Yazar "Kaya, Ş. Didem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İletişime Gönüllülük Ölçeği Güvenilirlik Ve Geçerlilik Çalışması(Selçuk Üniversitesi, 2016) Karadağ, Şule; Kaya, Ş. Didem; Uludağ, Ayhanİletişim, bireylerin sosyal yaşamına etki eden, toplum içindeki yerini bir anlamda şekillendiren önemli unsurlardan biridir. Ancak bu durum bireylerin iletişime gönüllü olmaları ile paralellik göstermektedir. Sosyal hayat içinde iletişime açık ve gönüllü olan bireyler ile daha kısıtlı ve kapalı bir iletişime sahip insanlar arasında farklılıklar gözlemlenebilmektedir. Bu çalışmada, McCroskey (1992) tarafından geliştirilmiş olan “Willingness to Communicate” ölçeğinin Türkçe’ye geçerlilikgüvenilirlik çalışmasının yapılması amaçlanmıştır. Türkiye’de bireylerin iletişime gönüllülüğünü ölçecek bir ölçme aracı bulunmadığından bu çalışma ile Türkiye’de yapılacak kişilerarası iletişim araştırmalarında kullanılabilecek bir ölçek olarak yerini alması amaçlanmıştır. Evren ve örneklem, okuma- yazma bilen ve iletişim kurmada herhangi bir engeli olmayan bireyler arasından seçilmiştir. Çalışma farklı meslek gruplarından oluşan 204 örneklem üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bireysel anlamda iletişim kurma düzeylerinde etkili olabileceği düşünülerek ölçek 90 kadın ve 114 erkekten oluşan dört farklı meslek grubu (serbest çalışan, eğitim alanında çalışanlar, sağlık alanında çalışanlar ve ofis çalışanları) çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışma için Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler etik kurulundan gerekli izinler alınmıştır. Katılımcılardan ise sözel onam alınmıştır. Veriler 15 Şubat-1 Haziran 2016 tarihleri arasında toplanmıştır. Ölçek 12 asıl 8 dolgu niteliğinde 20 sorudan oluşmaktadır. Verilerin analizinde, Ortalama, Standart Sapma, Pearson Momentler çarpımı, Cronbach Alfa ve Açımlayıcı Faktör analizi uygulanmıştır. McCroskesy (1992) tarafından geliştirilen ölçek 7 alt faktörden oluşmaktadır, ancak yapılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda ölçek, 12 temel madde odaklı 3 faktörlü bir yapıya dönüşmüştür. Bu alt faktörler ise; tanıdık ve arkadaş gruplarına sunum yapmak (.79, .77, .74, .67, .54) , yabancılarla konuşmak (.82, .80, .75), tanıdık ve arkadaşlarla konuşmak (.81, .78, .55) şeklinde isimlendirilmiştir. Alt grupların maddeleri incelendiğinde faktörlerin madde yapılarıyla uygun bir şekilde dağılım gösterdiği görülmüştür. Tanıdık ve arkadaş gruplarına sunum yapmak alt faktörü; madde 19,15, 20, 14, 11, yabancılarla konuşmak alt faktörü; madde 3, 17, 8, 12, tanıdık ve arkadaşlarla konuşmak alt faktörü; madde 9, 4, 6 oluşmaktadır. Ölçeğin Cronbach alfa değeri .88 olarak ölçülmüştür. Çıkan sonuçlara göre ölçeğin geçerli ve güvenilir ölçüm oranlarına sahip olduğu görülmektedir.Öğe Psikolojik sermaye ve mesleki bağlılık ilişkisine kariyer planlamasının etkilerinin belirlenmesine yönelik bir model önerisi(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012-10-15) Kaya, Ş. Didem; Zerenler, MuammerKüreselleşme, rekabet ve müşteri beklentilerinde yaşanan değişimler örgütlerde verimliliği ve rekabeti etkileyen en önemli faktörün insan olduğunu göstermektedir. Bu noktada psikolojik sermaye, mesleki bağlılık ve kariyer planlaması gibi kavramların önemi giderek artmaktadır. Hem kuramsal hem de ampirik düzeydeki bu çalışmada, psikolojik sermaye, mesleki bağlılık ve kariyer planlaması arasındaki ilişkiler inceleme konusu yapılmaktadır. Bu bakımdan, daha önce konuyla ilgili yazılmış eserler incelenmiş ve yapılan uygulamalı çalışmalar değerlendirilmiştir. Konuların daha iyi anlaşılmasını sağlayacak şekilde, araştırmanın amacı ve konusu çerçevesinde gerekli özetlemeler ve seçmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm günümüz değişen çalışma koşulları çerçevesinde pozitif psikoloji sermaye tüm yönleriyle anlatılmaya ve önemi vurgulanmaya çalışılmaktadır. İkinci bölüm ise, mesleki bağlılık konusu kavram olarak anlatılarak, mesleki bağlılık bileşenleri olan duygusal, devam ve normatif bağlılık kavramlarına değinilmektedir. Üçüncü bölümde, kariyer planlaması konusu temel alınarak, kariyer kavramı ile genel bilgiler verilmektedir. Son bölümde ise, teorik kısımda ayrıntılı olarak belirttiğimiz psikolojik sermaye, mesleki bağlılık ve kariyer planlaması ilişkisi Konya kamu üniversite hastanelerinde çalışan hemşire grubu üzerinde yapılmış olan uygulamalı bir çalışmayla analiz edilerek elde edilen bulgular özetlenmektedi.