Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tazegül, Aybike Pekin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Düşük Riskli Gebelerde İkinci Trimester Ultrason Taraması: Tersiyer Merkez Sonuçları
    (2015) Tazegül, Aybike Pekin; Seçilmiş, Özlem Kerimoğlu; Yılmaz, Setenay Arzu; Bakbak, Barat Berrin Gençoğlu; Çelik, Çetin
    Amaç: Konjenital anomaliler, morfogenez sırasında, anormal gelişim sonucu meydana gelen fetal yapısal ve işlevsel anomalileri içerir. Yeni doğanların % 2-3ünde majör konjenital anomali bulunmaktadır. Majör anomaliler, preterm doğumlardan sonra fetal mortalite ve morbiditenin en önemli ikinci sıklıktaki sebebidir. Çalış- mamızın amacı, kliniğimizde prenatal dönemde saptanan fetal anomalilerin tiplerini, insidans ve prognozlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Hastanemiz gebe polikliniğinde takipleri yapılan ve riskli gebelik polikliniğine minör marker varlığı, aile hikâyesi, ileri anne yaşı gibi çeşitli endikasyonlar ile refere edilmiş olan 2640 hastanın detaylı ultrason sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: 2640 hastanın 93ünde (%3.5) toplam 107 major konjenital anomali tespit edildi. En sık anomali tespit edilen sistem merkezi sinir sistemi olup (%34.6), bu grupta en sık ventrikülomegali ve hidrosefali (15/37) saptandı. İkinci sıklıkta kardiyak anomaliler saptanır iken, bu grupta en sık karşılaşılan malformasyon ise septal defektler idi (9/21). Majör fetal anomalisi bulunan fetusların %79.4üne (85) 18-23 hafta detaylı ultrason taramasında tanı konuldu. Sonuç: Majör fetal yapısal anomalilerin büyük bir bölümü 18-23 haftalar arasında yapılacak detaylı ultrason değerlendirmesi ile tanımlanabilmekte ise de, yeterli görüntülemenin sağlanamadığı olgularda 3. trimesterde yapılacak tekrar değerlendirmeler ile prenatal dönemde olguların % 90dan fazlasına tanı konulabilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Erken Gebelik Kesesinin Ultrasonografik Olarak Değerlendirilmesi ve Gebelik Sonuçları ile İlişkisi
    (2014) Tazegül, Aybike Pekin; Kebapçılar, Ayşe Gül; Seçilmiş, Özlem Kerimoğlu; Yılmaz, Setenay Arzu; Gençoğlu, Barat Berrin Bakbak; Utku, Nasuh Doğan; Çelik, Çetin
    Amaç: Gebelikte, tanısal amaçlı ultrasonografi kullanımının bir parçası olarak yapılan ölçümler, gebeliğin normal limitlerini belirlemede önem arz etmektedir. Çalışmamızda sonografik olarak erken gebelik haftalarındaki desidua basalis ve koryonun uterin serozaya olan uzaklıkları karşılaştırıldı. Bu ölçümlerin uterin serozaya olan uzaklıklarının gebelik prognozu üzerine olan etkileri araştırıldı. Gereç ve Yöntemler: 4 hafta 0 gün ve 12 hafta 6 gün arasında gebeliği bulunan 50 hasta ultrasonografi ile değerlendirildi. Bu vakaların gebelik sonuçları ve perinatal sonuçları hastane kayıtlarından araştırıldı. Desiduanın ve koryonun fundal uterin serozaya ve yan duvarların serozasına olan uzaklıkları sagittal ve transvers planlarda ölçüldü. Sonuçlar: Tranvers kesitlerde, term doğum ile desidua- yan duvar seroza mesafesi ölçümleri arasında pozitif korelasyon mevcut idi (r0.541, p0.002). Sagittal kesitlerde fundal koryon-seroza duvar kalınlıklarında miad doğumlar ile abort yapanlar arasında da anlamlı bir fark saptanmıştır (sırasıyla 14,65.37 mm ile 21.410.4 mm) (p0,002). Tartışma: Kötü prognoz ile sonuçlanabilecek gebeliklerde desidua basalis ve koryonun uterin serozaya çeşitli kesit ve yönlerde olan uzaklıkları, ileride kullanılabilecek parametreler olarak değerlendirilebilinir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The relationship between Polycystic ovary syndrome and vitamin D levels
    (2015) Yılmaz, Setenay Arzu; Altınkaya, Sündüz Özlem; Kebabçılar, Ayşegül; Seçilmiş, Özlem Kerimoğlu; Tazegül, Aybike Pekin; Abuşoğlu, Sedat; Çelik, Çetin
    Amaç: Bu çalışmadaki esas amacımız Polikistik over sendromu (PCOS) olan ve olmayan hastalarda, serum 25 hidroksi vitamin D (25-OH D) düzeyi ile klinik, metabolik ve hormonal parametreler arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Hastalar: 48 normal kilolu (vücut kitle index (VKİ) 19-24,99 kg/m2), 36 fazla kilolu (VKİ: 25-29,99 kg/m2) yeni tanısı konulmuş PCOSlu hasta ve 56 sağlıklı kontrol hastası (VKİ: 19-24,99 kg/m²) çalışmaya dahil edildi. Adetin 2. ile 5. günü arasında 10-12 saatlik açlık sonrası sabah 09:00da kan örnekleri alındı. Serum 25 hidroksi vitamin D (25-OH D), FSH, LH, E2, serbest testesteron (st), prolaktin, TSH, 17-OH progesteron, seks hormon bağlayıcı globulin (SHBG), açlık insulin, açlık glukoz, ve lipid profili değerlendirildi. Bulgular: 25-OH D düzeyi normal ve kilolu PCOSlu hastalarda da kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düşük düzeylerde bulundu (p0,05, p0,01 sırası ile). 25-OH D düzeyi ile bel çevresi, bel kalça oranı, serbest testesteron, modifiye Ferriman Galwey skoru arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif korelasyon; SHBG ile pozitif korelasyon saptandı. Sonuç: PCOS, D vitamini eksikliği ile ilişkilidir.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim