Yazar "Demirci, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anti-cyclic citrullinated peptide antibodies in rheumatoid arthritis, brucellar arthritis and Behcet's disease(ACADEMIC JOURNALS, 2011) Aridogan, Buket Cicioglu; Cetin, Emel Sesli; Yildirim, Mehmet; Kaya, Selcuk; Ceyhan, Ali Murat; Demirci, Mustafa; Savas, SerpilIn Behcet's disease (BD) and Brucellosis, joint involvement is very common and it may share similarities with rheumatoid arthritis (RA). Anti-cyclic citrullinated peptides (CCP) are evaluated as more specific autoantibodies than rheumatoid factor (RF) in RA. The aim of this study is to determine whether anti-CCP antibodies are useful in the differential diagnosis of RA from other arthritis or not. 153 serum samples were used in the study; 34 from RA patients, 26 from brucellar arthritis, 20 from BD with arthritis, 41 from BD without arthritis and 32 from healthy controls. In vitro quantitative, anti-CCP levels were measured by using fluoroenzyme-immunoassay (FEIA) method. Among RA patients, 73.5% were anti-CCP-positive and 70.5% were RF-positive. While there was a statistical difference in the anti-CCP and RF positivity rates between RA and brucellar arthritis patients, BD patients and healthy controls (p = 0.0001), there was no statistical difference between BD patients with arthritis and BD patients without arthritis. Also none of the Brucellar arthritis patients was positive for anti-CCP antibodies, one of them were positive for RF. Our results indicate that anti-CCP antibodies are not associated with brucellar arthritis or BD with joint involvement and since they show high specificity and good sensitivity for RA, they can be evaluated as a better marker than RF especially for the differentiation of RA from other types of arthritis such as BD and brucellar arthritis.Öğe Control of a double-inverted pendulum for nonlinear system(Selcuk University Research Center of Applied Mathematics, 2007) Demirci, MustafaThe aim of the paper is to compare two different techniques to design a stabilizing control the double inverted pendulum in an upright position. These techniques are the Pole Placement and Linear Quadratic Regulator. Techniques have been used to design controls for the nonlinear system. For our double pendulum system, it would be desirable to keep the values of the state variables small as a large displacement from the origin may cause the nonlinear system to be unstable we would also interested in the control that gives the largest region of stability for the system, as we then could allow a larger set of perturbations from upright position.Öğe The curriculum and education of medicine after Galen in Alexandria, Egypt(SAUDI MED J, 2012) Okka, Berrin; Demirci, MustafaIn the medieval history of Islamic medicine sources, there is a lot of information regarding the translation of the books on the Alexandria Medical School and regarding the bibliographies of doctors. Among the books that were taught in Alexandria Medical School, Galen's works are the most important. One of the famous translators, Hunayn ibn Ishaq, has made a full bibliographic list of Galen's works. Galen's corpus consisted of 16 books in summary. This corpus is called "Jawami al-Iskandaraniyyin". These books consisted of 7 training stages. The data on our research show that this corpus that was brought together during the last period of the Alexandria Medical School has been passed on to the Muslims as a whole, and has continued to be taught in a way according to the old traditions. Saudi Med J 2012; Vol. 33 (9): 937-941Öğe The Effect of a Modeling Resin