Yazar "Gökşahin, Ebru" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ağır çekim (Araba) atlarının alt ekstremite ve ayak bölgesi kemik lezyonlarının klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi(2018) İzci, Celal; Erol, Muharrem; Gökşahin, EbruAtlarda kemik lezyonlarının belirlenmesinde radyografi sık kullanılan görüntüleme yöntemlerinden birisidir. Çalışmada,halk elinde bulunan ve çeşitli nitelikteki yük taşıma ve ulaşım işlerinde kullanılan atlardaki alt ekstremite ve ayakbölgesi kemik lezyonlarının taranarak elde edilen sonuçların literatür veriler ışığında tartışılması amaçlandı. Çalışmatoplam 30 adet araba atında yapıldı. Anamnez sorgulaması ve klinik muayenesi tamamlanan atların; ön ve arka, sağve sol alt ekstremite ve ayaklarının çeşitli pozisyonlarda radyografik çekimleri yapıldı. Her bir at için elde edilen radyografikgörüntüler ayrı ayrı incelendi. Belirlenen lezyonlar yerine ve niteliğine göre tasnif edilip, tanımlayıcı istatistik yapılarakdeğerlendirildi. Radyolojik olarak incelenen atların %80’inde değişik nitelikte lezyonlar saptanırken, %20’sinde herhangibir lezyon ile karşılaşılmadı. Atların %66.7’sinde osteoarthritis, %70.8’inde süro, %50’inde sesamoiditis, %54.1’inde periosteal kemik formasyonu tespit edildi. Lezyonların ön ve arka bacaklardaki dağılımı sırası ile %12.5 ile %8.3 iken, atların %79.2’ünde hem ön hem de arka bacaklarda lezyon tespit edildi. Belirlenen lezyonların hemen hepsininkronik nitelikli olduğu söylenebilir. Sonuç olarak, bu tip ağır işlerde kullanılan atların refah problemlerinin ortadankaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.Öğe Boynuz ve canlı tırnak lezyonu (BCTL) bulunan süt sığırlarında ökçe yastığının ultrasonografik olarak değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2018) İzci, Celal; Erol, Muharrem; Gökşahin, EbruAmaç: Bu çalışmada boynuz ve canlı tırnak lezyonu (BCTL) bulunan süt sığırlarında ökçe yastıklarının ultrasonografik olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada, aynı beslenme ve barınak şartlarında bulunan ve ayak(ların) da BCTL'ye bağlı topallık bulunan, Holstein ırkı süt sığırlarına ait kadavra ayaklar kullanıldı. Toplam 30 adet süt sığırına ait 120 adet kadavra ayak (240 adet tırnak) çalışma materyalini oluşturdu. Kadavra ayaklar her bir grupta 6 adetsüt sığırına ait olmak üzere 5 gruba ayrıldı. Kadavra ayakların klinik muayenesinden sonra her bir tırnakta fonksiyonel tırnak kesimi yapıldı. Kadavra tırnaklarda fonksiyonel tırnak kesiminden sonra 7.5 MHz konveks prob ile ultrasonografik olarak ökçe yastığı ve taban kalınlıkları ölçülerek kaydedildi. Elde edilen sonuçlar istatistiki olarak değerlendirildi. Bulgular: Ökçe yastığı kalınlıkları değerlendirildiğinde, gruplar arası farklılıkların istatistiksel olarak önemli olmadığı (P>0.05) tespit edildi. Taban kalınlıkları arasındaki gruplar arası farklılıkların istatistiksel olarak önemli (P<0.001) olduğu saptandı. Öneri: Ökçe yastığının kalınlığının azalması BCTL gelişimine yol açabilir. Bu nedenle ökçe yastığının biyomekaniksel özelliklerini besleme veya genetik seleksiyon yolu ile güçlendirmek veya vücut kondisyon skorunu (VKS) kontrol ederek ökçe yastığının tırnak içerisinde oluşan travma ve kontüzyonları absorbe etme kapasitesini artırarak, BCTL’nin oluşumu önlenebilir.Öğe Taban yastığı mı çatal-ökçe yastığı mı?