Yazar "Seferov, Rehman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Azerbaycan Nüfusunun Eği?ti?m Açısından Anali?zi?(Selçuk Üniversitesi, 2005) Seferov, Rehman; Akkuş, AkifAzerbaycan nüfusunun eğitim durumu tarihsel süreç içerisinde çok fazla değişime uğramıştır. Ülke nüfusunun eğitim durumu özellikle Sovyet Döneminden günümüze kadar geçen sürede büyük değişime uğramıştır. Örneğin, 1926 yılında ülke nüfusunun yaklaşık % 30’u okur-yazarken, 1970 yılında bu oran % 99’a ulaşmıştır. Azerbaycan’da son olarak yapılan nüfus sayımına göre okuma-yazma bilenlerin oranı % 98.2 (erkeklerin % 98.6’sı, kadınların ise % 97.7’si) gibi oldukça yüksek bir değer oluşturmaktadır. Genel olarak kadın ve erkek nüfus arasındaki okuma-yazma oranında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. Bu durum Sovyetler Birliği Dönemi’nde uygulanan eğitim sistemi ile alakalıdır. Okur-yazar nüfusun, bitirilen son öğrenim kurumları içerisinde en büyük payı liseyi bitirenler oluşturmaktadır. Liseyi bitirenlerin % 39.8’lik oranına karşın, ortaokulu bitirenler % 13, ilkokulu bitirenler % 12.8, üniversiteyi bitirenler ise % 17.7’lik (erkek nüfusun % 19.5, kadın nüfusun ise % 16) bir oran içermektedir. Nitekim son yıllarda liseyi bitirenlerin oranı azalmakta, buna karşın yüksekokul ve üniversiteyi bitirenlerin oranları artmaktadır. Bu da sevinilecek bir durumdur. Çünkü eğitim seviyesi yükselen bir toplum ülkenin büyüme ve gelişmesinde olumlu rol oynar.Öğe Azerbaycan nüfusunun yapısal özellikleri ve eğitim açısından analizi(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004-12-17) Seferov, Rehman; Akkuş, AkifÇalışma alanı Kafkasya Bölgesinin güneydoğusunda 38°24'-41°54' N enlemleri ile 44o46'-50°50' E boylanılan arasında yer alan Azerbaycan Cumhuriyeti 'nin tamamım kapsamaktadır. Azerbaycan'ın toplam yüzölçümü 86.600 km2'dir. Ülkenin doğusunda Hazar Denizi, kuzeyinde Rusya Federasyonu (Dağıstan Özerk Cum.), kuzeybatısında Gürcistan, batısında Ermenistan, güneyinde İran ile güneybatısında Türkiye yer alır. Kuzeydoğu ve güneybatıda Kafkas (Büyük ve Küçük Kafkaslar) sıradağları ile çevrili olan Azerbaycan arazisinin büyük bölümünü yüksek dağlık alanlar oluşturmakla birlikte, geniş ovalar da (Kura- Araş ovaları gibi) önemli yer tutar. Azerbaycan'ın sahip olduğu karmaşık yeryüzü şekilleri; iklim, toprak ve bitki örtüsünün, su kaynaklarının çeşitliliğine, bunlarla ilişkili olarak da nüfusun eşitsiz dağılmasına yol açmıştır. Azerbaycan iklimi esas itibariyle subtropikal makroklima kuşağında yer alır. Bununla birlikte ülkede dünya için belirlenen 11 iklim tipinden 9 iklim tipi hüküm sürmektedir. Örneğin; geniş Kura-Aras ovalan sıcak ve kurak, Lenkeran-Astara, Şeki-Zagatala bölgeleri nemli, yüksek dağ kuşaklan tundra iklimine sahiptir. Azerbaycan' m yeraltı ve yerüstü su rezervi ise, coğrafi konumuna, yeryüzü şekillerine ve iklim özelliklerine bağlı olarak, sınırlı ve eşitsiz dağılış gösterir. Dağlık bölgede akarsu drenaj ağı sık, ovalarda ise seyrektir. Azerbaycan'da tanm sektörünün temelini pamuk ve üzüm yetiştiriciliği, tahıl üretimi, bağcılık, sebzecilik, meyvecilik, ipekçilik