Yazar "Kayacan, Fevzi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İdari yargıda dava açma süreleri ve sürelere ilişkin temel esaslar(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Kayacan, Fevzi; Yıldırım, RamazanHukuk devleti ilkesinin en önemli unsuru; bireylerin idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yoluna gidebilmesidir. Hak arama özgürlüğü olarak nitelendirebileceğimiz bu yol, gerek Anayasa ve gerekse uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınan, adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Ancak her hak ve özgürlük gibi hak arama özgürlüğü de belli sınırlamalara tabidir. Bu sınırlamaların en önemlisi ise sürelerdir. Bireyler yasayla öngörülen belli süreler içinde yargı önünde haklarını aramalıdırlar. Aksi halde idareler her an için dava tehdit ve kıskacı altında çalışamaz hale gelebilecektir. Yasal düzenlemelere karşın idari yargıda süreler her zaman için önem ve güncelliğini korumaktadır. Nitekim yüce Danıştay'da zaman içerisinde sürelerle ilgili verdiği kararlarla konunun önemini sürekli vurgulamıştır. İdari yargıda tam yargı davalarıyla ilgili usul ise on üçüncü maddede gösterilmiştir. Ne var ki, adli yargıdan farklı olarak idari yargılama usulünde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması şeklinde bir usul bulunmamaktadır. Hak kayıplarına neden olan bu eksikliğin bir an önce yasal düzenlemeyle giderilmesi gerekir. İdari yargılama usulünde bir diğer önemli eksiklik ise, hukuk usulünde veya icra iflas hukukunda olduğu gibi mücbir sebep veya gecikmiş itirazlara yer verilmemiş olmasıdır. Her ne kadar Danıştay makul ve ılımlı kararları ile konuyu çözüme kavuşturmaya çalışsa da, yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu tartışmasızdır. Nihayet süreler kamu düzeninden olup, yasayla düzenlenmesi gerektiği açıktır. Ancak yasal düzenlemeler yapılırken sürelerle oynanmaması, sürelerin yeknesak hale getirilmesi hak arama özgürlüğü açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.