Yazar "Çolak, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 20
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ağaç malzemenin aspir bitkisi ekstraktları ile renklendirilmesi ve renk değişim performanslarının belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, 2015) Göktaş, Osman; Yeniocak, Mehmet; Çolak, Mehmet; Özen, Ertan; Uğurlu, MehmetSon zamanlarda, sentetik esaslı ve zararlı boyar malzemelere alternatif olarak, doğal kaynaklardan elde edilen boyar maddelere olan talep ortaya çıkmıştır. Bu ürünlere olan talebin artmasının en önemli nedeni; pek çok ülkede, toksik ve alerjik reaksiyonlara neden olan sentetik boyar maddeler hakkında uygulanan katı çevre koruma standartlarıdır. Bu amaçla çalışmada; doğal boyar madde kaynağı olarak; aspir (Carthamus tinctorius L.) bitkisinden ultrasonik metotla elde edilmiş, mordan olarak demir sülfat (Fe2(SO4)3.7H2O), alüminyum sülfat (KAl2(SO4)3.18H2O), bakır sülfat (CuSO2.5H2O), ve üzüm sirkesi (CH3COOH) kullanılmıştır. Ağaç malzeme olarak sarıçam (Pinus sylvestris L.), doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky), sapsız meşe (Quercus petraea spp) ve ceviz (Juglons regia L.) odunlarından elde edilen deney örnekleri kullanılmıştır. Elde edilen boyar maddeler mordan maddeleri ile karıştırılarak ve kıyaslama amacıyla kullanılan sentetik boya, ultrasonik ve klasik boyama metotlarıyla ağaç malzemeye uygulanmıştır. Aspir boyası ve mordanlı çözeltileri ile sentetik boya uygulanan örnekler hızlı yaşlandırma testlerine tabi tutulmuştur. Hızlı yaşlandırma testlerine bağlı renk değişimi değerleri açısından aspir boyasının, demir sülfat ile karışımı ile renklendirilen örnekleri dışında sentetik boyalardan daha iyi performans gösterdikleri görülmüştür.Öğe Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünde Yetiştirilen Esmer İneklerin Süt Verim Özellikleri ve Bu Özelliklere Bazı Çevre Faktörlerinin Etkisi(Scientific Technical Research Council Turkey, 2003) Tilki, Muammer; İnal, Şeref; Çolak, Mehmet; Tekin, Mehmet EminBu çalışma, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünde yetiştirilen Esmer sığırların süt verim özellikleri ile bu özelliklere bazı çevre faktörlerin etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla 1987-1998 yılları arasında yetiştirilen 273 ineğe ait 730 laktasyon kaydı kullanılmıştır. Araştırmada gerçek süt verimi, 305 günlük süt verimi, kuruda kalma süresi ve laktasyon süresi için en küçük kareler ortalamaları 3631 kg. 3332 kg, 97,1 gün ve 313,8 gün bulunmuştur. Süt verimi ve laktasyon süresi üzerine yıl ve yaşın etkisi önemli olurken (P < 0,01-0,001), mevsimin etkisi önemsiz bulunmuştur (P > 0.05). Kuruda kalma süresi üzerine yılın etkisi çok önemli (P < 0,01). yaşın ve mevsimin etkisi ise önemsiz olarak tespit edilmiştir (P > 0.05).Öğe Ceviz kabuğundan elde edilen boyar madde ile emprenye edilen ağaç malzemenin çürüklük mantarlarına karşı performansları ve antimikrobiyel etkilerinin incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, 2015) Yeniocak, Sevil; Yeniocak, Mehmet; Alma, Mehmet Hakkı; Göktaş, Osman; Özen, Ertan; Çolak, MehmetMobilya ve ahşap ürünlerinin üst yüzey işlemlerinde renklendirici ve koruyucu olarak kullanılan kimyasal maddelerin, insan ve çevre sağlığını tehdit eden organik çözücülü kimyasal bileşikler içerdiği ortadadır. Böylece dünyada çevre ve insan sağlığı bilinci ile üst yüzey işlemlerinde organik çözücülü bileşiklerin kullanılması terk edilmekte olup, bunların yerine doğal olarak bitki ya da ağaç ekstraktlarından elde edilen su bazlı veya inorganik esaslı koruyucu ve estetik boyalara geçiş başlamıştır. Bu amaçla; sarıçam (Pinus sylvestris L.), doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky), sapsız meşe (Quercus petraea spp) ve ceviz (Juglons regia L.) odunlarından elde edilen deney örnekleri kullanılmıştır. Boyar ekstrakt ise, Ceviz meyve dış kabuğu, (Juglans regia L.),bitkisinden ultrasonik metotla elde edilmiş, mordan olarak demir sülfat (Fe2(SO4)3.7H2O), alüminyum sülfat (KAl2(SO4)3.18H2O), bakır sülfat (CuSO2.5H2O), ve üzüm sirkesi (CH3COOH) kullanılmıştır. Elde edilen boyar maddeler belli oranlarda mordan maddeleri ile karıştırılarak ve kıyaslama amacıyla kullanılan sentetik boya ultrasonik ve klasik boyama metotlarıyla ağaç malzemeye uygulanmıştır. Boyar madde ile emprenye edilen ağaç malzeme çürüklük testlerinde kahverengi çürüklük (Postia placenta Mad-698-R) ve beyaz çürüklük (Coriolus versicolor FFPRI 1030) mantarlarına maruz bırakılmış bunun yanında boya çözeltilerinin antimikrobiyel aktiviteleri belirlenmiştir. Çürüklük testlerinde ceviz kabuğu ve mordan karışımlarının farklı ağaç türlerine göre genel olarak ağırlık kaybını azalttıkları gözlenmiştir. Antimikrobiyel aktivite test sonuçlarına göre ceviz kabuğu boyasının bakır sülfat ile karışımının Escherichia coli ATCC 25922 ve Staphylococcus aureus ATCC 6538/P mikroorganizmalarına karşı etkili olduğu anlaşılmıştır.Öğe The current situation of small ruminant enterprises of Burdur province(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2014) Elmaz, Özkan; Ağaoğlu, Özgecan Korkmaz; Akbaş, Aykut Asım; Saatcı, Mustafa; Çolak, Mehmet; Metin, Mahiye ÖzçelikAmaç: Bu çalışma Teke yöresi olarak bilinen Burdur ili merkez ilçeye bağlı köy ve beldelerdeki küçükbaş işletmelerinin mevcut durumunu ortaya koymak amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın verileri çiftçilerle yüz yüze yapılan anketlerden elde edildi. Veriler 32 köy ve beldeden olmak üzere 48 keçi ve 64 koyun işletmesinden toplandı. Anket 5 temel bölüm içermektedir; işletmelerin demografik bilgileri, işletmelerin barınak ve çevre düzenlemesi ile ilgili bilgileri, işletmelerdeki bakım – besleme yöntemleri, işletmelerdeki sağım yöntemleri ile hijyen kriterleri ve çiftlik yönetimi konularını içermektedir. Bulgular: İşletme başına düşen anaç koyun sayısı ve anaç keçi sayısı sırasıyla 93.3 ve 117.9 baş olarak bulundu. Koyun ve keçi işletmelerinde çalışan yetiştiricilerin sırasıyla %85.9 ve %77.2 oranıyla ilkokul mezunu oldukları tespit edildi. İncelenen koyun işletmelerinin %84.4’ü yarı açık barınak ağıl tipindedir. Keçi işletmelerinde bu oran %70.4’tür. Koyun iş- letmelerinde kuzuların süt emme süresinin 4 ile 6 ay arasında; keçi işletmelerinde ise oğlakların süt emme süresinin 4 ile 7 ay arasında değiştiği saptandı. Araştırma kapsamında incelenen koyun ve keçi işletmelerinde ortalama günlük süt verimi sırasıyla 0.5±0.09 lt/gün/koyun ve 0.5±0.3 lt/gün/ keçi’dir. Öneri: Bu araştırma, Teke yöresinin önemli bir merkezi olan Burdur ilinin küçükbaş işletmelerinin mevcut durumunu ortaya koyan ilk çalışmadır. Bu sonuçlar Burdur ilinde ileride yapılacak olan koyun ve keçi yetiştiriciliğini geliştirme çalış- malarına önemli bir veri tabanı oluşturacaktır.Öğe The determination of some morphological traits and phenotypic correlations of Turkish Hair goat (Kıl keçisi) breed reared in extensive conditions in Turkey(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2016) Elmaz, Özkan; Çolak, Mehmet; Akbaş, Aykut Asım; Ağaoğlu, Özgecan Korkmaz; Saatcı, MustafaAim: The aim of this study was to determine body measurements, testicular characteristics and udder traits in Turkish Hair goat reared under the extensive conditions. Materials and Methods: The data were collected from 17 different flocks. 17 body measurements, 11 udder and 6 testis traits were recorded from 675 females and 63 bucks. Results: Live weight, withers height, chest girth, rump height, body length were detected as 51.2 kg, 74.8 cm, 86.8 cm, 75.8 cm and 80.6 cm, respectively in female Hair goats. Same measurements were determined to be 82.8 kg, 86.6 cm, 100.7 cm, 86.0 cm and 93.7 cm for males. Udder length, udder width, udder girth, udder depth, teat length, teat width and teat angle were detected as 7.5 cm, 10.1 cm, 36.1 cm, 18 cm, 5.8 cm, 2.6 cm and 49.3 grade, respectively. Scrotal circumference and scrotum length were determined as 29.9 cm and 20.5 cm respectively. The effects of area, flock and age were significant for all body measurements and udder traits (except sternum height and udder placement shape) for females (P<0.01-0.001). The highest phenotypic correlation was detected as 0.82 (female) and 0.87 (male) between live weight and chest girth (P<0.05). Conclusion: Morphological characteristics and the relative production traits of these were investigated in a very large population of traditional reared mature Hair goats.