Yazar "Yaşar, Füsun" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alt anterior dişlerin kök kanal morfolojilerinin konik ışınlı bilgisayarlı tomografi kullanılarak araştırılması(Selçuk Üniversitesi, 2019) Özsoy, Sümeyya Çelik; Yaşar, FüsunAmaç: Bu çalışmanın amacı, alt anterior dişlerin kök sayıları, kanal sayıları ve kök kanal morfolojilerinin frekans dağılımının konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) kullanılarak araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada 26 kadın ve 34 erkek olmak üzere farklı klinik endikasyonları nedeniyle alınmış 60 adet KIBT görüntüleri retrospektif olarak değerlendirildi. Toplam 237 adet diş cinsiyet ve simetri açısından incelendi. Tek gözlemci tarafından üç hafta arayla iki kere; kök sayısı, kanal sayısı ve Vertucci metoduna göre sınıflandırılan kök kanal morfolojilerinin frekans dağılımı yapıldı. İstatistiksel analiz SPSS 16.0 sürüm yazılım programı ile yapıldı. Bulgular: Çalışmada değerlendirilen dişlerin tamamında tek kök gözlendi. Sağ tarafta, kadınlarda alt santrallerin % 64‘ü, alt laterallerin % 76.9’u; erkeklerde alt santrallerin % 75.8’i, alt laterallerin % 73.5’i tek kanala sahipti. Sol tarafta, kadınlarda alt santrallerin %65,4’ü, alt laterallerin % 69.2’si; erkeklerde alt santrallerin % 73.5’i, alt laterallerin %81,8’i tek kanala sahipti. Alt anterior dişlerde kadınlarda % 76.1 ve erkeklerde % 81.1 Tip 1 kanal morfolojisi gözlendi. Cinsiyet ve simetri açısından istatistik olarak anlamlı fark gözlenmedi. Sonuç: Varyasyon görülme ihtimaline karşı tedavi edilecek dişlerin kök kanal morfolojilerinin iyi bilinmesi gerekmektedir. KIBT görüntüleme kök kanal morfolojisini değerlendirmek için oldukça etkili bir yöntemdir.Öğe Alt üçüncü molar dişlerin pozisyonlarının değerlendirilmesi ile retromolar bölgede gözlenen kemik rezorpsiyonun araştırılması(Selçuk Üniversitesi, 2019) Çimen, Tansu; Çetin, Bilgün; Yaşar, FüsunAmaç: Bu çalışmanın amacı alt çene üçüncü molar dişlerin gömülülük ve pozisyonlarının insidansı ile dişin durumunun kronik enflamasyona bağlı olarak distal bölgede gözlenen kemik rezorpsiyonuna etkilerinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamıza Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı’na başvurmuş ve yaş aralığı 17-56 arası değişen çeşitli nedenlerle panoramik röntgen alınmış 300 hasta retrospektif olarak seçilmiştir. Venta ve ark. yapmış olduğu çalışmaya uygun olarak toplamda 547 adet alt üçüncü molar diş, gömülülük durumu ve pozisyonlarına göre incelenmiştir. Distal kemikte rezorpsiyon olup olmadığı da bir gözlemci tarafından değerlendirilmiştir. İstatistiksel analiz için SPSS programı kullanılmış ve insidans için frekans analizi, gömülülük ve pozisyonun rezorpsiyona etkileri için de Ki-kare testi uygulanmıştır. Bulgular: 300 hastada toplam 547 adet alt üçüncü molar diş tespit edildi. 547 adet dişin 256 tanesi (% 47) sürmüş, 60 tanesi (% 11) yarı sürmüş ve 231 tanesi (% 42) gömülü olarak bulunmaktadır. Alt yirmi yaş dişlerinde en sık gözlenen durum vertikal pozisyonda sürmüş dişlerdir (% 46). Gömülü dişler içerisinde en sık gözlenen pozisyon mezioangular (% 28), en az gözlenen pozisyon ise bukkolingual pozisyondur (% 0.1). Gömülülüğün ve pozisyonun rezorpsiyon üzerine etkisinde anlamlı fark gözlenmiştir (p=0.00). En sık vertikal pozisyonda (% 86.4) ve yarı sürmüş dişlerde (% 43.3) rezorpsiyon varlığına rastlanmıştır. Sonuç: Türk subpopülasyonunda yapılan bu çalışma ile alt üçüncü molar dişlerin sürme problemleri ile ilgili bilgiler elde edilmiştir. Alt üçüncü molar dişler normal pozisyonda ağız içerisine sürmüş olsalar ve hastada herhangi bir semptom bulunmasa bile distal bölgede kronik enfeksiyona bağlı kemik rezorpsiyonuna panoramik radyografilerde rastlanabilmektedir.