklerin flora bakterilerinde antibiyotik direncinin boyutunun ciddi olduğu tespit edildi. Bu kuşlar, göç yolundaki kümes hayvanlarını ve süt çiftliklerini kontamine edebilecek patojenleri dışkılarıyla saçabilir. Bu durum insanların bilinçsiz ilaç kullanımının vahşi hayvanlar üzerinde yarattığı kirliliğin göstergesidir.
Öğe
Calculation of intracranial volume in Akkaraman and Kangal Akkaraman sheep by stereology and computed tomography
(Selçuk Üniversitesi, 2024) Ekici, Hacer Baş; Beşoluk, Kamil
Amaç: Koyun ırklarının intrakraniyal hacminin bilinmesi ırk ayrımı ve klinik bilimler açısından önemlidir. Bu çalışmanın amacı Türkiye’deki koyun varlığının büyük bir çoğunluğunu oluşturan Akkaraman ve Kangal Akkaraman koyun ırklarının intrakraniyal hacimlerinin ve ölçüm yöntemlerinin karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada sağlıklı erkek 6-8 aylık yaşta 10 adet Akkaraman ve 10 adet Kangal Akkaraman koyununa ait başlar kullanıldı. Koyun başları rostral-caudal yönde, kesit oryantasyonuna referans sağlamak için sert damağa dik, 0,6 mm dedektör kalınlığı ile aksiyel (transversal) planda görüntüleme yapıldı. Aksiyel görüntülerin rekonstrüksiyonu 0,65 mm kesit kalınlığı ile yapıldı. Koyun başlarının intrakraniyal hacimleri bilgisayarlı tomografi (BT) görüntüleri kullanılarak Cavalieri prensibi ile ölçüldü. Ek olarak Slicer 5.3 programı ile intrakraniyal alanın üç boyutlu modelleri oluşturuldu ve program araçları ile hacmi hesaplandı. Hacim ölçümü sonucu elde edilen veriler bağımsız gruplarda t testi, metotlar arasındaki karşılaştırma ise Bland-Altman testi ile SPSS 26.0 paket programında analiz edildi. Bulgular: Akkaraman koyununun intrakraniyal hacminin ortalama değerlerinin Akkaraman koyunlarından istatistiksel olarak anlamlı ve büyük olduğu bulundu (P<0.01). Stereolojik yöntem ve BT modelleri ile hesaplanan intrakraniyal hacimlerin istatistiksel olarak karşılaştırılması sonucunda iki metot arasında fark olmadığı tespit edildi. (P>0.05). Öneri: İntrakraniyal hacmin doğru bir şekilde hesaplanması, beyin ve sinir sistemi hastalıklarının teşhis ve tedavisinde büyük bir öneme sahiptir. Bu çalışmanın sonuçları, Akkaraman ve Kangal Akkaraman koyunlarında intrakraniyal hacmin belirlenmesinin hastalıkların tanısında klinik bilimlere önemli katkılar sağlayabileceğini göstermektedir. Aynı zamanda veteriner hekimler ve araştırmacılar için hastalıkların daha iyi anlaşılması ve etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde önemli bir rehberlik sağlayabilir. Bu nedenle, çalışmanın sonuçları veteriner tıp ve ilgili disiplinlerde yapılan araştırmaları yönlendirebilir ve klinik uygulamalar için önemli bir temel oluşturabilir.