Öğe Effect of Teat Shape on Milk Yield and Milking Traits in Brown Swiss Cows(2005) Tilki, Muammer; Çolak, Mehmet; İnal, Şeref; Çağlayan, TamerÇalışma, İsviçre Esmeri ineklerin meme ve meme başı şekli, sağım süresi, süt akış hızı ve süt verimi arasındaki ilişkileri ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Silindir, huni ve şişe meme başı şekillerine göre 305 günlük süt verimi ortalamaları sırasıyla 3156, 3169 ve 2377 kg olarak bulunmuştur. Sağım süresinin 1, 2 ve 3. süt verim gruplarında genel ortalamaları sırasıyla 6,54, 6,56 ve 6,20 kg/dakika olarak belirlenmiştir. Ön ve arka meme başı uzunlukları ve çapları ile süt akış hızı arasında negatif fenotipik korelasyonlar bulunmuştur. Süt akış hızı ile 305 günlük süt verimi ve sağım süt verimi arasında yüksek derecede önemli pozitif korelasyon katsayıları tespit edilmiştir (P 0,001). Yine süt akış hızı ile sağım süresi arasında yüksek derecede önemli negatif korelasyon katsayıları belirlenmiştir (P 0,001). Sonuç olarak, şişe meme başına sahip ineklerin süt verimi silindirik ve huni meme başına sahip ineklerin süt veriminden daha az bulunmuştur.Öğe Farklı sürelerde sütten kesmenin esmer ırk buzağılarda büyüme ve yetiştirme maliyetine etkisi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002) Çolak, Mehmet; İnal, ŞerefBu araştırma Konya şartlarında yetiştirilen Esmer ırk buzağıların erken yaşlarda sütten kesilebilme imkanlarını araştırmak amacı ile yapılmıştır. Bu amaçla Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'nde yetiştirilen 34 baş erkek, 23 baş dişi olmak üzere toplam 57 baş Esmer ırk buzağı 4, 6 ve 8 haftalık yaşlarda sütten. kesilmişlerdir. Veriler bütün buzağılarda doğum-6 ay arası alınmıştır. İstatistik analizlerde sütten kesim süresi ve cinsiyet olmak üzere iki faktör içeren Genel Doğrusal Model (GLM) kullanılmıştır. Araştırmada 4, 6 ve 8 haftalık yaşlarda sütten kesilen buzağılarda doğum-6 ay arası devrede toplam canlı ağırlık artışı sırasıyla 150.94±2.69, 150.93±2.83 ve 147.53±2.75 kg, günlük canlı ağırlık artışı sırasıyla 0.837±0.01, 0.840±0.01 ve 0.819±0.01 kg olarak bulunmuş olup gruplar arasında ortalamalar arası farklılık önemsizdir. Araştırmada doğum-altı ay arası devrede 4, 6 ve 8.haftada sütten kesilen grupların yemden yararlanma değerleri sırasıyla 3.63±0.05, 3.54±0.05 ve 3.50±0.05 olarak saptanmış olup gruplar arasında yemden yararlanma değerleri bakımından önemli bir farklılık bulunamamıştır. Araştırmada doğum-6 ay arası devrede 4, 6 ve 8. haftada sütten kesilen gruplarda beden uzunluğu, cidago yüksekliği, göğüs derinliği, göğüs çevresi, göğüs genişliği, sağrı yüksekliği ve ön incik çevresindeki toplam artış miktarları da sütten kesim sürelerinden önemli derecede etkilenmemişlerdir. Doğum-6 ay arası devrede 4, 6 ve 8. haftada sütten kesilen gruplarda buzağı yetiştirme maliyeti sırasıyla 248.270.496, 285.201.194 ve 324.109.360 TL olarak tespit edilmiştir. Bu sonuçlara göre 4 haftada sütten kesilen bir buzağı 6 ve 8 haftada sütten kesilenlere göre sırasıyla % 13 ve 23 daha düşük maliyetle yetiştirilmiştir. 4 haftalık yaşta sütten kesme 6 ve 8 haftalık yaşta sütten kesmeye, 6 haftalık yaşta sütten kesme 8 haftalık yaşta sütten kesmeye göre daha avantajlı olarak bulunmuştur. Bu sonuçlara göre Konya şartlarında yetiştirilen Esmer ırk buzağıların 4 haftalık yaşta büyüme ve yemden yararlanma özelliklerinde herhangi bir olumsuz etki olmadan buna karşılık daha düşük maliyetle sütten kesilebileceği önerilebilir.