Yazar "Özdemir, Ayşe" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Astımı bulunmayan obez ve obez olmayan çocuklarda omega-3 yağ asitlerinin egzersize bağlı bronkospazm üzerine etkileri(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Özdemir, Ayşe; Okudan, NilselÇalışmamızın amacı balık yağı kaynaklı n-3 yağ asitlerinin (EPA ve DHA'nın) astımı bulunmayan obez ve obez olmayan çocuklarda EIB üzerindeki etkilerini değerlendirmekti. Çalışma randomize, çift kör ve plasebo kontrollüydü. Çalışma astımı veya herhangi bir kronik hastalığı bulunmayan 10-13 yaşlarındaki 73 sağlıklı katılımcıyla tamamlandı. Katılımcılardan 35'i obez (BMI persentil değeri 95-98) ve 38'i nonobezdi (BMI persentil değeri < 85). Çocuklar 8 gruba ayrıldı; Grup 1: Obez, EIB pozitif, balık yağı takviyesi alanlar, Grup 2: Obez, EIB pozitif, plasebo takviyesi alanlar, Grup 3: Obez, EIB negatif, balık yağı takviyesi alanlar, Grup 4: Obez, EIB negatif, plasebo takviyesi alanlar, Grup 5: Nonobez, EIB pozitif, balık yağı takviyesi alanlar, Grup 6: Nonobez, EIB pozitif, plasebo takviyesi alanlar, Grup 7: Nonobez, EIB negatif, balık yağı takviyesi alanlar, Grup 8: Nonobez, EIB negatif, plasebo takviyesi alanlar. Çocuklar çalışmaya normal diyetleri ile başlayıp çalışma süresince normal diyetle devam ettiler. Balık yağı grupları 8 hafta süreyle günlük 2.4 g EPA ve DHA içeren balık yağı kapsüllerini alırken, plasebo grupları plasebo takviyesi aldı. Çalışmanın başlangıcında ve sekiz haftanın sonunda katılımcılara egzersiz testi ve solunum fonksiyon testleri uygulandı. Katılımcıların bazal FEV1, FVC ve FEV1/FVC değerleri arasında fark bulunmadı. 8 haftalık takviyenin sonunda EIB'si bulunan ve balık yağı takviyesi alan hem obez hem de obez olmayan gruplarda FEV1'deki yüzde düşüş önemli ölçüde azaldı. En yüksek düzeydeki azalma EIB'li, obez, balık yağı takviyesi alan grupta gözlendi (% 15,6±6,2). Aynı grupta sistolik kan basıncı ve istirahat kalp hızı (TÖ: 112,5±7,9 mmHg, TS: 103,5±7,8; TÖ: 98,0±8,3, TS: 89,5±6,6) değerlerinde düşüş gözlenirken, başlangıç ve bitiş yüklerinde artış oldu (TÖ: 49,0±9,9 W, TS: 59,0±12,2 W; TÖ: 77,5±12,7 W, TS: 87,5±13,8 W). Çalışmadan elde ettiğimiz bulgulara göre, balık yağı kaynaklı n-3 yağ asitleri obez ve obez olmayan çocuklarda solunum fonksiyonları geliştirmekte ve egzersize bağlı olarak gelişen bronkospazmı iyileştirebilmektedir.Öğe Effect of the Isolated Left Bundle Branch Block on Systolic and Diastolic Functions of Left Ventricle(MOSBY, INC, 2001) Özdemir, Kurtuluş; Altunkeser, Bülent Behlül; Danış, Gidizar; Özdemir, Ayşe; Uluca, Yavuz; Tokaç, Mehmet; Telli, Hasan H.Background: We planned this study to evaluate the effects of left bundle branch block (LBBB) on systolic and diastolic functions of left ventricle (LV) that have not previously been investigated in detail. Material and Methods. Forty-five cases diagnosed as isolated LBBB according to the standard electrocardiographic criteria (group I, mean age: 60 +/- 12 years) were taken as the case group and 65 cases with normal conduction system (group II, mean age 58 +/- 14 years) were taken as the control group. Echocardiography was performed to all patients and coronary angiography was performed to 21 patients in group I and 35 patients in group II. In addition to standard systolic and diastolic function parameters, isovolumetric