Yazar "Çelik, Yusuf" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ankara ili? Kaleci?k I?lçesi?nde Yeti?şti?ri?len Sofralik ve Şaraplık Üzüm Üreti?mi?ni?n Kârlılık Anali?zi? Üzeri?ne Bi?r Araştırma(2010) Bayramoğlu, Zeki; Gündoğmuş, Erdemir; Çelik, YusufBu çalışmada, Ankara ili Kalecik ilçesinde yetiştiriciliği yapılan şaraplık ve sofralık üzüm çeşitlerinin karşılaştırmalı kârlılık analizi yapılmıştır. Çalışmada kullanılan veriler, sofralık ve şaraplık üzüm yetiştiriciliği yapan 73 işletmeden anket yöntemi ile toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre dekara üretim masrafları sofralık çeşitte 356.99 TL ve şaraplık çeşitte ise 419.57 TL olarak tespit edilmiştir. Bu masrafların sofralık çeşitte %62.91'i değişen masraf ve %37.09'u sabit masrafken, şaraplık çeşitte %69.85'i değişen masraf ve %30.15'i de sabit masraflardan oluşmaktadır. Şaraplık üzüm yetiştiriciliğinde dekara üretim masrafları sofralık çeşide göre %17.8 oranında daha fazladır. Dekara verim sofralık çeşitte 928.07 kg iken, şaraplık çeşitte 682.91 kg olarak belirlenmiştir. Verimlilik sofralık çeşitte, şaraplık çeşide göre %35.9 oranında daha yüksek düzeydedir. Bu verilerden yararlanılarak 1 kg üzüm maliyeti sofralık kalecik karası çeşidinde 0.38 TL ve şaraplık kalecik karası çeşidinde ise 0.61 TL olarak hesaplanmıştır. Fakat şaraplık üzüm fiyatları (1.170 TL/Kg), sofralık çeşide göre (0.635 TL/Kg) % 84.3 daha yüksek olduğundan, şaraplık üzüm çeşidinde dekara net kar 379.36 TL iken, sofralık çeşitte 233.24 TL olmuştur. Fayda/masraf oranı şaraplık çeşitte 1.90 iken, sofralık çeşitte bu oran 1.67 olarak hesaplanmıştır. İşgücü verimliliğinin de şaraplık üzüm üretiminde (9.22 TL/EİB), sofralık üzüm yetiştiriciliğine göre (6.36 TL/EİB) daha yüksek olduğu hesaplanmıştır. Sonuç olarak bir çok kriter açısından şaraplık üzüm yetiştiriciliğinin, sofralık üzüm yetiştiriciliğine göre daha üstün olduğu belirlenmiştir.Öğe Comparative Analysis of Energy Efficiency in Organic and Conventional Farming Systems: A Case Study of Black Carrot (Daucus carota L.) Production in Turkey(Univ Philippines Los Banos, 2010) Çelik, Yusuf; Peker, Kenan; Oğuz, CennetThis study compared the energy efficiency and cost/benefit ratio of conventional and organic farming systems for black carrot (Daucus carota L.) in Konya province, Turkey. In the research, energy consumption for different farm operations from land preparation to transportation was considered. The farms were selected through stratified random sampling. Data were collected through field survey of 56 respondents in carrot farms during production periods in 2007-2008. Black carrot production was considered for the study as it is a very good source of colored food. Therefore, black carrot production must take into consideration the requirements for eco-design requirements and energy labeling. Based on the results, increasing amount of inputs was more effectively used in the organic farming system compared with the conventional system. Total energy requirement under conventional farming was 75,335.72 MJ ha(-1) and 37,758.82 MJ ha(-1) for organic farming. There was higher demand for energy in conventional farming (49.88%) than organic farming. On the other hand, the need for labor per hectare was higher for organic farming than for the conventional farming system. The energy output-input ratios for conventional and organic farming systems were 1.30 and 1.90, respectively. Moreover, the benefit-cost ratios were 1.83 and 2.05, respectively. Energy efficiency in the organic systems may increase by 1.32 kg ha(-1) and by 0.23 kg ha(-1) in the conventional systems.