Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Gül, Osman Vefa" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Baş Boyun Kanserlerinde Adaptif Radyoterapinin Doz Hacim Histogramı ve Termolüminesans Dozimetreler ile Değerlendirilmesi
    (Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Gül, Osman Vefa; Büyükçizmeci, Nihal
    Baş boyun kanserli hastalar radyoterapi sırasında tümör ve kritik organ hacimlerinde anatomik değişikliklere uğramaktadır. Bu durum, hedef hacmin yetersiz doz almasına veya normal dokuların aşırı radyasyona maruz kalmasına neden olmaktadır. Baş boyun kanserlerinin radyoterapisi sırasında hastada bölgesel kontrolü artırmak ve komplikasyonları azaltmak için belirlenen dozun doğru uygulanması büyük önem taşımaktadır. Baş boyun bölgesinde yüzeysel doz ölçümü almanın bazı zorlukları vardır fakat boyun bölgesindeki cilt dozunun doğru bilinmesi klinik kararlara yardımcı olmaktadır. Akut cilt reaksiyonlarını ve toksisiteleri en aza indirmek için boyun bölgesinde cilt dozunun doğru tahmini önemlidir. Bu çalışmanın amacı, baş boyun kanserleri için 3 fazlı adaptif radyoterapi (ART) tekniğinin dozimetrik faydalarını değerlendirmektir. Ayrıca termolüminesan dozimetreler (TLD) ile radyasyon tedavisi sırasında hastalarda meydana gelen anatomik değişikliklere bağlı olarak cilt dozundaki değişikliklerin incelenmesi ve tedavi planlama sisteminin (TPS) cilt dozundaki doz hesaplama doğruluğunun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmaya baş boyun kanserli 15 hasta dahil edilmiştir. Hastanın boynuna artefakt yapmayan doku eşdeğeri materyaller, bilgisayarlı tomografi (BT) sırasında belirlenen 5 farklı noktaya yerleştirilmiştir. Radyoterapi planları, tüm hastalara 33 fraksiyonda günlük doz 2.12 Gy olacak şekilde toplamda 69.96 Gy simultaneous-integrated boost (SIB) tekniği ile yapılmıştır. İn vivo doz ölçümleri için 3.2 × 3.2 × 0.89 mm TLD-100 (LiF: Mg, Ti) çipleri kullanıldı. Tedavi sırasında cilt doz artışı %10'dan fazla ve kilo kaybı %5'ten fazla olan hastalara kontrol BT'si önerilmiştir. Hastada kilo kaybı ve cilt dozu artışı nedeniyle kontrol BT'leri BT14 ve BT24 elde edilmiştir. Offline ART planları 14 ve 24. fraksiyondan sonra oluşturuldu ve daha sonraki işlemler için kullanıldı (sırasıyla APlan1 ve APlan2). Çalışmaya dahil edilen tüm hastalara 3 aşamalı ART uygulanmıştır. Buna göre sırasıyla 0-14, 15-24 ve 25-33 fraksiyonları arasında Plan0 Aplan1 ve Aplan2 uygulanmıştır. Adaptif (ART: Plan0+Aplan1+Aplan2) ve adaptif olmayan (Non-ART) planlar için doz-hacim histogramları (DVH'ler) karşılaştırıldı. Lateral boyun çapı (LBÇ) değişimi BT14 ve BT24 için sırasıyla %7,35 (p<0,001) ve %5,44 (p<0,001) azalma ile istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. BT0'a kıyasla BT14 için ortalama kilo kaybı %7,80 ve BT14'e kıyasla BT24'deki kilo kaybı %5,65 olarak bulunmuştur. Cilt dozu artışı Plan0, Aplan1 ve Aplan2 için sırasıyla %15.25, %10.56 ve %2.83 olarak ölçülmüştür. ART için ipsilateral parotis ve kontralateral parotis Dmean dozlarının sırasıyla 1,62 Gy (p<0,001) ve 2,25 Gy (p<0,001) azaltıldığı görülmüştür. Tedavi sırasında cilt dozundaki %10'dan fazla artış ve %5'ten fazla kilo kaybı ART'nin uygulanması için belirleyici bir nokta olarak düşünülmelidir. Baş boyun kanserli hastalarda yoğunluk ayarlı radyoterapi (YART) sırasında 15. ve 25. fraksiyonlardan sonra kontrol BT taramasının yapılması ve yeniden planlanma önerilmektedir. Sonuç olarak, 3 fazlı ART yaklaşımı, baş boyun kanserli hastalarda dozimetrik faydalar sağlamaktadır. Ayrıca planların in vivo ölçümlerle kontrollerinin sıklıkla yapılması radyasyon tedavisi kalitesini artıracaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparison of two different radiotherapy techniques in stomach cancer paiients who underwent concomitant chemoradiotherapy
    (Galenos Publishing House, 2014) Yavaş, Güler; Yavaş, Çağdaş; Çobanoğlu, Gökçen; Gül, Osman Vefa; Acar, Hilal; Ata, Özlem
    Objective: We aimed to compare four field radiotherapy techniques with three field radiotherapy technique with enhanced dynamic wedges (EDW) in patients with stomach cancer who underwent postoperative chemo-radiotherapy. Material and Methods: Ten consecutive stomach cancer patients who underwent total/subtotal gastrectomy and lymph node dissection were included to the study. For each patient, two different treatment plans were created for the tumor bed and regional lymph nodes. Three field and four field plans were compared for the doses in the planning target volume (PTV), the organ at risk (OAR) volumes (including kidneys, liver, spleen and spinal cord), the dose homogeneity index (DHI), and the monitor unit counts (MU) required for the treatment. Student-t test was used for statistical analysis. Results: There was no difference between two techniques in terms of DHI (p:0.576). The mean dose received by the liver was significantly reduced with three field technique (p<0.001); whereas the mean doses of the kidneys, spleen and spinal cord were decreased with four field technique (p values were 0.007, 0.021 and <0.001 respectively). The dose to %10, %30, %40 and %50 of the total liver volume were significantly reduced with three field technique (p values were 0.026, 0.009, 0.001 and <0.001 respectively). The MU counts required for the treatment was significantly lower with four filed technique (p<0.001). Conclusion: There weren't any difference in terms of dose homogeneity in the PTV and DHI between four field technique and three field techniques with EDW in patients with stomach cancer who underwent radiotherapy to the tumor bed and regional lymph nodes. It was expected to need more MU in the three field technique with EDW. The liver dose was significantly reduced with three field technique. Therefore it is more convenient to choose three field techniques with EDW in patients with known liver disease.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Dosimetric Comparison of Inverse Planning Simulated Annealing and Manual Optimization for Intracavitary Cervix Brachytherapy
    (Selçuk Üniversitesi, 2024 Şubat) Başaran, Hamit; Düzova, Mürsel; İnan, Gökçen; Gül, Osman Vefa
    Background/Aims: Different optimization methods in brachytherapy treatment planning have been used. The aim of this study is to evaluate dosimetric differences between manual optimization (MO) and inverse planning simulated annealing (IPSA) planning techniques commonly used in brachytherapy of cervical cancer. Methods: Fifteen cervical cancer patients were included in this study. Nucletron standard tandemovoid (TO) applicators were used for treatment. High-risk clinical tumor volume (HR-CTV), bladder, rectum and sigmoid contouring were performed according to GEC-ESTRO recommendations. Two plans were created for each patient using IPSA and MO techniques. While a dose of 700 cGy was prescribed to the target volume during the planning phase, an effort was made to protect the organs at risk in the best way possible. IPSA and MO planning techniques were compared via dose volume histogram (DVH). Results: There was no significant difference between HR-CTV and CI values for MO and IPSA techniques. There was a significant difference between IPSA and MO techniques for the 2cm3 volume of the rectum (p= 0.002). It was observed that the bladder was better protected by the IPSA technique. There was a 6.26% dose difference between IPSA and MO for the bladder. A significant difference was found between IPSA and MO techniques for the 2cm3 volume of the sigmoid (p= 0.002). The IPSA technique was superior to the MO technique in terms of time. Conclusions: The IPSA technique was superior to the MO technique in terms of protecting organs at risk (OARs). IPSA provides a faster and higher quality plan in cervical brachytherapy. Keywords: Brachytherapy, Cervix cancer, IPSA
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Mide Kanseri Nedeni ile Eş Zamanlı Kemoradyoterapi Uygulanan Hastalarda İki Farklı Radyoterapi Tekniğinin Karşılaştırılması
    (2014) Yavaş, Güler; Çobanoğlu, Gökçen; Gül, Osman Vefa; Yavaş, Çağdaş; Acar, Halil; Ata, Halil
    Amaç: Mide kanseri tanısı ile postoperatif kemo-radyoterapi uygulanan hastalarda dört alan teknik ile sanal wedge (kama) kullanılarak yapılan üç alan tekniği dozimetrik açıdan karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Mide kanseri tanısı ile total/subtotal gastrektomi ve lenf nodu diseksiyonu yapılan on hasta çalışmaya dahil edildi. Her hasta için tümör yatağı ve bölgesel lenf nodlarına yönelik iki farklı tedavi planı yapıldı. Planlanan hedef hacim (PTV), risk altındaki organlar (böbrekler, karaciğer, dalak ve spinal kord), doz homojenite indeksi (DHI) ve tedavi için gerekli olan monitör ünitler (MU) açısından dört alan teknik ile üç alan teknik karşılaştırıldı. İstatistiksel analizde student t test kullanıldı. Bulgular: İki teknik arasında DHI açısından anlamlı bir farklılık saptanmadı (p: 0.576). Karaciğerin aldığı ortalama doz üç alan teknik ile anlamlı olarak azalırken (p0.001); sol böbrek, spinal kord ve dalağın ortalama dozları dört alan teknik ile anlamlı olarak daha az bulundu (p değerleri sırası ile 0.007, 0.021 ve 0.001). Toplam karaciğer hacminin %10, %30, %40 ve %50sinin aldığı dozlar üç alan teknik ile anlamlı olarak daha düşük olarak bulundu (p değerleri sırası ile 0.026, 0.009, 0.001 ve 0.001). Üç alan teknik için gerekli olan MU sayısı dört alan tekniğe göre anlamlı olarak daha fazla bulundu (p0.001). Sonuç: Mide kanseri tanısı ile mide yatağı ve bölgesel lenf nodlarına yönelik radyoterapi uygulanan hastalarda PTVdeki doz homojenitesi ve DHI açısından dört alan teknik ile sanal wedge kullanılarak oluşturulan üç alan teknik arasında fark yoktur. Sanal wedge kullanılan teknikte MU sayısının artması beklenen bir sonuçtur. Sanal wedge ile uygulanan üç alan teknikte karaciğerin aldığı dozlar anlamlı derecede azalmıştır. Bu nedenle eşlik eden bir karaciğer rahatsızlığı bulunan hastalarda üç alan tekniği uygun bir tedavi şekli olarak görülmektedir.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim