Yazar "Bulduklu, Yasin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alt gelir gruplarında etkili olan motivasyon unsurları(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Bulduklu, Yasin; Gökçe, OrhanMotivasyon işletmede çalışan bireyleri örgüt hedefleri doğrultusunda yöneltme ve onları amaçlı davranışlar göstermeye yönlendirme sürecidir. Örgütlerin verimini artırmanın en ekonomik yolu çalışanları motive etmektir. Çalışanların örgütsel yaşamda daha verimli olması onların var olan ihtiyaçlarını tatmin etmelerine bağlıdır. İhtiyaçları tatmin edilmeyen çalışanlar mutsuz bireylerdir. Mutsu iş gören ise örgüt başarısızlığın en önemli etkenidir. Sosyal bir varlık olan çalışanın motivasyonu örgüt amaçlarının gerçekleşmesinin anahtarıdır. Toplumsal gelir dağılımından en azı payı alan çalışan grubu ?alt gelir grubu? olarak adlandırılır. Çalışma hayatında sayı olarak çok miktarda olmalarına rağmen gelirden aldıkları pay sayılarıyla ter orantılıdır. Alt gelir gruplarını motive eden unsurlar şüphesiz ekonomik kaynaklıdır. Dolayısıyla bu gelir grubunu motive etmek onların, başarısını ekonomik unsurlarla ödüllendirmekle mümkündür.Öğe Hedef kitle bağlamında tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2015) Bulduklu, Yasinİnsanlar, sağlık hizmeti sunumunda son yıllarda modern ya da suni uygulamalardan kaçınma yönünde davranış göstermektedirler. Sağlık hizmetlerinin sunumunda modern uygulamalardan ziyade, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları konusu tüm mecralarda geçmişte gündemde olduğundan daha fazla tartışılmaktadır. Bugün tamamlayıcı ve alternatif terapiler (TAT), halkın ilgisine paralel olarak yürütme organlarının da gündemindeki yerini almıştır. Pek çok ülkede alana ilişkin düzenlemeler yapılmış; sosyal güvenlik kapsamına alınmış bu uygulamalara ilişkin ülkemizde de bazı adımlar atılmaya başlanmıştır. 2014 yılının başında Sağlık Bakanlığı tarafından taslağı kamuoyuna sunulan “Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Yönetmeliği” bu adımların en önemlilerinden biridir. Yapılan mevzuat düzenlemelerinden önce TAT uygulamalarının ve onun kullanıcılarının bilinmesi, karar ve politika etkinliği açısından önem arz etmektedir. Bu uygulamaların tüketicilerinin tanınması; hasta tatmini, tedavide başarı ve hizmeti sunanlar açısından önemlidir. Bu çalışmada TAT uygulamasından yararlanan bireylerin yararlanma gerekçeleri ile onların hastalıkları ve sosyo – demografik özelliklerine ilişkin bilgiler literatür bağlamında ele alınmaktadır.Öğe Herzberg'in çift faktör kuramı ve alt gelir gruplarında bir uygulama: Meram Tıp Fakültesi örneği(Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2010) Gökçe, Gülise; Şahin, Ali; Bulduklu, Yasin; TR125806Alt gelir grubundaki bireyleri motive eden ve onların örgüt amaçlarını benimsemesini sağlayan faktörlerin neler olduğunun araştırılması örgütsel başarı açısından önemlidir. Motivasyon konusunda pek çok çalışma yapılmış ancak; alt gelir seviyesindeki bireyleri motive eden unsurlar, bilimsel olarak yeterince araştırılmamıştır. Pek çok kişiye göre onları motive eden esas unsurlar, ekonomik ödüllerdir. Ancak bazı araştırmalar, bu gruptaki çalışanların psiko-sosyal faktörler tarafından da güdülenebildiğini ortaya koymuştur. Bu çalışmada da alt gelir grubunda bulunan bireyleri motive eden faktörlerin neler olduğu Herzberg’in “Çift Faktör Teorisi” çerçevesinde incelenmektedir.