Yazar "Meşhur, Mehmet Çağlar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası’nın belde belediyelerinin planlama süreçleri üzerinde yarattığı etkiler(2011) Özdemir, Serkan; Meşhur, Mehmet Çağlar2004 yılında yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası kapsamında, büyükşehirlerin sınırlarının belirlenmesine yönelik getirilen düzenlemelerle birlikte, büyükşehirlerin yakınında ya da çeperinde yer alan birçok belde belediyesi büyükşehir sınırlarına dâhil edilmiştir. Büyükşehir çeperindeki yerleşmelere ilişkin yönetsel yapı ve sınırların yeniden tariflendiği bu düzenlemeye yön veren temel düşünce ise belde belediyelerince herhangi bir üst ölçekli plan otoritesinden yoksun ve denetimsiz bir şekilde yürütülen planlama çalışmalarının, büyükşehir belediyelerince denetlenebilmesi ve üst ölçekli planlara uygun bir kentsel gelişme kurgusunun oluşturulabilmesidir. Bu çerçevede, 5216 sayılı yasa ile getirilen ve köklü bir değişimi öngören düzenlemenin sonuçlarının irdelenmesi çalışmaya yön veren temel unsur olmuştur. Çalışma kapsamında, yasa ile büyükşehir belediyesi sınırlarına dâhil edilen belde belediyelerin planlama anlayışında, yasa öncesine göre herhangi bir farklılaşma meydana gelip gelmediği irdelenmiştir. Bu kapsamda, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Yasası ile Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dâhil edilen Aksu, Beldibi, Çalkaya, Çığlık, Doyran, Döşemealtı, Düzlerçamı, Pınarlı, Varsak, Yeşilbayır ve Yurtpınar İlk Kademe Belediyelerinin, farklı idari statüde oldukları dönemler içerisinde ürettikleri imar planı değişiklikleri, yapılış amacı ve tipleri açısından karşılaştırılmış, yapılan bu karşılaştırma çerçevesinde, yasa ile planlama süreci açısından amaçlanan hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı sorgulanmıştır.Öğe Arazi ve Arsa Düzenlemesi (18. Madde Uygulaması) Sürecinin Kentsel Mekan Oluşumu Açısından İrdelenmesi(2008) Meşhur, Mehmet ÇağlarUrban planning defined as a process includes all phases (or stages) from assigning goals and purposes for planning to implementation of urban plans. Since it is a process, success of urban planning completely depends on the relation and continuity between different phases. Planning process contains not only physical and spatial aspects, but also economic, social, cultural and psychological background of cities. However, in our country, implementation of plans is perceived as the most important stage in the planning process. In this framework, the other aspects of planning are not taken into consideration. As a result, implementation processes only aim to share urban rents originating from plans and generation of building plots. This attitude leads to unfair distribution of property rights and spatial problems. Land readjustment, as a tool for implementation of urban plans, might also lead to dull and low quality space formations. The main goal of land readjustment process is to generate urban plots, which are suitable for buildings, at minimum standards. In this approach, areas between buildings take form indiscriminately; in other words, they are not shaped through the application of design principles. In order to concretize the problem relating to the process in Turkey, striking results have been obtained in the course of studies conducted in the city of Konya. Konya has been defined as one of the planned cities of Turkey in terms of planning experience gained from 1960s onwards. However, the approaches used in orienting the land readjustment according to the application of the urban plans developed, have supported their application processes on the production of construction parcels which are appropriate for construction rather than production of urban spaces of quality. It is the most substantial indicator of the problem put forward in the scope of this study that the approach to create design opportunities instead of construction parcels makes up only 10% of all the implementations. In addition, this understanding shows that planning and application processes do not necessarily correlate. This approach removing the design capabilities and restricting the urban space formation to areas randomly formed between buildings excludes space formation from being an issue in architectural and city planning terms. The perception of the concept of land readjustment as the creation of facilities and options for the design of urban space rather than treating it to be an issue of share and parcel production, is the basic necessity for the removal of existing problems. Such a solution can only facilitate with a shift in the current understanding of land readjustment, redefining the role of architects and city planners excluded from the process. The method of land readjustment frequently used in the process of plan applications in Turkey includes the phases which may be accepted as engineering problems in the processes from “the preparation of arrangement maps” up to “the formation of parcel tables”. The phases such as preparation of arrangement maps, arrangement of the block application sketches and calculation of the rate of the block construction areas and common share of adjustment in the process concerned, are treated as totally technical phases which are the parts of the engineering expertise. Dealing with “parcel formation” in accordance with allotment within the scope of a similar engineering approach leads to empower other agents outside the disciplines of architecture and city planning. Another point in this structure which provides construction conditions to produce detached construction parcels is the fact that the border lines of parcels not only determine the allotment but also shape the built environment in accordance with the spaces in between. This leads the engineers of geodesy and cartography to be accepted as the legal authors of land readjustment, thus leading to the exemption of the city planners and architects from the processes of shaping and determining the real qualities of urban space in Turkey.Öğe Arazi ve arsa düzenlemesi yaklaşımlarının kentsel mekan oluşumu üzerindeki etkileri; Konya kenti örneği(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2004-12-03) Meşhur, Mehmet Çağlar; Erdem, RahmiKent planlama, planlamaya ilişkin amaç ve hedeflerin belirlenmesinden, planların uygulanmasına kadar olan aşamaların tümünü içermesi bağlamında, daha çok "süreç" özelliği gösteren bir kavramdır. Bu anlamda, planlamanın başarısı, içerdiği farklı aşamaların ilişkilendirilme düzeyi ile belirlenmektedir. Mekânsal olduğu kadar, ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik boyutları da olan kent planlama sürecinin, Ülkemizdeki algılanma biçimi irdelendiğinde, sürecin daha çok uygulama boyutunu ön plana çıkaran, uygulamayı da, planlarla oluşan kentsel rantın paylaşımı ve yapılaşmaya uygun imar parseli üretilmesi biçiminde algılayan bir anlayışın varlığı gözlenmektedir. Bu anlayış, sadece ekonomik açıdan önemli hakçalık sorunları ortaya çıkarmakla kalmamakta; mekânsal anlamda, giderilmesi güç sorunların oluşumuna da zemin hazırlamaktadır. 18. madde uygulamaları veya hamur kuralı şeklinde nitelendirilen ve planların uygulanması sürecinde sıklıkla kullanılan arazi ve arsa düzenlemeleri de, ifade edilen anlayışı yansıtan yaklaşımlar içermektedir. Sadece yapılaşmaya uygun imar parseli üretilmesinin hedeflendiği uygulamalar, nitelikli mekân oluşumuna katkı sağlamamakta; üretilen parsellerin yapılaşması sonrasında, kütleler arasında oluşan alanlar ise, yapı yaklaşma mesafelerinin tanımladığı, rasgele ve kendiliğinden ortaya çıkmış boşluklar olmaktan öteye geçememektedir. Bu anlamda tez, Konya Kenti özelinde arazi ve arsa düzenlemelerinin kentsel mekân oluşumu üzerindeki etkilerinin sorgulanması üzerine kurgulanmaktadır.Öğe Kentlerde iyi yönetilemeyen bir süreç olarak içkili yerlerin belirlenmesi, Konya deneyimleri(2012) Meşhur, Mehmet Çağlar; Sağ, Mehmet AkifTarihsel süreç açısından içkili yerlerin kentlerde bulunabileceği alanlarla ilgili bir uzlaşı sağlandığını söylemek zordur. Bugün sadece Konya 'da değil, başka kentlerde de gözlemlenen uzlaşı güçlüğünün, bazı toplumsal kabullerden ve dini inançlardan kaynaklandığı söylenebilir. Ancak, uzlaşı sağlanmasını asıl güçleştiren, konu ile ilgili yasal düzenlemeler ve bu düzenlemeleri yerel yönetimlerin yorumlama biçimidir. Mevcut yasal düzenlemeler kapsamında, içkili yerleri belirli alanlar içerisinde toplamayı amaçlayan içkili yer bölgeleri tanımı, konunun çözümünü güçleştiren etkenlerin başında gelmektedir. İçkili yerlerin kentten tecrit edilmiş alanlarda yer seçmesi için yapılan bu zorlama, çalışmanın saha araştırmasının yapıldığı Konya kentinde yaşanan sorunun başlıca nedenidir. Bu çerçevede, çalışmanın temel amacı, gerek yasal düzenlemelerden gerekse yerel yönetimlerin konuya yaklaşımından kaynaklanan sorunların Konya kentinin yaşadığı deneyimler ışığında ortaya konmasıdır.Öğe New approaches in urban conservation process, the case study-city of Amasya, Yalıboyu houses(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999-09-20) Meşhur, Mehmet Çağlar; Erdem, RahmiBu çalışma, küreselleşme-yerelleşme ilişkisi çerçevesinde, kent planlama ve tarihsel çevrelerin korunmasına yönelik olarak ortaya konan yeni düşüncelerin ve yaklaşımların incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada öncelikle, yeni kent planlama gündemi ve yerellik kavramı bağlamında "koruma" olgusuna getirilen tanımlamalar ve yaklaşımlar ortaya konmuştur. Avrupa'da ve Türkiye'de geleneksel kent dokularını koruma çabalan tarihsel bir süreç içerisinde incelenmiş; ülkemizde koruma sürecinin bugünkü yapısı itibariyle yaşanan sorunlar ve uygulama boyutunda karşılaşılan güçlükler ortaya konmuştur. Yapılan bu incelemeler çerçevesinde, koruma kavramına getirilen ve temelde;. Bütünleşik koruma,. Sürdürülebilir koruma ve. Korumada kentsel tasarım seçeneği olarak ifadelendirilebilecek yeni yaklaşımların ortaya koyduğu düşünce yapısı ve bu yaklaşımların ülkemizdeki bazı tarihi çevreyi koruma örneklerinde algılanma ve uygulanma biçimi değerlendirilmiştir. örnek alan çalışması çerçevesinde ise, Amasya iline ilişkin veriler ülkesel ve bölgesel ölçekte irdelenmiş, bu değerlendirmeler ışığında kentin fiziki yapısının gelişimi tarihsel bir süreç içerisinde değerlendirilmiştir. Bu süreçte, Amasya kenti açısından, tarihi çevrenin korunması düşüncesinin oluşumu ve gelişimi ortaya konmuş; geleneksel kent dokusunu en yoğun biçimde yansıtan bir alan olması açısından Yalıboyu Evleri 'nin mekansal ve sosyal verileri incelenmiş; yapılan tüm bu inceleme ve değerlendirmeler ışığında, yeni yaklaşımların Amasya kenti ve Yalıboyu Evleri açısından geçerliliği sınanmış ve "kentsel koruma" adına yapılabilecek yeni çalışmalara ilişkin olarak öneriler sunulmuştur.