Yazar "Ceylan, Burcu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The Comparison Levels of Feeling Guilty and Embarrassment in the Family Members Nursing Schizophrenia and Chronic Renal Failure Patients, and in Individuals Having No Nursing Role(KARE PUBL, 2015) Ceylan, Burcu; Cilli, Ali SavasObjectives: This work was done in order to compare the levels of feeling guilt and embarrassment in the family members nursing schizoprenia and chronic renal failure patients and in individuals having no nursing role. Methods: 32 family members nursing schizophrenia patients at home, 56 family members nursing real failure-chronic patients, inspection group of 60 healthy individuals who are at the same age and sex with family members, totally 148 individuals have been examined. As data records, demographic information form and guilt-embarrassment scale have been used. Results: Guilt and embarrassment scores of family members offering care to schizophrenia patients at home were 51.4 +/- 6.79, whereas the scores were 44.3 +/- 11.13 for family members offering care to KBY patients at home and 34.9 +/- 0.10 in the control group. The guilt and embarrassment scores of the family members offering care to schizophrenia and KBY patients at home were significant when they were compared with the control group. A significant relationship could not be found between the socio-demographic variables investigated in this study, and the guilt and embarrassment scores. It was found that the level of guilt and embarrassment in family members offering care to schizophrenia patients at home was, independently of demographic variables, higher than that of the family members offering care to KBY patients at home. Conclusion: Guilt and embarrassment scores of family members offering home care to schizophrenia and KBY patients were higher than those of the control group. Moreover, the guilt and embarrassment scores of the family members offering home care to schizophrenia patients were higher than those of the others. It is recommended that nurses and other health personnel working with patients having chronic diseases should be provided with in-service training programs in order to improve their roles as educators, caregivers, counselors and rehabilitation experts and be able to understand the problems and difficulties the patients and their families experience, home care programs should be organized and activities should be held to raise awareness among the public in this regard.Öğe Düşük Sosyoekonomik Durumdaki Öğrenciler Arasında Ağız- Diş Sağlığı Sorunları ve Risk Faktörleri(2014) Kocoglu, Deniz; Ceylan, Burcu; Sarı, EmineAMAÇ: Ağız-diş sağlığı okul çağı çocuklar için hala en önemli sağlık sorunudur. Sorunun kontrol altına alınmasında risk faktörlerinin belirlenmesi önemlidir. Sosyoekonomik durumu yüksek ve düşük gruplar arasında risk karşılaştırılması olmasına rağmen, sosyoekonomik durumu düşük grupta, grup içi risk faktörlerinin değerlendirilmesine gereksinim vardır. YÖNTEM: Kesitsel türdeki bu çalışma sosyoekonomik yönden dezavantajlı olan 7-15 yaş arası 151 öğrenciyle yapılmıştır. Veriler ağız-diş sağlığına yönelik sağlık taraması ve olası risk faktörlerini içeren bir anket formu ile toplanmıştır. Veriler sayı ve yüzde olarak özetlenmiş, odds oranı ve güven aralığı analizinden yararlanılmıştır. BULGULAR: Öğrencilere yönelik yapılan ağız-diş sağlığı taramasında öğrencilerin %74,8inin diş çürüğü sorunu, %44,4ünün ağız hijyeninin