Yazar "Kaya, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Büyüme ve çözünmede saçılım gösteren maddelerin büyüme ve çözünme hızlarının durgun ortam tek kristal sisteminde farklı bir yaklaşımla incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-03-23) Kaya, Mustafa; Ceyhan, A. AbdullahBir yüzey olayı olan kristalizasyon işlemi yüzeye etki eden tüm mekanizmalarının bilinmesi ile kontrol altına alınabilir. Ülkemiz için oldukça önemli olan bor bileşikleri de kristalizasyon ile üretilmektedir. Bu üretim sırasında en önemli parametrelerden bir tanesi de partikül boyut dağılımına etki eden ve aynı zamanda kristalizatör tasarım aşamasında önem arz eden büyüme hızlarında saçılım olayıdır. Bu çalışmada önemli bir bor bileşikleri olan; cam, emaye, sodyum borhidrür vb. gibi maddelerin üretiminde de kullanılan borik asit ile boraks pentahidrat ve potasyum klorürün kristalizasyonu sırasında partikül boyut dağılımı farklı bir yaklaşımla incelenmiştir. Bu maddelerin kristalizayon prosesi ile üretimi sırasında partikül boyut dağılımına etki eden en önemli parametrelerden biri büyüme hızlarında saçılım olup, büyüme mekanizması durgun ortam tek kristal sistemi kullanılarak irdelenmiştir. İlk etapta durgun ortam tek kristal sisteminde borik asit kristallerinin büyüme hızlarındaki saçılımı incelenmiş ve kristal büyürken bütün yüzeydeki büyüme davranış mekanizmasını çıkarmak için ise kristal, 0° ile 360° arasında bir DC adım motor, image analyser sistemi ile koordineli çalıştırılarak 45°döndürülmüştür. Çözelti ortamına konularak büyütülen tek borik asit kristallerinin başlangıç ve 30. dakika sonraki eşdeğer çapları hesaplanarak, eşdeğer çaplarının dönme açısına göre değişimi ile farklı aşırı doygunluklardaki davranışı belirlenmiştir. Benzer şekilde borik asit kristallerinin lineer büyüme hızları farklı dönme açılarında hesaplanmıştır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre borik asit kristallerinin hem yüksek (40°C) hem de düşük sıcaklıklarda (20ºC)-(30°C) yapılan deneylerde büyüme hızlarında saçılım gösterdiği görülmüştür. Bunun yanı sıra borik asit kristalleri ile boraks pentahidrat (70°C'de doygun çözelti ortamında) ve potasyum klorür (30°C'de doygun çözelti ortamında) kristalleri de durgun ortam tek kristal büyütme hücresinde büyütülerek herbir kristalin bu kez kendi içerisinde büyümesini incelemek amacıyla 10'ar derecelik açılara bölünerek büyüme hız grafikleri çizilmiştir. Böylece daha detaylı incelenen bu kristallerin büyümesi ile ilgili mekanizmanın daha ayrıntılı açıklanabilmesi için önemli bir adım atılmıştır. Daha sonra bu veriler ışığında istatiksel olarak analizler yapılarak büyüme veya çözünme hızlarının ilk alan ve konsantrasyona bağlılık dereceleri yüzdesel olarak ifade edilmiştir. Sonuç olarak bu saçılımın mekanizmasının davranışının fonksiyonel olarak temsil edebileceği ve herbir kristaldeki saçılımın başlangıçtaki kristal yapısı ile bağlantılı olduğu ve saçılımın mikro seviyede olduğu belirlenmiştir.Öğe Effects of different temperatures and additives on the metastable zone width precipitation kinetics of NaBO2(MAIK NAUKA/INTERPERIODICA/SPRINGER, 2014) Kaya, Mustafa; Ceyhan, Ayhan Abdullah; Sahin, OmerIn this study, the sodium metaborate, which is applicable in various industrial areas, and its metastable zone width that is very important for its production by crystallization, and its nucleation are investigated to obtain the necessary thermodynamic parameters. The polythermal and isothermal method has been used for the measurement of metastable zone width. Metastable zone width of NaBO2 has found at 9A degrees C at average and cooling rate do not have any effect on it. In addition, the effect of sodium metaborate on the hydrogen storage capacity of sodium borohyride solutions that is known as one of the best hydrogen sources today is investigated at the various concentrations of sodium borohyride in the medium. Results have shown that three different areas emerged as the percentage of NaBH4 in the solution increased.Öğe Uluslararası öğrencilerin sosyal sermaye aktarımında örgütlülük bilinci: Konya örneği(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Kaya, Mustafa; Aydemir, Mehmet AliUluslararası öğrenim hareketliliği dünya çapında küresel boyutta yer alan bir olgudur. Nitekim uluslararası öğrenim hareketliliği ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayacağı gibi aynı zamanda mikro çerçevede bakıldığında bireysel bir etkileşim unsuru olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla bireylerin öğrenim amacıyla sınır aşırı ve deniz aşırı hareketlilikleri sosyal, kültürel boyutta bir etkileşimin önünü açmaktadır. Bu durum bireylerin farklı kültürel ve toplumsal yapıya sahip kitlelerle iletişime geçmesine ve içlerinde uyum sağlayabilmeleri için çaba harcamalarını