Yazar "Aydemir, Mehmet Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Büyük alışveriş merkezlerinin aile içi tüketim alışkanlıkları üzerinde etkisi (Konya örneği)(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Aydemir, Mehmet Ali; Aydın, MustafaTanzimat ile birlikte başlayan modernleşme çabalarımız belki de en somut şekliyle kendini tüketim davranışlarındaki değişimle gösterdi ve bu modernleşme serüveni içerisinde Türkiye yetinen toplumdan tüketen topluma dönüşmede bir hayli yol kat etti. Bu çalışmada, bu dönüşümün sosyal ve ekonomik nedenleri ortaya konularak ve tabii ki hayatımıza nasıl yansıdığına bakılarak değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda modern tüketim kültürünün simgesi haline gelen büyük alışveriş merkezlerinin genel olarak ailenin ve aile üyelerinin tüketim davranışına ve alışkanlıklarına olan etkileri incelenmektedir. Ayrıca kredi kartı, reklam, moda ve benzeri modern kültürün etkin tüketim araçlarının bireysel açıdan tüketime olan etkileri de araştırma kapsamında sorgulanmıştır. Aileye olan ilgimiz toplumsal yapının çekirdeğini teşkil etmesi ve bu yapıda meydana gelecek değişimlerin genelinde toplumsal yapımızı birebir etkileyeceği, değişim ve dönüşüme uğratacağı düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Tüketim kültürünün aile ile olan ilişkisini bu bağlamda -toplumsal değişme- değerlendirmek ve ele almak araştırmamızın temel amaçlarındandır.Öğe Toplumsal ilişkilerin sosyal sermaye değeri : Topluluk duygusu ve sosyal sermaye üzerine bir araştırma(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011-04-07) Aydemir, Mehmet Ali; Koçak, AbdullahSosyal sermaye, literatürdeki yerini doksanlardan sonra belirginleştirmiştir. Son yıllarda hem akademik çevrelerce hem de kurumsal araştırmalar ve uygulamalar sayesinde yoğun bir ilgiye de mazhar olmuştur. Toplumsal yapıya referansla anlaşılmaya çalışılan kavram, kişilerarası ilişkilerde yerleşik bir güce işaret eder. Gerektiğinde kullanılmak üzere işlevselleştirilebilen sosyal ilişkilerin potansiyeline odaklanır. Bu çerçevede kavrama yüklenilen anlamlar salt bireyi aşarak toplumsal ilişkiler, ağlar, değerler, inançlar, topluluk vb. gibi eylemin motivasyon kaynaklarına yönelir. Bilinçli insani birliktelikleri sorunsallaştırır. Bu çalışma ise mekâna dayalı toplumsal ilişkilerin sosyal sermaye potansiyelini anlamaya odaklanmıştır. Aynı mekanı paylaşan insanların ortak hayat tecrübeleri, yakın toplumsal ilişkileri geliştiren bir unsur olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın ikinci önemli kavramı olan topluluk duygusu mekâna dayalı ilişkileri anlamayı sağlamıştır. Topluluk duygusu ve sosyal sermaye arasındaki ilişkiye odaklanan bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk olarak sosyal sermaye teorisi tartışılmış ve detaylı bir şekilde incelenmiştir. İkinci bölümde ise topluluk duygusuna sosyolojik bir çerçeve çizilmiştir. Son bölümde ise alan araştırmasının metodolojik sınırları belirlenmiş ve elde edilen veriler belirli başlıklar altında irdelenmiştir.Öğe Türk Toplumunda Aile ve Dinin Sosyal Sermaye Potansiyeli(Selçuk Üniversitesi, 2012) Aydemir, Mehmet Ali; Tecim, ErhanSon dönem sosyal bilim tartışmalarının önemli konu başlıklarından biri olarak öne çıkan ‘sosyal sermaye’nin Türkiye özelinde geniş çaplı bir değerlendirmesi henüz yapılmamıştır. Ancak bu başlık altında çeşitli alanlarda ortaya konulan özel inceleme ve araştırmaların sayısında bir artışın olduğuna şahit olmaktayız. Türkiye toplumunun sahip olduğu potansiyel sosyal sermaye kaynaklarının başında gelen ‘aile’ ve ‘din’ yapısal olarak değerler hiyerarşisindeki yerini henüz yitirmiş görünmemektedir. Toplumun atfettiği önemi ‘Dünya Değerler Araştırması’(DDA) ve ‘Türkiye’de Aile Değerleri’ (TAD) gibi araştırmalardan elde edilen verilerle ortaya koymak bu yazının temel amacı olacaktır. Aile ve din kurumu diğer sosyolojik kurumlar arasında