Yazar "Altunkaya, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Araç İşletenin Sorumluluğunda Kusurun Rolü(Selçuk Üniversitesi, 1999 Haziran) Altunkaya, MehmetTürk Sorumluluk hukukunda geçerli olan ilke, kusur sorumluluğu ilkesidir. BK. m. 41/1'e göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir davranışla başkasına zarar veren kimse, bu zararı tazmin etmek zorundadır. Kusur sorumluluğunda kusur, sorumluluğun kurucu unsuru olarak kabul edilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ise, motorlu araç işletenin sorumluluğunda kusur sorumluluğundan ayrılarak, bunun yerine sebep sorumluluğu ilkesini benimsemiştir. Gerçekten, Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesi, işletenin sorumluluğunda kural olarak tehlike sorumluluğunu öngörmüştür. Bununla birlikte kanun, tehlike sorumluluğunu tamamlayıcı olarak, olağan sebep sorumluluğu ve kusur sorumluluğuna da yer vermiştir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu 85. maddesine göre, aracın işletilmesinden doğan zararda tehlike sorumluluğu, işletilme halinde olmayan bir aracın ortaya çıkardığı zararda ise olağan sebep sorumluluğu veya kusur sorumluluğu söz konusu olur. Aynı şekilde kazadan sonra yapılan yardım faaliyetlerinden doğan zararlarda da, olağan sebep sorumluluğu kabul edilmiştir.Öğe Edimin başlangıçtaki imkânsızlığı(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004) Altunkaya, Mehmet; Akıncı, ŞahinÖğe Türk Özel Hukukunda Evlilik Dışı Doğan Çocukların Hukuki Durumu(Selçuk Üniversitesi, 2001 Haziran) Altunkaya, MehmetÜlkemizde Medenî Kanun‘un kabulü ile tek eşlilik ve resmi memur huzurunda evliliklerin gerçekleştirilmesine dair düzenlemeler, özellikle kırsal kesimlerde bazen bilgisizlik veya ihmal, bazen tutucu çevrelerde yoğun olmak üzere geleneğe bağlılık gibi sebepler yüzünden çok evliliklerin oluşturulmasını doğurmuştur. Taraflar bir din görevlisinin önünde birbirlerine evlenme hususundaki rızalarını bildirerek evli gibi yaşamaya başlamışlar, çevre tarafından da evli olarak kabul edilmişler ve bu beraberliklerin de ahlâkî açıdan herhangi bir sakıncası ile karşılaşmamışlardır. Bu sebeple kanun koyucu, geleneğe bağlılığı müeyyide uygulayarak kıramamış ve zorunlu olarak aşağı yukarı her beş yılda bir olmak üzere af kanunları çıkarmıştır. Bu kanunlar ile, evlilik dışı beraberliklerin evlilik olarak tescil edilmesi ve bu tür beraberliklerden doğan çocukların ana babalarının rızaları ile babanın nesebine bağlanması yoluna gidilmiştir. Aslında bu tür kanunların amacı, böyle evlilik dışı beraberliklere kanunî bir statü kazandırmaktan çok, doğan çocukların neseplerini belirlemektir.