Yazar "Yavuzer, Kamil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bilateral Adienin Tonik Pupillası(2013) Bakbak, Berker; Köktekir, Bengü Ekinci; Gedik, Şansal; Yavuzer, Kamil; Turgut, Banu ÖztürkIşığa hassasiyet ve okumada zorlanma şikayeti ile başvuran 37 yaşındaki erkek hastada bilateral, geniş, ışığa yanıt vermeyen ancak yakına bakışta küçülen pupilla saptandı. Nörolojik, radyolojik ve laboratuar değerlendirmelerin ardından hastaya bilateral tonik pupilla tanısı kondu. Tonik pupilla, ışık-yakın disosiyasyonu saptanan gözlerde ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken bir durumdur. Bu olgu raporunda ender rastlanılan bilateral tonik pupilla ve bu klinik tablonun oluşum mekanizması tartışıldı. (Turk J Ophthalmol 2013; 43: 64-6)Öğe Evaluation of Choroidal Thickness in Non-arteritic Anterior Ischaemic Optic Neuropathy at the Acute and Chronic Stages(TAYLOR & FRANCIS AS, 2016) Gonul, Saban; Gedik, Sansal; Koktekir, Bengu Ekinci; Yavuzer, Kamil; Okudan, SuleymanThe objective of this study was to evaluate the measurements of choroidal thickness (CT) in patients with non-arteritic anterior ischaemic optic neuropathy (NAION) at the acute and chronic stages. This case-control study compares three groups: Group 1 included 23 eyes of 23 patients with chronic NAION, Group 2 consisted of 24 eyes of 24 patients with acute NAION, and Group 3 included 24 eyes of 24 age-matched control subjects. The average CTs for Group 1, Group 2, and Group 3 were 261.24 +/- 50.04, 280.05 +/- 74.94, and 254.74 +/- 50.11 mu m, respectively. For all measurements, no statistical significance was found between the groups (p = 0.319, 0.357, 0.680, and 0.178 for the CTs as average, foveal, superior, and inferior, respectively). Similarly, there was no difference between the CT measurements of the affected and unaffected eyes in Group 1 and Group 2 (p = 0.571, 0.741 for average, respectively). The amount of time after the onset of the disease ranged from 6.0 to 48 months (23.86 +/- 16.70 months) in Group 1 and from 1 to 30 days (7.45 +/- 8.86 days) in Group 2. There was no correlation between the CTs and follow-up times in Group 1 (p = 0.768 for average) and no association between the CTs and the thicknesses of the retinal nerve fibre layers in Group 2 (p = 0.453 for average). CT is not directly influenced by NAION at either the acute or the chronic stage of the disease. These results may also demonstrate that the changes of CT do not increase the risk of experiencing a NAION attack.Öğe Kristalin lens luksasyonu sanılan spontan lens absorbsiyonu(2018) Gönül, Şaban; Oflaz, Ayşe Bozkurt; Bakbak, Berker; Yavuzer, Kamil; Bozkurt, BanuSpontan lens absorbsiyonu (SLA), hipermatür kataraktların seyrek görülen bir komplikasyonudur. Bu durum travma, yaşlılık, Fuchs üveitsendromu (FÜS) gibi üveitik hastalıklar ve leptospirozis ve kızamıkçık gibi bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan hipermatür kataraktolgularında bildirilmiştir. Bu yazıda FÜS’ye ikincil olarak gelişen hipermatür kataraktın spontan emilime uğradığı bir olgu sunmaktayız.Bildiğimiz kadarıyla SLA’nın bu ilk raporu, kapsüler bakiyelerin vitreusa doğru yönelmesini takiben, muayene sırasında yanıltıcı olarakkristalin lens luksasyonu görünümünde olan ilk olgu sunumudur.