Yazar "Korkmaz, Celalettin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Could Hemokinin-1 (HK-1) be a Novel Candidate Biomarker for Sarcoidosis?(Selçuk Üniversitesi, 2023 Ağustos) Korkmaz, Celalettin; Akdağ, TuranAim: Sarcoidosis is a systemic inflammatory disease and characterized by the presence of noncaseating granulomas which may affect all organs in the body. Some studies suggest an association between peptides and sarcoidosis. The goal of the study was to investigate the biomarker values of serum hemokinin-1 (HK-1) and adropin levels in sarcoidosis and to assess their role in the disease course. Patients and Methods: The study was carried out in in the Chest Diseases Clinic, Faculty of Medicine hospital, Necmettin Erbakan University, Konya between April 2021 and February 2022. Thirty-eight patients with diagnosed sarcoidosis (14 men and 24 women) and 38 healthy (14 men and 24 women) individuals were enrolled in the study. Demographic characteristics, age, gender, disease duration, and extrapulmonary involvement of the patients were enrolled. HK-1 and adropin levels were measured via the sandwich ELISA (enzyme linked immunosorbent assay) method. Results: HK-1 level was elevated in the sarcoidosis patients than in the healthy individuals, these differences were significant statistically (0.67±0.23 and 0.54±0.24 ng/ml, p=0.012). The serum levels of adropin were measured as 207.84±246.72 ng/L in the sarcoidosis patients group and 151.16±171.76 ng/L in the healthy individuals group. No significant differences were determined in terms of the adropin levels in the patient’s group when compared to the healthy individuals group (p=0.076). Serum adropin were negatively correlated with BAL CD4+ levels (r=-,880 and p=0.002) and positively correlated with BAL CD8+ levels (r=,697 and p=0.037). Conclusions: At the study, it is determined that patients with sarcoidosis show significantly higher HK-1 levels than healthy controls, and HK-1 may be a useful non-invasive diagnostic biomarker for this disease. From the literature, serum HK-1 and adropin levels have not been investigated in sarcoidosis, yet. To clarify this topic, further and larger size studies are needed.Öğe The Effect of Cigarette Smoke in Bleomicyn Induced Pulmonary Fibrosis in the Rat Model(AKAD DOKTORLAR YAYINEVI, 2011) Maden, Emin; Toy, Hatice; Teke, Turgut; Korkmaz, Celalettin; Kiyici, Halil; Imecik, Oktay; Gok, MehmetThe role of cigarette smoking in the development and outcome of pulmonary fibrosis is uncertain. In this study, we aimed to assess the effect of route of bleomycin exposure in the development of pulmonary fibrosis and the effects of cigarette smoke on bleomycin-induced lung fibrosis. We studied five groups of rats; 1-control group, 2-intratracheal bleomycin (IT), 3- intratracheal bleomycin plus cigarette smoke for 4 wk (IT-S), 4- inhaled bleomycin (IN), 5- inhaled bleomycin plus cigarette smoke for 4 wk (IN-S). According to Aschoft's criteria, fibrosis score was higher in IT and IT-S compared to control, IN and INS groups. There was no significant difference between IT and IT-S groups. Histopathological evaluation of the lungs of rats revealed that neutrophils, macrophages, plasma cells and lymphocytes in alveolar interstitial space were significantly higher in IT and IT-S compared to IN and IN-S (p < 0.001). IT and IT-S showed a severe collagen, laminin, elastin, fibronectin and proteoglican levels in alveolar, vascular, airway and interstitial space. IN and IN-S showed mild inflammation in lung. There were alveolitis, edema, peribronchial fibrosis, fibroblast proliferation and emphysematous lesions in all groups except for the control group. In this study, we showed that in the development of pulmonary fibrosis in rats, intratracheal administration of bleomycin is more effective than bleomycin inhalation and smoking has no additional effect on development of fibrosis.Öğe The effect of cigarette smoke in bleomicyn ınduced pulmonary fibrosis in the rat model(2011) Maden, Emin; Toy, Hatice; Teke, Turgut; Korkmaz, Celalettin; Kıyıcı, Halil; İmecik, Oktay; Gök, MehmetSigaranın pulmoner fibrozis geli?imindeki ve sonuçlarına etkisi net değildir. Bu çalı?mada bleomisin uygulama yolunun pul- moner fibrosis geli?imine ve sigaranın bleomisine bağlı pulmoner fibrosis geli?imi üzerine etkisini değerlendirmeyi amaçladık. Be? grup fare ile çalı?tık; 1-kontrol grubu, 2- intratrakeal bleomisin (IT), 3- intratrakeal bleomisin ve 4 hafta süreyle sigara du- manı (IT-S), 4- inhale bleomisin(IN), 5- 4 hafta süreyle inhale bleomisinle birlikte sigara dumanı (IN-S). Aschoft kriterlerine gö- re fibrosis skoru IT ve IT-S gruplarında kontrol, IN ve IN-S gruplarıyla kar?ıla?tırıldığında daha yüksek bulundu. IT ve IT-S grup- ları arasında belirgin fark yoktu. Farelerin akciğerlerinin histopatolojik incelemesinde alveol ve interstisyel bo?luktaki nötrofil, makrofaj, plazma hücreleri ve lenfositler IN ve IN-S grubuna kıyasla IT ve IT-S grubunda belirgin olarak daha yüksekti (p0.001). IT ve IT-S gruplarında alveolar, vasküler, havayolu ve interstisyel bo?lukta yoğun kollajen, laminin, elastin, fibro- nektin ve proteoglikan düzeyleri izlendi. IN ve IN-S gruplarında akciğerde hafif inflamasyon izlendi. Kontrol grubu dı?ında tüm gruplarda alveolit, ödem, peribron?ial fibrozis, fibroblast çoğalması ve amfizematöz lezyonlar mevcuttu. Bu çalı?mada fare- lerde pulmoner fibrozis olu?umunda intratrakeal bleomisin uygulamanın inhale bleomisin inhalasyonundan daha etki- li olduğu ve sigaranın pulmoner fibrozis geli?iminde ek katkısı bulunmadığını tespit ettik.Öğe Konya'da hayvan yemi üretiminde çalışan işçilerde mesleksel astım prevalansı(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2008) Korkmaz, Celalettin; Özer, FarukHayvan yemi tozuna maruziyet ile oluşan solunumsal semptomların tespiti, solunum fonksiyonlarında meydana gelen değişiklilerin belirlenmesi, mesleksel astım ile atopi arasındaki ilişkinin gösterilmesi ve yem tozuna maruziyet sonucu gelişen mesleksel astım prevalansının saptanmasıdır. Materyal ve metod: Konya'da faaliyet gösteren 15 adet yem fabrikasında çalışan yem tozuna maruziyeti olduğu bilinen 139 erkek işçi, solunumsal semptomlar, atopi semptomları ve solunum fonksiyon testleri yönünden değerlendirildi. İşçilerin bulguları benzer yaş ve aynı cinsiyette olan 61 adet toza maruziyeti olmayan yem fabrikası çalışanından oluşan kontrol grubunun bulguları ile kıyaslandı. Tüm olgulara solunum ve atopi semptomlarını tespit için yüzyüze görüşme yöntemi ile bir anket uygulandı ve taşınabilir bir spirometri ile tüm olguların işyerinde solunum fonksiyon testleri ölçüldü. Anketle astım semptomu tespit edilen olguların akciğer grafileri çekildi ve bu olgulara cilt prick testi yapıldı. Bulgular: Çalışmaya 139 işçi ve 61 kontrol olmak üzere 200 erkek yem fabrikası çalışanı katıldı. İşçilerin yaş ortalaması 35,68±8.26 (16-53), kontrol grubunun yaş ortalaması 35,52±8.18 (21-56) idi. Yem üretiminde çalışan işçilerde mesleksel astım prevalansı % 19,4 olarak saptandı. Solunum semptomlarından hışıltılı solunum (% 25,1), nefes darlığı (% 22,3), öksürük (% 18,7), işçilerde daha yüksek bulundu. Ancak istatistiksel olarak anlamlı değildi ( sırasıyla p=0.28 , p=0.07 , p=0.66). Solunum fonksiyon testi değerleri işçilerde (FVC:4.90±0.92 FEV1: 3.97±0.78 PEF: 8.23±2.0 FEF25-75: 3.97±1.1) kontrol grubuna göre düşük bulundu ancak bu düşüklük anlamlı değildi (sırasıyla p=0.09 , p=0.18, p=0.22, p=0.46). Çalışma grubunda atopi semptomlarından gözlerde yaşarma (% 7,9), hapşırma (% 6,4), burun akıntısı (% 3,5) önde gelen semptomlardı ancak kontrol grubuyla arasında fark yoktu. Semptomlardan hışıltılı solunum, sigara kullanan işçilerde kullanmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte belirgin derecede fazla görüldü, solunum fonksiyon testlerinden FVC, FEV1 ve FEF25-75 parametreleri anlamlı derecede