relaxation time (IRT), isovolumetric contraction time (ICT), and ejection time (ET) were measured by echocardiography, and the myocardial performance index (MPI) [(IRT+ICT)/ET] was calculated. IV end-diastolic pressure was calculated for the patients undergoing coronary angiography. Results: In group I, IV end-systolic diameter was greater (3.1 +/- 0.4 cin vs 2.8 +/- 0.4 cm, P < .001) and ejection fraction was lower (64% +/- 6% vs 68% +/- 6%, P < .001) than those of group II. Rapid filling deceleration time and rate was markedly different in group I (respectively, 133 +/- 50 ms vs 166 +/- 24 ins, P < .001; 608 +/- 291 cm/s(2) vs 383 +/- 116 cm/s(2), P < .001). In addition, it was found that LBBB caused shortening of IV diastolic period and ET markedly (respectively, 347 +/- 116 ins vs 394 +/- 106 ms, P = .03; 255 +/- 40 ms, vs 294 +/- 21 ms, P < .001) and prolongation of IRT and ICT (respectively; 124 +/- 36 ins vs 91 +/- 16 ms, 96 +/- 35 in vs 38 +/- 9 ins, P < .001). The MPI was predominantly higher in group I (0.89 +/- 0.29 vs 0.40 +/- 0.06, P < .001). Invasively determined IV end-diastolic pressure was found higher in group I (14 +/- 3 min Hg vs 10 +/- 3 mm. Hg, P < .001). Conclusion: A marked elevation of the IV MPI and end-diastolic pressure, parallel to changes of conventional echocardiographic parameters, in patients with isolated LBBB points out that LBBB causes marked deterioration on IV systolic and diastolic functions.Öğe Is the beneficial effect of preinfarction angina related to an immune response?(JAPAN HEART JOURNAL, SECOND DEPT OF INTERNAL MED, 2004) Tokaç, Mehmet; Özdemir, Ayşe; Yazıcı, Mehmet; Altunkeser, Bülent Behlül; Düzenli, Akif; Reisli, İsmail; Özdemir, KurtuluşImmune-mediated mechanisms are thought to play a key role in the,development of coronary artery disease and its thrombotic complications. Preinfarction angina has been suggested to improve left ventricular function and short-term outcomes. The purpose of the present study was to investigate the relation between the immune response and in-hospital clinical course in preinfarction angina. We prospectively evaluated 93 patients. Forty-three patients exhibited. preinfarction angina within 24 hours before the onset of acute myocardial infarction (AMI) (preinfarction angina group) and 50 patients were free from preinfarction angina (sudden onset group). The incidence of complications (heart failure, recurrent angina, arrhythmia and coronary interventions) and in-hospital mortality were assessed in the two study groups. We detected some immune markers, including white blood cells, C-reactive protein, immunoglobulins, and complement. White blood cells and CRP were significantly lower in the preinfarction angina group than in the sudden onset group (P < 0.001, P < 0.005, respectively). Conversely, IgE and C-4 were significantly higher in the preinfarction angina group than in the sudden onset group (P < 0.001, P < 0.001, respectively). The incidences of heart failure and severe arrhythmias were lower in the preinfarction group than in the Sudden onset group (P < 0.005, P < 0.05 respectively). The beneficial effect of preinfarction angina may be associated with an immune-inflammatory response modified by a brief ischemic episode.