Öğe Alveolar Bone Changes Under Overhanging Restorations(Springer Heidelberg, 2010) Yaşar, Füsun; Yeşilova, Esra; Akgünlü, FarukThe aim of this study was to investigate changes in the trabecular architecture of the alveolar bone beneath overhanging restorations with bitewing radiographs in patients having no radiographically visible vertical bone loss. Twenty-eight digital bitewing radiographs with overhanging restorations and 28 digital bitewing radiographs without any restorations belonging to the contralateral side of the same patient were included in the study. Regions of interests (ROI) were created in the alveolar bone along the interproximal regions. These ROIs were segmented to binary images with lmageJ, and, within these binary images, the number of radiographically visible trabecular bone islands per unit area was counted; in addition, the Feret diameter and fractal dimension (FD) were measured. It was found that the mean number of objects per unit area was statistically different in alveolar bone with overhanging restorations from control sites (p<0.0001). However, the FeD (p=0.179) and FD (p=0.963) did not show statistically significant differences between alveolar bone with and without overhanging restorations.Öğe Dental anomali görülme sıklığının dijital panoramik radyografi ile değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Arslan, Zeynep Betül; Yıldız, Dila Berker; Yaşar, FüsunAmaç: Bu çalışmanın amacı bir grup Türk popülasyonunda dental anomali görülme sıklığının dijital panoramik radyografi ile değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma, 2017-2018 yıllarında Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi kliniğine muayene amaçlı gelen hastalardan rutin olarak alınan panoramik radyografi görüntüleri üzerinde retrospektif olarak planlanmıştır. Bu amaçla çalışmaya, 16-60 yaş arasında olan rastgele seçilen 1100 hastanın panoramik radyografi görüntüleri dâhil edildi. Çalışmaya travmatik yaralanmalar, damak yarığı, tüm sendromlar ve net olmayan radyografiler dâhil edilmedi. Ayrıca çok çeşitli morfoloji ve pozisyon varyasyonları gösteren üçüncü molar dişler de değerlendirme dışı bırakıldı. Görüntüler iki gözlemci tarafından dental anomali varlığına göre değerlendirildi. Bulgular: Değerlendirilen1100 hastada dental anomali görülme sıklığı % 6.90 (42 kadın 34 erkek, toplam 76 birey) olarak belirlendi. Bu çalışmada görülme sıklığı en yüksek olan anomali tipleri 45 bireyde (% 4.09) gözlenen gömülü kalma ve 19 bireyde (% 1.72) gözlenen sürnümerer diş olarak belirlenmiştir. 5 bireyde (% 0.45) amelogenezis imperfekta, 4 bireyde (% 0.36) dilaserasyon, 2 bireyde (% 0.18) geminasyon, 1 bireyde (% 0.09) ise dens in dente tespit edilmiştir Sonuç: Dental anomali tipleri ve görülme sıklığı popülasyonlar arasında ve içinde büyük farklılıklar göstermektedir. Bu araştırmada bir grup Türk popülasyonunda dental anomali görülme sıklığı değerlendirildi ve en sık görülen anomaliler gömülü kalma ile sürnümerer diş olarak tespit edildi.Öğe Gömülü üçüncü molar dişlerin ikinci molar dişlere etkisinin KIBT ile değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Arslan, Zeynep Betül; Yıldız, Dila Berker; Yaşar, FüsunAmaç: Bu çalışmanın amacı gömülü/ yarı gömülü mandibular üçüncü molar dişlerin pozisyonunun ve gömülü dişle ilişkili ikinci molar dişlerde distal çürük ve eksternal rezorpsiyon oluşumunun konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) ile değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Çalışma grubu, diagnostik amaçlı çekilen 87 hastanın KIBT görüntülerinden oluşturuldu.140 gömülü/yarı gömülü mandibular üçüncü molar dişin pozisyonu ve ikinci molar dişlere etkisi (ikinci molar dişin distal yüzeyinde çürük varlığı ve eksternal kök rezorpsiyonu) değerlendirildi. Elde edilen veriler yaş grupları, cinsiyet ve gömülü mandibular üçüncü molar dişlerin pozisyonuna göre analiz edildi. Bulgular: Üçüncü molar dişlerin angulasyonlarında en çok mesioangular (% 49.3) ve horizontal (% 25.7) pozisyon gözlendi. Gömülü kalma seviyesinde ise mandibular üçüncü molar dişlerde en fazla sınıf C (% 64.3) pozisyonu değerlendirildi İkinci molar dişlerin distal yüzeyinde çürük oluşumu prevalansı % 20.7 eksternal rezorpsiyon prevalansı ise % 5 olarak bulundu. 