Yazar "Çiçek, Erdinç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Axis I and Axis II Psychiatric Disorders in Patients With Fibromyalgia(Elsevier Science Inc, 2010) Uğuz, Faruk; Çiçek, Erdinç; Salli, Ali; Karahan, Ali Yavuz; Albayrak, İlknur; Kaya, Nazmiye; Uğurlu, HaticeObjective: To determine the current prevalence of Axis I and Axis II psychiatric disorders in patients with fibromyalgia. Method: The study sample includes 103 patients with fibromyalgia and 83 control subjects. Axis I and Axis 11 disorders were determined by structured clinical interviews. Results: The rate or any Axis I psychiatric disorder (47.6% vs. 15.7%), major depression (14.6% vs. 4.8%), specific phobia (13.6% vs. 4.8%), any Axis II disorder (31.1% vs. 13.3%), obsessive compulsive (23.3% vs. 3.6%) and avoidant (10.7% vs. 2.4%) personality disorders were significantly more common in the patient group compared to the control group. Conclusion: Our results suggest that a considerable proportion of patients with fibromyalgia also present with Axis I and Axis II psychopathologies.Öğe Delirium Following Acute Myocardial Infarction: Incidence, Clinical Profiles, and Predictors(Wiley-Blackwell Publishing, Inc, 2010) Uğuz, Faruk; Kayrak, Mehmet; Çiçek, Erdinç; Kayhan, Fatih; Arı, Hatem; Altunbaş, GökhanPURPOSE. To examine the incidence, clinical profile, and predictors of delirium following acute myocardial infarction (MI). DESIGN AND METHODS. The study sample included 212 consecutive patients with acute MI who were admitted to the coronary intensive care unit of a university hospital. FINDINGS. Delirium was found to occur in 5.7% of the patients. The predictors of delirium were advanced age, higher level of serum potassium at admission, and experience of cardiac arrest during MI. PRACTICE IMPLICATIONS. Delirium is reasonably prevalent in patients with acute MI. We propose that patients with the risk factors that have been delineated in this study should be evaluated carefully.Öğe Obsesif kompulsif bozukluklu hastaların yakınlarında yaşam kalitesi, aile yükü ve psikiyatrik bozukluklar(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Çiçek, Erdinç; Kaya, NazmiyeBu çalışmada obsesif kompulsif bozukluklu hasta ve kontrol yakınlarında yaşam kalitesi, aile yükü ve psikiyatrik bozuklukların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya 40 OKB hastası ile 47 birinci derece yakını ve 40 sağlıklı kontrol ile bunların 45 yakını alındı. Obsesif kompulsif semptomların tipi ve şiddetini saptamak için saptamak Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (YBOKÖ) ve yeti yitimi değerlendirme ölçeği kullanıldı. OKB ve diğer anksiyete bozuklukları veya duygudurum bozuklukları tanılarını değerlendirmek için SCID-I/CV (Structured Clinical Interview for DSM-IV / Clinical Version), komorbid eksen II kişilik bozukluklarının saptanmasında SCID-II (Structured Clinical Interview for DSM-III-R Personality Disorders) kullanıldı. Hasta yakınlarında aile yükü Zarit bakımveren yükü ölçeği (ZBYÖ), yaşam kalitesi ise Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Yasam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu Türkçe Versiyonu (WHOQOL-BREF TR ) kullanılarak değerlendirildi. OKB'li hasta yakınlarında ZBYÖ ortalama puanı, kontrol yakınlarına göre anlamlı olarak yüksekti. Lineer regresyon analizi ile hastada major depresyonun bulunması, hastalık süresi ve zayıf içgörü ZBYÖ için bağımsız etkenler olarak bulundu. Yaşam kalitesi alan puanları hasta yakınlarında kontrol yakınlarına göre anlamlı olarak düşük olduğu görüldü. Hasta yakınlarında major depresyon kontrol yakınlarına göre anlamlı olarak yüksek olduğu bulundu. Hasta ve kontrol yakınları arasında anksiyete bozuklukları açısından herhangi bir fark bulunmadı. Çalışamız OKB'nin sadece hastaları değil aynı zamanda hasta yakınlarını da etkileyen bir hastalık olduğunu göstermektedir. Buna göre hasta yakınlarının da tedaviye dahil olması onların aile yükünü azaltabilir ve bozulmuş yaşam kalitelerinin belli ölçüde düzelmesini sağlayabilir.