Öğe Karyological study on endemic Astragalus stereocalyx Bornm. (Milk-vetch) in Turkey(2010) Çetin, Özlem; Martin, Esra; Duran, Ahmet; Özdemir, AyşeTürkiye’de doğal olarak yetişen Stereocalyx Bornm. seksiyonunda yer alan Astragalus stereocalyx Bornm. (Geven) türünde kromozom sayı ve karyotipi detaylı olarak analiz edildi. Bu tür Türkiye için endemiktir, Eskişehir ve Konya illerinde yetişmektedir. Bu türün kromozom çalışmasında ezme yayma preparasyon yöntemi kullanıldı. A. stereocalyx türünde somatik kromozom sayısı 2n 16 olarak belirlendi. Temel kromozom sayısı x 8 şeklinde gözlendi. Astragalus cinsine ait olan A. stereocalyx’in kromozom sayı ve morfolojisi Görüntü Analiz Sistemi kullanılarak araştırıldı. Türün karyotip formülü üç median ve beş submedian kromozom tiplerinden oluşmaktadır. Somatik kromozom boyu 1.07-2.23 ?m arasındadır. Toplam haploid kromozom uzunluğu 11.73 ?m olarak ölçüldü. Karyogram ve idiyogramı sentromerik indeks ve büyükten küçüğe doğru azalan oranda çizildi.Öğe Kavuzsuz arpa (Hordeum vulgare L. var. nudum) genotiplerinde kışlık ve yazlık ekimin verim ve bazı agronomik özellikleri üzerine etkisi(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Özdemir, Ayşe; Akgün, NecdetBu araştırmada 2017-2018 üretim yılında Konya ekoloji koşullarında, kavuzsuz arpa (Hordeum vulgare L. var. nudum) genotiplerinde kışlık ve yazlık ekimin verim ve bazı agronomik özellikleri üzerine etkisi incelenmiştir. Araştırmada materyal olarak bir adet tescilli kavuzlu çeşit (Karatay 94) ile taneleri 3'ü sarı, 5'i kahverengi ve 3'ü mavi renkli 11 adet kavuzsuz arpa hattı olmak üzere toplam 12 adet genotip kullanılmıştır. Araştırmada bitki büyüme şekli, soğuk zararı, yatma, başaklanma süresi, başaklanma erme süresi, kılçık rengi, bayrak yaprak kınında mumsuluk, en alt yapraklarda yaprak kını tüylülüğü, başakta mumsuluk, m2'de başak sayısı, bitki boyu, başak uzunluğu, başakta başakçık sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, tane rengi, tane verimi, bin tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, elek üstü ve tane protein oranı özellikleri incelenmiştir. Tesadüf Blokları Deneme Deseni'ne göre 3 tekerrürlü gerçekleştirilen bu çalışmada incelenen bütün özellikler yönünden genotipler ve ekim zamanları arasında önemli farklar bulunmuştur. Genotiplerin kışlık ve yazlık ekimi sonucu elde edilen ortalamalar ışığında, başaklanma süresi 92.67-110.83 gün, başaklanma erme süresi 26.50-35.17 gün, m2'de başak sayısı 301.71-575.63 adet, bitki boyu 82.87-97.03 cm, başak uzunluğu 8.41-10.59 cm, başakta başakçık sayısı 21.97-26.87 adet, başakta tane sayısı 19.47-24.57 adet, başakta tane ağırlığı 0.98-1.34 g, tane verimi 190.14-483.37 kg, bin tane ağırlığı 45.26-60.82 g, hektolitre ağırlığı 62.12-74.83 kg, elek üstü %69.84-96.76, tane protein oranı %12.02-15.09 arasında değişim göstermiştir. Bu karakterler ve ekim zamanı yönünden kontrol Karatay 94 çeşidinden üstün olan bazı kavuzsuz arpa hatları belirlenmiştir. Araştırma sonucunda tane verimi ve kalite özellikleri yönüyle öne çıkan iki sıralı kavuzsuz arpa hatlarının üretici ve tüketicilerinin aradığı özelliklere sahip çeşit adayları olarak değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Morphological, karyological and ecological features of halophytic endemic Sphaerophysa kotschyana Boiss. (Fabaceae) in Turkey(2010) Duran, Ahmet; Martin, Esra; Öztürk, Meryem; Çetin, Özlem; Dinç, Muhittin; Özdemir, AyşeTuz