kötü olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerde eksik diş ortalaması 1,121,4; lekeli diş ortalaması 1,692,1, çürük diş ortalaması ise 3,072,8 olarak bulunmuştur. Çürük diş için; yaş, cinsiyet ve anne eğitimi risk faktörü değildir. Baba eğitiminin ortaokul ve altında olması (OR:4,272 Cl:1,893-9,644), diş fırçası sahibi olmama (OR:3,938, Cl:1,526-10,167) ve günlük süt tüketmeme (OR:3,043, Cl:1,395-6,635) diş sağlığını olumsuz etkileyen önemli risk faktörleridir. Kötü ağız hijyeni için risk faktörleri; 10 yaş altında olmak (OR:2,0202 Cl:1,410-4,253), anne eğitimin ilkokul ve altında olması (OR:3,051 Cl:1,471-6,329), baba eğitiminin ortaokul ve altında olması (OR:9,212 Cl:3,056-27,773), diş fırçası sahibi olmama (OR:4,258, Cl:2,096-8,650) ve günlük süt tüketmeme (OR:2,240, Cl:1,661-4,3622)dir. SONUÇ: Sosyoekonomik durumun kötü olması, diş sağlığı için önemli bir risk kabul edilmekle birlikte bu grup içinde anne-baba eğitimin düşük olması, diş fırçasına sahip olmama ve süt tüketme diş sağlığını olumsuz etkileyen risk faktörleridir. Sosyoekonomik düzeyi düşük öğrencilere diş fırçası temin edilmesi ve okula dayalı süt dağıtımı bu grubun diş sağlığı açısından yaşadığı sorunları azaltabilir.Öğe Hemşirelik öğrencilerinin ders çalışma yaklaşımları(2015) Arslan, Selda; Ceylan, Burcu; Koçoğlu, DenizAmaç: Bu araştırma bir üniversitenin hemşirelik bölümü öğrencilerinin ders çalışma yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırma, bir Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik bölümünde okuyan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 458 öğrenci ile yapılmıştır. Veriler sınıf ortamında Bilgi Formu ve Ders Çalışma Yaklaşımları Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS v.20 paket programından yararlanılmış sayı, yüzdelik, t testi ve varyans analizi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin ders çalışma yaklaşımları değerlendirildiğinde yüzeysel strateji puanlarının derin strateji puanlarından, derin motivasyon puanlarının ise yüzeysel motivasyon puanlarından yüksek olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin cinsiyete göre ders çalışma yaklaşımları değerlendirildiğinde, derin yaklaşımda bir farklılık bulunmazken yüzeysel yaklaşımda, erkeklerin puanı kız öğrencilerden daha yüksek bulunmuştur (t:-4.516, p: 0.000). Öğrencilerin sınıf düzeyine göre ders çalışma yaklaşımları değerlendirildiğinde derin ve yüzeysel yaklaşım puanlarında anlamlı fark olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin ağırlıklı olarak yüzeysel ders çalışma yaklaşımı kullandığı sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilere derin yaklaşımı benimsemeleri konusunda rehberlik edilmesi gerektiği önerisi geliştirilmiştirÖğe Hemşirelik Öğrencilerinin Problem Çözme Becerileri ile Mizah Tarzları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(Selçuk Üniversitesi, 2023 Aralık) Sarı, Fatma Nur; Korkmaz Aslan, Tuba; Ceylan, Burcu; Günay Molu, NesibeAmaç: Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin problem çözme becerileri ile mizah tarzları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı türde yapılan bu araştırma, Konya’da bir üniversitenin hemşirelik bölümünde 2021-2022 eğitim - öğretim yılında öğrenim gören 298 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında öğrencilerin sosyodemografik özelliklerini sorgulayan Kişisel Bilgi Formu, Problem Çözme Envanteri ve Mizah Tarzları Ölçeği kullanıldı. Verilerin analizinde yüzdelik