Öğe Sağlık Çalışanlarında İntikam Davranışlarına Eğilim(Selçuk Üniversitesi, 2020) Kaya, Ş. Didem; Parlak, Şeymaİntikam davranışı, yanlış algılanan bir davranış karşılığında acı çektirmektir ve istenmeyen bir davranıştır. Çalışmanın amacı, sağlık kurumlarında hizmet veren sağlık çalışanlarının (doktor, hemşire, diğer sağlık çalışanı ve büro personeli) intikam davranışlarına eğilimlerini belirlemektir. Araştırmanın evrenini Konya/Türkiye’de çalışmanın yapılmasına izin veren iki kamu hastanesi oluşturmaktadır. Örneklem 414 çalışandan oluşmuştur. Çalışmada anket metodu kullanılmıştır. Veriler; Haziran-Ağustos 2017 tarihleri arasında “kişisel bilgi formu” ve “İntikam Ölçeği” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. İntikam Ölçeği; Stuckless ve Goranson (1992) tarafından geliştirilen; Türkçeye geçerlilik ve güvenirliliği Satıcı ve diğ. (2015) tarafından yapılan 20 maddelik bir ölçektir. İntikam Ölçeği’nin güvenirliliği 0,89 olarak bulunmuştur. Verilerin analizinde, betimsel istatistikler ile t testi ve ANOVA testi kullanılmıştır. Katılımcıların % 61’i kadın, % 39’u ise erkektir. Yaş ortalaması ise 31’dir. İntikam Ölçeği’nin toplam ortalama değeri ve standart sapması 3,007±1,074 şeklindendir. Ayrıca, erkeklerin (3,200±1,192) kadınlara (2,885±0,975) göre anlamlı biçimde daha yüksek İntikam Ölçeği puanına sahip olduğu bulunmuştur. Hekim, hemşire, diğer sağlık çalışanı ve büro personeli ile intikam ölçeği toplam puanı karşılaştırıldığında aralarında herhangi bir fark bulunamamıştır (p>0,05). Sağlık çalışanların intikam ölçeği ortalama puanları 2,950±1,063 ile 3,249±1,070 arasında değişmektedir. Sonuç olarak, sağlık çalışanların intikam davranışına eğilim düzeyleri ortalama puanı “biraz katılmıyorum” şeklinde bulunmuştur.Öğe Sağlık Çalışanlarının Psikolojik Yıldırma ve Algılanan Sosyal Destek Düzeylerinin İncelenmesi: Konya İlinde Bir Uygulama(Selçuk Üniversitesi, 2021) Kara, Sevda; Kaya, Ş. DidemPsikolojik yıldırma, baskı ya da zorbalık şeklinde tanımlanmaktadır. Sosyal destek ise ihtiyacı olan kişiye yardım eli uzatabilen kişilerin sayısını kapsamaktadır. Psikolojik yıldırma ile baş etme yollarından biri de sosyal destektir. Bu çalışmanın amacı; sağlık çalışanlarının psikolojik yıldırma ile algılanan sosyal destek düzeylerinin incelenmesi ve iki kavram arasındaki ilişkinin tespit edilmesidir. Çalışma, tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Çalışma Eylül 2016-Ocak 2017 tarihleri arasında Konya ilinde bir üniversite hastanesi ve bir devlet hastanesinde yapılmıştır. Araştırmanın evrenini toplam 2901 sağlık çalışanından, örneklem büyüklüğü ise 345 kişiden oluşmaktadır. Çalışmada Aiello ve diğ. (2008) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Laleoğlu ve Özmete (2013) tarafından yapılan Mobbing Ölçeği ile Zimet ve diğ. (1988) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Eker ve diğ. (2001) tarafından yapılan Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde; yüzde, ortalama, standart sapma, t testi, ANOVA testi, korelasyon ve regresyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırmaya katılanların %54,2’si kadın, %45,8’i ise erkektir. Mobbing Ölçeği’ne ait ortalama puan ve standart sapma 2,810±1,639; Algılanan Sosyal Destek Ölçeği‘ne ait ortalama puan ve standart sapma 5,684±0,245 olarak bulunmuştur. Cinsiyet, yaş, eğitim durumu, unvan değişkenlerine göre Psikolojik Yıldırma puanları arasında anlamlı düzeyde farklılık bulunmuştur (p<0,05). Cinsiyet, yaş, unvan ve mesleki deneyim değişkenine göre Algılanan Sosyal Destek puanı arasında anlamlı düzeyde farklılık çıkmıştır (p<0,05). Yapılan korelasyon analizi sonucunda çalışanların psikolojik yıldırma düzeyleri ile algılanan sosyal destek düzeyleri arasında negatif yönlü ve düşük düzeyde ilişki bulunmuştur (r=-0,154; p<0,01). Algılanan sosyal destek düzeyinin, psikolojik yıldırma algısı üzerindeki etkisi %2,4 oranında açıklanmaktadır. “Sağlık çalışanlarının algılanan sosyal destek düzeyi arttıkça psikolojik yıldırma düzeyi azalmaktadır” şeklinde söylenebilmektedir.