Yazar "Can, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Determination of reliable house keeping gene(s) for qPCR in maize under different boron dosages(ELSEVIER SCIENCE BV, 2014) Can, Hasan; Hamurcu, Mehmet; Demiral, Tijen; Pandey, Anamika; Khan, Mohd Kamran; Kayis, Seyit Ali; Avsaroglu, Zuhal Zeynep[Abstract not Available]Öğe Farklı buğday genotiplerinin tuz stresine tepkileri ile besin elementi içeriği arasındaki ilişkilerin belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015) Can, Hasan; Hakı, Erdoğan EşrefTahıllara duyulan talep tüm Dünya'da giderek artmaktadır. Buğday Dünya üzerinde tahıllar arasında en geniş ekim alanına sahip olup en önemli olanlarındandır. Diğer bir deyişle, buğday Dünya'nın bir numaralı tahıl bitkisidir. Bununla birlikte diğer tahıllarla beraber Dünya üzerinde en çok stres koşuluyla karşılaşan bitkidir. Bu stresler arasından bitkisel üretimi sınırlayan en yaygın abiyotik stres faktörleri kuraklık ve tuzluluktur. Bu her iki stres unsuru gün geçtikçe bitkiler üzerindeki etkilerini arttırmaktadırlar. Özellikle tarımsal alanlardaki tuzlulaşma en büyük verim sınırlayıcı unsurlar arasındadır. Bu problemler göz önüne alındığında, artan tahıl talebine karşılık yeni toleranslı varyeteler geliştirme ihtiyaçları ortaya çıkmıştır. Bu anlamda yabani formlar yeni varyete geliştirmek için ıslahçıların vazgeçilmez kaynaklarıdır. Bu tez çalışması tuza karşı geliştirilmiş olan bazı buğday hatlarının kullanımına odaklanmıştır. Çalışmanın amacı yabani formlardaki genetik özellikler kullanılarak üretilmiş Avustralya şartlarına uygun yeni nesil kültürü yapılan buğday hatlarının tuz stresi altında Anadolu'ya iyi adapte olmuş yerel bir buğday çeşidi ile mukayeseli olarak, kontrollü şartlarda uygulanan stresten ne derece etkilediğine karar vermektir. Bu amaçla, üzerinde ilave tolerans bölgeleri taşıyan buğday hatları ve taşımayan çeşit bu çalışmada kullanılmıştır. Kullanılan hatlar Nax1 ve Nax2 taşıyıcısıdır. Çalışmamızda tasarladığımız deneme planı; kontrol (0 mM) ve stres koşuluna (200 mM) sahip iki doz ve 4 tekrarı içermektedir. Denemedeki bitkiler üzerinde stres etkileri gözlenmeye başladığı anda prolin analizleri ve element analizleri için örnekler alınmış ve temel büyüme parametrelerine karar verilmek üzere gözlemler yapılmıştır. Temel fizyolojik büyüme parametreleri ve kritik bazı makro ve mikro besin elementleri açısından tüm genotipler tuz stresi uygulamasından olumsuz yönde etkilenmekle birlikte strese toleransın arttırılmasında önemli rol oynadığı düşünülen K içeriğinin toleranslı olduğu bilinen Nax taşıyıcısı yabancı hatlarda yerel çeşide göre yüksek olması bu hatların taşıdığı genlerin Anadolu kökenli buğday çeşitlerine aktarılmasının tuzlu ortamlarda buğday üretimimizin arttırılmasına katkı sağlayabileceğini göstermektedir. Kuru ağırlık açısından en iyi genotip Bayraktar 2000 çeşidi olmakla birlikte, hat 5907'de prolin içeriğinin diğerlerinden düşük olması, K ve K/Na oranlarındaki azalışın daha az olması, kuru ağırlığında tuz stresi altında artış göstermesine sebep olmuştur. Bunlara ilave olarak Ca, Mg, K, Ca/Na, Mg/Na ve K/NA oranları ile kök ve gövde kuru ağırlıkları arasında yüksek pozitif korelasyonun bulunmasına karşın kullanılan genotipler arasında 5907 genotipini tuza toleransta ön plana çıkartmıştır.Öğe Kırgızistan yerel kavun gen kaynaklarının derlenmesi, tanımlanması ve Anadolu kavun gen kaynakları ile genetik ilişkilerinin belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Can, Hasan; Türkmen, ÖnderGenetik kaynakların toplanması, tanımlanması ve korunması günümüzde ulusal ve uluslararası alanda önemi giderek artan konuların başında gelmektedir. Yeni çeşit ıslahı değişen üretici ve tüketici talepleri doğruldusunda günden güne değişmektedir. Gen kaynaklarımızın önemi tarmsal konjektürde bu yeni çeşitlerin geliştirilebilmesi için gerekli gen/gen kombinasyonlarına sahip olmasından ileri gelmektedir. Gen kaynaklarının mevcut potansiyellerinin ortaya konabilmesi için moleküler ve morfolojik durumunun tam olarak bilinmesi gerekmektedir. Bu tez çalışmasında öncelikli olarak Kırgızistanda yer alan kavun genetik kaynakları çeşitli bölgeler gezilerek, çifçilerle iletişime geçilerek toplanmıştır. 35 Kırgızistan, 14 Tükiye, 4 Rusya ve 2 adet Çin genotip/çeşit tez çalışmasında moleküler morfolojik açıdan karakterize edilmişti. Morfolojik karakterizasyonlarda Uluslararası Bitki Genetik Kaynakları Enstitüsü standartlarına göre ve moleküler karakterizasyonlar 18 adet SSR moleküler markörü ile gerçekleştirilmiştir. Morfolojik karakterizasyonlar iki ülke genotiplerinin ayrı yerde kümelenmesi ile sonuçlanmıştır. Kullanılan SSR moleküler markörlerinde etkili alel sayısının ortalaması 1,757, beklenen heterozigotluk değerinin ortalamasının 0,724, Shanno çeşitlilik indeksinin ortalamasının 0,614 ve polimorfik bilgi içeriği değerinin ortalamasının 0,790 olduğu belirlenmiştir. SSR verilerinden elde edilen dendrogramda genotipler arasındaki ilişkinin simple matching benzerlik indeksine göre 0,247-0,743 olduğu belilenmiştir. Bu verilere yapılan Srtucture analizi sonucunda genotipler iki popülasyona ayrılmış ve bu analiz AMOVA analizi ile de doğrulanmıştır. Moleküler analizler sonucunda Oş, Çüy ve Van kökenli genotipler bir yerde kümelenirken, Manas, Kırgız, Rus, Çin ve Kav kodlu Türkiye genotipler diğer bir kümeyi oluşturmuştur. Çalışma sonucunda Kırgızistan kavun gen kaynakları toplanmış ve her iki üniversitenin Ziraat fakültelerinde koruma altına alınmıştır. Türkiye'ye getirilen bu kavun genetik materyallerinin çeşitli çalışmalarda kullanılma olasılığını ortaya çıkmıştır.