Yazar "Ertürk, Alper" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir köpekte iatrojenik steroid hepatopati(Selçuk Ünivesitesi Veterinerlik Fakültesi, 2015) Öztürk, Aliye Sağkan; Ertürk, AlperSteroid hepatopati, hatalı/bilinçsiz steroid kullanımı sonucu sekonder olarak gelişen iatrojenik bir bozukluktur. Sunulan olguda steroid hepatopatili 18 yaşlı Terrier ırkı erkek bir köpekte klinik, biyokimyasal, radyografi ve ultrasonografi bulguları değerlendirildi. Anemnezde hasta sahibinin dört ay kortikosteroid (üç ay prednizolon ve bir ay deksametazon) kullandığı öğrenildi. Klinik muayenede halsizlik, mukoz membranlarda solgunluk ve koordinasyon bozukluğu gözlendi. Laboratuvar muayenelerinde alkalen fosfataz ve gamma glutamil transferaz seviyeleri >10 kat, serum alanin aminotransferaz 7 kat, aspartat aminotransferaz konsantrasyonunda <2, kan üre nitrojen ve kolesterol seviyelerinin yaklaşık 2 kat arttığı belirlendi. İdrar sedimentinde löysin kristalleri gözlendi. Köpeğin abdominal ultrasonografi muayenesinde karaciğerde ekojenite artışı ve heterojen görünüm ve safra içeriğinim ekojenitesinde artış kaydedildi. Destek tedavisi yapılan köpek 45 gün sonra öldü. Sonuç olarak, kortikosteroidlerin hatalı ve/veya uzun süreli kullanımlarının steroid hepatopati ile sonuçlanabileceği, kortikosteroid tedavilerinde izlemenin gerekli olduğu, izleme ve teşhiste laboratuar ve ultrasonografik muayenelerden yararlanılabileceği değerlendirildi.Öğe Evaluation of clinical efficacy of gamithromycin in the treatment of naturally infected neonatal calves with cryptosporidiosis(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2021) Ertürk, Alper; Ok, Mahmut; Sevinç, Ferda; İder, Merve; Ceylan, Onur; Ceylan, Ceylan; Durgut, Murat KaanAmaç: Bu çalışmada kriptosporidiozis ile doğal olarak enfekte olmuş neonatal buzağıların tedavisinde gamitromisinin klinik etkinliğinin belirlenmesi amaç- lanmıştır. Gereç ve Yöntem: 5-20 günlük 20 diyareli neonatal buzağı oluşturdu. Kriptosporidiozis tanısı mikroskopik inceleme ve ELISA testi ile konuldu. Dışkıda gram başına 4 x 104 ile 15 x 106 arasında kriptosporidium ookisti görülen buzağılar çalışmaya dahil edildi. Hemogram ve kan gazları tedavinin başlangı- cında ve tedaviden sonra ölçüldü. Buzağılara subkutan olarak tek doz 6 mg/ kg dozunda gamitromisin uygulandı. İlacın etkinliği, 5. güne kadar ishalin durumu, ookist saçılımı ve vücut durumunun değerlendirilmesi ile takip edildi. Bulgular: Beşinci günde, altı tane buzağı dışkısında ookist saptanmazken, 11 buzağı dışkısında ookist sayısı önemli oranda azaldı. Tedavinin başlangıcında ve tedaviden sonra kan değerlerinde istatistiksel olarak belirgin fark (p<0.05) gözlendi. Öneri: Hem klinik iyileşmeye hem de dışkıdaki ookist sayısındaki azalmaya bağlı olarak, gamitromisinin kriptosporidiozis ile doğal olarak enfekte olmuş buzağıların tedavisinde orta derecede etkiye sahip olduğu belirlendi.Öğe Kuzu ve Oğlak Akut Koksidiyozisinin Tedavisinde Toltrazuril’in Tedavideki Etkinliğinin Değerlendirilmesi(2019) Ok, Mahmut; İder, Merve; Durgut, Murat Kaan; Ceylan, Onur; Ertürk, AlperBu çalışmanın amacı, kuzu ve oğlak akut koksidiyozisinin tedavisinde toltrazuril’in tedavideki etkinliğini değerlendirmekti. Buaraştırmanın materyalini, 15-45 günlük koksidiyozisli 120 kuzu ve 20 oğlak oluşturdu. Kuzu ve oğlaklarda iştahsızlık, durgunluk, emmerefleksinde ve canlı ağırlıkta azalma, dehidrasyon ve siyah yeşilimsi (çoğunluğunda) veya kanlı ishal gözlendi. Koksidiyozis tanısı dışkınınmikroskobik muayenesi ile kondu. Kuzu ve oğlaklara 20 mg/kg dozunda oral yolla tek doz toltrazuril uygulandı. 120 koksidiyozislikuzunun 115’i tedaviye cevap verirken, 5 kuzu tedaviye cevap vermedi. 20 koksidiyozisli oğlağın 19’u tedaviye cevap verirken, 1 oğlaktedaviye cevap vermedi. Sonuç olarak, bu çalışma kuzu ve oğlakların koksidiyozisinin tedavisinde toltrazuril’in oldukça etkili olduğunugöstermiştir.Öğe Neonatal İshalli Buzağılarda Sıvı Replasmanı Öncesi ve Sonrası Vena Kava Kaudalis Çapının Değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Ertürk, Alper; Sevinç, MutluThe aim of this study were to evaluate the caudal vena cava diameter and caval index before and during treatment with ultrasonography in dehydrated calves, to obtain more objective criteria for the determination of the degree of dehydration, and to investigate the correlation of CVC diameter and KI with clinical and laboratory parameters. The study's animal material consisted of calves of various breeds and genders, aged 2-15 days, which were brought in with the complaint of acute diarrhea in the neonatal period. The calves were divided into two groups as moderate dehydration (Group I) and severe dehydration (Group II) by scoring the degree of dehydration according to clinical examination findings. Fluid therapy and supportive treatment were performed to all calves. Clinical, monitoring, laboratory and ultrasonographic examinations of the calves were performed before the treatment, immediately after the fluid treatment, and at the 8th, 24th, and 48th hours after the treatment. It was determined that the calves included in the study had watery diarrhea, dehydration, capillary refill time prolongation, hypothermia and an absence of the sucking reflex before the treatment. It was determined that 14 of the neonatal calves with diarrhea were septicemic and 10 of them had nonsepticemic diarrhea. Leukocytosis, hemoconcentration, hypotension, metabolic acidosis, hyperkalemia and hyperlactatemia were detected in the calves included in the study. A decrease in CVCmax and CVCmin values and an increase in KI were detected in all calves before treatment. After the treatment, improvement of clinical, hematological and monitoring findings was detected. A significant increase in CVCmax and CVCmin values and a significant decrease in KI values were detected in all calves after treatment. In the correlation analysis, positive and negative correlations were determined between CVCmax, CVCmin and KI and degrees of dehydration, capillary refill time, posture, sucking reflex, WBC, RBC, HCT, Hb, pH, sO2, K+ , BE, HCO3 - , SBP, DBP and MAP. Despite all the interventions, four of the calves that were hypovolemic and septicemic died. In conclusion, ultrasonographic CVC diameter measurements and determination of KI in neonatal diarrheal calves can provide fast, noninvasive and practical information about the patient's hydration status and an evaluation of the response to treatment. Caudal vena cava diameter and KI can be used more frequently in routine practice as they correlate with some clinical, monitoring and hematological findings.