Öğe Değişen Gübre Dozlarında PGPR Uygulamalarının Marulda Verim ve Verim Bileşenlerine Etkileri(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021) Çelik, Yusuf; Türkmen, ÖnderBu çalışma bitki gelişimini teşvik eden bakterilerin (PGPR) tarla koşullarında marul (Lactuca sativa L.) yetiştiriciliğinde değişen gübre dozlarında (N.P.K) bitki gelişimi, verim ve kaliteye etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Deneme Mersin İli Silifke ilçesi Burunucu köyünde 2019-2020 yıllarında sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde toplam dört kez yinelenmiştir. Deneme konularından olan PGPR strainleri (SA7, SB39, YÖ19, YÖ15, YÖ41, SK72 107 cfu/ml) konsantrasyonunda kullanılmıştır. Diğer deneme konusu olan N,P,K uygulamaları da beş dozda uygulanmıştır. N.P.K dozları toprak analizleri soncu bitki için önerilen ortalama N.P.K dozunun % 0 (kontrol), %25, %50, %100, %150 ve %200 grubu olarak uygulanmıştır. Çalışma tesadüf blokları deneme deseni düzeninde 4 tekrarlı olarak yürütülmüştür. Araştırmada değişen gübre dozlarının bitki gelişimine etkisi incelendiğinde 1/2NPK, NPK, 3/2NPK ve 2NPK gübre dozlarının ortalama bitki baş boyunda (36,88cm, 37,49cm, 37,16cm, 37,14cm), baş çevresinde (38,8cm, 39,55cm, 39,87cm, 39,8cm), kök uzunluğunda (11,88cm, 12,37cm, 12,48cm, 12,62 cm) ve ortalama pazarlanabilir baş ağırlığında (6,01kg, 6,18kg, 6,12kg, 6,24 kg) değerler aldığı tespit edilmiştir. Marulda değişen gübre uygulamaların bitki besin elementi içeriklerine etkisi bakımından 1/2NPK, NPK, 3/2NPK ve 2NPK gübre dozlarının etkili dozlar olduğu görülmektedir. Gübrexdoz interaksiyonunda (% 50 NPK) doz uygulamasının verime etkisi bakımından artan dozlara yakın değer alması nedeni ile ön plana çıkmaktadır. Farklı PGPR strainlerinin marul bitkilerinde verim, baş boyu, baş çapı, baş ağırlığı, kök uzunluğuna etkisi bakımından, SA7, YÖ15 ve YÖ41 bakterileri ön plana çıkmıştır. Kontrol ve önerilen gübre dozunun dörtte biri (D/4,75ml da-1 ) uygulamaları bitki gelişimi ve mineral madde içeriğine etkisi bakımından arzulanan seviyede etki göstermemişlerdir.Öğe Kavunda tuz stresi koşullarında silisyum uygulamalarının fide gelişimi ve bazı besin elementi içeriklerine etkileri(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-06-20) Çelik, Yusuf; Türkmen, ÖnderBitkisel üretimde tuzluluk stresi bitki gelişimini kısıtlayan ve verimi azaltan en önemli abiyotik stres olarak bilinmektedir. Bu çalışmada, silisyum uygulaması yapılarak tuz stresi altındaki kavunların bitki gelişimi, yaprak ve kökteki Si2+, Na+ , Cl- , K+ ve Ca+2 iyonlarının miktarları araştırılmıştır. Kavun tohumları 2:1 oranında torf:perlit karışımı ile doldurulmuş 1 litrelik plastik saksılara ekilmiştir. Kavun fideleri 177.2 ppm N; 52.70 ppm P;240.44 ppm K;53.46 Mg;120.30 ppm Ca; 3.36 ppm Fe; 0.85 ppm Mn; 0.45 ppm B; 0.50 ppm Zn; 0.10 ppm Cu ve 0.05 ppm Mo olacak şekilde hazırlanan besin çözeltisi ile sulanmıştır. Fideler 2-3 gerçek yapraklı oldukları dönemde silisyum ve tuz uygulamasına başlanmıştır. Silisyum 0 mM-0.5 mM-1 mM ve 2 mM konsantrasyonunda; NaCl ise 50 mM dan başlayarak 2 şer gün aralıklarla 100 mM ve 150 mM olarak uygulanmış ve final konsantrasyon olan 200 mM a ulaşılmıştır. Final konsantrasyona ulaştıktan 12 gün sonra deneme sonlandırılmış ve bitki hasadı yapılmıştır. 