ile tütün ve çay yetiştiriciliği oluşturur. Ancak, Azerbaycan'ın eski Sovyetler Birliği ile 70 yıl süren beraberliği sırasında tanmda pamuk üretimine ve bağcılığa daha fazla önem verilmiştir. Azerbaycan, zengin yeraltı kaynaklarına da sahiptir. Petrol, doğal gaz, alünit, demir, polimetal ve kimya sanayi hammaddesi mineralleri, inşaat malzemesi maddeleri, şifalı sular başlıca yeraltı zenginlik kaynaklandır. Petrol ve doğal gaz kaynaklan Apşeron'da petrol çıkarma, petrol antma, petro-kimya, petrol makineleri, elektro-enerji ve inşaat malzemesi imalatı gibi çeşitli sanayi kollannın gelişmesinde rol oynamıştır. Gelişmiş bir ulaşım ağma sahip olan Azerbaycan'da, 2122 km uzunluğunda demiryolu ve 25.021 km uzunluğunda karayolu ağı bulunmaktadır. Aynca ülkede deniz ve havayolu ulaşımı da oldukça gelişmiştir. Bahsedilen ulaşım sistemleri ile yılda yaklaşık 50 milyon ton/km'den çok yük taşınmaktadır. 1 Ocak 2004 verilerine göre 8.266. 000'e ulaşan Azerbaycan nüfusunun % 51 'i kentlerde, % 49 'u kırsal yerleşmelerde yaşamaktadır. Ancak, ülkenin doğal koşullan ve doğal kaynaklarına göre nüfusun dağılışında önemli bölgesel farklılıklar görülmektedir. Ülke nüfusunun % 75 'i Apşeron, Kura- Araş ve Gence iktisadi bölgelerinde yerleşmiştir. Bu durum, ülkenin çok sektörlü ekonomik yapısından kaynaklanmıştır. Sön verilere göre Azerbaycan nüfusunun; % 27.4'nü 0-14 yaş grubu, % 66'sını 15-64 yaş grubu, % 6.6'sını ise 65+ yaş grubu oluşturmaktadır. Azerbaycan nüfusu, cinsiyet yapısı içerisinde kadın nüfusun bütün sayım dönemlerinde erkek nüfustan yüksek olduğu görülmektedir. Bu durumun başlıca nedenleri Azerbaycan'dan dışa göç ve savaşlardır. Son olarak 1 Ocak 2003 yılı itibariyle de Azerbaycan'da 4.179.500 kadm (% 51) ve 4.023.000 erkek (% 49) yaşamaktadır. Erkeklerin ortalama yaşam sürelerinin kadınlara göre daha düşük olması nedeni ile 65+ yaşlarda kadm nüfus fazlalığı belirgin bir şekilde görülmektedir. Diğer taraftan, 1999 yılı nüfus sayımına göre Azerbaycan'da 30'a yakın etnik gruba ait insanın yaşadığı görülmektedir. Ancak ülke nüfusunun % 90.6'nı Azeriler oluşturmaktadır. Diğer başlıca etnik topluluklar ise Lezgiler, Ruslar ve Ermenilerdir. Nüfusun eğitim durumuna bakıldığında, okuma-yazma bilenlerin % 98.2 gibi oldukça yüksek bir oran gösterdiği anlaşılmaktadır. 1999 yılı sayım sonuçlarına göre kadm nüfusun % 97.78'nin, erkek nüfusunun ise % 98.64'ünün okuma-yazma bildiği görülmektedir. Genel olarak kadm ve erkek nüfus arasındaki okuma-yazma oranında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. Bu durum Sovyetler Birliği Döneminde uygulanan eğitim sistemi ile alakalıdır. Okuma-yazma bilen 6 yaş üstü nüfusun bitirilen son öğrenim kurumları içerisinde en büyük payı liseyi bitirenler oluşturmaktadır. 1999 yılında liseyi bitirenlerin % 39.83'lük oranına karşın, ortaokulu bitirenler % 13.01, ilkokulu bitirenler % 12.76, yüksekokul ve üniversiteyi bitirenlerin toplam oranı ise % 17.7'lik bir oran (Yüksekokul veya üniversite mezunu olan erkekler % 19.52, kadınlar ise % 16.01'dir.) oluşturur. Nitekim, son yıllarda liseyi bitirenlerin oram her geçen yıl az da olsa azalmaktadır. Buna karşın, yüksekokul ve üniversiteyi bitirenlerin oranlan artmaktadır. Bu da, sevinilecek bir olgudur. Çünkü eğitim seviyesi yükselen bir toplum, ülkenin büyüme ve gelişmesinde olumlu rol oynar.