18-24 yaş grubunda (% 12.8), gömülü dişin sınıf B (% 11.4) ve mesioangular (% 14.3) pozisyonlarında ikinci molar dişte çürük oluşumu prevalansı diğer gruplara göre daha yüksek olarak bulunmuştur. İkinci molar dişte eksternal rezorpsiyon ise 25-35 ve 35 yaş üstü sadece erkek hastalarda ve gömülü dişin sınıf C (% 5) pozisyonunda belirlenmiştir. Sonuç: KIBT ile üç boyutlu olarak mandibular üçüncü molar dişin pozisyonu, ikinci molar dişle ilişkisi ve ilgili patolojiler daha ayrıntılı ve kesin olarak değerlendirilir. Bu çalışma, gömülü üçüncü molar dişlerle ilişkili değerlendirilen patolojilerden ikinci molar dişlerde distal çürük oluşumu prevalansının yüksek olduğunu ve mezioangular pozisyonun patolojik durumlar için risk faktörü olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte sınıf B pozisyonu çürük oluşumu için, sınıf C pozisyonu ise eksternal rezorpsiyon için daha yüksek risk taşımaktadır.Öğe Mandibular cortical index evaluation in masked and unmasked panoramic radiographs(BRITISH INST RADIOLOGY, 2009) Yaşar, Füsun; Şener, S.; Yeşilova, Esra; Akgünlü, FarukObjectives: The first aim of this study was to evaluate intra- and interobserver agreement in evaluating the mandibular cortical index (MCI) in masked and unmasked panoramic radiographs. The second aim was to evaluate the effect of previous experience of MCI classification on the observers' performance. Methods: Three observers separately evaluated MCI, twice in masked and twice in unmasked panoramic radiographs, with 2 week intervals. The observations were repeated more than 9 months later. The second and third observers were inexperienced in evaluating MCI. Weighted kappa statistics were used to evaluate the inter- and intraobserver agreement. Results: In the first session of the study, the kappa values for intraobserver agreements in masked panoramic radiographs were between 0.565 and 0.789; in unmasked panoramic radiographs, they were between 0.420 and 0.732. The kappa values for interobserver agreement were between 0.131 and 0.392 in masked radiographs and between 0.043 and 0.225 in unmasked radiographs. In the second session of the study, the kappa values for intraobserver agreements in masked panoramic radiographs were between 0.586 and 0.786. The kappa values for intraobserver agreements in unmasked panoramic radiographs were between 0.558 and 0.781. The kappa values for interobserver agreement were between 0.146 and 0.510 in masked radiographs and between 0.174 and 0.568 in unmasked radiographs. Conclusions: Masking has no effect on the evaluation of panoramic radiographs for MCI. Previous experience causes higher intraobserver agreement. Intra- and interobserver agreement increases along with the increased experience in MCI evaluations.Öğe Mandibular metastasis in a patient with pulmonary adenocarcinoma(BRITISH INST RADIOLOGY, 2006) Yaşar, Füsun; Öz, G.; Akgünlü, FarukMetastatic tumour spread to the mandible is quite rare. We report a case of distant metastasis of pulmonary adenocarcinoma in the mandibular bone. The patient had pain in his left mandibular premolar-molar area caused by a mandibular metastasis from a previously undiagnosed pulmonary adenocarcinoma.