Yazar "Tartar, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diyafragma rüptürlerinde intraperitoneal uygulanan metilen mavisi ve/veya urografin'in erken teşhisteki yeri (Deneysel çalışma)(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2008) Tartar, Hasan; Arıbaş, Olgun KadirDiyafragma rüptürlerinde intraperitoneal uygulanan metilen mavisi ve/veya urografin®in erken teşhisteki yeri (Deneysel Çalışma) Amaç: Diyafragma yaralanmasında çoğu kez hayatı tehdit edici ciddi yaralanmaların eşlik etmesi ve tüm dikkatin buna odaklanması yanı sıra erken dönemde herniasyonun spesifik muayene ve görüntüleme bulgularının olmaması yüzünden diyafragma rüptürünün erken tanısı güçtür. 1/3'ü geç dönemde tanı alabilmektedir. Bu çalışmada diyafragma rüptürü düşünülen hastalarda intraperitoneal olarak metilen mavisi ve/veya urografin® vererek metilen mavisinin toraks tüpünden drenajı, urografin®in ise direk akciğer grafisine yansımasını değerlendirerek bu zorluğun aşılabileceğini göstermeyi amaçladık. Gereç ve yöntem: Çalışmada 24 adet dişi Yeni Zelenda tavşanı kullanıldı. Biri kontrol grubu olmak üzere toplam dört grup oluşturuldu. Her grup 6 tavşandan oluştu. Bütün tavşanlara sol torakotomi yapıldı. Kontrol grubuna frenetomi işlemi yapılmadı, toraks dreni yerleştirip kesi yeri kapatıldı. Çalışma gruplarında ise 2. gruba anterior, 3. gruba sentrum, 4. gruba posterior lokalizasyonlu üçer cm'lik frenetomi insizyonu yapıldı, akabinde toraks direni yerleştirip torakotomi hattı kapatıldı. Daha sonra tavşan, supin-trandelenburg pozisyonuna getirildi. Batın bölgesinden intraperitoneal olarak metilen mavisi (7 mg/kg) verilerek toraks direninden gelip gelmediği 1 saat gözlendi. Daha sonra aynı kateterden meglumin amidotrizoat (Urografin® 7 mg/kg) verildi. 0, 15 ve 60. dakikalarda akciğer grafisi alındı. En anlamlı pozitiflik veren diyafragma rüptür lokalizasyonu (anterior, centrum ve posterior) ve intraperitoneal metilen mavisi ve/veya urografin® uygulamanın etkinliği belirlendi. Sonuçlar: Posterior frenetomi yapılan grupta (4.grup) metilen mavisi geçişi 4/6 ( % 66.7 ) ve urografin® geçişi 5/6 ( % 83.3 ) idi. Metilen mavisi ve urografin® geçişi bu grupta diğer gruplara göre daha anlamlı bulundu (p<0.05). İki maddenin geçiş süreleri arasında bir fark görülmedi (p>0.05). Ayrıca istatistiksel olarak birbirlerine karşı rüptürden geçiş üstünlüğü saptanmadı (p>0.05). Sonuç: Posterior diyafragmatik rüptürlerde intraperitoneal olarak uygulanan metilen mavisi ve/veya urografin® tanısaldır.Öğe Diyafragma yaralanmaları: Defekt uzunluğunun erken tanı ve mortalitedeki rolü (Deneysel çalışma)(2009) Arıbaş, Olgun Kadir; Tartar, HasanAmaç: Diyafragma rüptürlerinin doğal seyrinde, defekt uzunluğunun erken tanı ve mortalitedeki rolünü araştırmaktır. Yöntem: Çalışma, 18 adet dişi tavşanın kullanıldığı 3 grupta gerçekleştirildi. Bu gruplardan birincisinde 0,5 cm, ikincisinde 1,5 cm ve üçüncüsünde ise 3 cm uzunluğunda posterolateral diyafragma kesisi oluşturuldu. Epigastrik bölgeden intraperitoneal injekte edilen meglumin amidotrizoatın (Urografin;7 mg/kg) transdiyafragmatik geçişi radyolojik olarak ilk gün 1, 15 ve 60. dakikalarda 3 kez kontrol edildi. Postoperatif takip, klinik ve radyolojik olarak iki hafta sürdürüldü. Bulgular: Erken radyolojik tanı, defektin en büyük olduğu III. grupta (% 83,3) en anlamlı idi. Akciğer grafilerinde ilk gün herhangi bir herniasyon bulgusu görülmedi. Ayrıca grup III’de deneklerin yarısında (% 50) herniasyon bulgusu birinci hafta sonunda saptandı. İkinci hafta sonunda ise sadece I. ve II. gruplarda herniasyon bulgusu vardı. Radyolojik tanı oranı toplam % 55,5 idi. En yüksek tanı oranı % 83,3 ile III. grupta görülürken, grup I ve grup II’de bu oranlar sırasıyla % 33,3 ve % 50 oldu. En yüksek mortalite oranı % 50 ile III. grupta görüldü. Sonuç: Diyafragma rüptürünün boyutu büyüdükçe, erken tanı oranı artmaktadır. Mortalite ile visseral herniasyon arasında çok yakın paralellik olduğu görüldü. Mortalitenin de erken dönemde defekt büyüklüğü ile anlamlı oranda yükseldiği belirlendi.