gerektirmektedir. Dolayısıyla küresel ölçekte etkisi bulunan uluslararası öğrenim hareketliliğini tercih eden bireyler, sosyal ve kültürel sermayenin akışına etki etmektedir. Bireyin doğup büyüdüğü toplumun yapısının kültürel, sosyal özelliklerini, çevresindeki insanlarla kurduğu iletişimin niteliğinin yaşam dünyasında oluşturacağı etki, izlenim vs. gibi durumların açıklanmasında sosyal ve kültürel sermaye kavramları önemli bir rol oynamaktadır. Dolaysıyla uluslararası öğrenim hareketliliğini tercih eden bireyler farklı toplumsal yapı içerisine uyum sağlayabilmek için, yeni iletişim ağı oluşturabilme ve insanlar içerisinde güven temin edebilmek için sahip oldukları sermayenin sosyal ve kültürel halinden faydalanmaktadır. Ele alınan çalışmada uluslararası öğrenim hareketliliğini tercih eden bireylerin farklı toplumsal yapı içerisinde sosyal sermayenin aktarımını sağlayabilme açısından örgütlülük (kitle) bilincini kullanabilme potansiyelinin izahının yapılması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda uluslararası öğrenim hareketliliğinden faydalanan öğrencinin farklı toplum yapısı içerisinde kendi ülke arkadaşları ile kurduğu ilişkinin örgütlülük bilinci çerçevesinde sağladığı iletişimde sosyal sermayenin aktarımına yönelik açıklamaların yapılması hedeflenmektedir. Ele alınan çalışma ilgili literatüre farklı bir bakış açısı kazandırması yönünden ilk çalışma olduğu ifade edilebilir. Çalışmanın örneklemini uluslararası öğrenim hareketliliğinde hedef ülke olarak Konya'yı tercih eden lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde; Selçuk üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve KTO Karatay Üniversitesinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Ele alınan çalışmada nicel araştırma yöntemi, verilerin elde edilmesinde ise anket tekniği kullanılmıştır.Öğe XII. ve XIII. yüzyılda Türkiye Selçuklu Devleti'nde dış ticaret(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004) Kaya, Mustafa; Bedirhan, YaşarSelçuk Bey’in torunu olan Kutalmış’ın oğlu I. Rükneddin Süleyman-şâh’ın (1075-1086) kurduğu; başta Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini oluşturan Türkiye Selçuklu Devleti’nin her yönü ve her günü araştırılmaya ve incelenmeye değer konularla doludur. Bu devletin bugüne kadar en çok siyasî-askerî tarihi ve yapısı üzerinde önemli tetkikler yapılmış olmakla birlikte; iktisadî, içtimaî ve harsî yapısı hakkında yeterli çalışma yapılmamıştır. Özellikle ticari vaziyeti hakkında birkaç küçük makale ve bazı tezlerin konu ile ilgili bölümleri dışında müstakil bir tetkik yoktur. Bu konunun kafi derecede incelenebilmesi için devrin doğu dilleri yanında batı dillerinin de bilinerek, bu dillerdeki kaynakların tetkik edilmesi; iktisat, nümizmatik, coğrafya, sanat tarihi, sosyoloji vb. farklı disiplinler açısından da yorumlanması gereklidir. Türkiye Selçuklu Devleti (1075-1318), bugün de jeopolitik ve stratejik öneminde hiçbir azalmaya uğramamış, hatta bir kat daha artmış olan Türkiye’de (Anadolu, Bilad-ı Rum) kurulduğu için, tarih boyunca üç kıt’a arasında önemli bir ticarî köprü rolünü üslenen bu coğrafyanın tüm avantajlarından başarıyla faydalanmasını bilmiştir. Bu başarıda coğrafî avantajlar kadar, hatta daha çok takip edilen siyasetlerin önemi yadsınamaz. Dünya tarihinde – bugün de olduğu gibi— ticaret insanların geçimi, devletlerin kalkınması için büyük bir önem taşımıştır. Bir malı ucuza alıp, pahalıya satarak aradaki farktan kâr sağlamak için yapılan işlere ticaret denir. Ticareti; iç ticaret, dış ticaret ve transit ticaret olarak üçe ayırmak mümkündür. Bir ülkenin iktisaden kalkınması için dış ticaretin daha büyük önemi vardır. Çünkü ülke içinde ne kadar canlı bir ticaret yaşanırsa yaşansın, ülke dışına mal satışı olmazsa, para ve kıymetli maden girişi de olamaz. Ticaret yapanlara, ticaretle geçimlerini temin edenlere; “tâcir (çoğulu, tüccâr, tüccârân), bâzârgân, bâzergân, ehl-i bazâr, hâce”; ticaret yapılan yerlere; sûk, bâzâr, (pazar), çarşı” denilmektedir. Türkiye Selçukluları’nda XII.yy.’dan itibaren “hoca, hâce veya hâcegi” tabirleri sahip, efendi, okumuş kişi vb. anlamları yanında; ticaretle ve zanaatla meşgul olanlar için de kullanılırdı. Nitekim, “hâce-i bâzâr” tabiri ile esnaf, tüccar, hal-ü mal sahibi kişiler kastedilirdi. Şehir divanlarında görevli olan büyük tâcirlere “hacegân” denirdi. Selçuklu Türkiyesi’nin XII ve XIII. yy.’da ulaştığı ticarî ve iktisadî seviyenin yüksekliğini anlamak için; önce o dönemin kaynaklarına sonra da o çağdan bugüne kadar ulaşan tarihî şaheserlere bakmak yeterlidir. Selçuklu Türkiyesi Moğollar devrinde bile 3 milyon 300 bin dinar yıllık vergi çıkarabiliyordu. 1336 yılı Türkiye bütçesi 16 milyon 935 bin altın frank idi. 1300 de İngiltere’nin bütçesi 4 milyon franktan biraz fazla, 1311’de Fransa’nın bütçesi ise 3 milyon frank idi.