Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Koruyucu, Mine" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuk Diş Hekimliğinde Genel Anestezi
    (Selçuk Üniversitesi, 2022) Karaduran, Büşra; Solak, Sezen Kumaş; Koruyucu, Mine
    Diş çürükleri çocuklarda oldukça yaygın görülen ve genel sağlığı olumsuz yönde etkileyebilen kronik bir hastalıktır. Çocuklarda ağrıya, beslenme problemleri gibi genel sağlık sorunlarına ve psikolojik problemlere yol açabilmektedir; bu nedenle tedavi edilmeleri gerekmektedir. Her çocuk, rutin bir şekilde klinik ortamında tedavi edilemeyebilmekte ve ekstra davranış yönlendirme tekniklerine ihtiyaç duyulabilmektedir. Koopere olmayan ve engelli çocukların dental tedavileri uygun ve gerekli endikasyon değerlendirmesi yapıldıktan ve oluşabilecek komplikasyonlar ile yarar-zarar ilişkisi değerlendirildikten sonra ileri davranış yönlendirme tekniklerinden olan genel anestezi ile tedavi edilebilmektedir. Genel anestezi altında dental tedavinin yapılması kararının verilmesinden önce sedasyon dâhil olmak üzere tüm olası alternatif tedavi yolları değerlendirilmeli ve aile bu konu hakkında detaylı şekilde bilgilendirilmelidir. Diş hekimleri genel anestezi uygulamasının endikasyonları, kontraendikasyonları ve komplikasyonları hakkında detaylı bilgiye sahip olmalıdır; anestezi uzmanları ile işbirliği içerisinde olmalıdır. Hastaların tedavi öncesinde detaylı bir şekilde genel sağlık durumunun ve ağız sağlığının değerlendirilmesi, hastaların tedavi planlamasının yapılması gerekmektedir. Böylece hastaya özel tedavi yaklaşımı ile oluşabilecek komplikasyonların ve ileride tekrarlayabilecek tedavi gereksinimlerinin önüne geçilebilmesi mümkün olabilmektedir. Genel anestezi altında gerçekleştirilen dental tedavilerin başarı oranı uygulanan tedavi prosedürüne, tercih edilen restoratif materyale, tedavi sonrasındaki oral hijyen alışkanlıklarına ve hastanın diyet özelliklerine bağlı olabilmektedir. Önemli olan hastaya kalıcı oral hijyen alışkanlığının kazandırılması ve geleceğe yönelik olumlu davranışların oluşmasını sağlayabilmektir. Hastada dental fobinin oluşmasını önlemek ve tedavi kalitesini sağlamak önemli avantajlarıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocuklar Ve Ebeveynler Molar İnsizör Hipomineralizasyonu Ağız Sağlığı Sorunu Olarak Algılıyor Mu?
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) İlisulu, Ceren; Yenidünya, Deniz; Koruyucu, Mine; Özcan, Hazal; Kasımoğlu, Yelda; Seymen, Figen
    Amaç: Bu çalışmada MIH gözlenen çocuklar ve ebeveynlerinde; dişlerin sağlık durumu, tedavi gereksinimleri, dişlerin görünümünden dolayı oluşan memnuniyetsizlik, endişe gibi etkilerin belirlenerek hayat kalitelerinin gözlenmesi, MIH’ın fiziksel ve psikolojik etkilerinin ebeveyn ve çocuklar üzerinde yarattığı algılardaki farklılıkların tespit edilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu araştırma, dişlerinde MIH teşhis edilen çocuklar ve bu çocukların ebeveynleri ile gerçekleştirilen bir anket çalışmasıdır. Bireylerden ve ailelerden bilgilendirilmiş onam formu alındıktan sonra, araştırmaya katılmayı kabul eden bireylerin MIH’a karşı yaklaşımı ve MIH’ın bir ağız sağlığı sorunu olarak algılanıp algılanmadığını ölçen anket sorularını yöneltilmiş ve eksiksiz bir şekilde anketleri cevaplamaları sağlanmıştır. Çocuklar kendi kararlarını verebilecek yeterlilikte olmadıkları için ebeveynlerinin de bu konu hakkında görüşleri alınmıştır ve aralarındaki