Öğe SAĞLIK HİZMETLERİNİN SUNUMUNDA “MÜŞTERİ HASTA” ve ETİK SORUNLAR(Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2015) Bulduklu, YasinSağlık hizmetlerinin sunumunda hastayı merkeze koyan yaklaşımlar, rekabetin ve mevzuata ilişkin diğer düzenlemelerin etkisiyle onun bireyselliğine ve tercihlerine geçmişte olduğundan daha fazla ilgi göstermeyi gerekli kılmıştır. Hizmet unsurlarının tasarlanmasında ve sunumunda hastanın ilk öncelikli hale gelmesine verilen önem, bazı sağlık hizmeti sunucuları tarafından rekabet avantajı amaçlı olarak daha da ileri götürülmeye başlanmıştır. Hastanın aldığı hizmetin de belirleyicisi olması, beraberinde maliyet ve etik gibi önemli sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada da sağlık hizmeti sunumunda hastaya sınırsız olanaklar sunulması ya da diğer hizmet alanlarında görüldüğü gibi onun müşteri olarak kabul edilmesinin genel hizmet maliyeti, fırsat adaleti ve etik ilkeler çerçevesinde, literatür bağlamında irdelenmektedir.Öğe Sağlık iletişimi: yaşlıların televizyonda yayınlanan sağlık programlarını izleme motivasyonları(Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2010) Koçak, Abdullah; Bulduklu, YasinSağlık ve iletişim kavramlarını yan yana getiren sağlık iletişimi, akademik çevrelerin son yıllarda çokça ilgilenmeye başladıkları disiplinler arası bir alandır. Son 30 yılda özellikle Amerika’da adından sıkça söz ettiren sağlık iletişimi alanına ülkemizde de son yıllarda bir yöneliminin olduğu görülmektedir. Alan, kitle iletişim araçları üzerinden sağlık mesajlarının verilmesinin yanı sıra sağlık hizmetlerinin sunumu ve tüketimi, hasta – doktor iletişimi, gibi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Sağlık iletişimini konu edinen bu araştırma yaşlıların televizyonda yayınlanan sağlık programlarını izleme motivasyonlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.Öğe Televizyonda yayınlanan sağlık programları ve izleyicieri üzerine ampirik bir çalışma(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Bulduklu, Yasin; Koçak, AbdullahDünya Sağlık Örgütünce, ?yalnızca hastalık veya rahatsızlığın olmaması değil aynı zamanda zihnen, bedenen ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali? olarak tanımlanan sağlık, bireyin öznel değerlendirmesiyle ilgili bir kavramdır. Pek çok tanımı yapılmış olan iletişim ise, en basit tanımıyla kaynaktan hedefe amaçlı bilgi aktarımı sürecidir. iletişim ve sağlık alanlarını birbirine bağlayan sağlık iletişimi, ?sağlığın geliştirilmesi amacıyla yapılan uygulamalara, iletişim kural ve stratejilerinin uygulanmasıdır.? Bireylerin kendi arasında, hekim ile hasta arasında ve kitle iletişim araçları üzerinden gerçekleşen sağlıkla ilgili tüm bilgi alış verişleri sağlık iletişimi çerçevesinde ele alınmaktadır. Bir sağlık iletişimi çalışması olan bu araştırmada kitle iletişiminin en etkilisi olan televizyon aracılığıyla sunulan sağlık programlarını ve onun izleyicilerini Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımının kuramsal çerçevesinde incelemektedir. Araştırma iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada ulusal ölçekte yayın yapan üç televizyon kanalından 100 birim sağlık programının içerikleri ?içerik çözümlemesi? tekniğinin yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. İlk kısımda yapılan analiz sonucunda; sağlık programlarının temel amacının toplumsal sağlık eğitimi ve sağlığın geliştirilmesi olduğu, toplumsal bilinci artırıcı iletilere yer verildiği, konuya ilgi çekmek amacıyla korku ve kaygı yaratıcı ifadelerin sıkça kullanıldığı ve katılan uzman hekimlerin büyük çoğunluğunun özel mülkiyete ait sağlık kuruluşlarından davet edildiği bulunmuştur. İkinci aşama sağlık programlarının izleyicilerinin izleme motivasyonlarını saptamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla Konya'da yaşayan 763 kişiden yüz yüze görüşme tekniğiyle veriler toplanmıştır. İkinci aşamanın sonuçlarına göre ise; sağlık programı izleyicilerinin, bu programları enformasyon-farkındalık (%16.20), destek bulma ve özdeşleştirme (%11.60), sosyal aktivite ve alışkanlık (%9.73), paylaşma ve güven (%8.64) motivasyonları ile izlediği ortaya konulmuştur.