Öğe Fattening performance and carcass traits of lambs obtained by crossing the Hasmer and Hasak sheep types with the Akkaraman breed(SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY-TUBITAK, 2013) Çolak, Mehmet; Tekin, Mehmet Emin; Aktaş, Ahmet Hamdi; Akay, Necdet; Yılmaz, Tülay CanatanThe present study investigated the fattening performance and carcass traits of lambs obtained by the crossing of the Hasak and Hasmer sheep types, developed at the Bahri Dagdas International Agricultural Research Institute, with publicly owned Akkaraman sheep. Of each of these groups, 7 male and 7 female lambs of approximately 75 days of age were raised under an intensive feedlot system. The fattening period lasted 70 days, and, at the end of this period, 5 lambs were slaughtered from each group with the aim of determining carcass traits. In conclusion, the percentage of tail fat was reduced with the decreasing share of the Akkaraman genotype in the genome. However, crossing of Akkaraman sheep with Hasak and Hasmer types did not improve the fattening performance and carcass quality compared with purebred Akkaraman lambs.Öğe Haki?ki? Anöstrüs ve Suböstrüslü Düve ve I?nekleri?n Progesterone Releasing Intravaginal Device (PRID) ile Tedavi?si?(Selçuk Üniversitesi, 2001 Nisan) Şendağ, Sait; Çelik, H. Ahmet; Aydın, İbrahim; Çolak, Mehmet; Ümütlü, SeyitBu çalışmada, hakiki an?strüs ve suböstrüslü inek ve düvelerde PRID'in (Progesterone Releasing Intravaginal Device) tedavi etkisi araştırıldı. Araştırma materyalini değişik yaşlardaki İsviçre Esmeri 12 baş anöstrüslü (4 düve, 8 inek) ve 8 baş da suböstrüslü (4 düve, 4 inek) hayvanlar oluşturdu. Hayvanlar, Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'nde yetiştirilen inek ve düvelerden temin edildi. PRID hakiki anöstrüs ve suböstrüslü hayvanlarda, vaginanın kranialine özel bir aplikatör ile yerleştirildi. PRID bu hayvanlarda 10 gün süre ile vaginada tutuldu. Bu sürenin sonunda, PRID'in uzaklaştırılmasıyla birlikte, tüm hayvanlara 500 mcg Cloprostenol kas içi yolla verildi. Tohumlamalar östr?s takibiyle birlikte, PRID'in uzaklaştırılmasından 48, 72 ve 96 saat sonra, 3 kez yapıldı. Çalışma sonrasında, hakiki an?strüslü hayvanlarda elde edilen östrüs oranı % 91.7, gebelik oranı ise % 81.8 oldu. Suböstrüslü hayvanlardaki östrüs ve gebelik oranları da sırasıyla % 100 ve % 62.5 bulundu. PRID uygulanan tüm hayvanlardaki östrüs oranı % 95, gebelik oranı ise % 73.6 oldu. Sonuç olarak çalışmada, hakiki an?strüs ve suböstrüslü inek ve düvelerdeki PRID'in tedavi etkisi başarılı bulundu.Öğe Hakiki Anöstrüs ve Suböstrüslü Düve ve İneklerin Progesterone Relasing Intravaginal Device (PRID) ile Tedavisi(2001) Şendağ, Sait; Çelik, H. Ahmet; Aydın, İbrahim; Çolak, Mehmet; Ümütlü, SeyitBu çalışmada, hakiki anöstrüs ve suböstrüslü inek ve düvelerde PRID'in (Progesterone Releasing Intravaginal Device) tedavi etkisi araştırıldı. Araştırma materyalini değişik yaşlardaki İsviçre Esmeri 12 baş anöstrüslü (4 düve, 8 inek) ve 8 baş da suböstrüslü (4 düve, 4 inek) hayvanlar oluşturdu. Hayvanlar, Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'nde yetiştirilen inek ve düvelerden temin edildi. PRID hakiki anöstrüs ve suböstrüslü hayvanlarda, vaginanın kranialine özel bir aplikatör ile yerleştirildi. PRID bu hayvanlarda 10 gün süre ile vaginada tutuldu. Bu sürenin sonunda, PRID'in uzaklaştırılmasıyla birlikte, tüm hayvanlara 500 mcg Cloprostenol kas içi yolla verildi. Tohumlamalar östrüs takibiyle birlikte, PRID'in uzaklaştırılmasından 48, 72 ve 96 saat sonra, 3 kez yapıldı. Çalışma sonrasında, hakiki anöstrüslü hayvanlarda elde edilen östrüs oranı % 91.7, gebelik oranı ise % 81.8 oldu. Suböstrüslü hayvanlardaki östrüs ve gebelik oranları da sırasıyla % 100 ve % 62.5 bulundu. PRID uygulanan tüm hayvanlardaki östrüs oranı % 95, gebelik oranı ise % 73.6 oldu. Sonuç olarak çalışmada, hakiki anöstrüs ve suböstrüslü inek ve düvelerdeki PRID'in tedavi etkisi başarılı bulundu.