Yazar "Sözen, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Changes in Serum Levels of ADMA, SDMA and L-NMMA with Helicobacter Pylori Eradication(AVES, 2017) Baldane, Süleyman; Korkmaz, Hüseyin; İpekci, Süleyman Hilmi; Sözen, Mehmet; Abuşoğlu, Sedat; Akar, Tarık; Ünlü, AliObjective: Increased asymmetric dimethylarginine (ADMA) levels are associated with reduced nitric oxide (NO) levels in many systems, particularly the cardiovascular system, and cause adverse effects. The objective of this study is to evaluate the effect of eradication therapy in patients infected with Helicobacter pylori (H. pylori) on the serum level of ADMA and other metabolic products of methylarginine. Methods: Patients who were found positive both in urea breath tests and stool antigen tests were considered to have H. pylori infection. These patients received eradication therapy for 14 days (twice daily pantoprazole 40 mg, twice daily amoxicillin 1000 mg, and twice daily clarithromycin 500 mg). Blood samples were taken to measure serum ADMA, symmetric dimethylarginine (SDMA), and N-monomethyl-Larginine (L-NMMA) levels before eradication therapy and 3 months after the therapy for patients for whom eradication was achieved. Results: A total of 23 of the 45 patients included in the study were female, whereas 22 were male. The mean age of the patients was 32.4 +/- 8 years. Significant reductions in the serum ADMA, SDMA, and L-NMMA levels of the patients were observed post-eradication therapy versus pre-eradication therapy. Conclusion: This study demonstrated significant reductions in serum ADMA, SDMA, and L-NMMA levels with H. pylori eradication. Further extensive long-term studies are needed to evaluate the positive effects that reduced serum ADMA, SDMA, and L-NMMA levels after H. pylori eradication can have on all systems, particularly the cardiovascular system.Öğe CHEMOTHERAPY IMPROVED COAGULATION DISORDER IN A PATIENT WITH MULTIPLE MYELOMA(PERGAMON-ELSEVIER SCIENCE LTD, 2015) Fidan, K.; Kutlucan, A.; Dağlı, M.; Baştürk, A.; Sözen, Mehmet; Abuşoğlu, Sedat; Kutlucan, L.[Abstract not Available]Öğe Evaluation of bone mineral density (BMD) and indicators of bone turnover in patients with hemophilia(ASSOC BASIC MEDICAL SCI FEDERATION BOSNIA & HERZEGOVINA SARAJEVO, 2018) Dağlı, Mehmet; Kutlucan, Ali; Abuşoğlu, Sedat; Baştürk, Abdulkadir; Sözen, Mehmet; Kutlucan, Leyla; Ünlü, Ali; Yılmaz, FariseA decrease in bone mass is observed in hemophilic patients. The aim of this study was to evaluate bone mineral density (BMD), parathyroid hormone (PTH), 25-hydroxy vitamin D (vitamin D), and a bone formation and resorption marker, procollagen type I N-terminal propeptide (PINP) and urinary N-terminal telopeptide (uNTX) respectively, in hemophilic patients and healthy controls. Laboratory parameters related to the pathogenesis of bone loss such as neutrophil- lymphocyte ratio (NLR) and platelet-lymphocyte ratio (PLR) were also evaluated. Thirty-five men over 18 years of age, with severe hemophilia (A and B) and receiving secondary prophylaxis, were included in the study. The same number of age-, sex-, and ethnicity-matched healthy controls were evaluated. Anthropometric, biochemical, and hormonal parameters were determined in both groups. No significant difference in anthropometric parameters was found between the two groups. The BMD was low in 34% of hemophilic patients. Vitamin D, calcium, and free testosterone levels were significantly lower (p < 0.001, p = 0.011, p < 0.001, respectively), while PTH, PINP, and activated partial thromboplastin time (aPTT) levels were significantly higher (p < 0.014, p = 0.043, p < 0.001, respectively), in hemophilic patients compared to controls. There was no significant difference between the two groups in NLR, PLR, phosphorus, thyroid-stimulating hormone, and uNTX level. The reduction of bone mass in hemophilic patients may be evaluated using the markers of bone formation and resorption, enabling early detection and timely treatment.