Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Canbilen, Aydan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparison of costal cartilage and Dacron graft in laryngotracheal reconstruction: an experimental study
    (2013) Baran, Yusuf; Öztürk, Kayhan; Çalık, Mustafa; Canbilen, Aydan; Esme, Hıdır
    Amaç: Larenks rekonstrüksiyonunda Dacron implant kullanımını değerlendirmek ve bu materyalin baş-boyun cerrahilerinde potansiyel endikasyonlarını tartışmak. Yöntem: Her biri 12 Wistar albino sıçandan ibaret üç grup oluşturuldu. Grup 1 kontrol grubu olup bu gruptaki sıçanlarda krikoit kıkırdaktan 5. trakea halkasına kadar 6 mm uzunluğunda kesi yapılarak elde edilen 555 mmlik otolog kosta kıkırdağı transplantasyonu yoluyla anterior larengotrakeal rekonstrüksiyon gerçekleştirildi. Grup 2de, Grup 1de olduğu gibi trakea eşit uzunluklarda bölümlere ayrıldı ve aynı büyüklükte homolog kıkırdak nakliyle anterior larengotrakeal rekonstrüksiyon gerçekleştirildi. Grup 3de trakea, Grup 1e eşit bölümlere ayrıldı ve aynı büyüklükte bir Dacron greftiyle rekonstrüksiyon yapıldı. İmplantasyondan sonraki 12. haftada sıçanlar sakrifiye edildi ve hasta gruplar trakea kesit alanı, parsiyel oksijen basıncı, epitelizasyon, neovaskülarizasyon, enflamatuar hücre infiltrasyonu ve yeni kondrosit oluşumu açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Grup 1de postoperatif 2. günde pnömotoraks ve Grup 3de ise 8. günde granülasyon ve krutlanma nedeniyle birer deney hayvanı kaybedildi. Trakea enine kesit alanı ve parsiyel oksijen basıncı açısından gruplar arasında herhangi bir istatistiksel farklılık yoktu. Grup 2 ve Grup 3 arasında epitel gelişimi ve neovaskülarizasyon açısından istatistiksel bir farklılık yoktu ancak Grup 1, diğer iki gruptan anlamlı derecede daha iyi idi. Greft reddinde lenfosit infiltrasyonu önemli bir parametre olup gruplar arasında önemli bir farklılık vardı. Grup 1, diğer 2 gruptan daha iyi olduğu gibi Grup 3ün, Grup 2den hatırı sayılır derecede farklı olduğu belirlendi. Yeni kondrosit gelişimi açısından Grup 1. ile Grup 2 arasında anlamlı bir farklılık vardı. Sonuç: Epitel, neovaskülarizasyon ve kondrosit gelişim skorları daha iyi olduğu için otojen kosta kıkırdağı trakea ve larenks için ideal greft materyalidir. Dacronun kullanıldığı grupta stenoz, enfeksiyon ve rejeksiyon olmadığı, tüm deney hayvanlarında epitel gelişimi ve neovaskülarizasyon tatminkâr derecede oluştuğu için larenks rekonstrüksiyonunda Dacron implantları güvenle kullanılabilmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Değişik Tespit Solüsyonlarının Insan Kolon Mast Hücrelerine Etkileri
    (1999) Canbilen, Aydan; Önal, Arif; Cüce, Hasan; Keklikoğlu, Nurullah
    Amaç: Bu çalışmada, Carnoy ve % 10'luk formalin tespit solüsyonlarının kolon mukozal ve submukozal mast hücrelerinin kantitatif değerlendirilmesindeki rollerinin araştırılması amaçlandı. Yöntem: Materyaller her iki solüsyon ile ayrı ayrı tespit edildikten sonra 5 m m kalınlığında kesitler alınıp toluidin mavisi ile boyanarak lamina propria ve submukozadaki mast hücre sayıları kantitatif olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Carnoy solüsyonu ile hazırlanan preparatlarda formalin ile hazırlananlara nazaran lamina propria ve submukozada daha fazla mast hücresi sayıldı. Sonuç: Carnoy tespit solüsyonunun mukozal mast hücrelerini % 10'luk formalinden daha iyi tespit ettiği sonucuna varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Effect of Antioxidant Therapy on Collagen Synthesis in Corrosive Esophageal Burns
    (Springer, 2002) Günel, Engin; Çağlayan, Fatma; Çağlayan, Osman; Canbilen, Aydan; Tosun, Murat
