Yazar "Balevi, Şükrü" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aktinik Keratozisde Serum Lipid Seviyeleri(2000) Balevi, ŞükrüAmaç: Aktinik keratozis malign bir hastalıktır, güneşin indüklediği deri hasarının önemli bir belirtisidir. Bu çalışmanın amacı aktinik keratozis ve serum lipid seviyeleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını göstermekti. Yöntem: Aktinik keratozisli 20 hastada ve sağlıklı 12 kişilik kontrol grubunda serum trigliserid, kolesterol, fosfolipid seviyeleri çalışıldı. Bulgular: Aktinik keratozisle kontrol grubu karşılaştırılınca aktinik keratoziste serum lipid seviyeleri yüksekti. Aktinik keratoziste fosfolipid, kolesterol ve trigliseritte önemli artış bulundu. Sonuç: Her aktinik keratozisli hastada serum lipid profili incelenmelidir. Serum lipid sevivesi yüksek olanlara diyet ve ilaç tedavisi uygulanmalıdır.Öğe Behçet Hastası Kadınlarda Solunum Fonksiyon Testleri(2001) Uysal, Hüseyin; Balevi, Şükrü; Okudan, NilselAmaç: Bu çalışmada, Behçet hastalığı bulunan kadın hastaların solunum fonksiyonlarında önemli bir değişikliğin olup olmadığının incelenmesi amaçlandı. Yöntem: Çalışmaya yaşları 19 - 50 arasında (ort. 36.4 9.0) olan 14 kadın hasta ile yaşları 19 - 49 arasında (ört. 37.4 10.1) olan 14 sağlıklı kadın alındı. Hasta ve kontrol grubunun fiziki muayeneleri yapıldı, Yüksek Rezonanslı Bilgisayarlı Tomografileri (YRBT) çekildi ve Sensormedics Sistem 2400 sulu spirometre ile solunum fonksiyon testleri (SFT) yapıldı. Bulgular: Hasta ve kontrol grubuna ait çoğu SFT değerlerinde (FVC, FEF%25-75, FEF%75-85, FEF%50, PEF, VC, RV ve FRC) gerek elde edilen en iyi değerler ve gerekse beklenen değerlere yüzde oranlar açısından anlamlı bir fark bulunmadı. Ancak, FEVı, TLC ve DLCO değerlerinin beklenen değerlere göre yüzde oranı hasta grubunda daha düşük bulundu. Hastaların solunum sistemleri hakkında bilgi edinmek amacıyla çekilen YRBT'lerinde 4 hastada bazı patolojik değişiklikler tespit edilirken diğer hastalarda önemli bir patolojik bulguya rastlanmadı. Sonuç: Behçet hastalığında akciğer tutulumu seyrek görülmesine rağmen bazı SFT (FEVı, TLC ve DLCO) değerlerinde kontrol grubuna göre anlamlı şekilde düşüktür. Bu nedenle, YRBT değerlendirmelerinde patolojik akciğer bulguları bulunan kadın Behçet hastalarının yanı sıra patolojik akciğer bulguları bulunmayan hastalarda da solunum fonksiyon testlerinin belirli periyotlarla yapılmasının hastalığın takibinde faydalı olacağı kanaatindeyiz.Öğe Hemodiyaliz hastalarında kutanöz değişiklikler(2000) Balevi, Şükrü; Uysal, HüseyinAmaç: Hemodiyaliz hastalarında pruritus, hiperpigmantasyon, kserozis gibi kutanöz değişiklikler meydana gelebilmektedir. Bu çalışmada hemodiyaliz hastalarında meydana gelen kutanöz değişikliklerin prevalansını ortaya koymak amaçlandı. Yöntem: 75 hemodiyaliz hastasında kutanöz değişiklikler araştırıldı. Bulgular: Tüm hastalarda en az bir kutanöz bulgu vardı. Hastalarda pruritus (% 80), kserozis (% 74.4), hiperpigmentasyon (% 13.3), alopesi (% 13.3), solukluk (% 10.6), tırnak bulgusu (% 40) vardı. Sonuç: En çok saptanan bulgu pruritus idi. Bunun nedenini ortaya koymak için ileri araştırmalar gerekmektedir.