Yazar "Sönmez, Alper" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1995-2019 Yılları Arasında Türkiye’nin Yolsuzluk Düzeyi ile Kurumlar Vergisi Arasındaki İlişki(Selçuk Üniversitesi, 2022) Acet, Hakan; Sönmez, Alper; Acar, Mustafa SerdarKurumlar vergisi, tüzel kişilerden ve sermaye şirketlerinin kurum kazançları üzerinden alınan bir vergidir. Kurumlar vergisinin başlangıcı 1909 yılı olmasına rağmen özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrasında bu vergi önem kazanmıştır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü, ülkelerin kamu kesiminde algılanan yolsuzluğu 1995 yılından itibaren anketler yardımıyla ölçmekte ve yolsuzluk algılama endeksi olarak yıllık bazda yayınlamaktadır. Endeks ülkelerdeki yoksulluk seviyelerini 2012 yılına kadar 0-10 arasında, 2012 yılı sonrasında ise 0-100 arasında değerlendirmektedir. Ülkelerdeki endeks değerlerinin sıfıra yaklaşması yolsuzluğun arttığı anlamına gelmektedir. Çalışmamızda, Türkiye’nin 1995-2019 yılları arasındaki kurumlar vergisi oranları, kurumlar vergisi gelirleri, kurumlar vergisi gelirlerinin GSYH içindeki payı ile yolsuzluk algılama endeksi arasındaki ilişki, yıllık veriler kullanılarak granger nedensellik analizi yardımıyla analiz edilmiştir. Ülkemizdeki kurumlar vergisi oranları referans yılları içinde değişiklik göstermesi nedeniyle kurumlar vergisi gelirlerinde ve kurumlar vergisi gelirlerinin GSYH içindeki payında değişikliğe neden olmaktadır. Vergi oranlarındaki değişikliğin bu olumsuz etkisini ortadan kaldırmak amacıyla referans yıllardaki vergi oranlarının ortalaması alınarak kurumlar vergisi gelirleri ve gelirlerin GSYH içindeki payı yeniden hesaplanarak analize dahil edilmiştir. Sonuç olarak, değişkenler arasında ilişki olmadığı tespit edilmiştir.Öğe Determinants of human capital intensity: an empirical analysis on automotive suppliers in Turkey.(2016) Sönmez, AlperBu makalenin amacı yabancı sahiplik yapısı ve Ar-Ge faaliyetlerine vurgu yaparak, firmaların beşeri sermaye yoğunluk seviyelerini etkileyen faktörleri analiz etmek ve ayrıca bu alanda oldukça kıt olan yazına ampirik bir katkı yapmaktadır. Bulgular Türkiye otomotiv sektöründe faaliyet gösteren tedarikçi firmaların üst düzey yöneticilerinden yüz yüze anket çalışması ile toplanan firma düzeyinde kapsamlı anket verilerine dayanmaktadır. Çalışmaya ilişkin önemli bulgular şu şekilde özetlenebilir: (1) yabancı sahiplik, beklendiği gibi, tedarikçi firmaların beşeri sermaye yoğunlukları üzerine pozitif (anlamlı) etkiye sahip tek değişkendir; (2) yabancı sahipliğin tedarikçi firmanın beşeri sermaye yoğunluğu üzerine etkisi beyaz-yaka yoğunluğu-(genel)için daha yüksek, mühendis yoğunluğu-(spesifik) için daha azdır; (3) daha yaşlı veya daha büyük ölçekliolmak bir tedarikçi firmanın spesifik beşeri sermaye yoğunluğunu negatif (anlamlı) etkilerken, Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmak (Ar-Ge bölümüne sahip olmak) ve ilk kademe tedarikçi olmak spesifik beşeri sermaye yoğunluğunu pozitif (anlamlı) etkilemektedir. Bu bulgular Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan, daha küçük ve yeni kurulan yabancı sermayeli ilk kademe tedarikçi firmaların daha spesifik (mühendis) beşeri sermaye stoku istihdam ettiklerini ortaya koymaktadırÖğe Dijital ve manşonlu manuel tansiyon cihazları ile ölçülen brakiyal ve radiyal ölçüm değerlerinin karşılaştırılması(2017) Çeliktepe, Murat; Sarı, Oktay; Aydoğan, Ümit; Ciğerli, Özlem; Sönmez, Alper; Koç, BayramGiriş: Kan basıncının doğru ölçülmesi, hipertansiyon tanı ve tedavi takibinde çok önemlidir.Gereç ve Yöntem: Referans olarak kabul edilen manşonlu manuel tansiyon cihazı (CTÖC) ile kan basıncı ölçüm değerlerinin, 3 farklı brakiyal ve 3 farklı radiyal dijital tansiyon ölçüm cihazları (DÖC) ile karşılaştırarak, klinik olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya alınan 110 hipetansif hasta ve 100 normotansif