    To investigate the efficacy of antioxidant therapy on collagen synthesis in corrosive esophageal burns, 110 Sprague-Dawley rats were divided into five groups of 22 animals each. A standard esophageal caustic burn was produced by 1 ml of 10% sodium hydroxide solution for the rats in groups B to E, group A was instilled only with 0.9% saline after preparation of the distal esophageal segment. Group A animals (controls) were uninjured and untreated. Group B had untreated esophageal burns. Esophageal burns were treated in group C with vitamin E (10 mg/kg IM), in group D with vitamin C (10 mg/kg IP), and in group E with methylprednisolone (30 mg/kg IM) on each of 5 days. Eight rats from each group were killed 4 days after initiation of the study and the abdominal esophagus was studied for tissue malondialdehyde (MDA; mumol/g protein) levels. The other rats were killed 28 days after initiation of the study and determination of hydroxyproline (HP) (mug/g tissue) levels in esophageal tissue was performed for 8 rats in each group. Histopathologic evaluation was also performed in the other 6 rats from each group. MDA levels in esophageal tissue were significantly lower in groups C (9.24 +/- 2.62, P < 0.01) and group E (6.26 +/- 2.22, P < 0.001) than in group B (12.35 +/- 1.80). HP levels were significantly lower in groups A (0.75 +/- 0.2 1, P < 0.001), C (1.11 +/- 0.15, P < 0.01), and E (0.96 +/- 0.15, P < 0.001) than in group B (1.40 +/- 0.20). Histopathologically, collagen deposition in the submucosa and tunica muscularis was lower in groups C and E than in group B (P < 0.05, and 0.01, respectively). Our results demonstrate that treatment with antioxidant drugs such as vitamin E and methylprednisolone decreased tissue HP levels, and thus inhibited new collagen synthesis and stricture formation in rats with alkali-induced caustic esophageal burns.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The effects of folic acid in the prevention of neural tube development defects caused by phenytoin in early chick embryos
    (LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2003) Güney, Önder; Canbilen, Aydan; Konak, Abdullah; Acar, Osman
    Study Design. The effects of phenytoin and folic acid on the the development of neural tube defects in early chick embryos were studies. Objective. To investigate the effects of folic acid in the prevention of neural tube development defects. Summary of Background Data. Several studies have shown that phenytoin selectively inhibits neural tube closure. Folic acid supplementation has been reported to decrease the occurrence of neural tube defects. Methods. This study shows the effects of folic acid in preventing neural tube development defects caused by phenytoin in chicks based on light microscopy, transmission electron microscopy, and histopathological examination. Forty-five fertile Hubbard Broil eggs, all at Stage 8 (four somite) of development, were divided into three equal groups: Group 1 embryos (n = 15), the control group, were explanted and grown for 18 hours in a nutrient medium (thin albumin). Group 2 embryos (n = 15) were explanted and grown for 18 hours in a nutrient medium containing 500 mug/mL of phenytoin. Group 3 embryos (n = 15) were explanted and grown for 18 hours in a nutrient medium containing 500 mug/mL of phenytoin and 0.4 mug/mL of folic acid. Results. After the incubation period, 86.6% of the control embryos (Group 1) had intact neural tubes; 80% of Group 2 and 46.6% of Group 3 embryos showed neural tube defects. Conclusions. The results of this study suggest that phenytoin causes neural tube defects, whereas folic acid decreases the incidence of neural tube development defects caused by phenytoin in early chick embryos.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    İnsan rektum mukoza müsinlerinde yaşla ilgili değişiklikler