Öğe Pastpartum depression in mothers of infants with very low brrth weight(2013) Hergüner, Sabri; Annagür, Ali; Altunhan, Hüseyin; Çiçek, Erdinç; Örs, RahmiAmaç: Çok düflük doum arlkl (ÇDDA) bir bebein doumu annesi için önemli bir yaflam olaydr. Bu bebeklerin annelerinin psikolojik stres açsndan yüksekrisk altnda olduu çeflitli arafltrmalarda gösterilmifltir. Bu çalflmann amac ÇDDA olan bebeklerin annelerinde depresif belirtilerin düzeyini arafltrmak veiliflkili etmenleri incelemektir. Yöntem: Çalflmaya 35 ÇDDA bebein (1500 gr) annesi, 35 düflük doumarlkl (DDA) bebein (1500-2500 gr) annesi ve 35 zamannda doan salklbebein (2500 gr) annesi olmak üzere toplam 105 bebek ve annesi alnmfltr. Annelerdeki doum sonras depresif belirtilerin incelenmesinde Edinburg Doum Sonras Depresyon Ölçei (EDDÖ) kullanlmfltr. Sosyal destek ise Çok BoyutluAlglanan Sosyal Destek Ölçei (ÇBASDÖ) ile deerlendirilmifltir. Bulgular: Ortalama EDDÖ puan ve yüksek depresyon puan olan (EDDÖ12) annelerin says ÇDDA olan bebeklerin annelerinde DDA olan bebeklerin vezamannda doan bebeklerin annelerine göre daha fazlayd. EDDÖ ile doumhaftas, doum arl ve alglanan sosyal destek arasnda negatif yönde kore-lasyon, EDDÖ ile hastanede kalfl süresi arasnda ise pozitif yönde korelasyonolduu görüldü. Düflük doum arl ve hastanede uzun süre kalfl doum son-ras depresyon için öngörücü deiflken olarak bulundu. Sonuç: Çok düflük doum arl olan bir bebein doumu ve ardndan hastan-eye yatrlmas annede psikolojik stres oluflturmaktadr. Çocuk hekimlerininÇDDA bebeklerin annelerinde depresif belirtiler konusunda daha dikkatliolmalar ve gerektiinde psikiyatri kliniine yönlendirmeleri yararl olabilir. (Nöropsikiyatri Arflivi 2012; 50: 30-33)Öğe Postpartum Depression in Mothers of Infants with Very Low Birth Weight(AVES, 2013) Hergüner, Sabri; Annagür, Ali; Çiçek, Erdinç; Altunhan, Hüseyin; Örs, RahmiBackground: Giving birth to an infant with very low birth weight (VLBW) is a major life event for a mother. Several studies have shown that mothers of these infants are at greater risk of psychological distress. The aim of this study was to investigate the level of depressive symptoms and to determine the associated factors among mothers who have infants with VLBW. Methods: The sample consisted of 105 subjects: 35 mothers of VLBW infants (<1500 g), 35 mothers of low birth weight (LBW) infants (1500-2500 g), and 35 mothers of healthy term infants (>2500 g). The Edinburgh Postpartum Depression Scale (EPDS) was used to detect maternal depressive symptoms. Maternal social support was assessed by the Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS). Results: The mean EPDS score and the number of mothers with high depressive scores (EPDS>12) were significantly higher in mothers of infants with VLBW than in mothers of LBW and term infants. EPDS score was negatively correlated with birth weight, gestational age, and perceived social support and positively correlated with duration of hospital stay in mothers of infants with VLBW. Low birth weight and long hospital stay were found as predictors of postpartum depression in mothers of infants with VLBW. Conclusion: The birth and subsequent hospitalization of an infant with very low birth weight evoke psychological distress in mothers. Pediatricians should be more careful about depressive symptoms of mothers of infants with VLBW and should refer for counseling when it is necessary. (Archives of Neuropsychiatry 2012; 50: 30-33)