görüş farklılıkları istatistiksel olarak Spearman korelasyon testi, Mann Whitney U testi, Ki kare ve Fisher exact testi kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Anket skorları karşılaştırıldığında MIH’ın ebeveynler ve çocuklar arasında farklı oranlarda bir ağız sağlığı sorunu olarak algılandığı görülmüştür. Ebeveyn skor ortalaması 22,63, çocuk skor ortalaması 20,85 (p=0,026) (p<0,05) olarak saptanmıştır. Bu algı farkının, hastalık ancak yüksek şiddetli aşamaya geldiğinde ortaya çıktığı belirlenmiştir. Çocuklar ile ebeveynler arasında algı farkının ortaya çıkmasının altında yatan sebepler ise fiziksel etkenler olarak belirlenmiştir (r=0,446; p<0,05). Psikolojik skor ortalaması ebeveynlerde 11,77, çocuklarda 10,78 olarak saptanmıştır. Sonuç: MIH görülen çocukların ebeveynleri, dişlerin görünüşü hakkında çocuklarına oranla daha üzgün ve daha endişeli hissetmektedir. Buna paralel olarak aileler, çocuklarından daha fazla oranda tedavi gereksinimi olduğunu düşünmektedirler.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çocukların boyu ve süt dişlerinin kuron boyutları arasındaki ilişki
    (Selçuk Üniversitesi, 2020) Özcan, Hazal; Yılmaz, Buse; Birant, Sinem; İlisulu, Sabiha Ceren; Aydın, Ceren; Koruyucu, Mine; Seymen, Figen
    Amaç: Diş gelişimi, çocuklarda büyüme ve gelişmenin önemli bir göstergesidir. Büyüme sürecinde boy ve kilo artışı ile diş boyutlarının artışı birbirlerine paralel seyreden parametrelerdir. Bu çalışmanın amacı; süt dişlerinin kuron boyu ve meziodistal (MD) genişlikleri ile çocuğun boyu, kilosu ve vücut kitle indeksi (VKİ) arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya; İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı kliniğine başvurmuş olan 3-6 yaş grubu 68 çocuk (34 kız, 34 erkek) dahil edilmiştir. Çocukların alt-üst çenesinden ölçü alınarak elde edilen alçı model üzerinden dijital bir kumpas yardımıyla dişlerin klinik kuron boyu ve meziodistal genişlik uzunlukları ile çocukların kilo, boy ve yaş değerleri kaydedilmiştir. Kaydedilen bu değerler arasındaki ilişki istatiksel olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan 68 çocuğun 25’i (%36,8) 3-4 yaş grubunda iken 22’si (%32,4) 5 yaş grubuna, 21’i ise (%30,9) 6 yaş grubuna dahildir. Tüm yaş gruplarında, FDI numaralandırma sistemine göre 5. ve 7. bölgedeki dişlerin kuron boyu ortalamaları arasında ve meziodistal genişliği arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (p=0,001). Gruplar arası karşılaştırmada erkeklerde 53 numaralı dişin kuron boyu için istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır (p=0,019). Değerlendirmeye alınan tüm dişlerin kuron boyu ve meziodistal genişliği ile vücut kitle indeksi değişkeni ile karşılaştırılmasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p>0,05). Sonuç: Bu çalışmada bireyin boyu ile dişin meziodistal genişliğine göre bireyin boyu ile kuron boyu arasında daha kuvvetli korelasyon olduğu belirlenmiştir. Bunun sonucunda süt dişlerinin kuron boyu ve meziodistal genişliğinin, çocukların muhtemel boylarını tahmin etmede kullanılması ve vücut ölçüleri arasında ilişki kurulmasının değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Covid-19’un Güncel Belirtilerinin Literatür Derlemesi
    (Selçuk Üniversitesi, 2022) Karaduran, Büşra; Koruyucu, Mine
