Yazar "Cüce, Gökhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Deneysel diyabette dişi sıçan aortunda TGF-ß1 ekspresyonunun değerlendirilmesi ve aort katmanlarının ölçümlerinin karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi Sağık Bilimleri Enstitüsü, 2010) Cüce, Gökhan; Kalkan, SerpilBu çalışmada deneysel diyabetin multifonksiyonel bir sitokin olan TGF ß1'in abdominal ve torasik aorta duvarındaki ekspresyonuna ve aorta duvarında tunika intima ve tunika media kalınlıklarına etkisi incelenmiştir. Çalışmamızda 3'er aylık 250- 300 gr ağırlığında Sprague-Dawley türü dişi sıçan kullanıldı. Her grupta 12'şer sıçandan diyabet ve kontrol olmak üzere iki grup oluşturuldu. Deneysel diyabet grubuna streptozotosin 50 mg/kg intraperitoneal olarak tek enjeksiyonla verilerek oluşturuldu. Kontrol grubuna ise serum fizyolojik 50 mg/kg intraperitoneal olarak verildi. Başka hiçbir uygulama yapılmadan 60. gün sonunda anestezi altında iki grubun da abdominal ve torakal aorta damarları çıkarıldı. Kontrol torasik (TK), diyabetli torasik (TD), kontrol abdominal (AK) ve diyabetli abdominal (AD) olmak üzere 4 adet inceleme grubu oluşturuldu. Dokuların rutin histolojik takibi yapıldı. Elde edilen parafin bloklardan 4 mikron kalınlığında kesitler alındı. Kesitler Hematoksilen Eozin ve Verhoeff Van Gieson elastik lif boyaları ile boyandı. Işık mikroskobunda abdominal ve torasik aort damarlarının intima ve media kalınlıkları ölçüldü. Ölçümler oküler mikrometre ile yapıldı İmmunohistokimya boyaması için Genway Anti-TGF beta (TB21) IgG 20-272-193974 primer antikoru kullanıldı. İntima ve media kalınlık ölçümlerinde AD ve AK grupları, TD ve TK grupları kendi aralarında değerlendirildi ve istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. TGF ß1 ekspresyonunda ise TD grubunda TK grubuna göre anlamlı bir artış gözlendi. AD ve AK grupları arasında anlamlı bir fark bulunmadı. Çalışmamızda 60 günlük diyabet süresinin diyabetin aortun farklı segmentlerinde intima-media tabakalarında kalınlaşmaya sebep olabilecek patolojik değişiklikler için yeterli bir süre olmadığını düşünmekteyiz. Deneysel diyabet gruplarının hiperglisemi etkisinde kalma süresini ve yaşam süresini uzatabilmek için kontrollü insülin tedavisi yapılmasının insanlarda oluşan diyabetik kronik komplikasyonlara benzer yaklaşık veriler ve başarılı sonuçlar elde edilmesine sebep olabileceği düşünülmektedir. TGF ß1'in abdominal aorta duvarında ekpresyonunun negatif olması ve abdominal aortun ateroskleroz gelişimine yatkın olması, zaman içinde (yaşlanma ile) gelişebileceği düşünülerek buna uygun bir zemin hazırlandığı şeklinde yorumlanabilir. Torasik aorta duvarında ise hücre adezyonu ve doku tamiri gibi hücresel olayları düzenlediği şeklinde yorumlanabilir.Öğe Effects of balneotherapy on the number of blood leukocytes(2011) Cüce, Gökhan; Duman, Selçuk; Aktan, Tahsin Murad; İnce, BetülObjective: In recent years the use of mineral waters has become widespread throughout the world increasingly. There are studies indicating that the water temperature and the number of balneotherapy sessions are important. We aimed to investigate the effect of hyperthermia as a result of the balneotherapy sessions on the number of blood leukocytes in blood smears of humans. Material and Method: Balneotherapy sessions had applied in spa of Governor Saim Cotur (in Central Ilica town of Kahramanmaras). Patients entered the pool and stayed one hour a day. They waited for 1 hour in thermal water to neck level. Their ages were between 21-65 years and they did not have an infectious disease primarily. Blood samples were collected from 55 persons without distinction of sex. Groups were created according to the number balneotherapy sessions (1 hour, 3 hour, 5 hour, 10 hour). Blood smears were stained with May Grunwald Giemsa stain and 100 cells were counted at random areas. Monocyte, lymphocyte, eosinophil and neutrophil counts were determined separately. Group numbers were evaluated statistically and blood cells were evaluated morphologically. Results: There were significant differences between the groups in terms of the number of monocytes (p=0.001) and eosinophils (p=0.004). These significant differences were seen only the group which balneotherapy session applied 1 hour. There was no change in morphology of erythrocytes and leukocytes. Conclusion: One hour hyperthermal stress increases the number of monocytes and eosinophils in humans. Copyright © 2011 by Türkiye Klinikleri.Öğe Farklı semen paramerrelerinde ışık mikroskobu düzeyinde spermatozoa morfolojisi ve nükleer kondansasyon değerlendirmesi(2009) Aksoy, Emine; Aktan, Tahsin Murad; Duman, Selçuk; Dursunoğlu, Duygu; Cüce, GökhanAmaç: Oligozoospermili ve teratozoospermili hastalarda Işık Mikroskobu düzeyinde sperm morfolojisi ve sperm DNA kondansasyonunun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: oligozoospermili (n: 20) ve teratozoospermili (n: 25) hastalardan alınan seminal plazma örnekleri PBS ile 2 kez yıkandı ve smear hazırlandı, metil alkol ile fikzasyonu hazırlandı. Hematoksilen-Eosin, Toluidin-Blue, Giemsa ve Wright özel histolojik boyaları ile boyandı. Işık mikroskobunda 200 sperm hücresi sayılıp kondanse ve dekondanse başa sahip olan spermatozoalar belirlendi. Bulgular: Bu dört boya ile yapılan yaymalarda kondanse spermler, Hematoksüen-Eozin ve Toluidin Blue boyası ile boyanmış preperatlarda daha kolay ve net görüldü. İstatistiksel olarak dört boya ile kondansasyon değerlendirmesinde hasta grupları arasında fark olmadığı görüldü. Ayrıca oligozoospermili ve teratozoospermili hasta grupları için boyalar kendi içinde karşılaştırıldığında fark olmadığı görüldü. Ancak güven aralığı grafiğine bakıldığında; teratozoospermili hastaların oligozoospermili hastalara göre özellikle de Toluidin blue ile boyanmış grubun belirgin ölçüde homojen dağılım göstermesi; teratozoospermili hasta grubunun daha güvenilir kondanse sperm sağladığını gösterdi Sonuç: Sperm kondansasyon değerlendirmesi için toluidin blue boyası en güvenilir boyalardan bindir. Oligozoospermili ve teratozoospermili hastalar arasında ve bu dört boya arasında sperm nükleer kondansasyonunda fark yoktur. Ancak intrastoplazmik sperm injeksiyonu için kondanse sperm seçimi yapılırken oligozoospermili hastalara göre teratozoospermili hastalar daha güvenilir sonuç verebilir.