Yazar "Doğan, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The association of common atrium and smith-lemli-opitz syndrome in an infant(2008) Sert, Ahmet; Pirgon, Özgür; Atabek, Mehmet Emre; Doğan, MustafaSmith-Lemli-Opitz sendromu düşük plazma kolesterol düzeylerinin eşlik ettiği çoklu doğumsal anomali/mental gerilik ile kendini gösteren nadir bir sendromdur. Klinik spektrum holoprozonsefali ya da letal malformasyonlarla prenatal ölümden normal zeka ya da hafif zihinsel bozukluk ve hafif fiziksel anormalliği olan hastalara kadar değişmektedir. Doğumsal kalp hastalığı Smith-Lemli-Opitz sendromlu hastaların yarısında bulunmaktadır. Bilgilerimize göre, Smith-Lemli-Opitz sendromu ve ortak atrium birlikteliği tıp literatüründe daha önceden açıklanmamıştır. Böyle birlikteliğin olduğu 4 aylık infant olguyu sunuyoruz.Öğe Beta-Blocker Treatment in an Adolescent With Amitriptyline Intoxication(2007) Baysal, Tamer; Oran, Bülent; Doğan, Mustafa; Çimen, Derya; Elmas, Şefika; Karaaslan, SevimAmitriptyline is one of the major tricyclic antidepressants (TCA) (1). Among the antidepressants, TCAs have been the most common poisons used in suicide (2). Tricyclic antidepressants poisoning results in hypotension, cardiac dysrhythmia, depression of the central nervous system (CNS) and seizures, and is a major cause of death by poisoning in the UK (3). The most common cause of death after TCA overdose is myocardial depression with refractory hypotension, ventricular tachycardia, or ventricular fibrillation (4). Current therapy includes vasopressors for hypotension, sodium bicarbonate for dysrhythmias, and benzodiazepines for seizures (3). We report a case of a child who was successfully treated with beta-blocker in severe amitriptyline intoxication.Öğe Cardiac troponin I elevation in pediatric cardiac catheterization(2005) Baysal, Tamer; Oran, Bülent; Başpınar, Osman; Doğan, Mustafa; Karaaslan, SevimAmaç: Bu çalışmanın amacı çocuklarda uygulanan kalp kateterizasyonunun miyokard hasarına yol açıp açmadığını prospektif olarak araştırmaktır. Yöntemler: Çalışma bölümümüzde teşhis amaçlı kalp kateterizasyonu uygulanan bütün hastalarda yapıldı. İşlemden hemen önce serum örnekleri alındı. İkinci serum örnekleri işlemden sonraki 4-6 saat içinde alındı. Bu serumlarda kardiyak troponin I ve kreatin-kinaz izoenzim-MB kantitatif olarak bakıldı. Bulgular: Teşhis amaçlı kalp kateterizasyonu 30 hastaya uygulandı. Çalışmada 17 erkek ve 13 kız hasta vardı. Ortanca yaşları 12 ay (1 ile 204 ay arasında), ortanca kilo değeri 8 kilogram (2.1 ile 45 kilogram arasında) idi. Kardiyak troponin I (işlem öncesi 0.210.04 ng/ml, işlem sonrası 1.161.40 ng/ml) ve kreatin kinaz izoenzim-MB ( işlem öncesi 26.687.53 U/L, işlem sonrası 41.6522.12 U/L) düzeylerindeki artışlar istatistiksel olarak anlamlı idi (p 0.05). Sonuç: Bu çalışma ile pediatrik yaş grubunda yapılan teşhis amaçlı kalp kateterizasyonu işlemi sırasında kardiyak troponin I ve kreatin kinaz izoenzim-MB düzeylerinde artış olduğu gösterildi.