Öğe Azerbaycan nüfusunun yerleşim özelliklerine ilişkin bir inceleme(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2007) Seferov, RehmanAzerbaycan nüfusunun ana yerleşim birimlerine dağılışı, tarihsel süreç içerisinde çok fazla değişime uğramıştır. Bu durum da, ülkede kentsel ve kırsal yerleşmelerde yaşayan nüfusun oransal dağılımına yansımıştır. Şöyle ki, 1926 yılında kırsal nüfusun toplam nüfus içindeki oranı % 72 (kentsel nüfus % 28) iken, bugün ülke nüfusunun % 48’i kırsal, % 52’i kentsel yerleşmelerde yaşamaktadır. Ancak, ülkenin doğal koşulları ve doğal kaynaklarına göre nüfusun yerleşim birimlerine dağılışında önemli bölgesel farklılıklar görülmektedir. Bu durum, ülkenin çok sektörlü ekonomik yapısından kaynaklanmıştır. Azerbaycan’daki son nüfus sayımına (1999) göre; il, ilçe, kasaba ve köy olarak 4452 adet yerleşme yeri tespit edilmiştir. Bunların 4243’ünü köy şeklindeki yerleşme yerleri teşkil etmektedir. İdari bölünüş itibariyle 65 ilçeye sahip olan ülkede, 130 tane de kent tipli kasaba (küçük kentler) vardır. Ayrıca Cumhuriyet’e doğrudan bağlanan ve kent adıyla nitelenen 13 kent merkezi bulunmaktadır.Öğe Azerbaycan'ın turizm potansiyeli ve turizm etkinliklerinin değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2006) Seferov, Rehman; Hesenov, TapdıgAzerbaycan, Kafkas Dağları, ovaları, nehirleri, gölleri, 825 km’lik Hazar Denizi sahil şeridi, zengin mineral suları, birçok iklim tipinin bir arada yaşanması ve zengin tarih hazinesi ile turizm potansiyeli oldukça yüksek bir ülkedir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde görülen 11 iklim tipinden 9’nun Azerbaycan'da bulunması, turizm etkinliklerinin çeşitliliğini sağlamaktadır. Azerbaycan'da turizm etkinlikleri daha çok dinlenmeye yönelik olup Hazar Denizi kıyıları ile kaplıcaların bulunduğu yerleri içine almaktadır. Bu durumda rekreasyona dayalı iç turizmin üstünlük taşıdığı ve kıyı-deniz turizmi ile kaplıca turizminin yaygınlık kazandığı görülmektedir. Bu da sağlık turizmini canlandırmaktadır. Azerbaycan’da çok fazla şifalı su kaynağının, volkan çamurlarının, tuzlu göl tedavi çamurlarının, şifalı çamur petrollerinin bulunması ülkenin sağlık turizmi açısından ne kadar elverişli koşullara sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Öte yandan, Azerbaycan’ın Büyük Kafkas, Küçük Kafkas ve Talış Dağları gibi yüksek rölyef alanlarına sahip olması, dağ ve av turizmi yönünden yüksek potansiyel de taşımasını sağlamıştır. Görüldüğü gibi Azerbaycan'da turizm etkinlikleri oldukça çeşitlidir. Ancak önemli olan bu çeşitliliğin etkin bir şekilde kullanılarak ülke ekonomisine büyük katkı sağlayabilen bir sektör haline getirilmesidir.