Yazar "Duran, Mutlu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Intralabyrinthine lipoma(2012) Uyar, Yavuz; Keleş, Bahar; Paksoy, Yahya; Duran, Mutlu; Azimov, AhmetYirmialtı yaşında erkek hasta kliniğimize 8 yıldır sağ kulağında işitme kaybı şikayeti ile başvurdu. Yapılan nörootolojik muay- enesinde patolojik bir bulguya rastlanılmadı. Pür ton odyometri testinde ileri derecede sensörinöral işitme kaybı tespit edildi. Magnetik rezonans (MR) ve bilgisayarlı tomografide sağ kohleayı, semisirküler kanalı ve internal akustik kanalı etkileyen lipamatöz lezyon tespit edildi. T1 ağırlıklı magnetik rezonans görüntülemesinde yağ supresyon testinin pozitif olması üzerine intralabirentin lipom tanısı konuldu. Lezyonun internal akustik kanala uzanması ve sadece sensörinöral işitme kaybına neden olması nedeniyle hastanın takibine karar verildi.Öğe Is the Use of Topical Fluorescein Helpful for Management of CSF Leakage?(Wiley, 2012) Öztürk, Kayhan; Karabağlı, Hakan; Bulut, Serap; Eğilmez, Meryem; Duran, MutluObjectives/Hypothesis: We aimed to evaluate the effectiveness of topical intranasal fluorescence application together with high-resolution computed tomography and magnetic resonance imaging and/or magnetic resonance cisternography for the preoperative diagnosis of cerebrospinal fluid (CSF) leakage and for intraoperative localization of CSF fistulas. We also assessed postoperative recurrence. Study Design: Descriptive study. Methods: Twenty-four cases underwent endonasal endoscopic repair for CSF leakage. Following intranasal topical application of fluorescein 10% to the middle turbinate-cribriform plate region and anterior wall of the sphenoid sinus, a color change of the fluorescein from yellow-brown to green was accepted as evidence of CSF leakage. A nasoseptal flap, collagen matrix, or fascia lata and septal cartilage graft were used for reconstruction of the CSF fistula. Results: The use of topical fluorescein application was helpful in diagnosing CSF rhinorrhea preoperatively and locating the CSF fistula intraoperatively. One case had both ethmoid roof and sphenoid sinus defects, and this case underwent a second operation for closure of the sphenoid defect. All CSF leakages were successfully repaired by endoscopic endonasal surgery using a nasoseptal flap. Conclusions: Cases with traumatic CSF leakage pose a higher risk of meningitis than the cases with spontaneous CSF leakage. Topical application of fluorescein is highly specific and sensitive in identifying preoperative, intraoperative, and postoperative CSF leakage. It is a simple, quick, and sensitive technique. The surgeon should be vigilant for multiple defects.Öğe İzole alt konka hipertrofisi olan hastalarda radyofrekans termal ablasyon tedavisi etkinliğinin bilgisayarlı tomografi, vizüel analog skala ile değerlendirilmesi, tekniğin nazal mukosiliyer klirens üzerindeki etkisinin saptanması(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2010) Duran, Mutlu; Ülkü, Çağatay HanBu çalışmanın amacı kronik nazal obstrüksiyonun izole submuköz alt konka hipertrofisine bağlı olduğu belirlenen olgularda radyofrekans termal ablasyonu ( RFTA) yönteminin etkinliğinin bilgisayarlı tomografi, vizüel analog skala (VAS) ile değerlendirmek ve nazal mukosiliyer klirens üzerine olan etkisini