Öğe EVALUATION OF BONE MINERAL DENSITY AND PARAMETERS RELATED TO BONE METABOLISM IN HEMOPHILIC PATIENTS(PERGAMON-ELSEVIER SCIENCE LTD, 2017) Dağlı, M.; Kutlucan, A.; Abuşoğlu, Sedat; Baştürk, A.; Sözen, Mehmet; Kutlucan, L.; Ünlü, Ali[Abstract not Available]Öğe Examining the relationship between Vitamin D levels and Helicobacter pylori infection and its effect on the hypothalamic-pituitary-adrenal axis in dyspeptic patients(Ondokuz Mayis Universitesi, 2015) Korkmaz, Hüseyin; İpekci, Süleyman Hilmi; Baldane, Süleyman; Sözen, Mehmet; Abuşoğlu, Sedat; Kebapcılar, LeventThe purpose of this study was to determine whether or not Helicobacter pylori (H. pylori) infection affects the hypothalamic-pituitary-adrenal (HPA) axis and to evaluate the association between vitamin D levels with H. pylori infected and eradicated patients. The glucagon stimulation test (GST) was used to assess the HPA gland axis. An H. pylori infection was diagnosed based on the rapid urease test and histology. All infected patients received triple eradication therapy. Three months after the treatment, 14C urea breath test was reinstituted, and GST was repeated in patients who were negative for H. pylori. Of the 43 patients, 20 (46%) were found to have a lower mean value of peak cortisol than normal responses to the GST in the H. pylori-infected subjects. In 29 subjects, H. pylori infection was successfully eradicated. Twelve (41%) out of 29 subjects were defined as having a blunted GST response and 17 (%59) subjects had normal HPA axis response to GST in the H. pylori-eradicated subjects. A significant correlation between low 25-hydroxyvitamin D3 (25(OH)D3) level and low peak cortisol response to GST was identified in the H. pylori-infected subjects. After H. pylori eradication, the positive correlation between 25(OH)D3 level and high peak cortisol response to GST was also identified. Mean 25(OH)D3 levels were lower in the H. pylori-infected subjects than in the H. pylori-eradicated subjects. Our results indicate an increased prevalence of blunted glucocorticoid response to GST in patients with infected H. pylori. Vitamin D deficiency is also common in the H. pylori-infected subjects and associated with blunted glucocorticoid response. These findings suggest that H. pylori eradication increases the cortisol response to GST. Vitamin D supports adrenal/cortisol production whereby a deficiency can result blunted glucocorticoid response to GST in patients with infected H. pylori. © 2015 OMU.Öğe Helicobacter Pylori Eradikayonu ile ADMA, SDMA ve L-NMMA Serum Düzeylerinin Değişimi(2017) Baldane, Süleyman; Korkmaz, Hüseyin; İpekçi, Süleyman Hilmi; Sözen, Mehmet; Abuşoğlu, Sedat; Akar, Tarık; Ünlü, AliAmaç: Artmış asimetrik dimetil arjinin (ADMA) düzeyleri başta kardiyovasküler sistem olmak üzere birçok sistemde nitrik oksit (NO) düzeylerini azaltarak olumsuz etkilere neden olur. Helicobacter pylori (H. pylori) enfeksiyonun ADMA düzeylerinde artışa neden olduğu bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı H. pylori ile enfekte bireylerde eradikasyon tedavisinin ADMA ve diğer metilarjinin metabolizma ürünlerinin serum düzeylerine etkisini değerlendirmek olarak belirlendi.Yöntemler: 14C üre nefes testi ve gaita antijen testlerinin her ikisinde pozitiflik tespit edilen hastalar H. pylori ile enfekte kabul edildi. Hastalara 14 günlük eradikasyon tedavisi (günde 2 kez 40 mg pantoprazol, günde iki kez 1000 mg amoksisilin ve günde iki kez 500 mg klaritromisin) verildi. Eradikasyon tedavisi öncesinde ve eradikasyon sağlanan hastalarda tedaviden 3 ay sonra ADMA, simetrik dimetil arjinin (SDMA) ve N-monometil-L-arjinin (L-NMMA) serum düzeylerinin ölçümü için kan örnekleri alındı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 45 hastadan 