Yazar "Kuşdemir, Mahmut" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Farklı Adeziv Rezinler Kullanılarak Uygulanan Amalgamın Dentine Bağlanma Dayanımının İncelenmesi(2002) Şengün, Abdülkadir; Karakaya, Şölen; Özer, Füsun; Kuşdemir, MahmutBu çalışmada bir one - bottle adeziv sistem (Single bond), bir dual-cure adeziv sistem (Clearfil Liner Bond 2 V) ve bir dual-cure kompozit rezin luting siman (Panavia F) ile beraber kullanılan amalgam restorasyonların dentine bağlanma dayanımı, sadece amalgam kullanılan restorasyon-1 larla push-out test metodu kullanılarak karşılaştırıldı. 52 adet yeni çekilmiş insan 3. molar azı dişleri kullanıldı. Dentini düz bir yüzey halinde çıkartmak için okluzal yüzeyler aşındırıldı. Okluzal yüzeye dik bir şekilde tungsten karbit frez ile pa-ralelometre kullanılarak 2.2 mm çapında ve 3 mm derinliğinde standart kaviteler açıldı. Bütün materyaller üretici firmaların direktifleri doğrultusunda uygulandı ve amalgam kondanse edildi. Kondansasyondan 24 saat sonra örneklerden 2 mm kalınlığında amalgam restorasyon içeren dentin diskleri kesit makinesi yardımıyla alındı. Dentin diskleri bir Universal Test cihazına yerleştirildi ve amalgam kaviteden bütünüyle çıkana kadar 1 mm/dk'lık hız ile silindirik metal bir uç vasıtasıyla kuvvet uygulandı. İstatistiksel analizler için Krusskal Wallis One Way ANOVA ve Mann Whitney-U testleri kullanıldı. Sadece amalgam restorasyon uygulanan grup, diğer bütün adeziv sistem uygulanmış amalgam restorasyonlu gruplardan önemli derecede daha küçük bağlanma dayanımı gösterdi (p0.05). Sonuç olarak, bu çalışmada kullanılan adeziv sistemlerin amalgam bonding için faydalı ve etkin olduğu saptandı.Öğe Farklı dentin bağlayıcı ajanların dentin bariyer testi kullanılarak l 929 hücreleri üzerine sitotoksisitelerinin incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2007) Kuşdemir, Mahmut; Karakaya, ŞölenDişhekimliği teknolojisindeki gelişmeler ile hergeçen gün artan sayıda materyal klinisyenlerin kullanımına sunulmaktadır. Bu materyaller, estetik, dayanıklılık gibi kriterlerin yanında diş dokularıyla biyouyumluluk gibi çok önem taşıyan bir özelliğe de sahip olmalıdır. Hastaların sağlıklı dişlere sahip olma isteklerini yerine getirmeye çalışırken kullanılan malzemelerin diş dokularına zararlı etkilerinin olmaması da gerekmektedir. Piyasaya yeni sunulan materyallerin biyouyumluluk değerlendirmelerinin üretim safhasından hemen sonra yapılmasıyla daha doku dostu materyallerin kullanılması sağlanacaktır. Bu çalışmanın amacı, güncel self-etch adeziv sistemlerin farklı oranlarda dilüe edilerek ve farklı kalınlıklarda hazırlanan dentin diski yüzeylerine uygulanarak, disklerin altında bulunan L 929 hücreleri üzerinde meydana getirdikleri olası sitotoksik etkileri MTT test yöntemi ile incelemektir. Çalışmada, 0.5 ve 1.5mm kalınlıklarında dentin diskleri elde edebilmek için 336 adet çürüksüz insan 3.molar dişi kullanıldı. Dişlerin okluzal mine kısımları dişin uzun aksına dik olacak şekilde düşük hızda çalışan elmas bir separe ile su soğutması altında uzaklaştırıldı ve #600 grit zımpara kağıdı ile aşındırılarak dentin kalınlığının orta üçlüsünden 3x3mm büyüklüğünde 0.5 ve 1.5mm kalınlıklarda, düz yüzeye sahip dentin diskleri elde edildi. Hücre kültürü işlemlerinde kullanılan 48 kuyucuklu kapların her bir kuyucuğundan polisiloksan yapıda ölçü maddesi kullanılarak ölçü alındı ve kullanılacak dentin diski sayısı kadar düzenek yapıldı. Bu düzenek, kuyucuğun üst kısmını kapatacak ve içine boyutları 3x3mm olan diskin yerleştirilip hücrelerle direkt temas içinde olabileceği