dağılım, ölçeklerin toplam puan ortalamalarının belirlenmesinde aritmetik ortalama ve ölçeklerin karşılaştırılmasında Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin Problem Çözme Envanteri toplam puan ortalaması 116,07 ± 15,52 olarak bulunurken, Mizah Tarzları Ölçeği toplam puan ortalaması 118,9 ± 21,05 olarak hesaplanmıştır. Problem Çözme Envanteri toplam puan ortalaması ile Mizah Tarzları Ölçeği toplam puanı ve alt grupları arasında yapılan Pearson korelasyon analizi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin problem çözme becerilerinin orta düzeyde olduğu ve sınıf eğitim durumları arttıkça problem çözme becerilerinin arttığı tespit edilmiştir. Öğrencilere hem akademik hem de sosyal yaşamda problemli durumlarda mizah tarzlarına yönelik farkındalık oluşturulmalı, problem ile baş etmeye ve mizah yöntemlerini kullanmaya yönelik sağlık davranışları kazandırılmalıdır.Öğe Psikiyatri kliniğinde çalışan hemşirelerin şizofreni hastalarına yönelik damgalamaya ilişkin görüşleri ve önerileri(2018) Ceylan, Burcu; Uyaroğlu, Arzu KoçakAmaç: Bu araştırmada psikiyatri kliniğinde çalışan hemşirelerin şizofreniye yönelik damgalamaya ilişkinsüreçleri anlaşılmaya çalışılmış; damgalamanın önlenmesine yönelik önerilerini ortaya koymak amaçlanmıştır.Yöntem: Araştırmada nitel araştırma deseni kullanılmış ve 15 hemşire ile görüşülmüştür. Araştırmadayarı yapılandırılmış soru formu kullanılmış ve toplanan veriler veri indirgeme yöntemi ile analiz edilmiş vekodlamalar kullanılmıştır.Bulgular: Katılımcıların çoğunluğu şizofreniyi gerçeklik algısında değişim ile karakterize bir bozuklukolarak tanımlamış, tamamı damgalama sürecinde şizofreni tanısının büyük bir rolünün olduğunu ifade etmiş vedamgalama sürecinin tanının konmasıyla birlikte başladığını eklemişlerdir. Hemşireler hastalara yönelik en çoktedirginlik ve şefkat duygularını yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Katılımcıların yarıdan fazlası şizofrenihastalarının psikiyatrik tanısı olmayan bireylerle aynı kalitede sağlık hizmeti almadıklarını, bunun nedenininönyargı ve damgalama sürecinin olduğunu, bu süreçlerde ise eğitim eksikliğinin etkisi olduğunu belirtmişlerdir.Bu çalışmaya katılan hemşirelerin tamamına yakını damgalamayla mücadelede eğitimin etkili olacağını ve bueğitimin aile, toplum ve sağlık çalışanlarına yönelik olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Çalışmanın önemli birbulgusu da küçük de olsa şizofreniye yönelik damgalama ile mücadele edilse de bunun mümkün olmayacağınınifade edilmesidir.Sonuçlar: Ruhsal hastalıklara yönelik olumsuz tutum, önyargı ve damgalamanın azaltılabilmesineyönelik; hemşirelik ders müfredatının yeniden değerlendirilmesi, klinik hemşirelerine yönelik hizmetiçieğitimlerin planlanması ve deneysel çalışmalar yapılarak sonuçlarının değerlendirilmesi önerilmektedir.Anahtar Sözcükler: damgalama; şizofreni; tutumÖğe Şizofreni ve Kronik Böbrek Yetersizliği Hastalarına Evde Bakım Veren Aile Üyeleri ve Bakım Rolü Olmayan Bireylerde Suçluluk ve Utanç Düzeylerinin Karşılaştırılması(2015) Ceylan, Burcu; Çilli, Ali SavaşBu çalışma, şizofreni ve kronik böbrek yetersizliği hastalarına evde bakım veren aile üyeleri ile bakım rolü olmayan bireylerde suçluluk ve utanç düzeylerinin karşılaştırılması amacı ile yapıldı.Gereç ve Yöntem: Şizofreni hastalarına evde bakım veren 32, kronik böbrek yetersizliği (KBY) hastalarına evde bakım veren 56 aile üyesi ve hastalarına evde bakım veren aile üyeleriyle yaş açısından