Öğe Mandibular üçüncü molar dişlerin inferior alveoler kanalla ilişkisinin KIBT ile değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Çelikel, Erkan Taner; Arslan, Zeynep Betül; Yıldız, Dila Berker; Yaşar, FüsunAmaç: Gömülü mandibular üçüncü molarların inferior alveolar kanalla ilişkisini incelemek, bu bölgede yapılan operasyonlarda inferior alveolar nörovasküler yapıya zarar vermemek için önemlidir. Bu çalışmadaki amaç gömülü mandibular üçüncü molarların inferior alveolar kanalla ilişkisini incelemek, pozisyonuna göre sınıflamak ve kontak durumunu belirlemektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamıza 54 hastadan 100 mandibular gömülü üçüncü molar diş dahil edilmiştir. İnferior alveolar kanalın gömülü üçüncü molar dişlerin kökleriyle ilişkisi bukkal, lingual, inferior ve interradiküler olmak üzere 4 ayrı sınıfta iki gözlemci tarafından değerlendirilmiştir. İnferior alveolar kanalın diş kökleriyle kontak durumu olup olmadığı da incelenmiştir. Gözlemciler arası uyum yüksek olduğundan, iki gözlemcinin farklı değerlendirdiği vakalar gözlemciler tarafından birlikte tekrar değerlendirilip fikir birliğine varılarak prevalans değerleri hesaplanmıştır. Bulgular: Dişin pozisyonunun değerlendirildiği incelemede ?: 0.854, kontak durumuna göre değerlendirilen incelemede ?: 0.774 bulunmuştur. Gömülü mandibular üçüncü molarların % 52 oranında inferior, % 29 lingual, % 11 bukkal % 8 interradiküler konumda olduğu tespit edilmiştir. İnferior alveolar kanalın dişle kontak ilişkisi % 71 kontaklı, % 29 kontaksız olarak bulunmuştur. Sonuç: Gömülü mandibular üçüncü molarların cerrahi operasyonlarında sinir yaralanmalarına yol açmamak için Konik-ışınlı bilgisayarlı tomografi (KIBT) değerlendirmeleri önemlidir. KIBT sayesinde operasyon bölgesini üç boyutlu olarak inceleyebilir ve mandibular kanalın gömülü üçüncü molara göre pozisyonunu belirleyebiliriz.Öğe Mental foramenin mandibular kemikle ilişkisinin ultrasonografi ile değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Yıldız, Dila Berker; Arslan, Zeynep Betül; Çelikel, Erkan Taner; Yaşar, FüsunAmaç: Mental foramen (MF) görüntülenmesi, etkili bir sinir bloğu gerçekleştirmede ve nörovasküler yaralanmaları önlemede önemli bir yere sahiptir. Çalışmamızın amacı MF’nin mandibular kemiğe olan uzaklıklarının USG ile tespiti, cinsiyete göre ve sağ-sol arasında farklılık olup olmadığının değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: 15 kadın ve 15 erkek toplam 30 gönüllünün (22-27 yaş aralığında) sağ ve sol MF’leri USG ile değerlendirildi. MF’nin mandibular kemiğin üst ve alt sınırına olan uzaklıkları tespit edildi. Bulgular: MF’nin mandibular kemikteki sürekliliğin bozulması şeklindeki görüntüsü USG ile tespit edildi. MF’nin üst ve alt mandibular sınırla olan uzaklığı 2 ayrı gözlemci tarafından değerlendirildi. Birinci ve ikinci gözlemciler arasındaki uyum iyi olduğundan (0,709?r?0,902) ölçümlerin ortalaması kullanıldı. Sağ ve sol ölçümler arasında fark olup olmadığını değerlendirmek için yapılan Wilcoxon Signed Rank testi sonucuna göre kadınlarda anlamlı bir fark yokken erkeklerde anlamlı bir fark çıkmıştır. Cinsiyetler arasında fark olup olmadığını değerlendirmek için yaptığımız Mann Whitney U testi sonucuna göre kadın ve erkekler arasında erkeklerde daha yüksek değerde olmak üzere istatiksel olarak anlamlı bir fark çıkmıştır (p ?0,05). Sonuç: USG, MF’nin tespitinde ve saptanabilen mandibular kemikle olan ilişkisini değerlendirmede non invaziv, iyonize radyasyon içermeyen, hasta başında uygulanabilen bir görüntüleme metodudur. Bu avantajları, ileride yapılabilecek daha geniş çalışma gruplarından elde edilen referans değerleriyle bu bölgede yapılan operatif işlemlerde hasta başında tespitinin kolaylıkla yapılmasını mümkün kılacaktır.