and Thermocycling on the Surface Hardness, Roughness, and Color of Different Resin Composites(WILEY, 2013) Tuncer, Safa; Demirci, Mustafa; Tiryaki, Murat; Unlu, Nimet; Uysal, OmerStatement of ProblemThe application of modeling resin could affect the surface quality and color of resin composites. PurposeTo evaluate the effects of modeling resin on the microhardness, roughness, and color of composite restorations, with and without thermocycling. MethodsSixty disc-shaped specimens for each resin composite were prepared in three groups: Group 1: A resin composite disc was cured against a polyester matrix and finished/polished; Group 2: A composite instrument was wetted with Bisco Modeling Resin (Bisco, Schaumburg, IL, USA) to smooth the composite surface, which was cured against a polyester matrix and finished/polished; Group 3: A composite instrument was wetted with modeling resin to smooth the composite surface, which was cured against a polyester matrix. Microhardness, roughness, and color were measured 24 hours after curing and after 10,000 thermocycles. ResultsModeling resin significantly influenced the microhardness of GrandioSO (Voco, Cuxhaven, Germany) and Gradia Direct Posterior (GC America, Alsip, IL, USA), and the surface roughness of GrandioSO, Filtek Silorane (3M ESPE, St Paul, MN, USA), and Aelite All Purpose Body (Bisco) (p<0.05). The microhardness of the Group 1 resin composites was affected by thermocycling (p<0.05); however, thermocycling had no significant effect on surface roughness (p>0.05). Tested composites showed clinically perceptible color changes after thermocycling. In Group 1, Filtek Ultimate (3M ESPE) showed the lowest color change (p<0.05), and in Group 2, Filtek Silorane showed the highest significant color changes (p<0.05). ConclusionsModeling resin did not affect the microhardness, surface roughness, and color of Aelite LS Posterior (Bisco), Filtek Ultimate (3M ESPE), and Clearfil Majesty Esthetic (Kuraray Medical Inc, Tokyo, Japan) specimens. Also, thermocycling process only affected microhardness of tested resin composites. Clinical SignificanceThe effect of modeling resin on surface microhardness, roughness, and color stability of composite materials depends on the type of resin composite. In clinical practice, the adverse effects of modeling resin might be alleviated by a proper finishing and polishing procedure.Öğe Fuat Sezgin’e Göre İslâm’ın “Yaratıcı Çağ” Kavramı(Selçuk Üniversitesi, 2019) Demirci, Mustafaİslâm medeniyetinin ve bilimlerinin gerilemesinin sebepleri hususundaki tartışmalar uzun yıllardır süre gelmektedir. Çoğunluğunu müsteşriklerin oluşturduğu bilim adamları Avrupa’nın birçok ülkesinde bu konuyla ilgili çalışmalar yapmaktadırlar. Fakat genel olarak İslâm bilimlerinin gerilemesinin sebeplerini Avrupa-merkezci bir bakış açısıyla ele almaktadırlar. Dolayısıyla bu durum bazı Müslüman bilim adamlarının itirazlarına neden olmaktadır. Prof. Dr. Fuat Sezgin de bu konu ile ilgili kafa yormuş bir bilim tarihçisidir. Sezgin, batılı araştırmacıların aksine İslâm bilimlerinin gerilemediğini sadece duraksadığını iddia etmektedir. Bu iddiasını da çeşitli argümanlarla kuvvetlendirmektedir. Yaratıcı Çağ adını vererek kavramsallaştırdığı İslâm bilimlerinin gelişim sürecini uzun dönemlere ayırmaktadır. Sezgin’e göre her dönemin kendine ait karakteristik özellikleri vardır. Bunları tam anlamadan İslâm medeniyeti ve bilimlerinin gerilemesini etkileyen faktörleri ortaya çıkarmak ve bunu doğru yorumlamak mümkün değildir. Sezgin’in yaratıcı çağ olarak belirttiği dönem genel anlamıyla VIII-XVII. yüzyılları