Öğe Dua iman ilişkisi(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Doğan, Mustafa; Toprak, SüleymanÖğe The evaluation of carotid intima-media thickness in children with familial Mediterranean fever(SPRINGER LONDON LTD, 2008) Peru, Harun; Altun, Bülent; Doğan, Mustafa; Kara, Fatih; Elmacı, Ahmet Midhat; Oran, BülentThe aim is to investigate whether pediatric familial Mediterranean fever (FMF) patients have an increased risk of premature atherosclerosis and to determine the possible strength of association between atherosclerosis and Mediterranean fever (MEFV) gene mutation gene type. Demographic characteristics and MEFV mutations were defined in 49 children diagnosed with FMF (26 female, 23 male; mean age, 10.71 +/- 3.69 years). Twenty-six age-, sex-, and body-mass-index-matched healthy children constituted the control group. We evaluated the blood counts and acute-phase proteins during attack-free periods. Mean C-reactive protein (CRP), serum amyloid-A (SAA), homocysteine (Hcy), lipoprotein-a (Lp-a), and common carotid artery intima-media thickness (CCA-IMT) were 10.75 +/- 15.29 vs 4.03 +/- 1.20, 23.22 +/- 1.94 vs 3.53 +/- 1.04, 10.36 +/- 3.36 vs 8.64 +/- 3.15, 20.84 +/- 23.89 vs 8.56 +/- 7.48, and 0.038 +/- 0.007 vs 0.032 +/- 0.004, respectively, and significantly higher than the mean values of control group (p < 0.05). However, no correlation was found between CCA-IMT and CRP, SAA, Hcy, and Lp-a. Twenty-nine patients had M694V mutation, and 13 patients had other mutations. There was no correlation between CCA-IMT and MEFV mutation subgroups. In conclusion, because of the nature of the disease, FMF patients should be considered to have an increased risk of early vascular alteration and atherosclerosis. For this reason, CCA-IMT measurement can be recommended as a noninvasive and early diagnostic method.Öğe Matematiksel Problem Çözme ve Unsurları ile İlgili Lisansüstü Araştırmaların İncelenmesi: Bir Tematik Analiz Çalışması(Selçuk Üniversitesi, 2022 Aralık) Ergül, Ebru; Alp, Yasemin; Doğan, MustafaBu araştırmanın amacı 2017-2021 yılları arasında, Türkiye’deki lisansüstü öğrenim düzeyinde matematiksel problem çözme alanında yapılan tez çalışmalarının belirli ölçütler açısından incelenmektir. Bu amaçla “matematik ve problem”, “matematik ve problem çözme” ve “problem çözme” anahtar kelimeleri kullanılarak YÖK Ulusal Tez Merkezi veri tabanından 90 lisansüstü teze ulaşılmıştır. Ulaşılan tezlerin betimsel ve içerik analizleri yapılmıştır. Tezlerin incelenmesinde araştırmacılar tarafından oluşturulan tematik analiz matrisi kullanılmıştır. İnceleme sonucunda ortaya çıkan bulgular tablolar halinde frekans değerleri ile birlikte paylaşılmıştır. Ayrıca bulguları açıklayıcı birtakım yorumlar yapılmış ve yorumlar içerisinde yüzdelik değerlere yer verilmiştir. Araştırma sonuçları lisansüstü düzeyde matematiksel problem çözme alanında yapılan en fazla çalışmanın yüksek lisans tezi olduğunu; bu alanda yapılan lisansüstü çalışmaların son yıllarda azaldığını göstermiştir. Araştırmaların çoğunun temel amacının değişkenler arası ilişkileri incelemek olduğu tespit edilmiştir. Matematik öğretim programına göre tüm öğrenme alanlarının çalışmalara konu edildiği ve en çok izlenen yolun nicel yöntemler olduğu bulunmuştur. Ağırlıklı olarak ortaokul öğrencilerinin katılımcı olarak seçildiği, araştırma verilerinin genellikle test-ölçek, ölçek-envanter, görüşme-test ve görüşme-envanter gibi iki tür ölçme aracı kullanılarak toplandığı tespit edilmiştir. Değişkenler arası ilişkilere odaklanan araştırmaların sonuçlarının pozitif ilişkiyi işaret ettiği görülmüştür. Matematiksel problem çözme alanındaki yeterlilik düzeyine odaklı çalışmaların sonuçları katılımcıların net bir durumu yansıtır özellikte olmadığını göstermiştir. Bağımsız bir değişkenin problem çözme ve unsurları üzerinde etkisini tespit etmeye yönelik yapılan çalışmaların sonuçlarında ise bağımsız değişkenlerin etkili olduğu bulunmuştur. Tezlerin büyük bir çoğunluğu hem kendi sonuçları hem de ileri araştırmalar için öneriler sunmuştur.