Gölü ve çevresinden toplanmış bir halofitik endemik olan Sphaerophysa kotschyana’nın morfolojik, karyolojik ve ekolojik özellikleri incelenmiştir. Genişletilmiş morfolojik deskripsiyonu ve görüntüleri verilmiştir. Bu çalışmada somatik kromozom sayısının 2n140-2B olduğu görülmüştür. SEM çalışmalarına göre polen taneleri prolate, 3-zonokolpate, orta büyüklükte ve suprareticulate ornemantasyonludur. Tohumlar reniform, ebatları 3.5 mm uzunluğunda ve 4.0 mm genişliktedir. Tohum yüzeyi düzensiz granüllüdür. Karyogram, idiyogram, polen ve tohum yüzeyinin SEM’de çekilmiş görüntüleri sunulmuştur. Bunlara ilave olarak, türün habitatı ve birlikte bulunduğu türler hakkında bilgi verilmiştir.Öğe A Recurrent Right Atrial Thrombus: A Suggestive Sign for Behçet's Disease? A Case Report(Springer-Verlag, 2002) Altunkeser, Bülent Behlül; Görmüş, Niyazi; Özdemir, Kurtuluş; Durgut, Kadir; Özdemir, Ayşe; Solak, Hasan; Gök, HasanA 29-year-old woman with Behcet's disease was admitted to our cardiology department with a history of cough, dyspnea, and palpitation. Transthoracic and transesophageal echocardiography revealed a right atrial mass. She was operated on to remove the mass, which was shown by histopathological examination to be a thrombus. Three months later, echocardiography was repeated and recurrent right atrial thrombus was observed. Warfarin was given to the patient. One month later, the mass was not observed on echocardiographic examination. We report recurrent right atrial thrombus in a patient with Behcet's disease.Öğe Sigaranın Koroner Arter Hastalığının Anjiyografik Özelliklerine Etkisi ve Diğer Risk Faktörleriyle Olan İlişkisi(2001) Temizhan, Ahmet; Telli, H. Hüseyin; Altunkeser, Bülent Behlül; Özdemir, Kurtuluş; Karabağ, Turgut; Özdemir, Ayşe; Gök, HasanSigara içen miyokard infarktüslü hastalarda prognozun daha iyi olması, sigara içenlerde eşlik eden risk faktörlerinin daha az olmasına ve koroner arter lezyonlarının daha az olmasına bağlanmıştır. Biz anjiografik olarak tespit edilen koroner arter lezyonlarına sigaranın etkisini ve bunun diğer risk faktörleriyle olan ilişkisini araştırmayı amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Koroner arterlerinde %50 darlık saptanan 259'u erkek 110'nu kadın 369 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar sigara alışkanlıklarına göre gruplandırıldı Koroner arterlerdeki lezyonların yerleşimi, kollateral dolaşımı ve hastalık skorları belirlendi. BULGULAR: Sigara içenler daha gençti ve hipertansiyon daha az oranda tespit edildi (p0.001). İnferior Mİ geçirme sıklığı sigara içenlerde daha fazlaydı (p0.05). Koroner arter hastalık skoru ve kollateral dolaşım skoru sigara içen ve içmeyen hastalar arasında anlamlı bir fark göstermiyordu Multivariate analizlerde sigaranın lezyon yerleşimine ve hastalıklı damar sayısına anlamlı bir etkisi bulunmadı. Sigara içmeyenlerde iş ve hiperkolesterolemi (sırasıyla R0,ll, Exp B 1,05, p0,03 ve R0,13, Exp B2,42, p0,01) sigara içenlerde ise sadece diyabet koroner arter skorunu arttıran bağımsız değişkenler olarak saptandı (R0,12, Exp B2,39, p0,02). SONUÇ: Koroner arter hastalığı için risk faktörü olan sigaranın hastalığın anjiyograflk özelliklerine olan etkisi diğer risk faktörlerininki kadar belirgin değildir ve be etkisi farklı mekanizmalarla gelişmektedir.