Yazar "Dorum, Atila" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dalga ve akıntının birlikte etkimesi halinde dalga ve akıntıya dik yatay konumlu bir deşarj borusuna gelen yatay kuvvet üzerine bir laboratuvar çalışması(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 1988) Dorum, Atila; Ürün, HalilBilindiği gibi artan nüfus ve gelişen teknoloji yerleşim merkezlerinde çevre Kirliliği problemini de beraberinde getirmektedir. Sahilde kurulu yerleşim merkezleri için çevre kirliliğini önleme yollarından biri de yüksek oranda kirliliğe sahip bulanan kullanılmış suyun denizde uygun bir noktaya boşaltılıp kendi hacminin binlerce katı deniz suyu içinde karışması sağlanarak konsantrasyonunun düşürülmesi ve böylece çevre kirlenmesinin önüne geçilmesi yoludur. 1950 lerden sonra bağlayan bu uygulama mühendislik açışından iki farklı problem olarak ela alınmaktadır. Birincisi özellikle, kullanılan sahil şeridi ne zarar verilmeden. seyrelmenin istenilen standardda teminidir. Diğeri ise, atığın istenilen noktaya boşaltılmasını -deşarjı- sağlayan boru hattının (out fall) dalga ve akıntılardan aldığı kuvvet kargısında bozulmadan ekonomik ömrünü doldurmasıdır. Hat 'a kuvvet uygulayan etkilerden akıntılar için yeterli araştırma ve tatminkar sonuç mevcuttur. Ancak dalgalar için henüz tam veya yeterli sonuçlara ulaşılamamıştır. Dalga ve akıntının birlikte var olduğu hallerdeki kuvvetin etkisinin belirlenmesinde ise pek çok boşluk vardır. Bu tez çalışması ile Ülkemiz sahillerinin fiziki şartları da dikkate alınarak dalga ve akıntının,. büyük ölçekli bir model üzerinde labratuvarda benzetimi yapılmaya çalışılmıştır. Aranan kuvvetin tayininde kritik durun, ve ekstresa şartlar ele alınmış olup, böyle hallerde durumun ne olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu münasebetle dalga ve akıntı aynı yönde etkitilmiş ve üretilen dalgalar sığ.su ve ya derin su dalgası olmayıp, orta derinlikli su dalgası olmuştur. Çünkü sığ su dalgasının zararı sığ kesimde hatın gömülmesiyle daha kolay bir şekilde önlenebilmekte, derin suda ise yüzeydeki enerjinin tabana pek az oranda ulaşabilmesi dolayısıyla hasar yapma gücü azalmaktadır. Testler, yatay bir tabanın hemen üzerine vs dalga ile akıntıya dik konumda yerleştirilmiş bulunan bir asbest beton boruya uygulanmıştır. Bu tezle amaçlanan hedef bir metod geliştirmek olmayıp, dalga ve akıntının birlikte varlığı halinde etkiyen kuvveti deneyle bulup, mevcut ve yaygın kullanımlı metodlardan hangileri ile belirtilen şartlar İçin nasıl uyuştuğunun araştırılmasıdır. Bu münasebetle bulunan sonuçlar yaygın kullanımlı üç metod ile mukayese edilmiş ve değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu hususlar IV.Bölüm'de yer almaktadır. I. Bölüm'de ise Deşarj yapısı genel olarak tanıtılmakta, elamanları ve projelendirme esasları verilmektedir. II. Bölüm'de dalga, akıntı müşterek hali hakkında bilgi verilmekte ve sadece dalga veya akıntı hakkındaki bilgiler ise.hacmi artırmamak amacıyla ekte sunulmaktadır. III. Bölüm'de İse tez için kurulmuş bulunan model tanıtılmaktadır. Bu çalışma ile elde edilen bilgiler ise Sonuçlar başlığı altında takdim edilmektedir.Öğe The Effect of Sintering Heating on Mechanical Properties of Brick Clays [Tuğla Killerinde Sinterleme Sıcaklığının Mekanik Özelliklere Etkisi](2002) Demir, I.; Orhan, Mehmet; Erol, A.; Dorum, AtilaSintering process occupies 60-70% of total production costs during the manufacturing of bricks. In this work, specimens were produced at various temperatures in electrical furnace and physical properties such as plasticity, shrinkage, loss of ignition, density and porosity, water absorption and mechanical properties such as freezing resistance, compressive strength, and other mechanical tests were investigated. Specimens were fired at 800°C did not meet standard mechanical properties. On the other hand, specimens were fired at 900°C shoved higher compressive strength and other specimens also met the standard mechanical requirements. As a result, mechanical properties were found to be greatly affected by the firing temperature of brick.