Öğe The myocardial performance index in children with isolated left-to right shunt lesions(2005) Baysal, Tamer; Oran, Bülent; Doğan, Mustafa; Çimen, Derya; Karaaslan, SevimAmaç: Miyokard performans indeksi (MPİ) izovolümik zaman aralıklarının ejeksiyon zamanına bölünmesi ile elde edilir. Ventriküllerin ön ve art yük değişikliklerinde bu indeksin nasıl etkilendiği araştırılmalıdır. Bu çalışma izole soldan sağa şantların neden olduğu ön yük değişikliklerinde sağ ve sol ventriküler miyokard performans indeksinin nasıl etkilendiğini araştırmak amacı ile planlandı. Yöntem: Yaşları 6 ay ile 148 ay arasında 17 atriyal septal defekt’li olguda, yaşları 2 ay ile 160 ay arasında 23 ventriküler septal defekt’li hastada ve yaşları 3 ay ile 160 ay arasında 24 sağlıklı çocukta sol ve sağ ventrikül için miyokard performans indeksi ölçüldü. Tüm çalışma grubuna MPI hesaplaması için gerekli iki-boyutlu ve Doppler ekokardiyografi ölçümleri hem sağ ventrikül, hem de sol ventrikülden yapıldı. Bulgular: Sol ventrikül için miyokard performans indeksi atriyal septal defekti ve ventriküler septal defekti olan hastalarda ve kontrol grubundaki sağlıklı çocuklarda sırası ile 0.38, 0.37 ve 0.32 iken sağ ventrikül için MPİ sırası ile 0.24, 0.21 ve 0.20 olarak bulundu. Gruplar arasında sol ve sağ ventrikül MPİ yönünden istatistiksel açıdan anlamlı bir fark yoktu. Sonuç: Bu çalışma ile ventrikül fonksiyonlarını ölçmeye yarayan miyokard performans indeksinin ön yük değişikliklerinden bağımsız olduğu gösterildi.Öğe Sol-sağ şantlı kalp hastalıklı çocukların kardiyak fonksiyonlarının klasik ekokardiyografi ve doku Doppler yöntemi ile değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Doğan, Mustafa; Baysal, TamerASD, VSD ve PDA en sık görülen soldan sağa şantlı konjenital kalp hastalıklarıdır. Bu hastalıkların tedavi zamanları çocuk kalp hastalıkları uzmanlarının karar verirken tereddüt içinde kaldıkları bir konudur. Tedavi zamanını tayin etmede bazı kesin kriterler bulunsa da her hasta bu kriterlere tam olarak uymayabilmektedir. Bu tip hastalarda bir karara varabilmek için kolay elde edilebilen ve hastaya ilave zorluklar getirmeyecek bazı yeni kriterler oluşturulmalıdır. Miyokard performans indeksi hem pulse Doppler ekokardiografi ile hem de doku doppler inceleme ile ölçümü kolay bir parametredir. Çocuklarda bu konuda yapılmış yeterince çalışma bulunmamaktadır. Biz de bu çalışmamızda çocuklarda soldan sağa şantlı kalp hastalıklarının takibinde önyük artışının miyokard performans indeksi üzerine etkisini ve pulse Dopplerle MPI tayini ile pulse doku Dopplerle MPI tayininin varsa birbirlerine üstünlüklerini araştırmayı amaçladık. ASD' li 15 hasta, VSD `li 13 hasta, PDA'lı 3 hasta, ASD+VSD'li 3 hasta ve ASD+PDA'lı 1 hasta olmak üzere toplam 35 hasta ile 30 kontrol hastası çalışmaya alındı. Hasta grubu ile kontrol grubu arasında yaş, cinsiyet ve kilo açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Hasta grubu ilaç alanlar ve almayanlar, defekti büyük olanlar ve küçük olanlar, ASD'liler ve VSD'li olanlar olarak gruplandırıldı, fizik muayene , telekardiografi ve ekokardiyografi bulguları açısından karşılaştırıldı. MPI çocuklarda da kalp yetmezliğinin iyi bir göstergesi olup klinik seyir ve prognoz için bilgi veren önemli ve belirlenmesi kolay bir parametredir. Hastaların kalp yetmezliği yönünden takibinde kalp yetmezliğinin tüm parametreleri ortaya çıkmadan erken dönemde miyokard performans indeksi (ister klasik pulse Dopplerle isterse de doku Doppler ile belirlenmiş) kullanılarak yetmezlik tanısı konulabilir