daha düşük saptandı (sırasıyla. p=0.013 , p=0.003, p=0.017). Cilt prick testi, semptomu olan 42 kişden 10 (% 23,8) kişide pozitifti, mesleksel astımı olanlarla olmayanlar arasında fark bulunmadı. Çalışma esnasında maske kullanan işçilerle kullanmayan işçiler arasında semptomlar ve solunum fonksiyonları açısından anlamlı fark saptanmadı. Sonuç: Sonuç olarak hayvan yemi tozuna maruziyet, solunumsal semptomların ortaya çıkmasında, solunum fonksiyonlarında düşüşte önemli rol oynamaktadır, sigara kullanımı durumunda bu etki daha belirgin olmaktadır, maske kullanımının koruyuculukta yeterli etkisi yoktur. Mesleksel astım ile atopi arasında birebir korelasyon olmadığı görülmüştür.Öğe Mediastinal Ödem: Bir Olgu Sunumu(2007) Teke, Turgut; Uzun, Kürşat; Yosunkaya, Şebnem; Aydın, Nihal; Korkmaz, Celalettin; Ödev, KemalAmaç: Mediastinal ödem konjestif kalp yetmezliğinde (KKY) çok nadir görülen bir klinik durumdur. Bu makalede KKY’ne sekonder mediastinal ödem gelişen 54 yaşında bir kadın hasta sunulmuştur. Olgu sunumu: Uzun süre nefes darlığı, ortopne ve bacaklarında şişlik şikayeti olan hastanın bir gün önce aniden başlayan sırta ve karna yayılan göğüs ağrısı şikayeti başlamış. PA akciğer grafisinde plevra efüzyonu bulguları ile birlikte kardiyomegali ve mediastinal genişleme vardı. Toraks BT’sinde plevra efüzyonu ve mediastende aort etrafında plevra boşluğu ile devamlılık gösteren ve sıvı dansitesi ile uyumlu kitle tespit edildi. KKY tanısından dolayı uygulanan diüretik tedavisi ile hastanın klinik ve radyolojisinde düzelme gözlendi. Bir ay sonra çekilen PA akciğer grafisi ve toraks BT görüntülemelerinde lezyonda tamamen gerileme vardı. Sonuç: KKY’li hastalarda plevral efüzyon ile birlikte nadir de olsa mediastende sıvı birikebileceği ve bu durum diüretik tedavisi ile düzelebileceği için invaziv tanı yöntemleri akut kardiyak olay düzelene kadar ertelenmelidir.Öğe Niemann-pick type b disease diagnosed in the adulthood(2018) Demircioğlu, Sinan; Korkmaz, Celalettin; Çizmecioğlu, Hilal Akay; Poyraz, NecdetNiemann-Pick disease (NPD) type B is an autosomal recessive liposomal storage disorder. NPD type B can present later inlife with predominantly visceral symptoms, and has a more favorable prognosis. The natural history of NPD -B is one ofprogressive hypersplenism and gradual deterioration of pulmonary function. In this paper, we presented NPD type Bpatient who were diagnosed at 41 years old while being followed for years with the diagnosis of interstitial lung disease.Öğe Unexplained acute respiratory distress syndrome after varicocele surgery; report of a case(2011) Teke, Turgut; Maden, Emin; Korkmaz, Celalettin; Metineren, Rukiye; Uzun, KürşatAkut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS) doğrudan ve dolaylı akciğer hasarını içeren birçok klinik bozuklukla ilişkili ani bir solunum yetmezliği sendromudur. Vasküler cerrahi geçiren hastalar ARDS açısından risk altındadır. Yirmi üç yaşındaki erkek hasta epidural anestezi altında bir saat süren varikosel operasyonundan hemen sonra ani olarak gelişen nefes darlığı, siyanoz ve ajitasyon şikayetleriyle yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Epidural anestezi için bupivakain, fentanil, remifentanil ve midazolam kullanılmıştı. Hastanın oksijen satürasyonu FiO2 0.5 iken %81 idi. Arteryel kan gazlarında hipoksemi ile birlikte respiratuar alkalozu vardı ve PaO2/FiO2 oranı 100 idi. Akciğer grafisinde bilateral alveoler opasiteler izlendi. Yatak başı yapılan ekokardiyografisinde sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu %65 ölçüldü. ARDS tanısı konularak hastaya noninvaziv mekanik ventilasyon (NIMV) tedavisi başlandı. Dördüncü günde NIMV tedavisi başarılı bir şekilde sonlandırılarak hasta taburcu edildi. Bu olgu sunumunda epidural anestezi altında varikosel operasyonundan hemen sonra gelişen, etyolojisi tam olarak izah edilemeyen ve NIMV ile başarılı bir şekilde tedavi edilen bir ARDS olgusu sunulmuştur.