Yazar "Ceran, Berat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antik Mısır ve Eski Anadolu uygarlıklarında tıp(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Ceran, Berat; Karauğuz, GüngörBirbirleriyle düşmanken, dost olmayı başarmış iki ülke. Birbirlerini yıkma fırsatı ikisine de geçmişse bile bu fırsatları değerlendiremeyen ve bu düşmanlığın daha sonra yerini kardeşliğe bıraktığı iki devlet, Hitit ve Mısır devletleri. İşte böylesine güçlü ve böylesine gizemli iki devletin kendi dönemlerinde uyguladıkları tıp konusu tezimizin ana konusunu oluşturmuştur. Çalışmamızdaki amaç, Mısırla alakalı kaynaklar ve Hitit çivi yazılı kaynaklar taranarak Eski Çağ dünyasının tıbbi gelişmelerini ortaya koyarak bu gelişmelerin günümüz tıp dünyasına nasıl katkılar sağladığını ortaya çıkartmaktır. Tezimiz 3 bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde, Antik Çağ Mısır dönemi Eski İmparatorluk, Orta İmparatorluk, Yeni İmparatorluk başlıkları altında işlenmiş olup bu bölümde ayrıca Antik Çağ Mısır ülkesi sülaleleri ve siyasi yaşamına kısaca değinilmiştir. İkinci bölümde, Hitit siyasi tarihi işlenmiş olup, Hitit dönemi Eski Hitit Çağı ve Hitit İmparatorluk Çağı bölümlerine ayrılmıştır. Üçüncü bölümde ise tezimizin ana konusu olan Mısır ve Hitit Tıbbı ele alınmıştır. İlkçağ uygarlıkları ile ilgili bilgilerimiz arkeolojik bulgulardan ve yazılı belgelerden sağlandığı için, Antik Çağ Mısır Ülkesi ve Hitit ülkesindeki tıp konusu bu belge ve arkeolojik bulgulardan faydalanılarak anlatılmıştır. Tezimizin ana konusunu oluşturan tıp ilmi, günümüz şartlarında ki gibi modern bir tıp özelliği taşımamaktadır. Zaten bu özelliği taşıma imkânı da yoktur. İnsanoğlu bu aşamaya gelebilmek için çok uzun aşamalardan geçmiştir. Hitit ve Mısır tıbbını da ele alırken bu konuya dikkat etmek gerekmektedir. Her ne olursa olsun o dönemdeki uygulanan tıp, günümüz tıbbının başlangıcını teşkil etmiş ve o dönemde tıp alanındaki uygulamaların günümüz tıbbının bu aşamalara gelmesinde büyük katkıları olmuştur. Ayrıca aradan çok uzun yıllar geçmiş olmasına ve günümüz teknolojisinin geldiği aşamalar düşünülecek olursa bile o dönem tıbbındaki bazı uygulamaların günümüzle benzerlikleri de mevcuttur. Hatta günümüzde gelinen teknoloji bile o dönem insanlarının yaptığı uygulamalardan bazılarını çözmekte yetersiz kalabilmektedir. Mısır tıbbı hakkındaki bilgilerimizin büyük çoğunluğunu papirüslerden ve mumyalardan elde etmekteyiz. Çağımıza kadar dayanabilen papirüsler ve gelişmiş teknolojik aletlerle inceleme fırsatı bulduğumuz mumyalar, bize o dönem insanlarının tıp alanında yaptıkları hakkında bilgiler vermektedir. Ele geçen papirüslerde, hastalıklar, onlara konulan teşhisler, ilaç yapımları ve dinsel-büyüsel tıp hakkında bilgiler mevcuttur. Hitit tıbbı hakkındaki bilgilerimizin büyük çoğunluğunu ise, Hitit yazılı belgelerinin tıp ve hastalıklarla ilgili olan metinlerinden öğrenebilmekteyiz. Bu metinlerden de Hititlerde hastalık ve sağlık durumlarının ayırt edildiği ve rahatsızlık durumlarının ortaya çıkarıldığını öğrenebilmekteyiz. Her iki ülkenin tıbbında da dinsel ve büyüsel taraflar vardır ve tıp konusu işlenirken bu hususları göz ardı edemeyiz. Mısırda tıp mesleği özel bir yere sahiptir ancak; dini tedavide bir ana temel olan doğaüstü inanışlar, hastalığın iyileşmesinde etkili olmuştur. Mısır'da ruhlar ve şeytanlar hastalık nedeniydiler ve bu nedenle çeşitli büyüler kullanırlardı. Ancak sonraları dualar büyülerin yerini almış ve şeytanlar tanrısal dualarla giderilmiştir. Bazı tanrılar bütün hastalıklara karşı bir koruma aracı olmalarına rağmen, bazı tanrılarda özel hastalıkları gidericiydiler. Organizmanın her organı özel bir tanrı ile ilgiliydi ve hastalığı veren tanrı onun tedavisini de yapardı. Bu tanrılar arasında Ra, İsis ve Thoth'u sayabiliriz. Sekhmet ise salgın hastalıkları yapar ve tedavi ederdi. İmhotep ise bu tanrıların en önemlisiydi. İmhotep