homojen, şizofreni ve KBY hastalarına bakım veren aile üyeleriyle aynı çevrede yaşayan 60 bakım rolü olmayan birey kontrol grubu olarak toplam 148 birey çalışmaya alındı. Veri toplama aracı olarak sosyodemografik bilgi formu ve suçluluk-utanç ölçeği (SUTÖ) kullanıldı.Bulgular: Şizofreni hastalarına evde bakım veren aile üyelerindeki suçluluk ve utanç puanı 51.46.79, KBY hastalarına evde bakım veren aile üyelerinde 44.311.13 ve kontrol grubunda 34.90.10 bulundu. Kontrol grubuna göre şizofreni ve KBY hastalarına evde bakım veren aile üyelerinde suçluluk ve utanç puanı anlamlı idi. Bu çalışmada ele alınan sosyo-demografik değişkenler ile suçluluk ve utanç puanı arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Şizofreni hastalarına evde bakım veren aile üyelerindeki suçluluk ve utanç düzeyinin sosyo-demografik değişkenlerden bağımsız olarak KBY hastalarına evde bakım veren aile üyelerinden yüksek olduğu bulundu.Sonuç: Şizofreni ve KBY hastalarına evde bakım veren aile üyelerinde suçluluk ve utanç puanı kontrol grubuna göre yüksek bulundu. Ayrıca şizofreni hastalarına evde bakım veren aile üyelerinde suçluluk ve utanç puanı diğerlerine göre daha yüksekti. Kronik hastalığı olan hastalarla çalışan hemşirelerin ve diğer sağlık personelinin, hasta ve ailelerinin yaşadığı sıkıntı ve güçlükleri anlayabilmesi, onlara nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda eğitim, bakım, danışmanlık ve rehabilitasyon rollerini geliştirici hizmet içi eğitim programlarının düzenlenmesi, evde bakım programlarının geliştirilmesi ve toplumu bilinçlendirme çalışmaları önerilmektedirÖğe Şizofreni ve kronik böbrek yetmezliği hastalarına evde bakım veren aile üyeleri ve bakım rolü olmayan bireylerde suçluluk ve utanç düzeylerinin karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2007) Ceylan, Burcu; Çilli, Ali SavaşBu çalısma, sizofreni ve kronik böbrek yetmezligi hastalarına evde bakım veren aile üyeleri ve bakım rolü olmayan bireylerde suçluluk ve utanç düzeylerinin karsılastırılması amacı ile yapıldı. Sizofreni hastalarına evde bakım veren 32 aile üyesi, kronik böbrek yetmezligi (KBY) hastalarına evde bakım veren 56 aile üyesi ve hastalara evde bakım veren aile üyeleriyle yas açısından homojen olan, sizofreni ve KBY hastalarına bakım veren aile üyeleriyle aynı çevrede yasayan 60 bakım rolü olmayan birey kontrol grubu olmak üzere toplam 148 birey çalısmaya alındı. Veri toplama aracı olarak sosyo-demografik bilgi formu ve suçluluk-utanç ölçegi (SUTÖ) kullanıldı. Sonuç olarak, kronik psikiyatrik bir hastalık olan sizofreni ve kronik fiziksel bir hastalık olan KBY hastalarına evde bakım veren aile üyelerinde suçluluk ve utanç düzeyi kontrol grubuna göre yüksek bulundu. Sizofreni hastalarına evde bakım veren aile üyelerindeki suçluluk ve utanç düzeyi KBY hastalarına evde bakım veren aile üyelerinden de yüksekti. Suçluluk ve utanç düzeyi hastalık süresi arttıkça azalmaktaydı. Bu çalısmada ele alınan yas, cinsiyet, ögrenim durumu, çalısma durumu, medeni durum, aile yapısı, aylık gelir, hastanın hastalık süresi gibi sosyo-demografik degiskenlerin tek basına suçluluk ve utanç üzerinde etkili olmadıgını, sizofreni hastalarına evde bakım veren aile bireylerindeki suçluluk ve utanç düzeyinin sosyo-demografik degiskenlerden bagımsız olarak KBY hastalarına evde bakım veren aile bireylerinden yüksek oldugu gösterdi. Sizofreni hastalarına bakım verenlerde yüksek bulunan suçluluk ve utanç düzeyi literatür ısıgında tartısıldı.