200 mM tuz uygulamasında % klorofil kaybı % 61.94 olurken, 2 mM Si + Tuz uygulamasında bu kayıp %-34.58 olmuştur. Artan silisyum konsantrasyonuna paralel olarak tuz stresine maruz bırakılan kavun fidelerinde silisyum uygulamasının bitki yaş ve kuru ağırlıklarında ve kök yaş ve kuru ağırlıklarında kontrole göre kıyaslandığında bir artışa neden olduğu tespit edilmiştir. Silisyum uygulamasının tuz stresi altında yetiştirilen kavun fidelerinde Na+ ve Cl- un yapraklara taşınımını azalttığı, yapraklardaki K+ ve Ca2+ miktarında ise bir artışa neden olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonucunda, silisyum uygulamasının genelde kontrole göre bitki büyümesine pozitif yönde bir katkı sağladığı ve bitkilerin tuz stresine karşı direnç kazanmasına yardımcı olduğu görülmüştür.Öğe A Research of Affecting Factors on R&D Management in Food Industry(Selçuk Üniversitesi, 2022) Özaydın, Gürhan; Çelik, YusufThe purpose of this study was to analyze the R&D approaches of business managers and the factors that affect R&D activities in the central districts of the province of Konya in Turkey. The main data of the study were collected by questionnaires that were applied with managers of 67 businesses in the food industry who were determined by the method of quota sampling. Ac-cording to the results, the effects of the educational status of the business owner, the personnel structure of the business, the date when the business was established, having a plan for R&D activities for the next 5 years, whether or not they had knowledge on the institutions that provide support for R&D projects and the level of collaboration with universities on the R&D activities of businesses were significantly effective on the level of 5%. The variables that were related to the R&D perceptions of the business managers were determined by factor analysis, and it was found that there were 5 factors regarding the R&D perceptions of the managers. Regression analysis was used to determine whether or not the factors related to R&D perceptions were effective on conducting R&D activities. As a result of the regression analysis, it was determined that R&D had contribution in the operations of the business (Factor I), and the two factors related to universi-tyindustry collaboration (Factor V) had significant effects on businesses’ R&D activities on the level of 5%.Öğe TÜRKİYEDE TARIM İŞLETMELERİNDE FARKLI MUHASEBE SİSTEMLERİNE GÖRE MASRAF VE GELİR HESAPLAMA YÖNTEMLERİ(2014) Çelik, YusufBu çalışmanın amacı, tarım işletmelerinin faaliyet sonuçlarını ortaya koymada uygulanan farklı muhasebe sistemlerinden Laur muhasebe sistemi, ÇMVA sistemi ve tek düzen muhasebe sistemine göre işletmelerin gelir ve masraf unsurlarının sınıflandırılma ve hesaplama yöntemlerini incelemektir. Çalışmanın materyalini konu ile ilgili yapılmış çalışmalar oluşturmuştur. Araştırma sonuçlarına göre tarım işletmelerinin yıllık faaliyet sonuçlarını ortaya koymak amacıyla uygulanan farklı muhasebe sistemlerinde işletme gelir ve masraflarının farklı şekilde sınıflandırıldığı belirlenmiştir. Laur muhasebe sisteminde işletme masrafları değişen ve sabit masraflar olarak sınıflandırılmaktadır. ÇMVA sisteminde masraflar ara tüketim, amortismanlar ve dışsal masraflar, tek düzen muhasebe sisteminde ise masraflar 7/A ve 7/B maliyet hesapları olarak fonksiyonlarına ve çeşitlerine göre sınıflandırılmıştır. Laur muhasebe sisteminde işletme başarı kriteri olarak brüt kar, saf hasıla, tarımsal gelir hesapları yapılmaktadır. ÇMVA sisteminde brüt işletme karı, işletme net katma değeri ve işletme aile geliri hesaplanmaktadır. Tek düzen muhasebe sisteminde ise brüt satış karı, faaliyet karı, olağan kar ve dönem karı hesaplanmaktadır.Öğe Türkiye’de kiraz üretiminin yapısal analizi(2019) Çelik, Yusuf; Sarıaltın, Hatice KübraBu çalışmada, Dünya’da ve Türkiye’de kiraz üretiminin mevcut durumu incelenmiş ve Türkiye’de kiraz sektörünün SWOT analizi yapılmıştır. Araştırmanın temel materyalini ilgili istatistikler ve yapılmış olan bilimsel çalışmalar oluşturmuştur. 