Yazar "Karaca, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Biyolojik ajan tedavisi almış hastaların laboratuvar ve görüntüleme sonuçlarının değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2023) Karaca, Ali; Çizmecioğlu, AhmetAmaç: Biyolojik tedavi, genetik mühendislik ve benzeri yüksek teknolojiler aracılığıyla geliştirilen moleküllerin kullanıldığı bir tedavi türüdür. Biyolojik ilaçların artan kullanımına korele şekilde yan etkileri ile de artmaktadır. Fırsatçı enfeksiyonlar ve maligniteler en istenmeyen yan etkilerdendir. Çalışmamızda, farklı klinik endikasyonlarda kullanılan biyolojik tedavilerin devam eden ilaç onam süreçlerinde iç hastalıkları gözüyle mevcut ve potansiyel yan etkilerini incelemeyi amaçladık. Metot: Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yerel Etik Kurulundan etik onayı alınan retrospektif çalışmamıza 18 yaş üzeri, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ilaç kullanma ve onama kriterlerine göre içerisinde iç hastalıkları onamı ihtiyacı olan biyolojik ajan türleri kullanan ve farklı kliniklerden konsültasyon şeklinde onama gelmiş hastalar dahil edilmiştir. Hastaların laboratuvar verileri ve görüntüleme sonuçları hastane dijital sisteminden alınmıştır. Buna göre aynı hasta adına son 3 yıl içindeki verilerden iki değerlendirme arasında en az 6 ay zaman aralığı olanlar alınarak öncesi-sonrası şeklinde veri setleri oluşturulmuştur. Biyolojik ilaçlar ise farmakolojik etkinliklerine göre 5 kategoride incelenmişlerdir. Görüntüleme sonuçlarından mümkün olanlarında ayrıca Tiroid Görüntüleme Raporlama ve Veri Sistemi (TIRADS) skorlaması yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamıza toplam 404 hasta dahil edildi. Ortalama yaş 46,11 ± 9,91 olan hastaların 214'ü (%53) kadındı. İlaçlar arasında en sık değerlendirmeye alınan 114 hasta ile Ocrelizumab oldu. Hastaların ilk ve daha sonra yapılan USG'lerindeki TIRADS puan ve skorları kıyaslandığında her ne kadar toplam puan ve skorda azalma fark edilse de bu azalış istatistiksel bir anlamlılık ifade etmedi. Tedavi süresince yapılan ilk ve sonraki tiroid fonksiyon testlerinin kıyaslandığında tiroid stimulan hormon (TSH) için istatistiksel bir farklılık yokken, triiyodotironin (sT3) düzeyinde anlamlı artış, tiroksin (sT4) düzeyinde ise anlamlı azalma mevcuttu. Ancak bu değişikliklerin hiçbiri hormonların referans aralıkları dışında değişimler değildi. Etken maddeler baz alınarak yapılan tiroid fonksiyonları kıyaslanması sonuçları şu şekildedir. Adalimumab kullananlarda TSH'da azalma, sT3 ve sT4'de artış, Kladribin kullananlarda sT3'de azalma, sT4'de artış, Etanercept kullananlarda sT3 ve sT4'de artış, Golimumab kullananlarda sT3 ve sT4'de azalma, İksekizumab kullananlarda sT3'de azalma, sT4'de artış, İnfliksimab kullananlarda TSH'da artış, sT3'de azalma, sT4'de artış, Ocrelizumab kullananlarda sT3'de azalma, sT4'de artış, Risankizumab kullananlarda sT3 ve sT4 azalma, Rituksimab kullananlarda sT3'de azalma, sT4'de artış, Sekukinumab kullananlarda sT3'de azalma, sT4'de artış, Sertolizumab kullananlarda sT4'de azalma, Tofasitinib kullananlarda sT3'de azalma, sT4'de artış, Ustekinumab kullananlarda ise sT3'de azalma, sT4'de artış olduğu görüldü. Ancak yine bu değişikliklerin tamamı referans aralığı içerisindeydi. Son olarak ilaç kullanımı sürecinde mükerrer USG'lerin patolojik sonuçlanmasını erkek cinsiyette olmak 0,12 kat, tedavi başlangıcındaki serum albümin seviyesindeki 1 gr'lık düşme ise 1,16 kat artırıyor gibi görünmektedir. Sonuç: Çalışmamızda biyolojik ilaç tedavileri için dereceli immunsupresif etkilerine bağlı olarak tiroid bezi için geçerli olmak üzere istenilmeyen premalign oluşum saptanılmamıştır. Tiroid fonksiyon testlerindeki değişiklikler her ne kadar referans aralıkları içerisinde gelişse de uzun vadede aşikar bozukluk yapabilme potansiyelleri yapılacak yeni çalışmalarla açığa kavuşturulabilecektir.