Öğe Sol Ventrikül Hipertrofisi Hipertansif Hastalarda Ventriküler Aritmi Sıklığını Arttırıyor(2002) Özdemir, Ayşe; Telli, Hasan Hüseyin; Temizhan, Ahmet; Altunkeser, Bülent Behlül; Özdemir, Kurtuluş; Alpaslan, Mete; Karabağ, TurgutAmaç: Hipertansif hastalarda sol ventrikül hipertrofisi (SVH) ve sol ventrikül geometrik yapısı ile aritmi riski ve QT dispersiyonu (QTd) arasındaki ilişkiyi araştırmak. Yöntem: Çalışmaya 80 hasta alındı (ortalama yaş 53 11 yıl, 45'i kadın). Konsantrik SVH 30, konsantrik remodeling (KR) 15 ve normal sol ventrikül geometrisi (NG) 35 hastada tespit edildi. Hastalara 24 saatlik elektrokardiyografik monitorizasyon yapıldı, QTd ölçüldü. Bulgular: Otuz hastada (%37) Lown 2 ve üzeri ventriküler aritmi, 17 hastada (%21) ise Lown evre 4a ve 4b ventriküler aritmi saptandı. Konsantrik hipertrofili hasta grubundaki ventriküler aritmi (Lown 2 ve üzeri) normal geometrili ve konsantrik remodelingli hasta gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu (p 0.01). Lown 2 ve üzeri ventriküler aritmileri SVH olanlarda %80, olmayanlarda ise %10 oranında idi. QT ve QTc dispersiyonu konsantrik hipertrofili grupta konsantrik remodelingli ve normal geometrili gruplara göre uzundu. Ayrıca QTd ve QTc dispersiyonu ventriküler aritmisi olan hastalarda da anlamlı derecede daha uzundu (p0.001). Sol ventrikül kitle indeksi QTd ve QTc dispersiyonu ile pozitif korelasyon gösteriyordu (sırasıyla r0.33, p0.007 ve r0.26, p0.03). Sol ventrikül kitle indeksi ayrıca ventriküler aritmi (Lown 2 ve üzeri) ve ciddi ventriküler aritmi (Lown 4a ve 4b) ile de pozitif korelasyon gösteriyordu (sırasıyla r0.59, p0.001 ve r0.53, p0.001). Sonuç: Hipertansif hastalarda, özellikle de konsantrik hipertrofisi olanlarda QTd ile ilişkili olarak ventriküler aritmi sıklığı artmaktadır.Öğe Sol Ventrikül Hipertrofisi Hipertansif Hastalarda Ventriküler Aritmi Sıklığını Arttırıyor(2002) Özdemir, Ayşe; Hüseyin, Hasan; Temizhan, Ahmet; Altunkeser, Bülent Behlül; Özdemir, Kurtuluş; Alpaslan, Mete; Karabağ, TurgutAmaç: Hipertansif hastalarda sol ventrikül hipertrofisi (SVH) ve sol ventrikül geometrik yap›s› ile aritmi riski ve QT dispersiyonu (QTd) aras›ndaki iliflkiyi araflt›rmak. Yöntem: Çal›flmaya 80 hasta al›nd› (ortalama yafl 53 ± 11 y›l, 45’i kad›n). Konsantrik SVH 30, konsantrik remodeling (KR) 15 ve normal sol ventrikül geometrisi (NG) 35 hastada tespit edildi. Hastalara 24 saatlik elektrokardiyografik monitorizasyon yap›ld›, QTd ölçüldü. Bulgular: Otuz hastada (%37) Lown 2 ve üzeri ventriküler aritmi, 17 hastada (%21) ise Lown evre 4a ve 4b ventriküler aritmi saptand›. Konsantrik hipertrofili hasta grubundaki ventriküler aritmi (Lown 2 ve üzeri) normal geometrili ve konsantrik remodelingli hasta gruplar›na göre istatistiksel olarak anlaml› düzeyde yüksek bulundu (p <0.01). Lown 2 ve üzeri ventriküler aritmileri SVH olanlarda %80, olmayanlarda ise %10 oran›nda idi. QT ve QTc dispersiyonu konsantrik hipertrofili grupta konsantrik remodelingli ve normal geometrili gruplara göre uzundu. Ayr›ca QTd ve QTc dispersiyonu ventriküler aritmisi olan hastalarda da anlaml› derecede daha uzundu (p <0.001). Sol ventrikül kitle indeksi QTd ve QTc dispersiyonu ile pozitif korelasyon gösteriyordu (s›ras›yla r=0.33, p=0.007 ve r=0.26, p=0.03). Sol ventrikül kitle indeksi ayr›ca ventriküler aritmi (Lown 2 ve