Öğe Azerbaycan’da petrol üretiminin tarihsel süreç içerisindeki değişimi(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2005) Seferov, RehmanYeraltı kaynakları bakımından çok zengin olan Azerbaycan’ın en büyük yeraltı zenginliği petrol olup, ülke arazisinin % 70’i petrol yönünden yüksek potansiyele sahiptir. Böylece, 1870’li yıllardan itibaren teknik yöntemlerle petrol üretimine başlayan Azerbaycan dünya petrol üretiminde uzun yıllar önemli bir yer tutmuştur. Azerbaycan’da özellikle, 1901 yılında petrol üretimi 10 milyon tona ulaşmıştır ki, bu da dünya petrol üretiminin % 51’ni oluşturmaktaydı. Nitekim ülkede tarih boyunca en fazla petrol üretimi 1941 yılında (23.5 milyon ton) gerçekleşmiştir. 1949 yılından itibaren denizden de petrol üretimine başlayan Azerbaycan’da 1965 yılından itibaren denizden üretilen petrol miktarı daha fazla olmaya başlamıştır. Son olarak 2003 yılında ülkede toplam petrol üretimi 15.8 (denizden 14.2, karadan ise 1.6) milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Petrol üretiminin önümüzdeki yıllarda Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattının açılmasıyla birlikte hızla yükseleceği gözlenmektedir. Böylece, 21. yüzyılın birinci yarısında ülkede yılda 80-100 milyon ton dolaylarında petrol üretimi yapılması hedeflenmiştir. Bu da Azerbaycan’ın gelişimi açısından önemli sayılacak ve sevinilecek bir durumdur.Öğe Ermenistan'ın Karabağ'ı işgal süreci ve sonrasında Azerbaycan'da yaşanan zorunlu göçler ve sorunları(Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 2007) Seferov, Rehman; İbadov, AdaletAzerbaycan jeopolitik konumu ve sahip olduğu zengin yeraltı yatakları ile günümüzde önemli bir stratejik konum arz ebnektedir. Ancak Ermenistan ın Karabağı işgal süreci ve sonrasında Azerbaycan her yönüyle karmaşık bir süreç içerisine girmiştir. Bu da ülkede zorunlu göç hareketlerinin çok hızlı bir şekilde cereyan ebnesine sebep olmu~~r. Zorunlu göç olgusu göç alan yerleri olumlu ve olumsuz olmak üzere çift yönlü etkilemektedir. Ozellikle dış ülkelerden ve ülke içi savaş nedeniyle bir bölgeden diğerine zorunlu göç eden insanlara konut ve iş temini gereklidir. Aıerbaycan'da görülen iç göçlerin başlıca dikkat çekici özelliği meydana gelen göçlerin % 90'ının Karabağ ve çevresinden savaş nedenli olarak gerçekleşmesidir. Azerbaycan'da göç konusunda zorunlu dış göç de dikkat çekicidir. Ülkede zorunlu dış göçün en önemli nedeni Ennenistan'da yaşayan Azerbaycan Türklerinin Azerbaycan'a göç etmek zorunda bırakılmalarıdır. 1988'de başlayan Karabağ Savaşı dolayısıyla Ermenistan'da yaşayan Azfilbaycan Türkleri (22Q.OOO) baskı altında oldukları ve topraklan ellefinde1r alındığı için Azerbaycan'a göç etmiştir.Öğe Harran Ovası ve Çevresi?ndeki? Tarım Arazi?leri?nde Tuzluluk Problemi? ve Bu Problemi?n I?kli?m Özelli?kleri?yle I?li?şki?si?(Selçuk Üniversitesi, 2005) Başkan, Hasan Ozan; Akış, Ayhan; Kaya, Baştürk; Seferov, RehmanAraştırma sahasında geçmiş dönemlerde, önemsiz düzeylerde var olan tuzluluk problemi, 1995 yılında baraj sulamasının başlamasından sonra tarım arazilerinde ciddi bir problem halini almıştır. Sahada yer alan Harran Ovası’nda, farklı derecelerde tuzluluk problemi çeken topraklar yaklaşık 15.000 hektardır. Sahada tuzluluğun nedenlerini; iklim koşulları, toprak özellikleri, taban suyunun yüksek olması, sulama sularının kaliteli olmayışı, yanlış ve aşırı sulama, morfolojik özellikler, arazi kullanımındaki yanlışlıklar ve sulama sonucu biriken suların tarım arazilerinden dışarıya tahliye edilememesi oluşturur.