Öğe Halk elindeki Akkaraman koyunlarından kasaplık kuzu üretiminde Hasmer ve Hasak etçi koyun tiplerinden yararlanma imkânları(2014) Aktaş, Ahmet Hamdi; Çolak, Mehmet; Tekin, Mehmet Emin; Akay, Necdet; Yılmaz, Tülay Canatan; Dursun, ŞükrüAmaç: Bu çalışma, halk elindeki Akkaraman sürülerinde kasaplık kuzu üretiminde Hasak ve Hasmer etçi koyun tiplerinin koçlarından yararlanma imkânlarının araştırılması amacı ile yapıldı. Araştırmada Akkaraman ve bu ırkın Hasak ve Hasmer koçları ile melezlemesi sonucu elde edilen F1 melezi kuzuların büyüme, yaşama gücü ve besi performansları incelendi. Gereç ve Yöntem: Denemede 87 baş Akkaraman, 73 baş Hasmer x Akkaraman F1 ve 104 baş Hasak x Akkaraman F1 kuzunun doğumdan itibaren 150. güne kadar büyüme ve yaşama gücü özellikleri incelendi. Entansif beside ise ortalama 75 günlük yaşta sütten kesilen ve besi başı canlı ağırlıkları 19-24 kg olan 10 baş Hasak x Akkaraman F1, 10 baş Hasmer x Akkaraman F1 ile 10 baş Akkaraman erkek tekiz kuzu 70 gün süre ile gruplar halinde beslendi. Bulgular: Erkek kuzuların 150. gündeki canlı ağırlıkları ve farklı dönemlerdeki günlük canlı ağırlık artışlarına ait ortalamalar arasındaki farklar önemli (P0.022), dişilerinki ise önemsiz (P0.126) bulundu. Hasmer x Akkaraman F1 kuzuların meradaki büyüme performansları diğer iki genotipten de daha düşük tespit edildi. Farklı genotipteki kuzuların sütten kesime kadarki yaşama güçleri arasındaki farklar önemsiz oldu. Entansif beside Hasmer x Akkaraman F1 erkek kuzularının besi sonu canlı ağırlıkları ve günlük canlı ağırlık artışları diğer iki genotipten de önemli seviyede (P0.004) daha yüksek bulundu. Öneri: Sonuç olarak Hasmer ve Hasak tiplerinin Akkaraman sürülerinde kasaplık kuzu üretiminde baba hattı olarak kullanılabileceği ifade edilebilir.Öğe Halk elindeki Akkaraman koyunlarından kasaplık kuzu üretiminde Hasmer ve Hasak etçi koyun tiplerinden yararlanma imkânları(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2014) Aktaş, Ahmet Hamdi; Çolak, Mehmet; Akay, Necdet; Yılmaz, Tülay Canatan; Dursun, Şükrü; Tekin, Mehmet EminAmaç: Bu çalışma, halk elindeki Akkaraman sürülerinde kasaplık kuzu üretiminde Hasak ve Hasmer etçi koyun tiplerinin koçlarından yararlanma imkânlarının araştırılması amacı ile yapıldı. Araştırmada Akkaraman ve bu ırkın Hasak ve Hasmer koçları ile melezlemesi sonucu elde edilen F1 melezi kuzuların büyüme, yaşama gücü ve besi performansları incelendi. Gereç ve Yöntem: Denemede 87 baş Akkaraman, 73 baş Hasmer x Akkaraman F1 ve 104 baş Hasak x Akkaraman F1 kuzunun doğumdan itibaren 150. güne kadar büyüme ve yaşama gücü özellikleri incelendi. Entansif beside ise ortalama 75 günlük yaşta sütten kesilen ve besi başı canlı ağırlıkları 19-24 kg olan 10 baş Hasak x Akkaraman F1, 10 baş Hasmer x Akkaraman F1 ile 10 baş Akkaraman erkek tekiz kuzu 70 gün süre ile gruplar halinde beslendi. Bulgular: Erkek kuzuların 150. gündeki canlı ağırlıkları ve farklı dönemlerdeki günlük canlı ağırlık artışlarına ait ortalamalar arasındaki farklar önemli (P<0.022), dişilerinki ise önemsiz (P>0.126) bulundu. Hasmer x Akkaraman F1 kuzuların meradaki büyüme performansları diğer iki genotipten de daha düşük tespit edildi. Farklı genotipteki kuzuların sütten kesime kadarki yaşama güçleri arasındaki farklar önemsiz oldu. Entansif beside Hasmer x Akkaraman F1 erkek kuzularının besi sonu canlı ağırlıkları ve günlük canlı ağırlık artışları diğer iki genotipten de önemli seviyede (P<0.004) daha yüksek bulundu. Öneri: Sonuç olarak Hasmer ve Hasak tiplerinin Akkaraman sürü- lerinde kasaplık kuzu üretiminde baba hattı olarak kullanılabileceği ifade edilebilir.Öğe İneklerde embriyo transferinde farklı prostaglandin F2? protokolleri ile taşıyıcı senkronizasyonu(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2010) Kırbaş, Mesut; Dursun, Şükrü; Köse, Mehmet; Bülbül, Bülent; Çolak, Mehmet; Mutlu, HasanAmaç: Çalışmada, dondurulmuş çözdürülmüş embriyo transferi amacıyla taşıyıcı senkronizasyonunda kullanılan farklı prostaglandin F2? protokolleri karşılaştırıldı. Gereç ve Yöntem: Toplam 46 İsviçre Esmeri inek rastgele üç gruba ayrıldı. Grup I (n=15)’deki ineklere östrüs siklusunun herhangi bir döneminde i.m. yoldan tek doz 0.150 mg kloprostenol enjekte edildi. Enjeksiyonları takiben beş gün boyunca östrüsler takip edildi. Diğer ineklere ise 11 (Grup II, n=15) ya da 14 (Grup III, n=16) gün arayla çift doz prostaglandin F2? enjekte edildi. İkinci ve III. gruplarda son enjeksiyonu takiben 5 gün