Öğe Farklı deprem bölgeleri ve farklı zemin sınıflarının kaba yapı maliyetine etkisi(Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, 2006) Dorum, Atila; Özkan, Ömer; Erdal, MürselBir yapının genel güvenliği, zemin, proje, üretim, uygulama ve denetim gibi öğelerin bir bütün halinde kaliteli ve doğru olarak gerçekleşmesi ile sağlanabilir. Bunun yanında mühendislik; kalite, estetik ve ekonomiyi optimum şekilde kullanma sanatı olarak da ifade edilebilir. Bu çalışmada; konut türü betonarme bir binanın taşıyıcı sistem maliyetinin; deprem bölgelerine ve zemin sınıfına bağlı değişimi incelenmiştir. Çalışmada üç farklı proje 5 katlı olarak incelenmiştir. Projelerin dört farklı zemin sınıfına ve dört farklı deprem bölgesine göre statik ve betonarme analizi yapılmıştır. Her bir veriye göre analizi yapılan projelerin beton, demir ve kalıp metrajları yapılmıştır. Bu şekilde yapıların kaba inşaat maliyetleri hesaplanmıştır. Zemin sınıfına ve deprem bölgesine göre projelerin maliyet değişimi regresyon analizi ile incelenmiştir. Genel olarak zemin sınıfı Z1 ile Z4 arasında % 22 düzeylerinde; 1. Bölge ve 4. Bölge arasında % 14 düzeylerinde maliyet değişimi görülmüştür.Öğe Modelling the Rainfall-Runoff Data of Susurluk Basin(PERGAMON-ELSEVIER SCIENCE LTD, 2010) Dorum, Atila; Yarar, Alpaslan; Sevimli, M. Faik; Onüçyıdız, MustafaIn this study, rainfall runoff relationship was tried to be set up by using Artificial Neural Networks (ANN) and Adaptive Neuro Fuzzy Interference Systems (ANFIS) models at Flow Observation Stations (FOS) on seven streams where runoff measurement has been made for long years in Susurluk Basin. A part of runoff data was used for training of ANN and ANFIS models and the other part was used to test the performance of the models. The performance comparison of the models was made with decisiveness coefficient (R(2)) and Root Mean Squared Errors (RMSE) values. In addition to this, a comparison of ANN and ANFIS with traditional methods was made by setting up Multi-regressional (MR) model. Except some stations, acceptable results such as R(2) value for ANN model and R(2) value for ANFIS model were obtained as 0.7587 and 0.8005, respectively. The high values of predicted errors, belonging to peak values at stations where multi variable flow is seen, affected R(2) and RMSE values negatively.Öğe Orta Anadolu Kapalı Havzası Kuraklık Parametrelerinin Olasılık Dağılımı(2002) Köse, Ömer; Dorum, AtilaIn this research, first the various descriptions of drought were presented and then the statistical characteristics of drought parameters based on monthly data of four streams within the Central Anatolian Closed Watershed were analysed. These parameters are drought duration, drought severity and drought magnitude. The stationarity and randomness analyses of the drought parameters were performed. Trend analysis based upon Student's t-test was used for the stationarity analysis and the tests of serial correlation and cross correlation were used for the randomness analysis. In addition, the theoretical probability distribution functions of streamflow drought number, the drought severity parameter, the maximum severity parameter, the drought duration parameter and the maximum drought duration parameter were obtained using the drought parameter values of Ibrala stream. Finally the goodness of fit test of theoretical probability distributions was performed using the Kolmogorov-Smirnov and Chi-Square tests.Öğe Project scheduling by a heuristic algorithm under limited resource in the construction investments(Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu, 2005) Dorum, Atila; Özkan, Ömer; Erdal, MürselA proper use of the resources has become the prime target of the economy circles nowadays. In this connection, an optimal use of the resources in the construction industry is of a great importance. In a construction project, a vast number of processes are involved and each of them requires many different resources, namely, labor, machinery, materials, finance, etc. The size of the construction projects is relatively large and these projects are fairly complicated. One should not think that the resources are to be available at the desired time and at a prescribed amount during the process of the implementation of the project. Therefore, use of the resources also needs a stage of planning. These projects can conveniently programmed by the so-called resource constrained project scheduling techniques. In this work, an algorithm based on a heuristic approach with priority rules was developed in the Visual Basic language and tested on a project applied to the construction of building for primary school in Turkey. The project comprises 79 activities each involving 11 differentresources. Different programs for the cases of constrained and unconstrained resources were developed. The overall period it takes the project to be completed was found to be 226 days for the case of unconstrained resources and 260 days for the case of under constrained resources.