birey arasındaki tansiyon ölçüm farkları ile yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksine (VKİ) göre tansiyon ölçümleri analiz edildi. Ölçümler arasında klinik anlamlı fark 5mmHg olarak kabul edildi.Bulgular: Araştırmaya katılan toplam 210 kişinin (ortalama yaş 53.7715.31yıl), %51,9’u kadın (n109) idi. Normotansif grupta, CTÖC sistolik kan basıncı değerleri ile bilekten ölçüm yapan DÖC ölçümleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Normotansif grupta, bilekten ölçüm yapan DÖC’nın diyastolik ölçümleriyle, CTÖC ölçümleri arasında klinik önemli, istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi. Hipertansif hasta grubunda CTÖC diyastolik kan basıncı ölçümleri ile bilekten ölçüm yapan DÖC’nın ölçümleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmasına rağmen, klinik önemli fark tespit edilmedi. Yaşa, cinsiyete ve VKİ’ne göre, CTÖC ile DÖC kan basıncı ölçümleri arasında klinik önemi olan anlamlı fark tespit edilmedi. CTÖC kan basıncı ölçümleri ile koldan ve bilekten DÖC ölçüm değerleri arasında pozitif yönde anlamlı ve güçlü korelasyon saptandı.Sonuç: Hipertansiyon tanısı ve takibinde, referans kabul edilen ölçüm cihazları ile karşılaştırıldığında, normotansif bireylere göre hipertansif hastalarda, dijital tansiyon cihazlarının doğru ve korele ölçüm sonuçları verdiği saptandı.Öğe Life Satisfaction and happiness with regard to human capital and religiosity in Turkey(2018) Sönmez, Alper; Sönmez, Özlem AltunsuThis paper contributes to literature by investigating empirically the determinant factors on life satisfaction and happiness with respect to the quality of humancapital and religiosity by using World Values Survey (WVS) data on Turkey. The keyfindings are that: (i) people with high skills and higher income tend to be unhappyand unsatisfied with their lives; (ii) cognitive workers who have higher educationalattainment, who are employed, and who believe that their fate is shaped by themselves are more likely satisfied by their lives; whereas manual workers with highnumber of children and with higher skill level are less satisfied; (iii) individual andsocial religiosity have also a strong positive impact on happiness and life satisfaction for manual workers. Our findings also confirm the importance of a core set ofdemographic variables in estimating the individual happiness and life satisfactionsuch as gender, age, and marital status.Öğe Türkiye maden sektörü ihracatına konjonktürel faktörlerin etkisi(2016) Sönmez, AlperBu çalışmanın temel amacı 1992-2013 döneminde Türkiye maden sektörü ihracatında konjonktürel dalgalanma evrelerini ortaya koymak ve bu dalgalanmaların arkasında yatan ekonomik faktörleri analiz ederek sektör ihracatının nasıl bir gelişme gösterdiğini değerlendirmektir. Bu amaçla sektör ihracatına ilişkin aylık ve yıllık zaman serisi verileri kullanılarak en küçük kareler yöntemiyle doğrusal ve ikinci dereceden regresyon analizleri yapılarak tahmini eğilim (trend) fonksiyonu hesaplanmıştır. Analiz sonuçları tahmini ihracat eğilim fonksiyonunun ikinci dereceden olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma sonuçlarına göre sektör ihracatı düzensiz bir şekilde yükselip azalmakta, ayrıca bu dalgalanmaların özellikle 2000 yılı öncesi dönemde istikrar kazandığı görülmektedir. Bu durum, söz konusu dönemde maden sektörü ihracatının hem içsel hem de dışsal birçok siyasi ve ekonomik faktörden etkilendiğinin ve bir türlü istikrara kavuşamadığının bir göstergesidir. 2000'li yıllardan sonra ise nispeten daha istikrarlı ve başarılı bir ekonomi yönetimi söz konusu olduğundan içsel konjonktürel dalgalanmalar daha düsüşük seviyede gerçekleşmiştir. Bu yıllarda (2000 sonrası) ortaya çıkan en önemli konjonktürel dalgalanma, dışsal bir olgu olan 2008 küresel finansal krizi ve bu krizi izleyen bir iki yıl içerisinde Türkiye madencilik sektörü ihracatının yüzde 22 düşmesidir.