(2015) İzci, Celal; Gökşahin, Ebru; Erol, MuharremAtlarda ayak yere bastığında, tırnak içerisinde büyük bir basınç oluşur. Yürüyen bir atta dört ayak aynı anda yere temas etmez, her bir ayağa düşen ağırlık daha da artar. Tırnak içerisindeki canlı dokuların zarar görmemesi için, bu basıncı absorbe eden yapılara ihtiyaç vardır. At ayağındaki bu yapıların en önemlisi çatal-ökçe yastığıdır. Çatal-ökçe yastığı, ayağın palmar/plantarında ve çatalın tam üzerinde bulunan kama biçiminde bir oluşumdur. Fibro-adipoz yapıda, damardan fakir ve duyarsız bir dokudur. Bu özelliği ile tırnak içerisinde oluşan basıncı absorbe etme yeteneğine sahiptir. Ligamentler ve sıkı kalın bantlar vasıtasıyla komşu yapılara bağlanır. Ayakta yastık görevi yaptığı için, 'digital cushion/pulvinus digitalis/pulvinus subcutaneus' olarak adlandırılır. Çatal-ökçe yastığı ülkemizde ayak hastalıkları ile ilgili yazılmış bütün kitaplarda 'taban yastığı' olarak adlandırılmaktadır. Oysa at tırnağının taban kısmında yastık niteliğinde herhangi bir anatomik oluşum bulunmamaktadır. Kanaatimizce bu tanımlama, ayak yere bastığında tırnağın yere temas eden toprak yüzeyinin tamamının taban olarak değerlendirilmesi şeklindeki bir yanlış algılamaya dayanmaktadır. Halbuki; ayak yere bastığında tırnağın yere temas eden yüzeyi, taban (solea ungulae), çatal (cuneus corneus), destekler (pila ungulae) ve ökçeler (torus corneus)'den oluşmaktadır. Yani taban tırnağın yere temas eden yüzeyinin sadece bir bölümünü oluşturur. Nitekim kadavra at tırnakları üzerinde yaptığımız diseksiyon çalışmalarında, yastık nitelikli doku yapılarının sadece çatal ve ökçe koryumu üzerinde yerleşmiş olduğunu, taban koryumu üzerinde bulunmadığını gördük. Bu nedenle; atlarda bugüne kadar 'taban yastığı' olarak tanımlanan oluşumun, anatomik konumu, fonksiyonu ve biyomekaniğine uygun biçimde 'çatal-ökçe yastığı' olarak adlandırılması gerekmektedirÖğe Yarış atlarında çatal-ökçe yastığının yapısal özelliklerinin manyetik rezonans görüntüleme (MRG), histoloji, gaz kromatografi yöntemleriyle araştırılması(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Gökşahin, Ebru; İzci, CelalBu çalışmanın amacı; radyolojik ve ultrasonografik olarak görüntülenemeyen çatl ve ökçe yastığı yapısal özelliklerinin, gas kromotoğrafik ve histolojik olarak ortaya konması ve manyetik rezonans görüntüleri (MRG) arasındaki farklılıkların değerlendirilmesidir. Çalışmada canlı materyal olarak toplam 13 adet yarış atı, 18 adet kadavra yarış atına ait ayaklar kullanıldı. Kadavra ayak materyali 6 adet aygır, 6 adet kısrak ve 6 adet taya ait toplam 72 adet at ayağı oluşturdu. Ayrıca bu çalışma kapsamında 121 ata ait daha önceden alınmış olan MR görüntüleri incelendi. Kadavra ve canlı hayvanların çatal-ökçe yastığının MRG, karşılaştırmalı olarak incelendi. Canlı hayvanlardan alınan MRG protokolünde, SE T1/PD sagital, SE T1/PD sagital, SE T1/PD sagital transversal, STIR sagital, STIR transversal, SE T2 transversal, 3D GE T1 dorsal pozisyonlar ve sekanslar kullanıldı. Kadavra tırnakların MRG protokolünde, T1- tse - tra- fs (axial) sekans, T1- SE – coronal sekans, T1- tse- sagital sekans, Pd- tse-tra-fs-(axial) sekans, T2- tse- cor.sekans kullanıldı. MRG tamamlanan her bir kadavra tırnaktan, histolojik ve gaz kromatografik değerlendirme için doku alındı. Histolojik değerlendirmede, hematoksilen-eozin, safranin O, alcian blue pH 2.5, triple, Gordon ve Sweet'in retiküler iplik boyamaları yapıldı. Gaz kromatografi ile yağ asitleri analizi gerçekleştirildi. Çatla ve ökçe yastığı dokusu içerisinde bulunan yağ miktarlarının gruplar arası farklılıkları istatistiksel olarak önemli (P<0,01) bulundu. Çatal ve ökçe yastığındaki SFA oranlarının gruplar arasındaki farklılıkları istatistiksel olarak önemsiz (P>0,05) bulunurken, MUFA ve PUFA oranlarının gruplar arasındaki farklılıkları istatistiksel olarak önemli (P<0,01) bulundu. Çatal ve ökçe yastıkları kalın kollagen iplik demetlerinden oluşmakla birlikte, yağ hücresi toplulukları kalın kollogen iplik demetleriyle ayrılmış durumdaydı. Grupların çatal-ökçe yastığı dokularının yağ oranları arasında önemli farklar (P<0,01) tespit edildi. MR görüntülerinin karşılaştırılmasında; ökçe yastığının görüntüsü farklı kesitlerde değerlendirilirken, çatal yastığı görüntüsü 10. kesit görüntüsü ile değerlendirilmeye başlandı. Sonuç olarak atlarda çatal ve ökçe yastığının yapısal özelliklerinin farklı olduğu, bu farklılığında MR görüntülerine yansıdığı söylenebilir.