Öğe Sovyet dönemi ve bağımsızlık sonrası Azerbaycan nüfusunun etnik yapısındaki değişimler(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2005) Seferov, RehmanAzerbaycan nüfusu etnik yapısının başlıca özelliği çok uluslu bir yapıya sahip olmasıdır. Öyle ki, ülkede tüm sayım dönemlerinde 30’dan fazla etnik gruba ait insanın yaşadığı görülmektedir. Ancak Azerbaycan nüfusunun etnik yapısı Sovyet Dönemi ve sonrasında çok fazla değişime uğramıştır. Özellikle Karabağ Savaşı, bağımsızlık dönemi ve sonrasında Ermeni, Rus ve Belarusların bu ülkeden göçe başlaması sonucu ülke nüfusunun etnik yapı dağılışında büyük çaplı değişimler olmuştur. Böylece Azerbaycan’da, Azerbaycan Türk nüfusuna karşılık az olan diğer etnik toplulukların toplam oranının her geçen sayımda daha da düştüğü görülmüştür. Şöyle ki, diğer toplulukların oranı 1960’larda % 30 dolaylarında iken, 1990’larda % 17’lere ve son yıllarda ise % 10’un altına düşmüştür. Bunun sonucunda ülke nüfusunun % 90.6’sını Azerbaycan Türkleri oluşturmaktadır. Diğer belli başlı etnik topluluklar ise Lezgiler, Ruslar ve Ermeniler’dir.Öğe Sovyet Döneminden Günümüze Ahıska Türklerinin Yaşadıkları Coğrafyaya Göçlerle Birlikte Genel Bir Bakış(2008) Seferov, Rehman; Akış, AyhanAraştırma sahasını oluşturan Ahıska, Gürcistan toprakları içerisinde Kafkasya Bölgesinin güneybatısında yer almaktadır. Ahıska kuzeyden ve doğudan Gürcistan; güneyden Ermenistan; güneybatıdan Türkiye; batıdan Acaristan Özerk Cumhuriyetiyle (Gürcistan) çevrelenmiştir. Ahıska bölgesinin toplam yüzölçümü 6.260 km2dir. Bu araştırmanın amacı Sovyet döneminden günümüze Ahıska Türklerinin göç/sürgün sonucu yaşadıkları coğrafya ve karşılaştıkları sorunlar ile çözüm yollarını değerlendirmektedir. Bu araştırma daha çok literatüre dayanmasına karşın çalışmada bazı Ahıska Türküyle günümüzde yaşadıkları yerlerdeki sosyo-ekonomik ve kültürel uyumlarıyla alakalı mülakatlar da yapılmıştır. 1921de Sovyetler Birliğine bağlanan Ahıska için bu tarihten itibaren yeni bir dönem başlamıştır. Çünkü Sovyetler Birliği Abhaz, Asetin ve Acarlara özerklik verirken Ahıska Türklerine vermemiştir. 1921den itibaren Ahıska Türklerine Sovyetler Birliği tarafından değişik baskı ve şiddet uygulanmıştır. 1944 yılında Stalin Hükümeti tarafından Ahıska Türklerinin önemli bir kısmı (100.000-120.000) Orta Asyaya sürgün edilmiştir. İlk bu tarihte sürgün edilen Ahıska Türkleri bir daha anayurtlarına dönememişlerdir. Bugünkü nüfusu 600.000 dolayında olan Ahıska Türkleri 10-15 ülkede ve 100 kadar bölgede göçmen olarak yaşamaktadırlar. Ahıska Türkleri kendi yönetimi olmayan tek Türk topluluğudur. Bu topluluk soyo-ekonomik, kültürel ve eğitim anlamında ciddi problemlerle karşı karşıyadır. Bütün bu zorluklara rağmen Ahıska Türkleri; Türklüklerinden hiçbir şey kaybetmeden dünyada yaşamlarını sürdürmesini bilmişlerdir.