    (1995) Canbilen, Aydan; Önal, Arif; Vural, Özden; Soylu, Refik
    [Abstract not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The Split Notocord Syndrome with Meningocele and Diastematomyelia
    (2001) Üstün, Mehmet Erkan; Köroğlu, Adnan; Canbilen, Aydan; Avunduk, Mustafa Cihat; Güney, Önder; Eser, Olcay; Konuk, Abdullah
    Meningosel ve diastomatomiyeli ile birlikte olan lumbosakral vertebra yerleşimli, split notokord sendromu oldukça ender görülen konjenital bir anomalidir. Bu olgu literatürde dorsal enterik açıklığı olmayan beşinci olgudur. Embriyolojik gelişimi henüz tam olarak anlaşılamayan bu tür olgular literatürlerin eşliğinde tartışıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Stimüle ve inhibe edilmiş sıçan nasal mast hücrelerinin ışık mikroskobik seviyede histokimyasal yöntemlerle incelenmesi
    (Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1992) Canbilen, Aydan; Soylu, Refik
    Bu çalışmada, sıçanlarda nasal mast hücrelerinin morfolojisi ve morfin sülfat ve kromolin sodyumun etkisi çeşitli boya metodları kullanılarak ışık mikroskobik düzeyde araştırıldı. Kullanılan 30 adet albino dişi ve erkek sıçan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Laboratuvarından temin edildi. Sıçanlar üç gruba ayrıldı. Kontrol grubundaki sıçanlar hiçbir madde verilmeden eterle bayıltıldı ve regio respiratoria nasi'den frontal kesiler alındı. İkinci gruba perkutan yoldan 200 mg/kg morfin sülfat, üçüncü gruba ise inhalasyon yolu ile kromolin sodyum verildi ve burunları kesildi. Kesilen burunların hepsi oda ısısında üç gün Carnoy fıksatifi için de tesbit edildi. Alkol takibi yapılan dokulardan 5 mikrometre kalınlığında kesitler alınarak toluidin mavisi ve alcian mavisi-safranin 0 ile boyanarak incelendi. Sonuçlar nasal mast hücrelerinin mukozal ve bağ dokusu mast hücreleri olmak üzere iki alt grubunun olduğunu, alcian mavisi-safranin 0 boyasının mukozal mast hücrelerim mavi, bağ dokusu mast hücrelerini ise kırmızı ve kırmızımtrak-mavi renkte boyadığım; toluidin mavisinin ise bütün mast hücrelerini koyu menekşe-mor boyadığım gösterdi. Morfin sülfatın stimule edici, kromolin sodyumun ise inhibe edici maddeler olduğu tesbit edildi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Uzun süreyle oral çinko sülfat kullanılan yaşlı farelerde timusta meydana gelen histolojik değişikliklerin ışık mikroskobu ile araştırılması
    (2006) Torun, Mehmet Berk; Cüce, Hasan; Canbilen, Aydan
    Amaç: Normal diyetle beslenen farelere ilave oral çinko verilmesiyle timusta meydana gelecek morfolojik değişikliklerin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: 18 aylık, yaşlı Balb/c farelerine (n17) iki ay süreyle içme sularının içinde 10 mg/kg çinko sülfat verilmiş ve normal miktarda çinko içeren diyetle beslenen kontrol grubu ile (n17) karşılaştırılmıştır. Timusların ağırlık ve hacimleri ölçüldükten sonra histolojik yapıları ışık mikroskobunda incelenmiştir. Bulgular: Sekiz hafta sonunda deney grubundaki farelerin timuslarında kontrol grubuna göre hacim ve ağırlık artışı tespit edilmiştir. Timuslardaki ağırlık artışı anlamlı değildir, timuslardaki hacim artışı anlamlıdır (P 0.022). Timusun histolojik incelemesinde kontrol grubuna göre belirgin farklılıklar yoktur ve bağ doku oluşumu görülmemiştir. Sonuç: Oral çinko farelerde timus boyutunda belirgin, homojen bir büyüme oluşturmakla beraber deney ve kontrol grupları arasında belirgin bir histolojik farklılık ortaya çıkmamıştır.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim