Yazar "Güner, Şükrü Nail" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe CD19 Eksikliği Tanısında RFLP Yönteminin Kullanımı(Selçuk Üniversitesi, 2021) Karaselek, Mehmet Ali; Güner, Şükrü Nail; Kurar, Ercan; Efe, Hatice İrem; Kapaklı, Hasan; Gül, Yahya; Keleş, Sevgi; Reisli, İsmailB lenfosit yüzeyinde bulunan CD19 molekülü olgun B hücrelerinde CD21, CD81, CD225 ile birlikte CD19 kompleksini oluşturur ve antijen uyarısı ile birlikte B lenfosit aktivasyonunu düzenler. CD19 molekülünü kodlayan gende oluşacak mutasyonlar, CD19 protein ekspresyonunu etkilemekte ve primer immün yetmezlik (PIY) tablosu ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada CD19 eksikliği tanısıyla izlediğimiz hastamızın 3 aylık bebeğinin, RFLP yöntemiyle aynı gen mutasyonu yönünden değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya bilinen CD19 mutasyonlu hasta, bu hastanın yeni doğan bebeği ile hastanın annesi ve iki sağlıklı kontrol dahil edilmiştir. Mutasyon analizi için ilk olarak CD19 genindeki mutasyon bölgesini kapsayan primerler dizayn edilip PZR-RFLP işlemi gerçekleştirilmiştir. Oluşan DNA fragmentleri agaroz jel elektoroforezinde görüntülenip genotiplemesi yapılmıştır. Hastamızın CD19 geninin ekzon 6’da saptanan çerçeve kayması mutasyonu (c.973_973insA) yönünden bebeğinin ve annesinin taşıyıcı olduğu PZR-RFLP yöntemi ile gösterilmiştir. PZR-RFLP yönteminin, bilinen mutasyonların belirlenmesinde kullanılabilecek ucuz, hızlı ve güvenilir bir yöntem olduğu kanısındayız.Öğe Çocuklarda idrar örneklerinden saptanan toplum kaynaklı gram negatif mikroorganizmaların dağılımı ve 2003-2010 yılları arasında antibiyotik direncindeki artışın değerlendirilmesi(2012) Güner, Şükrü Nail; Göktürk, Bahar; Bayrakçı, Umut Selda; Baskın, EsraAmaç: İdrar yolu enfeksiyonu tedavisinde uygun antibiyotik kullanımı, gelecekte oluşabilecek antibiyotik direncine ve böbrekte parankimal hasar, reflü nefropatisi gibi komplikasyonlara karşı koruma sağlayacaktır. Burada, Konya bölgesinde, toplumdan kazanılmış idrar yolu enfeksiyonu etkenlerini ve zaman içindeki antibiyotik direnci oranlarındaki değişimi göstermek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Temmuz 2003-Ocak 2010 döneminde idrar kültüründe üreme belirlenen 0-17 yaş aralığındaki hastalar araştırmaya alındı. Toplam 1742 hastadan 2544 kültür üremesi elde edildi. Bulgular: Üreme olan hastaların %57,6’sını kızlar oluşturmaktaydı. Kız ve erkek hastalarda enfeksiyon etkeni olarak sırasıyla E.coli %76,1-41,9, Klebsiella spp %13,7–24,3, Proteus spp %6,9-28,4 ve diğerleri %3,4-5,2 oranında saptandı. E.coli, Klebsiella ve Proteus türlerinin en duyarlı olduğu antibiyotikler karbapenemler, aminoglikozitler, kinolonlar ve üçüncü kuşak sefalosporinler olarak belirlendi. E.coli ve Proteus gruplarında yüksek trimetoprim-sulfametoksazol (TMP-SM) direnci (%48,2-48,5), E.coli ve Klebsiella gruplarında ise yüksek ampisilin direnci (%68,9-88,2) dikkat çekiciydi. Her üç mikroorganizma için %100’e yakın amikasin duyarlılığı saptandı. 2003-2006 ve 2006-2010 yılları arasında antibiyotik duyarlılıkları karşılaştırıldığında, mikroorganizmaların birçok antibiyotiğe karşı direnç oranlarının anlamlı düzeyde arttığı görüldü. Çıkarımlar: İdrar yolu enfeksiyonuna neden olan mikroorganizmaların aminoglikozit ve üçüncü kuşak sefalosporinlere duyarlı olduğu görülmüştür. İdrar yolu enfeksiyonu tedavisinde yüksek direnç gelişimi nedeniyle TMP-SM ve ampisilin etkeni bilinmeden yapılan tedavide ilk seçenek olmamalıdır. (Türk Ped Arş 2012; 47: 107-13)