üzeri) ve ciddi ventriküler aritmi (Lown 4a ve 4b) ile de pozitif korelasyon gösteriyordu (s›ras›yla r=0.59, p=0.001 ve r=0.53, p=0.001). Sonuç: Hipertansif hastalarda, özellikle de konsantrik hipertrofisi olanlarda QTd ile iliflkili olarak ventriküler aritmi s›kl›¤› artmaktad›r. (Anadolu Kardiyol Derg, 2002; 4: 293-9)Öğe A Subacute Left Ventricular Free Wall Rupture After Thrombolytic and Glycoprotein Iib/iiia İnhibitor Treatment - An Overlooked Finding of Left Ventriculography(Japan Heart Journal, Second Dept of Internal Med, 2002) Altunkeser, Bülent Behlül; Özdemir, Kurtuluş; Özdemir, Ayşe; Gök, HasanSubacute left ventricular free wall rupture is a rare complication in acute myocardial infarction. With the increasing use of thrombolytic agents and glycoprotein IIb/IIIa inhibitors, this complication has been increasing recently. We report a case of subacute cardiac rupture with frank pericardial effusion receiving thrombolytic and glycoprotein IIb/IIIa inhibitor therapies.Öğe Thrombolysis in myocardial infarction frame count with angiographically normal coronary arteries and its relationship to ST-segment depression(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2004) Özdemir, Kurtuluş; Altunkeser, Bülent Behlül; Özdemir, Ayşe; Düzenli, Mehmet AkifBackground The thrombolysis in myocardial infarction frame count (TFC) has been proposed as a simple, reproducible, objective and quantitative method to assess coronary blood flow. However, the TFC in normal coronary arteries has not been investigated in detail. The aim of this study was to determine normal TFC values and investigate their correlation with ST-segment depression during exercise testing (ET). Methods and results The TFC was measured in 116 cases with normal coronary arteries who underwent ET. The ST segment was evaluated on 12-lead electrocardiograms at 60 ms after the J-point. Horizontal or downsloping ST-segment depression of greater than or equal to0.5 mm was recorded and the sum of the depressions was calculated. When ST-segment depression greater than or equal to1 mm compared to the level of PR segment on two or more leads was detected, the test was accepted as positive. The TFC for the left anterior descending coronary artery (LAD) was significantly higher than those for the left circumflex coronary artery (LCx) and the right coronary artery (RCA). The TFC of coronary arteries was significantly higher in patients with ET positive (for LAD, 39.5 +/- 10.7 compared with 30.1 +/- 7.6 frames; for LCx, 29.2 +/- 9.3 compared with 23.6 +/- 6.5 frames; and for RCA, 30.7 +/- 11 compared with 23.7 +/- 7 frames; P < 0.001 for overall comparisons). Women had a lower TFC than men in the LAD. Moreover, it was determined that the TFC values for the LAD, LCx and RCA significantly correlated with the sum of ST-segment depression (r=0.57, r=0.46 and r=0.41, respectively, P<0.001 for overall correlations). It was also determined that the TFC was affected by the proximal diameter of the coronary arteries. Conclusions The results of this study highlight the differences of the TFC in normal LAD, LCx and RCA. In patients with normal coronary arteries, the fact that the TFC is higher in ET-positive than in ET-negative patients may explain false positive results of ET. Sex and coronary artery diameter should be taken into consideration in evaluating the TFC. (C) 2004 Lippincott Williams Wilkins.