süreyle östrüs gözlendi. Bütün ineklere 7. gün (östrüs 0) ethilen glikolle dondurulmuşçözdürülmüş embriyolar transfer edildi. Gebelik tespiti 28. günde ultrason ile yapıldı. Bulgular: Enjeksiyon-östrüs aralığı ve gebelik oranları Grup I, II ve III’te sırasıyla 56.13±4.37 saat ve %53.3; 62.40±3.42 saat ve %46.7; 70.75±3.08 saat ve %43.8 olarak tespit edildi. Grup I’de belirlenen enjeksiyon-östrüs aralığı Grup III’ten düşük (p<0.05) bulunurken, bu süre Grup I ile II ve Grup II ile III arasında benzer (p>0.05) olarak saptandı. Gruplarda tespit edilen gebelik oranları arasındaki fark önemsiz (p>0.05) bulundu. Öneri: Çalışmada değerlendirilen bütün senkronizasyon metotlarının dondurulmuş çözdürülmüş embriyo transferinde östrüs senkronizasyonu amacıyla kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe Kökboya ile renklendirilen ağaç malzemenin yıkanma performanslarının incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, 2015) Yeniocak, Mehmet; Göktaş, Osman; Özen, Ertan; Çolak, Mehmet; Uğurlu, Mehmet; Yeniocak, SevilÖzet İnsan ve çevre sağlığına zarar veren tüm ürünlere alternatif zararsız ürünler geliştirme çalışmaları her alanda devam etmektedir. Uçucu organik bileşikler içeren boyar maddelere alternatif olarak da son zamanlarda doğal boyamacılığa olan ilgi tekrar canlanmıştır. Bu çalışmanın amacı ahşap ürünlerde kullanılmak üzere çevre ve insan sağlığına zararsız sentetik üst yüzey malzemelerine alternatif doğal ürünler geliştirmektir. Bu amaçla; sarıçam (Pinus sylvestris L.), doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky), sapsız meşe (Quercus petraea spp) ve ceviz (Juglons regia L.) odunlarından elde edilen deney örnekleri kullanılmıştır. Boyar ekstrakt ise, kökboyası (Rubia tinctorium) bitkisinden ultrasonik metotla elde edilmiş, mordan olarak demir sülfat (Fe2(SO4)3.7H2O), alüminyum sülfat (KAl2(SO4)3.18H2O), bakır sülfat (CuSO2.5H2O), ve üzüm sirkesi (CH3COOH) kullanılmıştır. Elde edilen boyar maddeler belli oranlarda mordan maddeleri ile karıştırılarak ulrasonik ve klasik boyama metotlarıyla ağaç malzemeye uygulanmıştır. Kökboyası uygulanan örneklerde boyanın kalıcılığının belirlenmesi amacıyla pH (5, 7 ve 9), Sıcaklık (22 ve 40 °C) ve Çalkalanma hızı (10 ve 30 rpm) parametrelerinde yıkanma testlerine tabi tutulmuştur. Testler sonucunda genel olarak kökboya ile alüminyum sülfat karışımının tüm odun örneklerinde daha iyi bir tutunma sağladığı gözlenmiştir.Öğe Konya hayvancılık araştırma enstitüsündeki esmer ırk sığırların dölverimi özellikleri(2003) İnal, Şeref; Tilki, Muammer; Çolak, Mehmet; Ümitli, SeyitBu çalışma, Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsünde yetiştirilen Esmer ırk sığırların döl verimi özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Enstitüde 1990-1999 yılları arasında yetiştirilen 230 inekte incelenen döl verimi özelliklerine ait ortalamalar; ilk sıfat yaşı 20.8 ay, ilk buzağılama yaşı 32.7 ay, gebelik oranı % 80.04, normal doğum oranı % 93.31, anöstrüs oranı % 4.46, yavru atma oranı % 2.23, erken ve ölü doğum oranı % 1.67 ve 1.81, ikiz doğum oranı % 0.97, gebelik başına tohumlama sayısı 1.76, buzağılama aralığı 382.5 gün, gebelik süresi 286.5 gün, servis periyodu 124.0 gün, doğum sonrası ilk tohumlama aralığı 72.5 gün ve ilk-son tohumlama aralığı 47.7 gün olarak hesaplanmıştır, incelenen dölverimi özellikleri Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsünde yetiştirilen Esmer ırk sürüsünde iyi bir dölverimi performansı olduğunu ortaya koymuştur.