birçok alanda başarılar göstermenin yanında hekim olarakta görev yapmıştır. Sonraları ise tıp tanrısı olarak sembolleştirilmiştir ve tarih sahnesine tarihin ilk hekimlerinden biri olarak geçmiştir. Mısır tıbbı hakkında bilgi veren papirüsler Kahun Papirüsü, Smith papirüsü, Ebers Papirüsü, Hearst Papirüsü, Berlin Papirüsleri, Brooklyn Papirüsü ve Kalsberg Papirüsüdür. Bu papirüslerde çeşitli hastalıklardan ve bu hastalıkların tedavi şekillerinden bahsedilmiştir. Tabiî ki bu papirüslerde de dinsel ve büyüsel temalar yer almaktadır. Ayrıca Mısırlılar dini ve büyüsel tedavinin yanında hastalıkların iyileştirilmesinde droglardan da faydalanmışlardır. Hitit tıbbı ise daha çok Mezopotamya tıbbına benzemektedir. Hitit tıbbı droglara dayanan bir tıp olmakla birlikte bu tıp ilminde de din ve büyü ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Hititler, Tıp konusunda komşuları olan Sümerlerin tıbbi bilgilerinden faydalanmışlardır ayrıca Hitit tıbbı Mısır tıbbı kadar gelişmiş bir tıp değildir. Buna en açık örnek olarak Hititler kendi dönemlerinde Mısır ülkesinden doktor talebinde bulunmuş olmalarını gösterebiliriz. Hititler Mısır tıbbına büyük önem vermişler ve mısırdan hekim istemişlerdir. Mısırdan hekim istenmesinin sebepleri arasında; III. Hattuşili'nin kız kardeşi Matanazi'nin çocuk sahibi olabilmesi durumunu da sayabiliriz. III. Hattuşili döneminde sadece Matanazi için değil III. Hattuşili'nin kendisi ve Tarhuntaşşa kralı Kurunta içinde dışarıdan hekim istemiştir. Hititlerin tıp konusuna en önemli faydaları bulaşıcı hastalıkların bulunduğu kentleri boşaltmak olmuştur. Ayrıca Hititlerde doğum için kullanılan sandalyelerde bulunmaktadır. Eski Mısırda Tıp alanında kullanılan maddeler arasında, çeşitli bitkiler, çeşitli maden ve taşları ve hayvanların bazı uzuvları vardır. Hitit Tıbbında da, çeşitli bitkiler, hayvansal ürünler ve madensel maddeler Tıp alanında kullanılmıştır. Mısırlıların inancına göre tanrı, cin veya kötü bir güç bir insanı etkisi altına alabilir ve bazen de insanın içine girerek onu hasta edebilirdi. Hititler ise, açlık, kıtlık, doğal afetler, hastalıklar v.b. gibi durumların ilahi cezalar olarak tanrılardan geldiğine inanmışlardır. Hitiler tanrılara karşı saygıda kusur eder, gerekli bayramları düzenli olarak yapmaz, tanrılara kurban sunmaz veya törenlerde dini açıdan temiz olmaz ya da yalan söylemek gibi kötü davranışlarda bulunurlarsa tanrılar tarafından cezalandırılacaklarına inanmaktaydılar. Sihir ya da büyüsel yolla tedaviye olan inanç Mısır toplumunda da hâkim olmakla beraber, Mısırlılar çeşitli iç hastalıklarının tedavisinde, hastalıkların önlenmesinde ve sağlığın korunmasında, kazalarda ve yaralarda böcek sokması ya da hayvan ısırma vakalarında sihir yoluna başvurabileceklerine inanmaktaydılar. Hititlere göre ise, hastalıklar kirlenme sonucu ortaya çıkmaktadır ve bu durumdan kurtulmanın yolarından en önemlisi büyüdür. Ayrıca cinsel güçsüzlükten hastalıkların tedavisine, kuraklığı önlemeden evin ya da tapınağın sağlam olmasına ve salgın hastalıklardan kurtulmaya kadar Hititler üstesinden gelemediği birçok konuda büyüye başvurmuşlardır. Mısır ve Hitit Tıbbı incelendiğinde, bu tıp alanına büyü, sihir ve dini tedavi yöntemlerinin karıştığını görürüz. Bu yüzden bu tıp konusunu incelerken bu alanlara da girilmesi gerekmektedir. Çünkü o dönem tıp alanındaki uygulamalarda yukarıda isimlerini saydığım bu yöntemler iç içe geçmiş durumdadırlar. Bunları birbirinden bağımsız uygulamalar olarak değerlendirmemizin ise olanağı yoktur. Sonuç olarak Mısır ve Hitit uygarlıkları hakkında elde ettiğimiz bilgiler o dönem insanlarının yaptıkları uygulamalar, günümüz tıbbının ve günümüz insanlığının geldiği aşamalara büyük katkıları olmuştur. O dönemki uygulamaların çağımız tıbbına büyük katkılar sağlamasının yanında bu uygulamalardan bazılarının günümüz tıbbına benzerliği de dikkat edilecek diğer bir husustur.