Öğe Televizyonda Yayınlanan Sağlık Programları ve İzleyicileri(Selçuk Üniversitesi, 2010) Bulduklu, YasinDünya Sağlık Örgütünce, “yalnızca hastalık veya rahatsızlığın olmaması değil aynı zamanda zihnen, bedenen ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali” olarak tanımlanan sağlık, bireyin öznel değerlendirmesiyle ilgili bir kavramdır. Pek çok tanımı yapılmış olan iletişim ise, en basit tanımıyla kaynaktan hedefe amaçlı bilgi aktarımı sürecidir. Sağlık bilgisi ve iletişim araçlarına erişim olanakları, sağlıklı yaşam, sağlık sonuçlarının başarısı ve sağlık bakım hizmetlerinin kalitesi açısından oldukça önemlidir. İletişim ve sağlık alanlarını birbirine bağlayan sağlık iletişimi, “sağlığın geliştirilmesi amacıyla yapılan uygulamalara, iletişim kural ve stratejilerinin uygulanmasıdır.” Bireylerin kendi arasında, hekim ile hasta arasında ve kitle iletişim araçları üzerinden gerçekleşen sağlıkla ilgili tüm bilgi alış verişleri sağlık iletişimi çerçevesinde ele alınmaktadır. Bir sağlık iletişimi çalışması olan bu araştırmada kitle iletişiminin en etkilisi olan televizyon aracılığıyla sunulan sağlık programlarının, onun izleyicilerinin ve izleme motivasyonlarının Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı çerçevesinde incelenmektedir. Araştırma iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada ulusal ölçekte yayın yapan üç televizyon kanalından 100 birim sağlık programının içerikleri “içerik analizi” tekniğinin yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. İlk kısımda yapılan analiz sonucunda; sağlık programlarının temel amacının toplumsal sağlık eğitimi ve sağlığın geliştirilmesi olduğu, toplumsal bilinci artırıcı iletilere yer verildiği, konuya ilgi çekmek amacıyla korku ve kaygı yaratıcı ifadelerin sıkça kullanıldığı ve katılan uzman hekimlerin büyük çoğunluğunun özel mülkiyete ait sağlık kuruluşlarından davet edildiği ortaya konmuştur. İkinci aşama sağlık programlarının izleyicilerinin izleme motivasyonlarını saptamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla Konya’da yaşayan 763 kişiden yüz yüze görüşme tekniğiyle ve soru formu yardımıyla veriler toplanmıştır. İkinci aşamanın sonuçlarına göre ise; sağlık programı izleyicilerinin, bu programları enformasyon-farkındalık (%16.20), destek bulma ve özdeşleştirme (%11.60), sosyal aktivite ve alışkanlık (%9.73), paylaşma ve güven (%8.64) motivasyonları ile izlediği gözlemlenmiştir.Öğe Yönetimin halkla ilişkiler üzerindeki etkisinin Weber’in otorite tipolojisi ve Likert’in örgütsel sistem sınıflaması çerçevesinde değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2013) Türkmeneoğlu, Ahmet Tarık; Bulduklu, YasinHalkla ilişkiler, günümüz yönetimleri için her geçen gün önemini artıran bir alandır. Yönetim ile kamuları arasında iki yönlü iletişimi sağlayan ve taraflar arasında bir köprü işlevi gören halkla ilişkiler, üst yönetime destek görevini üstlenen bir yönetim fonksiyonudur. Yönetsel bir işlev olan halkla ilişkiler, yönetimlerin çevrelerini tanımaları, örgüt amaçlarının kamulara aktarılması gibi konularda yönetime destek hizmeti sunmaktadır. Ayrıca araştırma, planlama, uygulama ve değerlendirme süreçlerini içeren stratejik bir süreçtir. Karar alma ve uygulamalarda üst yönetimle yakın işbirliğini gerektirir. Halkla ilişkilerin yönetime katılımı, örgüt başarısı açısından önemlidir. Yönetime katılım ise, yönetim tipleri ile yakında ilişkilidir. Bazı örgütler, halkla ilişkiler uygulayıcılarının ve örgüt üyelerinin kararlara katılımını özendirirken bazı örgütlerde ise kararlar en üst düzeyde alınmaktadır. Yönetimin halkla ilişkiler uygulamaları üzerindeki etkisinin Weber’in “Otorite Tipolojisi” ve Likert’in “Sistem Yaklaşımı” çerçevesinde irdelendiği bu çalışmada literatür tarama metodu kullanılmış; örgütlerde yasal-ussal otoritenin halkla ilişkiler uygulamalar için daha uygun bir yönetici profili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.