Öğe Konyada şartlarında açıkta seyyar kulubelerde buzağı büyütme imkanlarının araştırılması(1998) Tekin, M. Emin; Aral, Faruk; Kadak, Ramazan; Çolak, Mehmet; Akın, A. İhsanBu araştırma, Konya şartlarında açıkta, seyyar kulübelerde buzağı büyütme imkanlarının araştırılması amacı ile yapılmıştır. Araştırma materyalini, Konya Hayvancılık Araştırma Enstitüsü'nde 1996 ve 1997 yıllarında yetiştirilen 35 baş erkek ve 38 baş dişi olmak üzere toplam 73 baş Esmer ırk buzağı oluşturmuştur (37 baş Deneme, 36 baş Kontrol). Veriler 18 ay süre ile alınmıştır. İstatistik analizlerde, araştırma grupları, mevsim ve cinsiyet faktörlerini içeren Genel Doğrusal Model (GLM) kullanılmıştır. Araştırmada deneme ve kontrol gruplarında sırasıyla, doğum ağırlığı 40.8 ve 38.1 kg (P0.01), sütten kesim (3. ay) ağırlığı 97.5 ve 102.6 kg, 6. ay ağırlığı 155.8 ve 159.3 kg, 0-6 ay arası günlük canlı ağırlık artışı 647.6 ve 667.3 g bulunmuştur. Aynı sıra ile, cidago yüksekliği, vücut uzunluğu, göğüs çevresi ve incik çevresi ölçüleri sırasıyla; doğumda 73.1 ve 71.9 cm, 68.1 ve 69.8 cm, 78.8 ve 77.4 cm, 11.7 ve 11.7 cm; 3. ayda 83.1 ve 82.3 cm, 79.7 ve 80.0 cm, 103.6 ve 102.5 cm, 13.2 ve 13.2 cm; 6. ayda 95.5 ve 94.3 cm, 95.4 ve 95.4 cm, 138.9 ve 134.6 cm, 14.8 ve 14.8 cm bulunmuştur. Yaşama gücü, aynı sıra ile, %100 ve %94.4 olmuş, araştırma boyunca deneme grubunda 30, kontrol grubunda ise 67 hastalık vakası görülmüştür. Günlük canlı ağırlık artışında cinsiyetin etkisi önemsiz iken, mevsimin etkisi önemli (P0.05) bulunmuş, bu değer en düşük (596.1 g) sonbahar, en yüksek (700.7 g) kış doğumlularda bulunmuştur. Vücut ölçülerinde cinsiyetin etkisi doğumda önemsiz iken, 2. ve 6. aylarda önemli bulunmuştur. Mevsimin etkisi de her üç ölçüm döneminde de bazı ölçülerde önemli, bazılarında önemsiz bulunmuştur. Sonuç olarak, gerek canlı ağırlık artışı, gerekse vücut ölçüleri yönünden araştırma ve deneme grubu arasında önemli bir fark bulunmadığı, buna karşılık deneme grubunda yaşama gücünün nispeten daha yüksek olduğu ve daha az hastalık vakası görüldüğü, literatüre göre de seyyar kulübelerin yatırım masraflarının daha ucuz olduğu da düşünüldüğünde, Konya şartlarında açıkta, seyyar kulübelerde buzağı büyütmenin mümkün ve daha avantajlı olduğu söylenebilir.Öğe Kuzey-batı Akdeniz şartlarında yetiştirilen Saanen ırkı oğlakların büyüme özelliklerinin belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2013) Akbaş, Aykut Asım; Çolak, Mehmet; Elmaz, Özkan; Saatcı, MustafaAmaç: Bu araştırmanın amacı Kuzey-batı Akdeniz şartlarında özel bir Saanen keçi işletmesindeki oğlakların 90. güne kadar olan büyümeleri ve bazı vücut ölçülerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Araştırma 2010 ile 2011 yıllarında doğan 136 baş Saanen ırkı oğlak üzerinde gerçekleştirildi. Doğumu takip eden 12 saat içerisinde oğlakların doğum ağırlıkları 50 g’a hassas terazi ile tartıldı. Oğlakların canlı ağırlıkları doğumdan 90 günlük yaşa kadar 15 gün aralıklarla tartıldı. Aynı süre içerisinde zoometrik vücut ölçülerinden; oğlakların cidago ve sağrı yükseklikleri, vücut uzunluğu, göğüs çevresi de belirlendi. Bulgular: Saanen oğlaklarının doğum ağırlığı, 30., 60. ve 90. gündeki canlı ağırlık ortalamaları erkek ve dişi oğlaklar için sırasıyla 3.42 kg ile 3.16 kg, 7.92 kg ile 7.86 kg, 11.39 kg ile 10.82 kg ve 15.35 kg ile 14.60 kg olarak bulundu. Erkek ve dişi oğlakların 90 günlük yaştaki cidago yüksekliği, sağrı yüksekliği, vücut uzunluğu ve göğüs çevresi ortalamaları ise sırasıyla 52.46 cm ile 51.58 cm, 52.95 cm ile 52.07 cm, 52.15 cm ile 51.72 cm ve 51.78 cm ile 51.05 cm olarak tespit edildi. Doğum yılı tüm büyüme dönemleri üzerine önemli derecede etkili iken; cinsiyet ve doğum tipinin 90. gündeki değerler üzerine etkili olduğu belirlendi. Ayrıca araştırmada oğlakların büyümelerinin takip edildiği yaşlara kadar olan canlı ağırlık ve vücut ölçüleri arasında pozitif ve yüksek düzeyde korelasyonlar hesaplandı. Öneri: Kolay ölçülebilen vücut bölgeleriyle canlı ağırlıklar arasındaki korelasyonların ortaya konulması, daha tutarlı sonuçların elde edilmesinin yanında muhtemel erken seleksiyon çalışmalarında da kriter olarak kullanılabilir.