Yazar "Sabuncu, Serdar" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Sinemada görüntü düzenlemesinin anlatıya katkısı örnek: Takva filminin ruh bilimsel çözümlemesi(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010-09-17) Sabuncu, Serdar; Can, AytekinBu çalışmanın konusu, bir filmin yaratım sürecini açıklarken görüntü düzenlemesinin sinemasal anlatıma katkılarını bilimsel temellere dayandırarak açıklamak ve Takva filmini ruh-bilimsel açıdan değerlendirmektir. Bu çalışmanın amacı, film yapımı hakkında bilimsel veriler ortaya koyarak, ele aldığımız Takva filmini ruh-bilimsel açıdan incelemek, bu doğrultuda vardığımız sonuçla bundan sonraki bilimsel çalışmalara örnek olmaktır. Savunma mekanizmaları, ego tarafından içgüdülerimizin kontrol edilmesi ve endişelerimizin savuşturulması yönünde kullanılmış çeşitli yöntemlerdir. Hepimiz bu mekanizmaları bilinçli ya da bilinçsiz kullanırız. Ancak bilinçli olarak kullandığımız azdır. Kitle iletişim araçlarının bize getirdiği pek çok insan ilişkisi, gördüğümüz ya da okuduğumuz çoğu kişilik, savunma mekanizmasının kavramları ile yorumlanabilir. Türk sineması için bakir sayılabilecek bir konu olan inanç meselesini ele alan Takva, saf bir Müslüman olan Muharrem'i ne evliya gibi yüceltiyor ne de militan gibi gösteriyor. Böylece özellikle 11 Eylül sonrası dünyada ve irtica tartışmalarının yaşandığı Türkiye'de etkili olan, Müslümanlara yönelik genel olumsuz bakışın dışına çıkan bir yaklaşım sergiliyor. Ayrıca Türk sinemasında ilk kez dindar bir karakterin dünyası bu kadar derinlemesine bir bakışla perdeye yansıtılıyor. Filmin bir diğer başarısı ise Cumhuriyet ideolojisinin hep karşısında durduğu tarikat kurumlarının nasıl var olabildiğinin, yaşamlarını nasıl sürdürdüğünü bir hayli objektif bir yaklaşımla ortaya koymasıdır. Takva kelime anlamıyla ve İslami açıdan ahlaki belirsizliğe sahip her davranıştan kaçınmayı emretme özelliğiyle kişiyi geleneksel olarak deneyimlenmemiş ve tanımlanmamış durumlardan sakınmaya çağırır. Böylelikle, takva kişinin yaşam sınırlarını muhafazakar gelenekselcilikle çizmiş olur. Nitekim Muharrem, modern dünyanın dışında, hem mekansal hem kültürel sınırları anne-babasının zamanının alışkanlıkları ve değerleri ile çizilmiş bir dünyada yalnız bir hayat sürmektedir.