2017 yılı FAO verilerine göre Dünya’da yaklaşık 416.445 hektar alanda kiraz üretimi yapılmakta ve 85.401 hektar alan ve 627.132 tonluk üretim ile Türkiye dünyada kiraz üretiminde ilk sırada yer almaktadır. Üretim bakımından ilk sırada olmasına rağmen pazarlama stratejilerinin etkin ve yeterli olmamasından dolayı kiraz ihracatında Türkiye, Şili ve ABD’den sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye’nin ağırlıklı olarak kiraz ihracatı yaptığı ülkeler, Avrupa Birliği ülkeleri (Başta Almanya, Bulgaristan ve Hollanda olmak üzere), Rusya ve Irak’tır. Dünya kiraz ithalatında ilk sırada %21 oranıyla Çin, ikinci sırada ise %19’luk oranı ile Rusya gelmektedir. Türkiye’de ağaç başına kiraz verimi 2017 yılında 29 kg olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de 2018 yılı verilerine göre kiraz üretimi bakımından, Konya ili ilk sırada yer almıştır. Konya ilinde 70.987 da alanda, 68.376 ton kiraz üretimi yapılmış olup, bu miktar toplam kiraz üretiminin %10,87’sini oluşturmaktadır. Üretim bakımından ikinci sırada İzmir ili gelmektedir. Türkiye’de kiraz sektörünün yapılan SWOT analizinde, Türkiye’nin sahip olduğu ekolojik çeşitlilik ve uygunluk avantaj oluştururken, işletmelerin yapısal sorunları ve üretici örgütlenmesinin yetersiz olması dezavantaj oluşturmaktadır. Diğer taraftan Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Rusya gibi ithalatı yüksek ülkelere yakın ve iş birliği içinde olması fırsat oluştururken, yaşanan iklim değişikliğine bağlı üretim ve fiyat istikrarsızlığı önemli riskler oluşturmaktadır. İhracat olanaklarını artırabilmek için üretici örgütlenmesi ve üretici örgütlerinin etkinliğini artırmak, kiraz üretim tekniklerinin bilimsel esaslara göre yürütülmesi, uluslararası piyasalarda tat ve aroma bakımından tercih edilen kiraz çeşitlerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir.Öğe Using Geographical Information Systems in Determination of Production Areas of Ornamental Plants Konya, Turkey(Selçuk Üniversitesi, 2019) Karakayacı, Zuhal; Polat, Ahmet Tuğrul; Çelik, Yusuf; Eşitken, AhmetThe increase of dependency of people in nature, due to the gradual increase of population at cities and the effect of life conditions, causes an increase in demand for green areas and ornamental plants. This increase of demand had provided an economic sector dimension to cultivation of ornamental plants. This study had been realized in order to determine suitable areas for cultivation of ornamental plants in the province of Konya which is a significant agriculture potential of Turkey and which has an ecology suitable for cultivation of many agricultural products. In the determination of these suitable areas, Geographical Information Systems having many functions such as location determination, data storage, data analysis and spatial analysis had been used. Climate, topography and soil features required for cultivation of ornamental plants had been obtained in map environment for the research area, and the analyses required for determination of suitable areas had been made in ArcGIS module. As the result of the analyses, it had been determined that the south-east and south-west areas of the province of Konya were suitable or conditionally suitable areas for cultivation of ornamental plants. These areas will be assessed considering their proximity to market and the socio-economic features of the current producer potential, and establishment of ornamental plants cultivation facilities at the most suitable area will provide significant contributions for the province of Konya in economic, social and environmental aspects.