Öğe Mental foramenin mandibular kemikle ilişkisinin ultrasonografi ile değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi, 2019) Yıldız, Dila Berker; Arslan, Zeynep Betül; Çelikel, Erkan Taner; Yaşar, FüsunAmaç: Mental foramen (MF) görüntülenmesi, etkili bir sinir bloğu gerçekleştirmede ve nörovasküler yaralanmaları önlemede önemli bir yere sahiptir. Çalışmamızın amacı MF’nin mandibular kemiğe olan uzaklıklarının USG ile tespiti, cinsiyete göre ve sağ-sol arasında farklılık olup olmadığının değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: 15 kadın ve 15 erkek toplam 30 gönüllünün (22-27 yaş aralığında) sağ ve sol MF’leri USG ile değerlendirildi. MF’nin mandibular kemiğin üst ve alt sınırına olan uzaklıkları tespit edildi. Bulgular: MF’nin mandibular kemikteki sürekliliğin bozulması şeklindeki görüntüsü USG ile tespit edildi. MF’nin üst ve alt mandibular sınırla olan uzaklığı 2 ayrı gözlemci tarafından değerlendirildi. Birinci ve ikinci gözlemciler arasındaki uyum iyi olduğundan (0,709?r?0,902) ölçümlerin ortalaması kullanıldı. Sağ ve sol ölçümler arasında fark olup olmadığını değerlendirmek için yapılan Wilcoxon Signed Rank testi sonucuna göre kadınlarda anlamlı bir fark yokken erkeklerde anlamlı bir fark çıkmıştır. Cinsiyetler arasında fark olup olmadığını değerlendirmek için yaptığımız Mann Whitney U testi sonucuna göre kadın ve erkekler arasında erkeklerde daha yüksek değerde olmak üzere istatiksel olarak anlamlı bir fark çıkmıştır (p ?0,05). Sonuç: USG, MF’nin tespitinde ve saptanabilen mandibular kemikle olan ilişkisini değerlendirmede non invaziv, iyonize radyasyon içermeyen, hasta başında uygulanabilen bir görüntüleme metodudur. Bu avantajları, ileride yapılabilecek daha geniş çalışma gruplarından elde edilen referans değerleriyle bu bölgede yapılan operatif işlemlerde hasta başında tespitinin kolaylıkla yapılmasını mümkün kılacaktır.Öğe Osteoporotik kemik trabekül bulgularının radyografik, dijital analiz ve kemik mineral densite yöntemleriyle karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2002-12-27) Yaşar, Füsun; Akgünlü, FarukBu çalışmanın amacı; osteoporozun çene kemiklerinin trabeküler yapısında meydana getirdiği değişikliklerin, panoramik radyograflara uygulanan radiomorfometrik ölçümler ve direk dijital radyograflara uygulanan dijital analiz yöntemleri aracılığı ile radyografîk olarak tesbit edilip edilemeyeceğini saptamak ve bunların sonuçlarını kemik mineral densitesi ölçüm sonuçlarıyla karşılaştırmaktır. Çalışmamıza katılan hastalarımızdan birer panoramik radyograf ve sağ ve sol mandibuler posterior bölgelerine ait olan birer direkt dijital radyograf alındı. Panoramik radyograflar üzerinde mandibuler kortikal genişlik, panoramik mandibuler indeks inferior, A/B oranı ölçüldü ve inferior korteks morfolojisi değerlendirildi. Hastaların yaşlan ve mandibuler diş sayılan kaydedildi. Image Java (1.28) programı kullanılarak premolar-molar bölgeye ait olan direk dijital radyograflar 16-bitten 8-bite dönüştürüldü. Foramen mentale hizasından, dişler arası mesafenin izin verdiği ölçüde büyük ve mümkün olduğu kadar apikalde olacak şekilde dikdörtgen ilgi alanları oluşturuldu. Görüntülerimiz trabeküler kemiği temsil edecek şekilde segmente edildi. Binari görüntümüzdeki siyah alanlar, trabeküler kemiğe karşılık gelen alanlardır. Daha sonra programın 'out line' komutu kullanılarak bu siyah alanların etrafını tek piksel çevreleyecek şekilde dış hatları elde edildi. Box Counting yöntemiyle bu dış hatlann fraktal boyutlan hesaplandı. Çalışmamızın sonucunda; osteoporozla en yüksek ilişkiyi radiomorfometrik ölçümlerden kortikal morfolojinin gösterdiğini (p<0.01), osteoporotik hastalarda diş sayısının daha az olduğunu (p<0.05), fraktal boyutun osteoporotik hastalarda kontrol grubuna oranla daha yüksek olduğu bulundu.