Öğe Non-arteritik anterior iskemik optik nöropati ve kistoid maküler ödem birlikteliği(2013) Ekinci, Bengü Köktemir; Yavuzer, Kamil; Gönül, Şaban; Bakbak, Berker; Gedik, ŞansalSabah kalktığında sol gözde görme kaybı şikayeti ile başvuran 61 yaşındaki hastanın sağ gözünde optik atrofi, sol gözünde ise alev şeklinde hemorajilerin görüldüğü hiperemik bir optik disk ödemi saptandı. Yapılan oftalmolojik muayenenin ardından hastaya Non-Arteritik Anterior İskemik Optik Nöropati (NA-AİON) tanısı kondu. Optik koherens tomografi (OKT) ile elde edilen görüntülemede sol gözde kistoid maküler ödem (KMÖ) saptandı. NA-AİON optik disk ödemi ve ağrısız görme kaybı ile karakterize sık görülen bir hastalıktır. Bu olgu raporunda sağ gözünde daha önce muhtemelen NA-AİON geçiren ve sol gözünde NA-AİON ve KMÖ bulunan hastada NA-AİON ve KMÖ birlikteliği ve patogenezi tartışılmıştır.Öğe Sağlıklı bireylerde yaşın subfoveal koroid kalınlığına etkisi(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2015) Yavuzer, Kamil; Okudan, SüleymanOptik koherens tomografi (OKT) cihazının teknolojik açıdan gelişmesi ile koroidin ayrıntılı değerlendirilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu çalışmada sağlıklı bireylerde subfoveal koroid kalınlıklarının spektral domain-OKT (SD-OKT, Spectralis, Heidelberg Mühendislik, Almanya) cihazı ile değerlendirilmesi ve yaş faktörünün koroid kalınlığı üzerine etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Yüz altmış dokuz emetrop sağlıklı bireyin ayrıntılı oftalmolojik muayenesi yapıldıktan sonra SD-OKT ile subfoveal koroid kalınlıkları ölçüldü. Koroid kalınlığı, santral foveal bölgede hiperreflektif retina pigment epitelinin arka sınırı ile koroid-sklera bileşkesi arasındaki mesafe olarak aynı operatör tarafından ölçüldü. Olgular yaş aralıklarına göre 5 gruba ayrıldı; Grup 1 (n=42): 18-29 yaş, Grup 2 (n=34): 30-39 yaş, Grup 3 (n=33): 40-49 yaş, Grup 4 (n=34): 50-59 yaş, Grup 5 (n=26): 60 yaş ve üzeri. Subfoveal koroid kalınlığının gruplar arası farklılığı ANOVA testiyle, yaş ile olan ilişkisi Pearson korelasyonu ile değerlendirildi ve p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Ortalama subfoveal koroid kalınlıkları yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekteydi (p<0.05). En kalın değerler grup 1 ve 2'de saptanırken (sırasıyla ort 364.87 ve 336.31 mikron), en ince değerler 4. ve 5. gruptaydı (sırasıyla ort 281.97 ve 261.25 mikron). Yaş ile subfoveal koroid kalınlığı arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı (r= -0.517, p< 0.001). Sonuç: Günümüzde çeşitli retinal ve koroidal hastalıkların tanı ve takibinde koroid kalınlığının önemi giderek artmaktadır. Subfoveal koroid kalınlığı oküler patolojilerde değişkenlik gösterebilir. Bu çalışmada yaşın artışıyla birlikte subfoveal koroid kalınlığının azaldığı saptanmıştır. Bu nedenle koroid kalınlığıyla ilgili yapılacak çalışmalarda yaş faktörünün göz önünde bulundurulması gerekmektedir.Öğe Topikal proparakain suistimaline bağlı gelişen toksik keratopati(2014) Yavuzer, Kamil; Gönül, Şaban; Köktekir, Bengü Ekinci; Gedik, Şansal; Bozkurt, BanuGözde ağrı, yanma, batma ve yaşarma şikayetleri ile başvuran kırk iki yaşındaki erkek olguda kornea santralinde epitel defekti, stromal ülserasyon ve korneal ödem saptandı. Sanayide kaynak işi yapan ve şikayetlerinin 40 gündür mevcut olduğunu ifade eden olgunun ısrarlı sorgulanması sonucunda proparakainin topikal formunu kullandığı öğrenildi. Özellikle sanayi, inşaat gibi kornea yaralanması oranı yüksek olan meslek gruplarında proparakain suistimali daha sık görülmektedir. Bu nedenle, kornea epitel defekti, epitel iyileşmesinde gecikme, stromal erime, şiddetli ağrı ve görme keskinliğinde azalma görülen özellikle bu meslek gruplarındaki hastalarda propakain suistimali akla getirilmelidir