kapsamaktadır. Batılı birçok bilim adamı İslâm medeniyetinin altın çağı olarak VIII-X. yüzyılları göstermektedirler. Onlara göre sadece bu iki asır İslâm medeniyetinin bilim alanında en zirvede olduğu dönemdir. Sezgin buna itiraz edip, Rönesans kavramına da karşı çıkmaktadır. İslâm medeniyetinin gerilediğinin düşünüldüğü dönemde Müslümanların haritacılık ve kartoğrafyada Batı’dan çok daha üstün olduklarını savunmaktadır. Müslümanlar yaratıcı çağda her yüzyılın kendine özgü ilimleriyle ön plandadırlar. Mesela Hicrî I. asır Arap gramerinde Hicrî II. asırda kimya ve simyada Müslümanlar ileri bir seviyededirler. Sezgin, hazırladığı Müslüman âlimleri ve bunların eserlerinin kataloğunu içeren Geschichte des Arabischen Schrifttums isimli on yedi ciltlik külliyatıyla İslâm medeniyetinin bilimler tarihindeki yerini göstermeyi başarmıştır. Bu çalışma, Sezgin’in İslâm bilimlerinin gerilemesinin nedenleri üzerine olan düşüncelerini ve yine bizzat kendine ait olan yaratıcı çağ kavramının içeriğini konu edinmektedir. Çalışmada genel olarak Sezgin’in İslâm medeniyetinin ve bilimlerinin gelişimini ele alışı ve bu sürecin duraksamasına neden olan olguları yorumlamadaki özgünlüğünün ortaya konulması amaçlanmaktadır. Makalenin hazırlanmasında medeniyet ve bilim tarihi ile ilgili klasikleşmiş görüşleri ihtiva eden eserlerden, medeniyet tarihçisi bilim adamlarının çalışmalarından ve Sezgin’in muhtelif zamanlarda bilim tarihi üzerine verdiği konferanslar ve söyleşilerden de yararlanılmıştır.Öğe Selçukluların Nîşâbur’a Girişi ve Gazneli Bürokrasisinin Tepkisi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Demirci, Mustafa; Saçar, SinanTürk, İslam ve dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan Selçuklular, 10. yüzyılın sonlarından itibaren Doğu İslam dünyası içinde meydana gelen siyasi olaylarda rol oynamaya başlamışlardır. Bu dönemde Sâmânîler, Karahanlılar ve Gazneliler arasındaki siyasi ortamda Selçuklular, çevresindeki bu devletler tarafından kimi zaman destek için başvurulan kimi zaman da tehdit olarak algılanan bir güç olarak karşımıza çıkmışlardır. Selçukluların 1035 yılında Ceyhun nehrini geçerek Horasan bölgesine girmeleri sadece kendi geleceklerini değil bölgenin de siyasi geleceğini derinden etkilemiştir. Selçuklular, Gaznelilerin hâkimiyetindeki topraklara girdikten sonra Gazneli idarecilerle temasa geçmişler ve devlet hizmetine girmek istediklerini bildirmişlerdir. Selçukluları kendileri için tehdit olarak gören Gazneliler ise yaşanan bu beklenmedik gelişmeye karşı önlem alma yoluna gitmişlerdir. Bunu takiben Sultan Mesud, Selçuklular üzerine ordular sevk ederek cevap vermeyi tercih etmiştir. 1035 tarihinden 1040’taki Dandanakan savaşına kadar geçen süreçte Horasan’da Gazneliler ile Selçuklular arasında yaşanan mücadeleler Büyük Selçuklu Devletinin kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Selçukluların 1038 yılındaki Serahs galibiyeti Gaznelilerin bölgedeki askeri gücüne büyük bir darbe vururken Selçukluların da Horasan’ın merkezi olan Nîşâbur şehrini ele geçirmelerine sebep olmuştur. Bu olay Selçukluların devlet sahibi olma düşüncelerini güçlendirmekle kalmamış bu yönde karar almalarına ve hareket etmelerine de olanak sağlamıştır. Bu süreçte Selçuklular, Gaznelilerin Nişabur’daki bir kısım idareci ve ileri gelenleriyle işbirliği yaparak onların da desteklerini sağlamışlardır. Bu çalışmada, Selçukluların Horasan’da devletleşme süreçlerinde önemli bir yer işgal eden Nîşâbur’un Selçuklu Türkmenleri tarafından ele geçirilmesi olayı ve buna karşı Nîşâbur’daki dolayısıyla Horasan’daki Gazneli bürokrasisinin bu olaya tepkisi ele alınacaktır.