Yazar "Hasçelik, Gülşen" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Küçük Resim
    Öğe
    Salmonella Enterica Serotipleri ve Salmonella Enfeksiyonları: Türkiye'de on ili Kapsayan Çok Merkezli Bir Çalışma
    (2004) Erdem, Birsel; Hasçelik, Gülşen; Gedikoğlu, Suna; Gür, Deniz; Ercis, Serpil; Sümerkan, Bülent; Aysev, Ahmet Derya; Tuncer, İnci; Tuğrul, Murat; Otkun, Müşerref Tatman; Tünger, Alper; Akgün, Yurdanur; Acar, Nilgün; Köksal, İftihar; Gülteki̇n, Meral; Söyleti̇r, Güner; Elhanis, Atila
    Salmonella enfeksiyonlarının ve Salmonella' ların Türkiye'ye özgü özelliklerini ortaya koymak üzere, 1 Temmuz 2000 ile 30 Haziran 2002 tarihleri arasındaki iki yıllık sürede 10 ildeki (Ankara, Antalya, Bursa, Edirne, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya ve Trabzon) 13 klinik mikrobiyoloji laboratuvarında, insanların çeşitli klinik örneklerinden (481 dışkı, 108 kan, 12 idrar, 9 püy, 3 kemik iliği, 3 beyin omurilik sıvısı ve birer adet olmak üzere safra, plevra sıvı, yara, kateter örnekleri) izole edilen 620 Salmonella susu serotiplendirilmiştir. Hastaların %43'ü kadın, %57'si erkek, %36.8'i hastanede yatan hasta ve %63.2'si poliklinik hastasıdır.Hastaların %78'i gastroenteritis %10.7'si septisemi/lokal enfeksiyonlu, %9.8'i tifo/ paratifolu hastalar olup %1.5'i taşıyıcıdır. Gastroenterit 0-5 yaş grubunda daha fazla görülmüştür (p0,001). Altıyüz yirmi Salmonella enterica izolatının %47.7'si Salmonella Enteritidis, %34.7'si Salmonella Typhimurium, %6'sı Salmonella Paratyphi B, %2.9'u Salmonella Typhi, %0.2'si Salmonella Paratyphi A, %6.1'i Salmonella serogrup C.,, %2.4'ü Salmonella serogrup C2'dir. S.Enteritidis, Kayseri dışındaki tüm illerde en yaygın serotip iken, Kayseri'de en yaygın serotip S.Typhimurium'dur (%68.2). Salmonella Enteritidis, her klinik tabloda en sık izole edilen serotip olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca dışkı ve kan kültürlerinden en sık izole edilen serotip, Salmonella Enteritidis'dir. Bu sürveyans döneminde Edirne'de S.Enteritidis suşları ile ve Kayseri'de S.Typhimurium suşları ile iki salgın görülmüştür. Sonuç olarak, Türkiye'de Salmonella enfeksiyonları ve Salmonella'lar, önemli sağlık sorunlarından biri olmaya devam etmekte olup, Salmonella enfeksiyonlarının etkin sürveyans yöntemleri ile izlenmesi önem taşımaktadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Türkiye’de invazif streptokok enfeksiyonlarının epidemiyolojisi, klinik ve mikrobiyolojik özellikleri, 2010-2011
    (2014) Topkaya, Aynur Eren; Balıkcı, Ahmet; Aydın, Faruk; Hasçelik, Gülşen; Kayman, Tuba; Kesli, Recep; Aydemir, Şöhret
    Bu çalışmada, ülkemizdeki invazif A grubu streptokok (AGS) enfeksiyonlarının epidemiyolojik ve mikrobiyolojik özelliklerinin belirlenmesi ve bu hastalıkların önlenmesinde uygulanacak olan ulusal stratejilere veri sağlanması amacıyla bir yıllık aktif sürveyans yapılması planlanmıştır. Çalışmaya, Türkiye’nin 12 farklı bölgesinden (İstanbul; Doğu ve Batı Marmara; Doğu ve Batı Karadeniz; Ege; Akdeniz; Batı, Orta, Kuzeydoğu, Ortadoğu ve Güneydoğu Anadolu) toplam 46 klinik mikrobiyoloji laboratuvarı katılmıştır. Katılımcı merkezlerde, Haziran 2010-Haziran 2011 tarihleri arasında steril vücut bölgelerinden (kan, beyin omurilik sıvısı, eklem, plevra, periton, perikard sıvıları) izole edilen AGS’ler, doğrulama ve ileri çalışmalar için Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Laboratuvarına gönderilmiştir. Bakterilerin tanımlanması konvansiyonel yöntemlerle yapılmış; serotiplendirme için opasite faktörü (OF) ve T protein tipleri araştırılmış, genotiplendirme için AGS lizatı hazırlama, emm geni amplifikasyonu ve dizilenmesi, “Centers for Disease Control and Prevention” protokolüne göre uygulanmıştır. Çalışma dönemi içinde katılımcı merkezlerin 15’inden, 65 invazif AGS suşu izole edilmiştir. İnvazif AGS izolasyon oranının bölgesel farklılıklar gösterdiği belirlenmiş, en yüksek izolasyonun Doğu Karadeniz (Trabzon; n 19) bölgesinde olduğu, bunu İstanbul (n 17) ve Batı Anadolu (Ankara, Konya; n 14) bölgelerinin izlediği görülmüştür. İnvazif AGS enfeksiyonu tanısı konulan hastaların 33’ü kadın, 32’si erkek olup, yaş aralığı 0-89 yıl arasındadır. AGS suşlarının en fazla yumuşak doku (n 18), apse (n 10), steril vücut sıvısı (n 8) ve kan (n 7) örneklerinden izole edildiği gözlenmiştir. Serotiplendirme sonucunda 36 (%55) izolatın OF pozitif olduğu saptanmış; en sık saptanan T protein tipleri poligrup T (n 20) ve U (n 14) olmuş, bunları B (n 5), X (n 3) ve Y (n 2) izlemiştir. Yirmi iki izolatta T proteini tespit edilememiştir. Genotiplendirme sonucunda izolatların 17 farklı emm tipine sahip olduğu saptanmış; en sık rastlanan tipler; emm1 (n 13), emm4 (n 6), emm6 (n 6), emm12 (n 6), emm24 (n 4), emm14 (n 3) ve emm28 6 (n 3) olarak belirlenmiş, dokuz suş dizileme ile tiplendirilememiştir. İzolatların emm tipleri ile serotipleri arasındaki korelasyon %58 olarak bulunmuştur. Kullanımdaki 26 değerli aşının invazif AGS suşlarının %70.5’ini kapsadığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak bu çalışmayla Türkiye’de invaziv AGS enfeksiyonlarının epidemiyolojik ve mikrobiyolojik özellikleriyle ilgili ilk veriler elde edilmiştir. İnvazif AGS enfeksiyon sıklığının ülkemizde düşük olduğu, 26 değerli ASG aşısının aşı programına dahil edilmesinin ülkemiz için şu anda acil halk sağlığı sorunu olmadığı ve eğer ülkemizde kullanılacaksa aşıya emm4 ve emm24 tiplerinin de eklenmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.