    Coronavirüs insanda solunum sistemini hedef alan tek zincirli, zarflı, pozitif polariteli RNA virüsüdür ve betacoronavirüs 2b alt grubunda yer almaktadır. Covid-19, 2019 yılının son döneminde Çin’de ortaya çıkmıştır ve tüm dünyaya yayılarak pandemiye neden olmuştur. Dünya genelinde daha önce pandemiye neden olmuş Sars-CoV virüsüne olan yakın filogenetik benzerliğinden dolayı Sars-CoV-2 de denmektedir. İnkübasyon dönemi ve bulaştırıcılık süresi, asemptomatik hastalar ve bulaştırıcılıkları, aerosol ve damlacık yolu dışındaki bulaş yolları, virüsün dış ortamda ne kadar süre enfektivitesini sürdürdüğü ile ilgili belirsizlikler ve farklı çalışmalar bulunmaktadır. Covid-19 vaka sayıları arttıkça deride ortaya çıktığı bildirilen lezyonların sayısı ve lezyonlarla ilgili veriler artmaktadır. Kutanöz lezyonların viral enfeksiyonlarda sıklıkla ortaya çıktığı düşünülürse Covid-19 enfeksiyonu sonucunda da ortaya çıkmaları muhtemeldir. Deride görülen bulgular hastalığın tespitinde, ayırıcı tanısında, kontrol altına alınmasında ve bulaşıcılık riskinin azaltılmasında önemli olabilmektedir. Oral mukozada ve periodontal dokularda da Covid-19 enfeksiyonuna ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak çeşitli lezyonlar ve bulgular ortaya çıkabilmektedir. Tat alma duyusundaki değişiklikler Covid-19’da ilk ve en sık ortaya çıkan oral bulgudur. Tat alma duyusundaki kaybın sebebi, Covid-19 hücre reseptörü ACE-2’nin tat tomurcuklarının en yoğun olduğu dilde bol miktarda bulunması ile açıklanabilmektedir. Covid-19 hastaların oral mikrobiyotasını incelemek ve tanımlamak, periodontal sağlık için risk faktörlerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi için yararlı olacaktır. Derideki bulgular ekstraoral muayenede, oral dokulardaki bulgular ise intraoral muayenede diş hekimleri için önemli olabilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Erken Çocukluk Döneminde Travmatik Diş Yaralanmalarının, Maloklüzyonların ve Diş Çürüğünün Ağız Sağlığı ile İlişkili Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) Gürcan, Aliye Tuğçe; Koruyucu, Mine; Bayram, Merve; Seymen, Figen
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, travmatik diş yaralanmalarının (TDY) ve diş çürüğünün okul öncesi çocukların Ağız Sağlığı ile İlişkili Yaşam Kalitesi (OHRQoL) üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Ağız Sağlığı ile İlişkili Yaşam Kalitesini ölçmek için 206 okul öncesi çocuğun velisine 13 soruluk Erken Çocukluk Çağı Ağız Sağlığı Etki Ölçeği (ECOHIS) uygulanmıştır. Çocukların travmatik diş yaralanmaları, diş çürüğü (dmft skorları) ve ön bölge maloklüzyon özelliklerine bakılmıştır. Bulgular: Çocukların yaş ortalaması 4.09 ± 0.97 bulunmuştur. Diş çürüğü, Ağız Sağlığı ile İlişkili Yaşam Kalitesi üzerinde olumsuz bir etki göstermiştir. Diş çürüğü; Ağız Sağlığı ile İlişkili Yaşam Kalitesi ortalaması, semptomları, fonksiyonu, psikolojisi, ailesel sıkıntı ve aile fonksiyon alanları üzerinde olumsuz bir etki göstermiştir. Ön bölgede maloklüzyon varlığı sadece sosyal etkileşim alanı üzerinde olumsuz bir etki göstermiştir. Komplike travmatik diş yaralanmaları, komplike olmayan travmatik diş yaralanmalarına göre semptomlar açısından daha olumsuz bir etki göstermiştir. Sonuç: Travmatik dental yaralanma ve maloklüzyon gözlenen dişin varlığı, okul öncesi çocukların Ağız Sağlığı ile İlişkili Yaşam Kalitesi üzerinde yalnızca çocuk alanında olumsuz bir etkiye sahiptir; ancak, diş çürüğü, hem çocuk alanında hem aile alanında Ağız Sağlığı ile İlişkili Yaşam Kalitesi ile güçlü bir ilişkiye sahiptir.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim