İktisat/Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 4 / 4
  • Öğe
    The radiant side of the dark ages: Abu Yusuf’s economic thought
    (Selçuk Üniversitesi, 22.05.2022) Öztürk, Rahime Hülya
    The general tendency in the Western literature is to assume that economic thought started with Aristotle and no contribution whatsoever was made to science in the world up until Thomas Aquinas. The aim of this article is to question the validity of this assumption. Could the argument really be true that in the period in question there was total inactivity and no scientific development was made? Could a long period of approximately 1600 years be described as a huge void? These are the type of questions that the present paper aims to answer. The period called the Dark Ages in the West is in fact the one in which the East lived its golden age. Many a scholars emerged in this period, producing invaluable works. In addition, these scholars taught great numbers of students and thus enabled the transmission of scientific thought to the West. In this period that included the foundation and development of the Islamic State, innumerable practices in many fields such as law, finance and organization of social life were based on the Holy Qur’an and the Sunnah. A disciple of Abu Hanifah, one of the major scholars of the Hanifah sect, Abu Yusuf adhered to the Holy Qur’an and the Sunnah in his role as Qadi'l-qudat (grand qadi) and was a scholar who regarded very highly the principle of justice while his invaluable book Kitab al-Kharaj, which harboured policy propositions that went beyond its time, set significant examples of the ideal of Islamic state and practices. Abu Yusuf is a prominent scholar by virtue of his views and practices and being the first practitioner of countless policy propositions that gained acceptance in the modern world. Thus, this article deals with the ideas of Abu Yusuf and their repercussions in the modern world.
  • Öğe
    Osmanlı Dış Borçları, Tütün ve Reji İdaresinin Faaliyetleri Üzerine Bir Değerlendirme
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Haziran) Öztürk, Rahime Hülya
    Osmanlı Devleti’nin 1875 yılında borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etmesi Avrupalı devletleri alacaklarını tahsil etmeyi garanti altına alan çözümler üretmeye sevk etmiştir. Bu çözüm yolu Rüsumu Sitte, Duyun-u Umumiye ve nihayet Reji İdaresi’nin kurulmasını sağlayan süreçtir. Osmanlı Devleti’nde kar etme potansiyeli yüksek bir ürün olan tütün Avrupalı devletlerin dikkatini çekmiştir. Reji İdaresi Osmanlı topraklarında tütünden elde edilebilecek her türlü geliri yöneterek, bu gelirle Osmanlı Devleti’nin borçlu olduğu ülkelere ödeme yapılmasını amaçlamıştır. Reji İdaresi uygulamada tütün üretimini ve ihracatını arttırmayı amaçlayan bir tavır sergilememiş aksine sadece kar oranını arttırmaya odaklanmıştır. Bu amaç doğrultusunda yürüttüğü faaliyetler üreticinin şikayetçi olmasına yol açmıştır. Reji İdaresi’nin Osmanlı Devleti ile ilişkileri de olumlu bir düzlemde seyretmemiştir. Ancak Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu borç çıkmazı Reji İdaresi ile ilişkilerin sürdürülmesini gerektirmiştir.
  • Öğe
    1923-1938 Yılları Arasında Yerel Basında Konya Ekonomisi
    (Selçuk Üniversitesi, 2015) Öztürk, Rahime Hülya
    Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren izlenen ekonomi politikalarına bakıldığında 1923-1929 yılları arasında nispeten liberal politikalar izlendiği, 1930-1938 yılları arasında ise devletçi politikaların ekonomide etkinlik kazandığı görülmektedir. Ekonomide uygulanan devletçi politikalar dönemin şartları gereği ortaya çıkmış olup temel amaç kurumların belirli bir süre işletildikten sonra özel sektöre devredilmesi olmuştur. Özellikle 1923-1929 yılları arasında izlenen politikalara İzmir İktisat Kongresi yön vermiştir. İzmir İktisat Kongresi’ne ülkenin tüm bölgelerinden gelen 1135 delege katılmıştır. Bu delegeler arasında tüccar, çiftçi, işçi ve sanayiciler bulunmaktadır. Kongrede liberal ve milliyetçi politikaların temelleri üzerinde durularak Milli İktisat anlayışı benimsenmiştir. Ayrıca siyasi bağımsızlığın iktisadi bağımsızlıkla birleştirilerek girişimcilerin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. İlerleyen dönemde ise 1929 Buhranı, devralınan borçların ödeme vadesinin gelmiş olması ekonomiye devlet müdahalesini gerektirmiştir. Bu dönem boyunca Türkiye ekonomisi dışa kapanarak korumacı bir politika izlemiştir. 1934 yılından itibaren ise ekonomide sanayi planları uygulanmıştır. Bu planların temel amacı hammaddeleri Türkiye’de bulunan ya da temin edilebilen sanayi kollarında gelişme sağlamaktır. Bu planların hazırlanma aşamasında Sovyetler Birliği’nin desteği sağlanmıştır. 1923-1938 yılları arasında Konya şehrinin iktisadi gelişmişlik düzeyine bakıldığında, şehri tarımsal üretimin merkezi olduğu ancak kuraklık nedeniyle tarımsal üretimde ciddi düşüşler yaşadığı, tarımın ilkel metotlarla yapılmasının da üretimde istenen artışı sağlamaya yetmediği görülmektedir. Şehir önemli ticaret yolların kesişme merkezi olduğu için ticari faaliyet dönemin diğer şehirleri ile kıyaslandığında gelişmiş düzeydedir. Şehir dışına buğday başta olmak üzere birçok tarımsal ve hayvansal ürün gönderilmektedir. Kendine yetecek kadar sermayesi bulunan girişimciler küçük çaplı ticari faaliyette bulunmuşlar, sermayenin tek bir elde toplanarak geniş çaplı üretim tesisleri kurulması mümkün olmamıştır. Dönemin öne çıkan en önemli tesisi Ereğli Bez Fabrikası olmuştur. Bu çalışmada 1923 ile 1938 yılları arasında Türkiye ekonomisi içerisinde Konya ilinin iktisadi ve sosyal faaliyetleri yerel basın gözüyle incelenmiş ve bu bağlamda Konya’da o yıllarda faaliyette bulunan Babalık Gazetesi, Ekekon Gazetesi, Yenises Gazetesi ve Zaman Gazetesi taranarak şehre ait tüm ekonomi ile ilgili haberlere yer verilmiştir.
  • Öğe
    Uluslararası ticaret ve turizm arasında bir ilişki var mı
    (2016) Özcan, Ceyhun Can; Yorgancılar, F Nur
    Küreselleşme eğilimlerinin artmasıyla birlikte hız kazanan dış ticaret işlemleri, ülkelerin makro ekonomik değişkenleri üzerinde pek çok etkiye sahiptir. Bu çalışmada, söz konusu etkileşim, turizm gelirleri, ihracat, ithalat ve toplam ticaret hacmi açısından analiz edilmektedir. Amaca yönelik olarak çalışmada, Türkiye ekonomisinde seçilmiş yıllar bazında Granger Nedensellik Testi ve TodaYamamoto Yaklaşımları kullanılarak değişkenler arasındaki ilişki tespit edilmektedir. Elde edilen sonuçlar, ihracat ve toplam ticaret hacmi ile turizm arasında çift yönlü; ithalat ile ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır. Öte yandan, Toda-Yamamoto testi sonuçlarına göre ise turizmden tüm diğer değişkenlere doğru tek yönlü bir nedenselliğin olduğu çalışmada elde edilen bulgular arasındadır