incelemektir. Gereç ve yöntem: Bu çalışmaya Mayıs 2009-Aralık 2009 tarihleri arasında Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı kliniğinde izole alt konka hipertrofisi nedeni ile RFTA uygulanan 30 hasta alındı. Hastalar erişkin yaş grubunda olup 10'u (%33.3) kadın, 20'si (%66.6) erkekti. Konkalara üç noktaya 350'şer joule enerji verilerek, hedef sıcaklık 75o C,12W ve toplam 1050 joule enerji verildi. Konkaların objektif değerlendirilmesi preoperatif dönem ve postoperatif 2.ayda çekilen koronal plan paranazal sinüs bilgisayarlı tomografileri (BT) karşılaştırılarak yapıldı. Ayrıca başka bir hekim konka boyutlarını VAS ile değerlendirildi. Hastalar tarafından, nazal obstrüksiyonun VAS değerlendirmesi yapıldı. Nazal mukosiliyer klirens ölçümü sakkarin klirensi testi ile yapıldı. Bulgular: Hastaların yaşları 18 ile 61 yaşları arasında ( ortalama yaş 31±12.014 ) değişmekte idi. Koronal plan bilgisayarlı tomografi ile konkaların postoperatif 2. ayda küçüldüğü saptandı (p=0,00). Başka bir hekim tarafından kaydedilen VAS'da, konkalarda küçülme saptandı (p=0.00). Postoperatif 2.ayda hastaların nazal tıkanıklık şikayetlerinde anlamlı derecede azalma saptandı (p=0.00). Bir (%3.3) hasta müdahaleden hiç fayda görmediğini belirtti. Sakkarin klirensinde operasyon sonrasında anlamlı bir farklılık saptanmadı (p=0.25). Sonuç: Radyofrekans termal ablasyonu yöntemi ile alt konka küçültülmesi yöntemi etkin, minimal invaziv, postoperatif hasta memnuniyeti yüksek bir yöntem olup, mukosiliyer klirensi değiştirmemektedir. BT ile alt konkaların preoperatif ve postoperatif değerlendirilmesi objektif ve tercih edilebilir bir yöntemdir.Öğe Perikraniyal-Subgaleal Flep ile Frontal Sinüs Obliterasyonu(2010) Öztürk, Kayhan; Duran, Mutlu; Arbağ, Hamdi; Keleş, Bahar; Kara, Medine; Uyar, YavuzAmaç: Bu çalışmada, vaskülarize perikraniyalsubgaleal flep ile frontal sinüs obliterasyonu uygulanan hastaların sonuçları değerlendirildi. Hastalar ve Yöntemler: Haziran 2001 - Ocak 2008 tarihleri arasında kliniğimizde çeşitli endikasyonlar nedeniyle perikraniyal-subgaleal flep ile frontal sinüs obliterasyonu uygulanan sekiz hastanın (7 erkek 1 kadın; ort. yaş 40.517.1 yıl; dağılım 9-61 yıl) dosyaları geriye yönelik olarak incelendi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, endikasyonları, ameliyat sonrası erken ve geç komplikasyonları kaydedildi. Hastalar kliniğe çağırılarak kontrol fizik muayeneleri yapıldı ve bilgisayarlı tomografileri çekildi. Dört hastaya frontal sinüs ön-arka duvarı kırığı, iki hastaya frontal sinüs mukoseli, bir hastaya frontal sinüs mukopiyoseli ve bir hastaya frontal sinüs ostiumuna uzanan ön duvar kırığı nedeniyle frontal sinüs obliterasyonu uygulandı. Tüm hastalara standart bikoronal insizyon ile yaklaşıldı ve frontal sinüs lateral saplı perikraniyal-subgaleal flep ile oblitere edildi. Bulgular: Ameliyat sonrası dönemde, açık frontal sinüs ön-arka duvar kırığı olan bir hastada iki gün süren rinore ve menenjit, frontal sinüs ön duvar kırığı olan bir hastada ise sağ frontal cilt bölgesinde hipoestezi gelişti. Diğer hastalarda herhangi bir komplikasyon izlenmedi. Sonuç: Perikraniyal-subgaleal flep iyi vaskülarize, cerrahi alana yakın, çok yönlü bir flep olup frontal sinüs obliterasyonunda kullanılabilecek ucuz, güvenilir ve efektif bir dokudur.