Yazar "Chousein, Chousein" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of chincup or facemask therapies on the orofacial airway and hyoid position in Class III subjects(URBAN & VOGEL, 2015) Akin, Mehmet; Ucar, Faruk Izzet; Chousein, Chousein; Sari, ZaferThe purpose of this work was to evaluate orofacial airway dimensions and the position of the hyoid bone related to changes induced by facemask therapy (combined with rapid palatal expansion) or by chincup therapy as compared to an untreated Class III control group. In all, 67 patients with skeletal Class III malocclusion were divided into a facemask group (n = 25; 15 girls and 10 boys), a chincup group (n = 15; 16 girls and 9 boys), and a control group (n = 17; 9 girls and 8 boys). Hard- and soft-tissue parameters were analyzed on lateral cephalograms, which were available for all patients and included a baseline radiograph (T1) obtained before treatment and a follow-up radiograph (T2) taken upon completion of active treatment or, in the control group, after a 6-month interval. Statistical analysis was performed at the p a parts per thousand currency signaEuro parts per thousand 0.05 level and included a paired-sample t-test, a generalized linear mixed model (GLMM), and a post hoc Tukey test. In the chincup group, significant changes in the perpendicular distance from the hyoid (H) to the C3-Me line were found compared to the control group (p < 0.05). The facemask group, by contrast, showed significant anteroposterior width increases of the pharynx-as measured at the level of the soft palate (p < 0.001)-as well as significant area increases of the nasopharynx based on its anterior portion (p < 0.001) and on its total area (p < 0.001). Both the chincup and the facemask (combined with rapid palatal expansion) therapies were found to induce clockwise rotational effects on the mandible. Orofacial airway dimensions were enlarged significantly by facemask treatment in comparison with both chincup treatment and with the control group.Öğe Minivida ile üst molar distalizasyonunun dentofasiyal yapılar üzerindeki etkisi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2011) Chousein, Chousein; Sarı, ZaferBu çalışmanın amacı, çift taraflı olarak premolar dişler arasındaki alveol kemiğine yerleştirilen vidalarla ankrajı güçlendirilmiş premolar dişlerden destek alınarak coil springler ile yapılan üst molar distalizasyonunun etkinliğinin üst ikinci molarları sürmüş ve sürmemiş vakalarda modeller ve sefalometrik filmler üzerinde yapılacak ölçümler yoluyla karşılaştırılmasıdır. Çalışmada, Iskeletsel Sınıf I ya da Sınıf II anomalisi olan, dişsel olarak Angle Sınıf II anomaliye sahip, yaş ortalaması 12.44 olan 12 kız 11 erkek toplam 23 olgu yer almıştır. Üst ikinci molarları sürmüş grup, yaş ortalaması 12.85 olan 7 kız 4 erkek toplam 11 olgudan oluşmuştur. Üst ikinci molar dişleri sürmemiş grubun ise yaş ortalaması 12.11 olan 5 kız 7 erkek toplam 12 olgudan oluşmuştur. İkinci Molar dişleri sürmüş ve sürmemiş hastaların tedavi süreleri arasında hem sağ hemde sol segmentte istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Sağ ve sol segmentlerin tedavi sürelerini karşılaştırdığımız zaman ise hem ikinci molar dişleri sürmüş veya sürmemiş vakalar arasında hemde genel karşılaştırmada istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. İkinci molar dişleri sürmüş ve sürmemiş hastaların sefalometrik değerlendirmesinde sağ segmentte 3,8 mm, sol segmentte 3,7 mm molar distalizasyonu, ikinci molar dişleri sürmüş grupta sağ segmentte 3,6 mm, Sol segmentte 3,5 mm molar distalizasyonu, ikinci molar dişleri sürmemiş grupta sağ segmentte 4,1 mm, sol segmentte ise 3,8 mm molar distalizasyonu meydana gelmiştir. Birinci molar dişlerde distalizasyon sonrasında devrilme, kesici dişlerde ise retrüzyon meydana gelmiştir. Overjet ve overbite'ta anlamlı bir değişiklik gözlenmemiştir. Model değerlendirmesinde, ikinci molar dişleri sürmüş ve sürmemiş hastaları beraber olarak değerlendirdiğimizde, sağ segmentte 3,7 mm, Sol segmentte 3,6 mm molar distalizasyonu, ikinci molar dişleri sürmüş grupta sağ segmentte 3,3 mm, sol segmentte 3,3 mm molar distalizasyonu, İkinci molar dişleri sürmemiş grupta sağ segmentte 4,1 mm, sol segmentte 3,8 mm molar distalizasyonu meydana gelmiştir. Sağ ve sol premolar dişlerde bir miktar ankraj kaybı belirlenmiştir. İkinci molar dişlerin olması ve olmamasının distalizasyon miktarını ve süresini önemli derecede etkilemediği, yeterli miktarda distalizasyonun sağlandığı belirlenmiştir. Sol üst maksiller segmentteki distalizasyon süresinin sağ üst maksiller segmentteki ne kıyasla daha uzun sürdüğü görülmüştür. Mini vida desteğine rağmen premolarlarda az miktarda ankraj kaybı meydana gelmiştir.