Yazar "Bayraktar, Hilmi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kırım Savaşı Sonrası Adana Eyaleti'ne Yapılan Nogay Göç ve İskanları (1859-1861)(2008) Bayraktar, HilmiKırım Savaşı, Nogay Türkleri için bir dizi trajedinin de başlangıcı olmuştur. Savaş sırasında Osmanlı Devleti’nden yana tavır koyan Nogaylar, savaş sonrasında Rus Çarlığı tarafından yurtlarından sürülmüşlerdir. Osmanlı Devletine sığınmak zorunda kalan Nogaylar iskân edilmek üzere Rumeli, Anadolu ve Suriye’deki eyaletlere gönderilmişlerdir. İskân yeri olarak seçilen vilayetlerden birisi de Adana’dır. Bunun nedeni hem buranın diğer Osmanlı vilayetlerine oranla daha az nüfus yoğunluğuna sahip olması hem de burada verimli arazilerinin bulunmasıdır. Bu bağlamda 1859–1861 yılları arasında Adana Eyaleti’ne 20.511 Nogay yerleştirilmiştir. Bunlardan bir kısmı Ceyhan Nehri boylarına toplu olarak yerleştirilirken, bir kısmı da köylere 1–2 haneyi geçmeyecek şekilde yerleştirilmiştir. Toplu olarak yerleştirilenler kimliklerini koruyabilmişken, karışık olarak yerleştirilenler iskân edildikleri köylerin kimliklerini benimsemişlerdir. Kıpçak bozkırlarında devlet otoritesinden uzak, başına buyruk bir hayat sürmeye alışmış olan Nogaylar, tıpkı göçebe Türkmenler gibi Osmanlı hukukî yapısına uyumda sıkıntı çekmişlerdir. Ancak kısa süre sonra Osmanlı Devleti’nin kendilerinden beklediği faydaları sağlar duruma gelmişlerdir.Öğe Kırım ve Kafkasya'dan Adana Vilayeti'ne Yapılan Göç ve İskanlar (1869-1907)(2007) Bayraktar, HilmiKurulduğundan beri Karadeniz ve Kafkaslara doğru yayılmacı bir politika izleyen Rus Çarlığı, Kırım ve 93 Harpleri ile beklediği fırsatın geldiğini düşünerek, bölgenin sahipleri olan Türk ve sair Müslümanları Osmanlı Devleti’nin işbirlikçileri olmakla suçlayıp, yurtlarından sürmüştür. Osmanlı Devletine sığınmak zorunda kalan yüz binlerce göçmen iskân edilmek üzere Rumeli, Anadolu ve Suriye’deki eyaletlere gönderilmiştir. İskân yeri olarak seçilen vilayetlerden birisi de Adana’dır. Bunun nedeni buranın hem diğer Osmanlı vilayetlerine oranla daha az nüfus yoğunluğuna sahip olması hem de çok verimli arazilerinin bulunmasıdır. Bu bağlamda 1869–1907 yılları arasında Adana Vilayetine 19 binden fazla Kırım ve Kafkas göçmeni yerleştirilmiştir. Göçmenler vilayetin daha çok Cebel-i Bereket ve Kozan Sancaklarına olmak üzere boş olan her tarafına çoğu kere her köye bir iki hane olmak üzere karışık olarak yerleştirilmişlerdir. Karışık iskân göçmenler tarafından hoş karşılanmamışsa da onların yeni yurtlarına uyumlarını, yerli halk ile kaynaşmalarını hızlandırmış ve böylece bir kopuntunun da önüne geçilmiştir. Göçmenlerin iskânıyla birlikte ıslah edilen araziler sayesinde tarımsal istihsal artmış ve Adana Vilayeti şenlenmiştir. Her biri ayrı çile ve sıkıntıya neden olan bu savaşlar, aslında yeni ve daha güçlü bir yaşamın temellerinin atılmasını da sağlamıştır.Öğe Kırım ve Kafkasya’dan Adana vilayeti’ne yapılan göç ve iskânlar (1869–1907)(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2007) Bayraktar, HilmiKurulduğundan beri Karadeniz ve Kafkaslara doğru yayılmacı bir politika izleyen Rus Çarlığı, Kırım ve 93 Harpleri ile beklediği fırsatın geldiğini düşünerek, bölgenin sahipleri olan Türk ve sair Müslümanları Osmanlı Devleti’nin işbirlikçileri olmakla suçlayıp, yurtlarından sürmüştür. Osmanlı Devletine sığınmak zorunda kalan yüz binlerce göçmen iskân edilmek üzere Rumeli, Anadolu ve Suriye’deki eyaletlere gönderilmiştir. İskân yeri olarak seçilen vilayetlerden birisi de Adana’dır. Bunun nedeni buranın hem diğer Osmanlı vilayetlerine oranla daha az nüfus yoğunluğuna sahip olması hem de çok verimli arazilerinin bulunmasıdır. Bu bağlamda 1869–1907 yılları arasında Adana Vilayetine 19 binden fazla Kırım ve Kafkas göçmeni yerleştirilmiştir. Göçmenler vilayetin daha çok Cebel-i Bereket ve Kozan Sancaklarına olmak üzere boş olan her tarafına çoğu kere her köye bir iki hane olmak üzere karışık olarak yerleştirilmişlerdir. Karışık iskân göçmenler tarafından hoş karşılanmamışsa da onların yeni yurtlarına uyumlarını, yerli halk ile kaynaşmalarını hızlandırmış ve böylece bir kopuntunun da önüne geçilmiştir. Göçmenlerin iskânıyla birlikte ıslah edilen araziler sayesinde tarımsal istihsal artmış ve Adana Vilayeti şenlenmiştir. Her biri ayrı çile ve sıkıntıya neden olan bu savaşlar, aslında yeni ve daha güçlü bir yaşamın temellerinin atılmasını da sağlamıştır.Öğe Nogay settlement in the city of Adana following the Crimean War (1859-1861)(AHMET YESEVI UNIV, 2008) Bayraktar, HilmiThe Crimean War served as the beginning of a series of tragedies for Nogay Turks. The Nogays, who were on the side of the Ottomans during the war, were forced by the Russian Czar to leave their lands once the war was over. They therefore sought refuge in Ottoman land and were sent to live in the Ottoman states around the Balkans, Anatolia, and Syria. One of the cities chosen for Nogay settlement was Adana because it was less populated and was a fertile region for agriculture. Between the years 1859-1861, 20511 Nogays settled in Adana. While some of these were made to settle altogether along River Ceyhan, others were scattered and made to join a variety of small villages around Adana. Those who settled altogether managed to retain their identities, whereas those who were scattered adopted the way of life of the villages they joined. Just like the nomadic Turkmens, the Nogays, who had been used to leading lives on the Kipchak plains free from state authority, initially experienced difficulties adapting to life under Ottoman law. In a short time, however, they started making the contributions expected of them by the Ottoman State.Öğe ORTADOĞU İLE İLGİLİ AYRILIKÇI BASIN FAALİYETLERİ HAKKINDA SULTAN II. ABDÜLHAMİT’E SUNULAN BAZI LAYİHALAR(Selçuk Üniversitesi, 2007) Bayraktar, HilmiMatbaanın gelişimine bağlı olarak doğan ve gelişen basın-yayın, XIX. Yüzyılda Avrupa’da daha âdil ve özgürlükçü bir toplum oluşturmak için kullanılırken, Osmanlı Devleti’nde ayrılıkçı fikirlerin ateşlendiği bir araç olarak kullanılmıştır. Avrupa destekli artan ayrılıkçı yayın faaliyetleri karşısında büyük sıkıntılar yaşayan Osmanlı Hükümeti konu ile ilgili olarak birçok kişiden layihalar hazırlamasını istemiştir. Bu layihaların bölgede daha önce görev yapmış, bölgeyi iyi tanıyan kişilere hazırlatılmış olması, tespit ve teşhislerin isabetli olmasını sağlamıştır. Layihalardaki tespitlerin başında bölge insanı ile Osmanlı Hükümeti arasında iletişim sağlayacak ve Arapça yayınlanacak gazete ve dergilerin eksikliği gelmektedir. Ancak bu gazetelerin bizatihi devlet tarafından değil, devletin maddi desteğini almış ve hükümetle koordineli çalışabilecek özel yayınlar olarak çıkartılması gerektiği ifade edilmektedir.Öğe Türkiye Azerbaycan ilişkileri (1918-1920)(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994) Bayraktar, Hilmi; Köstüklü, Nuri