Öğe Merinos Irkı Koçlarda Anormal Spermatozoonların Dağılımı ve Sınıflandırılması(2002) Kaya, Abdullah; Ataman, Mehmet Bozkurt; Çolak, MehmetThe aim of this study was to classify the morphological abnormalities of the spermatozoa using different methods and to determine the dispersion of abnormal spermatozoon rate in Merino rarns. In this purpose, 20 Merino were used as materials. Semen was collected eigthty-times by artificial vagina with a three-day intervals and spermatological examinations were prepared using phase-contrast microscope after the semen was placed in a water bath. 300 spermatozoon were examined each semen samples. Totally 160 semen samples were examined. Abnormal spermatozoon were classified as major and minor abnormalities. On the other hand; major and minor abnormalities were classified according to the localisation of abnormality (acrosomes, dead, middle piece and tail) among themselves. Major sperm abnormality rates were 5.66 % (acrosomes: 0.36 %, head: 2.09 %, middle piece: 3.21 % and tail: 0.0 %). Minor sperm abnormality rates were 4.36 % (acrosomes: 0.14%, head: 0.40 %, middle piece: 0.17 % and tail: 3.65 %). Abnormal spermatozoon rates were 0.50 % (acrosomes), 2.49 % (head), 3.38 % (middle piece) and 3.65 % according to the localisation of abnormalities. Total abnormal spermatozoon rates were 10.02 %. As a conclusion, abnormal spermatozoon abnormalities can be classified as major and minor sperm abnormalities in addition to classification of localisation region.Öğe Mobilya işletmelerinde hizmetkar liderlik anlayışının girişimcilik eğilimleri üzerine etkisi (Ege Bölgesinde uygulama)(Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, 2015) Çolak, Mehmet; Çetin, TahsinTüm dünyayı etkileyen küreselleşme, mobilya alanında faaliyet gösteren işletmeleri de değişime zorlamıştır. Bugün işletmeler de geçerli olan, mevcut insan kaynağının işletme çatısı altında ortak değerler etrafında nasıl toplanacağı, birbirinden farklı kişiliklere sahip bu yöneticilerin işletme verimliliğine hangi yollarla ve nasıl katkıda bulunacağı üzerinedir. Grup üyeleriyle pozitif ilişki içinde olan, takım çalışanlarını motive eden hizmetkar liderlik anlayışı; işletmedeki herkese ilgi duyan, kutlama, hediye alma, yakınlık atmosferi oluşturan, kişisel problemleri çözen, koçluk yapma ve girişimcilik davranışları sergileyen bir tarzdır. Bu çalışmayla, Ege bölgesindeki mobilya işletme yöneticilerinin hizmetkar liderlik anlayışının girişimcilik eğilimlerine etkisinin ne durumda olduğu açıklanmış olup aralarında anlamlı pozitif yönlü bir ilişki olduğu ve girişimcilik eğiliminin daha çok çıraklık eğitimi ve mobilya mesleki eğitimi alan bireylerde daha fazla görüldüğü çıkmıştır. Cinsiyet ve yaşın hizmetkar liderlik ile girişimciliği etkilemediği fakat hizmet süresinin bahsi geçen liderlik anlayışını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Süt I?nekleri?nde Sıvı Mineral Yem Katkı Maddesi? (Uramel) ni?n Kullanılması(Selçuk Üniversitesi, 1999) Coşkun, Behiç; Kurtoğlu, Varol; Azman, Mehmet Ali; Çolak, Mehmet; Aral, FarukThis study was carried out to determine the effects of a liquid feed additive (Uramel) containing urea and molasses on dairy cattle diets on milk production and composition. Twenty-one lactating Brown Swiss dairy cattle were used. The research was conducted for 71 day including the first 15 day adjusting period and the last 56 day experiment period. Animals were divided three groups as control, first and second groups according to milk production, body weight, age and lactation period. Cows were fed rations containing 9.8 kg/day concantre and 6 kg/day hay in control group; 3.7 kg/day concantre, 4 kg/day barley, 8.2 kg/day hay and 0.6 kg/day uramel in first group (Ura-of): 6 kg/day barley straw, 6.5 kg/day barley, 2.6 kg/day sunflower meal, 0.5 kg/day bran and 0.6 kg/day uramel in second group (Ura-sam) Forage and concantre feeds were weighed daily and fed as two equal meals in group feeding de- sign. Uramel was given two time in a day as top dressing on concantre. Milk was weighed each other two weeks and analysed for milk composition in 28th and 56th day. Average milk production, milk fat and protein concentration were determined 10.97, 11.05 and 9.11 kg/day, 3.61 4.02 and 3.78% 3.75, 4.07 and 3.96% in control, first and second groups, respectively and there was no significant difference between groups (P<0.05) The feed cost for per kg milk in the first group was found lower 15.4 % than control group and this value was regarded economically important,