ve tedaviye bu şekilde yön verilebilir. Miyokard performans indeksi tayininde pulse Doppler ekokardiografi ile doku Doppler inceleme arasında, doku Doppler incelemenin uygulanabilirliğinin biraz daha kolay olması ( tek kardiyak siklusta tayin edilebilmesi) dışında anlamlı bir fark yoktur. Çocuklarda önyük değişikliklerinde, normal kontrol grubu ile soldan sağa şantlılar arasında anlamlı farklar bulundu . Elde edilen bu bulgular ışığında çocuklarda MPI' nın önyük değişikliklerinden etkilendiği sonucuna vardık ancak bu konuda kesin yargıya varabilmek için daha geniş kapsamlı ve prospektif bir çalışma yapılmalı, mümkün olursa bu çalışma invaziv yöntemlerle genişletilerek objektif veriler elde edilmelidir.Öğe Yeni Diplomatik Yöntemler: Çevre Diplomasisi(Selçuk Üniversitesi, 2018) Çatal, Betül; Doğan, MustafaGeleneksel Diplomasi yüksek siyasi alan dışında kalan çoğu sorunun çözümüne yeteri kadar odaklanamamaktadır. Bu durumun çözüme ihtiyaç duyan birçok insanlık sorunu için önemli bir eksik olduğu 20. yüzyılın son yarısında anlaşılmaya başlanmıştır. Bu eksiklik sert siyasi ve ekonomik gücün yeniden yorumlanmasına dayalı, daha sivil bir yöntem olan Kamu Diplomasisi’nin ortaya çıkışını hazırlamıştır. Kamu Diplomasisi ve Kamu Diplomasisi prensiplerine oldukça yakın olan diğer diplomatik yöntemler, geleneksel diplomatik teamüllerden birçok noktada ayrılarak hükümetlerin 21. yüzyıldaki alternatif diplomasi dili olmaya başlamıştır. Konularına göre Kültürel Diplomasi, İnsani Diplomasi, Dijital Diplomasi gibi farklı isimlerle anılan diplomatik yöntemlerden biri de Çevre Diplomasisi’dir. Oldukça yeni bir diplomatik yöntem olan Çevre Diplomasisi, çevresel sorunlara uluslararası boyutta ve uluslararası hukuk sınırları içerisinde çözüm arayışında bulunan diplomatik temasları konu almaktadır. Hükümetler Çevre Diplomasisi alanı içerisine giren uluslararası temaslarında, genel olarak Sürdürülebilir Kalkınma kavramının teorik ve pratik yönlerine odaklanmaktadır. Çünkü Sürdürülebilir Kalkınma hali hazırda Dünya’nın çeşitli yerlerinde yaşanan çevreye dayalı sorunların başlıca nedenlerine üç hususta çözüm formülü sunmaktadır. Üç husus genel başlıklar halinde ekonomik, ekolojik ve toplumsal faktörler olarak sıralanmaktadır. Ekonomik faktör üretim/tüketim zinciri, gelir dağılımında adalet, devletlerin gelişmişlik düzeyleri, ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde doğayla uyumlu yöntemler geliştirme gibi konularla ilgilenir. Ekolojik faktör insanoğlu bu şekilde üretmeye/tüketmeye devam ettiği takdirde doğal dengenin akıbetinin ne olacağıyla, doğal dengeyi olması gereken seviyede tutmak için insanoğlunun hangi yöntemlerle ve ne kadar üretip/tüketmeye devam etmesi gerektiği gibi konularla ilgilidir. Son olarak toplumsal faktör, gelir adaletsizliklerinin, imkânlara erişimde dünya genelindeki eşitsizliklerin, çevresel konulara dair eğitim yetersizliğinin ve buna benzer toplumun yapısından kaynaklanan sorunların çözümüne dair konularla ilgilidir. Her biri ayrı birer alana ait olan bu faktörler, sadece Sosyal Bilimler’i değil Doğa Bilimleri’nin çeşitli mühendisliklerini de ilgilendiren Çevre Diplomasisi çalışmalarının interdisipliner yönünü ortaya koymaktadır. Bu bağlamda; iskeletini Sürdürülebilir Kalkınma kavramına yönelik çalışmaların oluşturduğu Çevre Diplomasisi’ne hükümetlerin özel ve teknik bir önem atfetmesi gerekmektedir. Bu uğurda, hükümetler STK’ların işbirliğinden yararlanmalı, sürdürülebilir kalkınma çalışmalarının pedagojik boyutuna dair planlarını iyi yapmalıdır.