sosyal sermaye teorisine rahat bir şekilde eklemlenebilen bir kurumdur. Sosyal sermayenin temelinde değerlerin, güvenin ve birlikte yaşamanın olması bir anlamda aile ve din kurumunun rolleri ile örtüşmektedir. Bu açıdan aileyi bir etkileşim ağı olarak ele aldığımızda bu etkileşimde ortaya çıkan unsurların sosyal sermaye değerini ortaya koyabilmek önemlidir. Yine benzer şekilde din kurumunun bir etkileşimler ağından oluştuğunu ve bu etkileşimlerden ortaya çıkan sosyal sermaye unsurlarını ortaya koyabilmek önemlidir. Bu çalışmada aile ve din kurumunun sosyal sermaye üretebilirliğine ilişkin bütün detayların incelenmesine ve ortaya koyulmasına imkan yoktur. Ancak bu konuda bir farkındalık kazandırabilecek ölçüde vurgular yapılmaktadır. Sosyal sermaye teorisi diğer teorilerden farklı olarak toplumu daha çok etkileşim ağları ve biraradalık üzerinde değerlendirmektedir. Sosyal uyumun ortaya çıktığı, güvene dayalı ilişkilerin olduğu ve biraradalığın yaşandığı toplumlar sosyal sermaye stoğu yüksek toplumlar olmaktadırlar. Sosyal sermayenin nasıl üretileceği ve nasıl sürdürülebileceği ayrı tartışma konularıdır. Böyle olmakla birlikte bu soruların cevabını vermede aile ve din kurumunun hem yapısal unsurları hem de etkileşim örüntüleri kolaylık sağlamaktadır. Sosyal sermaye çalışmaları oldukça yeni bir alandır ve Türkiye örnekleminde daha fazla ve farklı perspektiften çalışmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Yani, yerli bir perspektife ihtiyacın olduğunu ifade ederken aynı zamanda evrensel bakış açısının da kaçırılmaması gerektiği vurgulanmalıdır. Diğer yandan Aile ve din kurumu üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Ancak sosyal sermaye ekseninde yapılan alışmalara ihitiyaç olduğu görülmektedir. Aile kurumuna ve din kurumuna dair sosyal sermaye teorisi bağlamında yapılacak tahlillere ihtiyaç olduğunu da vurgulamak gerekir. Bu çalışma katkısı azda olsa böyle bir kaygıyla ortaya koyulmuştur.Öğe Üniversitede okuyan kız öğrencilerin cinsiyet rolü tutum bağlamında aile ve evlilik kurumlarına bakışları(Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2007) Akın, Mahmut Hakkı; Aydemir, Mehmet AliBu çalışma, Selçuk Üniversitesi örneğinde, üniversiteli kız öğrencilerin cinsiyet rolü tutumları bağlamında aile ve evlilik kurumlarına bakışlarını anlamaya dönük uygulamalı sosyolojik bir çalışmadır . Türkiye' de modernleşme hareketlerinde en önemli modernleşme imajlarından birisi "kadın" olmuştur. Modernleşme dolayısıyla yaşanılan toplumsal değişme tecrübesi, geleneksel kadın algısında ve anlayışında da değişmelere sebep olmuştur. Yaşları 18-23 arasında yoğunlaşan üniversite öğrencisi bir grubu te91ele alarak yapılan bu çalışmada, toplumsal değişme dahilinde bir aile üyesi olarak kadının "kadınlık" anlayışında nasıl bir değişimin yaşandığı açıklanmaya çalışılmıştır.Öğe Yetinen toplumdan tüketen topluma; Türkiye'de Modern Tüketim Kültürü'nün tarihsel ve toplumsal gelişim seyri(Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2006) Aydemir, Mehmet AliÔzelltkle Osmanlı'nın son dönemlerinden itibaren düşünce dünyamızda yer etmiş olan "Batı" ue "Batılılaşma" sorunu Türk t.oplumunun bugünlere değin süregelen bir problematiği haline dônüşmüştilr. Öyle ki bu problem karşısında üretilen ~züm önerileri ue modernleşme hareketleri Türk tüketim t.arthinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Türk modernleşme çabaları belki de en somut şekliyle kendini tüketim dauranışlanndaki ya da olışkanlıklanndaki değişimle göstemılş ue bu modem/eşme serüveni içerisinde Türkiye yetinen toplumdan tüketen topluma dönüşmüştür. Resmi anlamda Tanzimat ile başlatılabllecek olan bu süreçte toplumumuzun, tasarruftan tüketime doğru nasıl bir eurim geçirdiğini, bunun sosyo-ekonomik ue sosyo-politlk nedenleri ile ortaya konulması ue tabii ki toplumsal YO§ama ue kültürel yapıya nasıl yansıdığının incelenmesi yazının temel amacı olacaktır