Yazar "Ulucan, Şeref" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Doksazosin'in esansiyel hipertansiyonda antihipertansif, kardiyak ve metabolik etkileri(1997) Korkut, Bayram; Ulucan, Şeref; Gök, Hasan; Sarıgüzel, AsımBu çalışmamızda, selektifpostsinaptikCLl-adrenoreseptör blokeri olan doksazosinin hafif veya orta dereceli esansiyel hipertansiyonlu olguların tedavisindeki yeri ile kardiyak ve metabolik etkilerini araştırmayı amaçladık. Çalışmaya 20'si (%58.8) kadın, 14'ü (%41.1) erkek ve yaş ortalaması 53 8.2 yıl olan hafif veya orta dereceli esansiyel hipertansiyonulu 34 olgu alındı. Oniki haftalık doksazosin tedavisi sonrasında hem diastolik kan basıncında (p0.01) ve hem de sistolik kan basıncında (p0.05) anlamlı düşme oluşurken istirahat kalp hızında önemli değişiklik gözlenmedi. Metabolik verilerden; yüksek dansiteli lipoprotein kolesterolde anlamlı artış (p0.05) ve apo-B'de ise anlamlı düşüş (p0.05) oluşmasına rağmen; açlık kan şekeri, ürik asit, total kolesterol,düşük dansiteli lipoprotein kolesterol, trigliserit ve apo-Al seviyelerin de anlamlı fark oluşmadı. Olguların ekokardi-yografik verilerinde ise mitral A velositesinde düşme (p0.05) dışında diğer parametrelerde anlamh değişiklik bulunmadı. Sonuç olarak hafif veya orta dereceli esansiyel hipertansiyon tedavisinde doksazosin; diğer antihipertansif ilaçlar gibi bazı sol ventrikül diastolik disfonksiyon parametrelerini düzeltmesinin yanında, lipid profilimde olumlu yönde etkilemektedir. Bu durum kardiyak morbidite ve mortalite üzerine daha olumlu etkiler gösterebilir.Öğe Primer dislipidemililerde diyet ve statinlerin etkileri(1998) Ulucan, Şeref; Altınbaş, Ahmet; Tokaç, Mehmet; Özdemir, Kurtuluş; Korkut, Bayram; Gök, HasanÇalışmamıza primer dislipidemi tanısı konmuş 80 (44 erkek, 36 kadın ve yaş ortalamaları 48.8 yıl) olgu dahil edildi. Hastalar dört gruba ayrıldı. Birinci gruba sadece diyet, diğer gruplara sırası ile diyetle birlikte 20mg pravastatin, 10mg simvastatin, 40mg fluvastatin 24 hafta boyunca uygulandı. Başlangıç, 6, 12, 18 ve 24. haftalarda TK, HDL-K, LDL-Kve TG tayinleri yapıldı. Etkinliği değerlendirmede tedavinin başlangıç ve 24. hafta sonunda kan lipid düzeyleri arasındaki % değişim (%95 güven aralığı) göz önüne alındı. Hastalar ayrıca AST, ALT, LDH, CPK, üre, kreatinin, ürik asit, sodyum, potasyum, bilirübin ve hemoglobin değerleri ile hepatotoksisite, miyozit, hematolojik ve biyokimyasal anormallikler yönünden izlendi. Diyet uygulanan grupta TK -%16, LDL-K -%16.9 ve TG -%26.9 düşerken, HDL-K % 12.8yükseldi. Pravastatinle TK -%28.7, LDL-K -%21.6 ve TG -%32.3 azalma gösterirken, HDL-K'de sadece %3.5 artış bulundu. Simvastatin uygulanan hastalarda TK -%32.1, LDL-K -%33.2, TG-%20.6 düşer-ken, HDL-K %16. l artış gösterdi. Fluvastatin uygulanan olgularda ise TK'de -%26.7, LDL-K'de -%25.5, TG'de -%17. l azalma görüldü. Buna kar-şılık HDL-K'de %17.3 artış bulundu. TK, LDL-K ve TG; dört grupta da anlamlı olarak düşüktü. HDL-K düzeyi ise pravastatin grubunda anlamlı değişme göstermedi. Bu az değişimde de hastaların gerek ilaç kullanımı; gerekse yaşam tarzlarmdaki uyum bozukluğu ve olgu sayısının az olmasının rolünün olabileceği düşünüldü. TK ve LDL-K değişimleri bakımından her üç Hacın istatistiksel olarak birbirlerine üstün olmadıkları (p0.05), ancak yalnız diyet uygulamasına göre her üç ilacın da TK ve LDL-K'ü düşürme bakımından oldukça anlamlı üstünlük sağladıkları görüldü (p0.0001 ve p0.004). TG ve HDL-K düzeylerini etkileme bakımından, gruplar arası anlamlı farklılık bulunmadı (pQ.05). ilaçlar hastalar tarafından iyi tolère edildi. Literatürlerde bahsedilen hepatotoksisite ve miyozite rastlanmadı. Primer dislipidemili hastalarda HMG-CoA redüktaz inhibitörleri TK, LDL-K ve TG düzeylerini etkili şekilde düşürmektedir, ilaçlara tahammülün oldukça iyi olması nedeniyle, daha yüksek dozlarda uygulanarak NCEP ATP II 'nin önerdiği lipid düzeylerine daha da yaklaşılabileceği, böylece gerek primer, gerekse sekonder korumayla KKH'na bağlı morbidité ve mortalitede beklenenden daha fazla azalma sağlanabileceği kanaatine varıldı.Öğe The Relationship among Thiazide Like Diuretic, Uric Acid and Erectile Dysfunction in Hypertensive Subjects(ELSEVIER SCIENCE INC, 2013) Arıbaş, Alpay; Kayrak, Mehmet; Ulucan, Şeref; Keser, Ahmet; Demir, Kenan; Alibaşiç, Hayruddin; Akıllı, Hakan[Abstract not Available]Öğe The relationship between uric acid and erectile dysfunction in hypertensive subjects(TAYLOR & FRANCIS LTD, 2014) Arıbaş, Alpay; Kayrak, Mehmet; Ulucan, Şeref; Keser, Ahmet; Demir, Kenan; Alibaşiç, Hayruddin; Akıllı, HakanBackground. Endothelial dysfunction plays a major role in erectile dysfunction (ED). Uric acid (UA) is a marker of endothelial dysfunction. We hypothesized that increased UA levels may be associated with ED and aimed to investigate whether there is a relationship between, UA and ED in hypertensive patients. Methods. A total of 200 hypertensive patients who have a normal treadmill exercise test were divided into two groups based on the Sexual Health Inventory for Men (SHIM) test (<21 defi ned as ED n = 110, and >= 21 defi ned as normal erectile function n = 90). The differences between the ED and normal erectile function groups were compared and determinants of ED were analyzed. Main results. The prevalence of ED was found to be 55.0%. Office blood pressure level was comparable between groups. UA levels were significantly increased in the ED group (6.20 +/- 1.56 vs 5.44 +/- 1.32, p = 0.01). In a regression model, age [odds ratio (95% confidence interval): 1.08 (1.04-1.14), p = 0.001], smoking [odds ratio: 2.33 (1.04-5.20), p = 0.04] and UA [odds ratio: 1.76 (1.28-2.41), p = 0.04] were independent determinants of ED. An UA level of >5.2 mg/dl had 76.2% sensitivity, 43.7% specificity, 62.9% positive and 59.4% negative predictive value for determining ED. Conclusion. UA is an independent determinant of ED irrespective of blood pressure control and questioning erectile function for hypertensive patients with increased UA levels may be recommended.