Öğe Üniversite öğrencilerinin hücre bölünmeleri ile ilgili kavram yanılgılarının iki aşamalı çoktan seçmeli bir test ile belirlenmesi(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-16) Özdemir, Ayşe; Martin, EsraBu çalışmanın amacı, hücre bölünmeleri konusu ile ilgili iki aşamalı çoktan seçmeli kavram yanılgı testi geliştirmek ve üniversite fen bilimleri öğrencilerinin bu konu ile ilgili kavram yanılgılarını belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda 16 sorudan oluşan iki aşamalı, çoktan seçmeli hücre bölünmeleri kavram yanılgı teşhis testi geliştirilmiştir. Bu test Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan 469 öğrenciye 2007-2008 öğretim yılında uygulanmıştır. Uygulama sonucunda verilerin analiz edilmesiyle üniversite öğrencilerinin hücre bölünmeleri konusu ile ilgili kavram yanılgılarına sahip oldukları tespit edilmiştir. Bu kavram yanılgılarından bazıları şunlardır; ?Mitotik hücre döngüsünde kromozomal DNA miktarı hiçbir safhada değişmez?, ?Mayoz bölünmede hem homolog kromozomlar hem de kardeş kromatitler ayrılır ve kromozom sayısı iki defa yarıya iner ?, ?Mayoz bölünmenin birinci aşamasında homolog kromozomlar ayrılır ve ikinci aşamada bu kromozomlar aynen yeni hücrelere aktarılırlar?, ?Bir hücredeki kromozom sayısı interfazda iki katına çıkar ve bu sayı mitozun bütün safhalarında korunur?, ?Diploit bütün hücrelerde mayoz bölünme görülebilir?, ?Bakteri mitoz bölünme ile çoğalır ve bölünmesi sırasında iğ iplikleri oluşur?. Ayrıca öğrencilerin test sorularına verdikleri cevapların cinsiyete göre dağılımı t-testi kullanılarak karşılaştırılmış ve cinsiyetler arasında dikkate değer bir fark olmadığı tespit edilmiştir. Sonuçlar literatür bilgisi ile karşılaştırılmış ve öneriler geliştirilmiştir.Öğe Yaşlı sıçanlarda antrenman ve koenzim Q10 takviyesinin kalp dokusunda oksidatif stres ve antioksidan savunma belirteçleri üzerine etkileri(2015) Belviranlı, Muaz; Okudan, Nilsel; Özdemir, Ayşe; Öz, MehmetBu çalışmanın amacı, yaşlı sıçanlarda antrenman ve/veya koenzim Q10 (CoQ10) desteğinin kalp dokusunda oksidatif stres ve antioksidan savunma değişiklikleri üzerine etkilerini incelemekti. Gereç ve yöntem: Çalışmada 27 genç (3 aylık) ve 27 yaşlı (20 aylık) Wistar erkek sıçan kullanıldı. Her bir grup; kontrol, antrenman, CoQ10 ve CoQ10antrenman olmak üzere dörder alt gruba ayrıldı. Antrenman gruplarındaki sıçanlara 8 hafta boyunca, haftada 5 gün, günde 1 saat yüzme egzersizi yaptırıldı. CoQ10 desteği alan sıçanlara 8 hafta boyunca günde 300 mg/kg CoQ10 oral olarak verildi. Sıçanlar, anestezi altında kalp dokusu örnekleri alındıktan sonra servikal dislokasyonla sakrifiye edildi. Alınan örneklerde malondialdehit (MDA), 8-hidroksi-2-deoksiguanozin (8-OHdG), glutatyon (GSH) seviyeleri ve süperoksit dismutaz (SOD) ve katalaz (CAT) aktiviteleri ölçüldü. Bulgular: Gruplar arasında MDA, 8-OHdG ve GSH seviyelerinde herhangi bir fark yoktu. SOD ve CAT aktivitesi genç CoQ10 ve CoQ10antrenman gruplarında ve tüm yaşlı gruplarda, genç kontrol ve genç antrenman gruplarından düşüktü. Sonuç: Yaşlanma, CoQ10 takviyesi ve antrenman, kalp dokusunda lipid peroksidasyonu, DNA hasarı ve enzimatik olmayan antioksidan seviyeleri üzerine sınırlı etkiye sahipken, antioksidan enzim aktivitesini azaltır