Yazar "Ozer, Faruk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında Lipide Bağlı Sialik Asit Düzeyi Tayininin Tanısal Değeri(2003) Bektemür, Güven; Ozer, Faruk; Kanat, Fikret; Imecik, OktayBu çalışmada, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda yatırılarak tetkik edilen plevral efüzyonlu 68 hastanın plevra sıvısı ve serum lipide bağlı sialik asit (LBSA) düzeyleri ile kontrol grubu olarak seçilen 30 sağlıklı bireyin serum LBSA düzeyleri araştırıldı. Olgular plevral efüzyonun etyolojisine göre malignite kaynaklı ve malignite dışı nedenli plöreziler olmak üzere iki gruba ayrıldı. Malignite grubunda 32, malignite dışı grupta ise 36 olgu yer aldı. Gerek malignite gerekse malignite dışı hasta gruplarında ortalama serum LBSA düzeyinin kontrol grubuna göre belirgin derecede arttığı saptandı (p< 0.001, p< 0.001). Hasta gruplarının ortalama serum LBSA değerleri arasındaki fark ise istatistiksel olarak anlamlı değildi. Malignite grubunun ortalama plevra sıvısı LBSA düzeyi (23.34 mg/dL) malignite dışı grup (17.97 mg/dL) ile karşılaştırıldığında anlamlı derecede yüksek bulundu (p< 0.05). Hasta gruplarında saptanan ortalama plevra sıvısı/serum LBSA oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı gözlendi. Plevra sıvısında LBSA düzeyi ölçümünün malignite kaynaklı plevral efüzyonların ayırıcı tanısında sensitivitesi %91 ve spesifitesi %51 olarak belirlendi. Sonuç olarak, malignite kaynaklı plevral efüzyonların ayırıcı tanısında bir tümör belirteci olarak LBSA düzeyinin tanısal değeri beklenen düzeyde olmamakla birlikte, tanı zorluğu ile karşılaşılan olgularda yüksek plevra sıvısı LBSA konsantrasyonunun maligniteyi destekleyici bir parametre olarak kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe Serum C-reactive protein and procalcitonin levels in non-small cell lung cancer patients(TERMEDIA PUBLISHING HOUSE LTD, 2013) Tulek, Baykal; Koylu, Habibe; Kanat, Fikret; Arslan, Ugur; Ozer, FarukAim Of the Study: The basic uses of C-re, active protein (CRP) and procalcitonin (PCT) in clinical practice are in the diagnosis and follow-up of infectious disease. The fact that CRP already achieves high levels in cases with lung cancer, however, limits its diagnostic specificity. Procalcitonin may be an important Marker in the differential diagnosis of lung cancer patients who have fever and high CRP levels. Our Objective in this Study was to determine the levels of CRP and PCT in patients with newly diagnosed noninfectious non-small tell lung cancer (NSCLC) and to relate these results to patient and disease Characteristics. Material and Methods: Serum CRP and PCT levels were Measured in 79 histopathologically proven NSCLC patients and 20 healthy controls. Results were compared with demographic and clinical variables in patients with NSCLC. Results: Serum CRP concentrations were significantly higher in NSCLC patients compared to the Control group [38.30 (7.79-185) mg/dl vs. 7.79 (3.36-26.10) mg/dl; p < 0.001] There was no significant difference between the two groups in PCT levels (p > 0.05). A mild, positive correlation was found between CRP level and tumor diameter. When comparing CRP levels in the lung cancer patients grouped according to age, sex, smoking status, clinical TNM staging and performance status (PS), the only significant difference found was that for PS Score. Conclusions: High serum CRP levels in non-infectious NSCLC patients are mainly related to PS status and weakly to tumor size. Adding serum PCT measurement may contribute to exclusion of infections in patients with NSCLC.Öğe Serum C-reactive protein and procalcitonin levels in non-small cell lung cancer patients -- 2(EUROPEAN RESPIRATORY SOC JOURNALS LTD, 2012) Tulek, Baykal; Koylu, Habibe; Kanat, Fikret; Arslan, Ugur; Ozer, Faruk[Abstract not Available]Öğe TOLERABILITY OF NIMESULIDE IN PATIENTS WITH HISTORIES OF ADVERSE REACTIONS TO ACETYLSALICYLIC ACID AND NONSTEROIDAL ANTI-INFLAMMATORY DRUGS(NOBEL ILAC, 2014) Tepetam, Fatma Merve; Colakoglu, Bahattin; Ozer, Faruk; Maden, Emin; Yosunkaya, Sebnem; Duman, DildarObjective: Analgesic and anti-inflammatory treatment in patients with a positive history of ASA (acetyl salicylic acid) /NSAID (non-steroidal anti-inflammatory drugs) intolerance is a significant problem in clinical practice. Therefore, there is a need to identify an alternative drug that is safe and reliable. Our aim was to determine the safety of nimesulide, a preferential COX-2 inhibitor. Material and Method: A single blind, placebo-controlled oral challenge procedure was applied to 95 patients (37 male, 58 female; with a mean age of 40.19 +/- 13.94 years) who had suffered from adverse reactions to ASA/NSAIDs. Results: According to patient histories, the majority of intolerance reactions were due to NSAIDs, and isolated cutaneous symptoms were the most common presenting symptom in 43 subjects (45.2%). While isolated respiratory symptoms were experienced in only 6 (6.3%) patients. Nimesulide was well tolerated in 90 out of 95 patients (95.2%) and only 5 of the 95 patients (4.8%) presented an adverse reaction, which was a slight urticaria. Two of the five patients were suffering from chronic urticaria, one patient had asthma and rhinosinusitis, one was atopic and one had a history of allergic reaction to a beta-lactam. Conclusion: Nimesulide can be a good option for NSAID-intolerant patients: it should first be tested in an allergy unit. However, the results of the current study need further clinical studies to evaluate the effects of higher doses or the prolonged use of nimesulide and whether nimesulide could be used in patients with asthma and with a history of chronic urticaria.Öğe Transüda-Eksüda Ayrımında Plevral Sıvı Psödokolinesteraz Düzeyinin Tanısal Değeri(2003) Ozer, Faruk; Kanat, Fikret; Kalem, Abdülcelil; Imecik, OktayBu çalışmaya, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ile İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda 1999-2000 yılları arasında yatırılarak tetkik edilen plörezili 80 olgu ve kontrol grubu olarak seçilen 30 sağlıklı birey alındı. Plörezili olgular tanılarına göre transüda ve eksüda olmak üzere iki grupta incelendi. Transüda ve eksüda gruplarında ortalama plevra sıvısı psödokolinesteraz düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p< 0.001). Ortalama plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranı da gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekteydi (p< 0.001). Eksüdatif sıvıların ayırt edilmesinde plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyinin sensitivitesi ve spesifisitesi %100 olarak saptandı. Plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranının sensitivite ve spesifisitesi ise sırasıyla %90 ve %87 idi. Sonuç olarak, plevral sıvıların transüda-eksüda ayrımında plevral sıvı psödokolinesteraz düzeyi ve plevral sıvı/serum psödokolinesteraz oranının, tanısal değeri yüksek ve kullanılabilir bir parametre olduğu kanısına varıldı