23'ü kadın ve 22'si erkek idi. Hastaların ortalama yaşı 32,48 idi. Hastaların serum ADMA, SDMA ve L-NMMA düzeylerinde eradikasyon tedavisi sonrasında, tedavi öncesine göre anlamlı düzeylerde azalma olduğu görüldü.Sonuç: Bu çalışmada H. pylori eradikasyonu ile plazma ADMA, SDMA ve L-NMMA düzeylerinde anlamlı azalma olduğu gösterildi. H. pylori eradikasyonuna bağlı azalan serum ADMA, SDMA ve L-NMMA düzeylerinin, başta kardiyovasküler sistem olmak üzere bütün sistemlerde oluşturabileceği yararlı etkilerin değerlendirilmesi için geniş çaplı, uzun süreli çalışmalara ihtiyaç vardırÖğe Polikistik over sendromunun erkek eşdeğerlerinde androjen hormon artışının metabolik ve kardiyovasküler etkilerinin değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2016) Sözen, Mehmet; İpekçi, Süleyman HilmiAmaç:Polikistik over sendromlu kadınlarda ve androjenik alopesisi olan erkeklerde yapılan çalışmalarda androjen hormon artışının kardiyovasküler hastalık gelişme riskini artırdıgına dair kanıtlar elde edilmiştir. Bu risk hipertansiyon, obezite, diyabetes mellitus, dislipidemi, sedanter yaşam, ailesinde koroner arter hastalığı öyküsü olanlarda daha fazladır. Polikistik over sendromu ve androjenik alopeside inflamatuvar maddeler artmaktadır. Artmış olan bu inflamatuvar maddeler aterosklerotik damar hastalığı gelişimine katkıda bulunmaktadır. Son zamanlarda yapılan çalışmalardan elde edilen veriler dogrultusunda sadece kadınlarda degil erkeklerde de polikistik over sendromuna benzer bir fenotipin olabileceği düşünülmektedir. Bizde bu noktadan hareket ederek 25 yaşından önce başlayan erkek tipi saç dökülmesi olan 25 - 40 yaş arası erkek hastalarda kardiyovasküler ve metabolik etkilerin değerlendirilmesi amaçlayan bir çalışma yaptık. Yöntem:Çalışmaya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı poliklinigine başvuran kardiyovasküler risk faktörleri içermeyen, malignitesi olmayan, aktif enfeksiyonu olmayan, karaciğer ve böbrek hastalıgı olmayan, antioksidan madde kullanmayan 25-45 yaş arası androjenik alopesisi olan41 hasta ve 40 sağlıklı kontrol olmak üzere toplamda81 kişi dahil edilmiştir. Androjenik alopesisi olan grupta kardiyovasküler ve metabolik riski degerlendirmek için 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı ölçümü, hassas CRP ve galektin-3 çalışıldı.Katılımcıların sosyodemografik özellikleri yüz yüze görüşme yöntemi ile formlara kaydedildi. Tüm veriler SPSS 20.0 istatistik paket programı kullanılarak değerlendirildi. Bulgular:Çalışmamıza alınan hasta ve kontrol grubunun yaş ortalaması sırayla 30,3±7,5 ve 30,8±6,0 olarak saptandı. Hasta grubu ile kontrol grubu arasında 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı ölçümleri, hassas CRP ve galektin-3 arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılık saptanmadı (p>0,05). Hasta grubunda hassasCRP ile bel çevresi ve boyun çevresi arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde pozitif korelasyon saptandı. Hasta grubunda galektin-3 ile HOMA-IR, bel çevresi ve kalça çevresi arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde pozitif korelasyon saptanırken, serbest testosteron ile negatif korelasyon saptanmıştır. Hasta grubuna alınan bireylerin Hamilton-Norwood sınıflamasına göre alopesi evreleri arttıkça 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı ölçümlerinde gündüz nabız dalga hızı ile gece yansıtma büyüklügünde de artma tespit edilmiştir. Sonuç: Androjenik alopeside klinik tablo artmış androjenik hormonal tablo ile ilişkilidir. Genetik kusurlarında klinik tabloya ek katkısı olabilmektedir. Artmış androjen hormon düzeyleri ile kardiyovasküler hastalık gelişme riski artmaktadır. Prematüre androjenik alopesisi olan erkeklerde polikistik over sendromueşdeğeri mi bulundugu yoksa bunun daha çok metabolik sendromunun bir komponentimi oldugunun iyice anlaşılması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.