Öğe Kronik Idyopatik Ürtikerli Hastalarda Helikobakter Pilori(2003) Polat, Hakkı; Balevi, Şükrü; Güney, İbrahim; Hidayetoğlu, Taha; Kayaçetin, ErtuğrulAmaç: Kronik ürtiker sık görülen bir deri hastalığıdır ve prevalansı % 15-25'dir. Helikobakter pilori (Hp)'ye bağlı gastointestinal inflamasyonun kronik ürtiker etyolojisinde önemli rolü olabileceği çeşitli çalışmalarda öne sürülmüştür. Kronik idyopatik ürtikerli hastalarda helikobakter pilori sıklığını ve arasındaki ilişkiyi araştırmak amaçlanmıştır. Yöntem: Etyolojik nedeni belirlenemeyen 31 kronik ürtikerli hasta çalışma grubu, dispeptik şikâyetleri olan, ancak endoskopik görünümleri normal bulunan yaş ve cinsiyet bakımından uygun 24 hasta kontrol grubu olarak alındı. Endoskopik yöntem ile mide antrumundan alınan 2 adet biyopsiden birine üreaz (CLO) testi uygulandı, diğeri histopatolojik değerlendirmeye alındı. Hp ()'liği histolojik ve/veya üreaz () olanlar kabul edildi. Bulgular: Histopatolojik ve/veya üreaz testi ile ele alınan 31 hastanın 20'sinde Hp (), 11 'inde Hp (-) idi. 24 kişilik kontrol grubunda altı hastada Hp (), 18'inde Hp (-) bulundu. Sonuç: Kronik idyopatik ürtikerli hastalarda Hp sıklığı normal bireylere göre yüksektir.Öğe Psoriasisde kalsipotriol ile betametazon-17 valeratın etkinliğinin karşılaştırılması(2000) Balevi, ŞükrüAmaç: Çalışmamızda psoriasis vulgaris tedavisinde kalsipotriol merhem ile betametazon 17-valerat merhem tedavisinin etkinliği, tolere edilebilirliği ve emniyeti karşılaştırmalı olarak değerlendirildi. Yöntem: Hastaların sağ vücut yarısına betametazon 17-valerat merhem günde 2 kez uygulandı. Aynı hastaların sol vücut yarısına kalsipotriol merhem günde 2 kez ugulandı. Çalışma 6 hafta sürdü. Bulgular: Tedavi sonunda iki ilacın PASI (psöriasis alan ağırlık indeksi) skorunu azaltmaya olan etkileri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Sonuç: Her iki tedavi de iyi tolere edildi.Öğe Psoriasisli Hastalarda Serum Adenozin Deaminaz Düzeyleri(1999) Hoşgör, Özgür; Endoğru, Hüseyin; Balevi, Şükrü; Vatansev, Hüsamettin; Gültekin, FatihAmaç: Bu çalışmada psoriasis patogenezinde primer rol oynadığı düşünülen T hücre aktivasyonunun nonspesifik markırı olarak kabul edilen adenozin deaminaz (ADA) serum düzeyleri ölçülerek hastalığın takibinde kullanılabilecek bir markır olup olmayacağının araştırılması amaçlandı. Yöntem: 43 plak, 5 guttat, 4 nümüler ve 1 eritrodermik psoriasisli, toplam 53 hastada ve 30 sağlıklı kişide serum ADA düzeyleri çalışıldı. Bulgular: Psoriasisli hastalarda serum ADA değerleri ile PASI skoru, cinsiyet, aile öyküsü, tırnak tutulumu, kaşıntı varlığı ve Köbner pozitifliği arasında ilişki bulunamadı. Psoriasis hastalarında serum ADA düzeyinin kontrol grubuna göre yüksek olması, etyopatogenezinde öne sürülen T lenfosit aktivasyonunun primer rol oynadığı görüşünü desteklemektedir. Sonuç: Bu çalışma hem ADA'nın psoriasis için nonspesifik bir markır olabileceğini göstermiş hem de etyolojisi henüz bilinmeyen hastalığın asıl orijinine yönelmede yol gösterici olmuştur.Öğe Psoriasiste ailesel tutulum(2000) Balevi, ŞükrüAmaç: Psoriasisin esas nedeni bilinmiyor. Yüksek ailesel tutulum etyolojide genetik faktörleri düşündürmektedir. Yöntem :Psoriasisli 48 hasta çalışmaya alındı. Psoriasisli hastalarda ailesel tutulum araştırıldı. Bulgular :Ailesel tutulum %16.66 oranında bulundu. Sonuç :Psoriatik hastalarda ailesel çalışmalar psoriasisin ailesel tutulum gösterebildiğine işaret etmektedir. Analiz sonuçları psoriasisin multifaktorial kalıtım gösterdiğini düşündürmektedir. Psoriasisin genetik geçişi resessif özellikle uyuşmaktadır