şekildeydi. Dentin diski ve yerleşeceği alan arasında daha sıkı ve sızdırmaz bir örtücülük sağlanması amacıyla, alan 2.8x2.8mm boyutlarında hazırlandı. Her grupta sitotoksisite testi 2 kez tekrarlanacağı için diskler rastgele 7 gruba ayrılarak (n=48) kullanılacağı zamana kadar serum fizyolojik içinde bekletildi. Hücre kültürü işlemlerinden sonra, hücreler deney için kullanılacak duruma geldiği zaman, önce %50-20-10-1'lik şekilde dilüe edilmiş ve +4°C'de saklanmakta olan 6 adet bağlayıcı sistem (Clearfil SE Bond, Clearfil Protect Bond, Clearfil Tri-S Bond, Reactmer Bond, Adper Prompt, Prime Bond NT/NRC) ve kontrol grubu olarak kullanılan taze ortam sıvısı.direkt temas metodu kullanılarak her kuyucuğunda 5x104 hücre/well bulunan 48 kuyucuklu hücre kültürü kabına kondu (n=24). Dentin bariyer testinin kullanıldığı bölümde ise önceden 7 gruba ayrılmış olan diskler (n=48) grup içinde rastgele şekilde 2 alt gruba ayrılarak düzeneklere yerleştirildi. Gerekli sterilizasyon işlemleri tamamlandıktan sonra her kuyucuğunda 5x104 hücre/well bulunan kaplara, disklerin önceden asit uygulanmış pulpal yüzeyleri hücrelerle direkt temas halinde olacağı şekilde düzenekler yerleştirildi. Üretici firma talimatları doğrultusunda bağlayıcı ajanlar uygulandı. Kontrol grubu olarak, dentin diski tek başına kullanıldı. Her iki testte de 24 saat süren inkübasyon süresinden sonra sitotoksisite değerlendirilmesi için MTT testi kullanıldı. Optik yoğunluk değerlendirilmesi 570nm dalga boyunda yapıldı. İstatistiksel analizlerde tek yönlü ANOVA testi, Tukey HSD testi kullanıldı. MTT testi sonucu elde edilen optik yoğunluk değerlendirmelerine göre; farklı konsantrasyonlarda hazırlanan bağlayıcı sistemlerin sitotoksik incelemelerinde tüm konsantrasyonlar sitotoksik etkiye sahip bulundu. %50'lik konsantrasyonda, Clearfil SE Bond ve Protect Bond diğer gruplardan daha az sitotoksik etki gösterirken (p<0.05), en fazla sitotoksik etkiyi gösteren Adper Prompt ile Prime Bond NT/NRC ve Clearfil Tri-S arasında istatistiksel olarak bir fark bulunamadı (p>0.05). %20'lik konsantrasyonda, Protect Bond en düşük sitotoksik etkiyi gösterirken (p>0.05), %10'luk konsantrasyonda, Clearfil SE Bond istatistiksel olarak en az sitotoksik etkiye sahip olarak bulundu (p<0.05). Protect Bond, Clearfil SE Bond' dan daha fazla, diğer gruplardan daha az sitotoksik bulunurken (p<0.05). %1'lik konsantrasyonda, Clearfil SE Bond en az sitotoksik etkiye sahip olarak bulunurken (p<0.05) Prime Bond NT/NRC en fazla sitotoksik etkili bağlayıcı sistem oldu. Farklı kalınlıklarda dentin disklerinin bariyer olarak kullanıldığı çalışmada ise kalınlığı 0.5mm olan dentin diski kullanılan grupta tüm materyallerin sitotoksik etkiye sahip olduğu gözlendi (p<0.05). Clearfil SE Bond ve Protect Bond diğer gruplardan daha az sitotoksik etki gösterdiler (p<0.05). Kalınlığı 1.5mm olan dentin diskinin kullanıldığı grupta, Clearfil SE Bond en az sitotoksik etkiye sahip materyal olarak tespit edildi. Sonuç olarak; materyallerin dilüe edilmeleri sitotoksik etkilerinin de azalmasına neden olmaktadır. Materyallerin içeriğindeki monomerlerin cinsi ve diğer moleküllerle etkileşimleri de sitotoksik özelliklerinde etkilidir. Bis-GMA, UDMA, HEMA, PENTA gibi monomerler yapılan çalışmalarda toksik etkiye sahip olarak bulunmuştur. Materyal ile hücreler arasında bariyer bulunsa bile monomerler dentin tübüllerinden difüzyon yoluyla geçerek sitotoksik etki meydana getirebilmektedirler. Ancak, dentin kalınlığı arttıkça, materyallerin sitotoksisitelerinde de azalma olmakta ancak tamamen ortadan kalkmamaktadır.