Yazar "İlik, Kemal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Enfekte Lumbosakral Spinal Dermoid Kist(2010) Kalkan, Erdal; Erdi, Fatih; Keskin, Fatih; Kaya, Bülent; İlik, Kemal; Karataş, YaşarAmaç: Bu olgu sunumun amacı nadir görülen ve tanıda karışıklığa sebep olabilecek intradural yerleşimli enfekte olmuş bir dermoid kist olgusu sunmaktır. Olgu sunumu: Beş aylık kız bebek, belinde hassasiyet ve kızarıklık oluşturan şişlik ve iltihabi akıntı şikayetleri ile başvurdu. Lumbosakral bölgede eritemli, ısı artışı olan şişlik mevcut olup, şişliğin ortasındaki cilt lezyonundan iltihabi akıntı oluşmakta idi. Manyetik rezonans görüntülemesinde L3- S1 arasında uzanım gösteren; hiperintens, heterojen, intradural yerleşimli, spinal kordda ekspansiyona yol açan kitle lezyonu tespit edildi. Hasta opere edilerek L3-4 total laminektomi ile abse drenajı, traktus ve subtotal kitle eksizyonu uygulandı. Eksize edilen tümöral dokunun histopatolojik incelemesinde kistik dermoid tümör tanısına ulaşıldı. Abseye yönelik antibiyotik tedavisi düzenlenen hasta tedavisi tamamlandıktan sonra önerilerle taburcu edildi. Sonuç: Dermoid tümörler nadir görülen spinal tümörlerdir. Genellikle yavaş ve asemptomatik seyrederlerken araya giren enfeksiyon ya da tümöral kistin rüptürü gibi nedenlerle akut ve bazen geri dönüşümsüz tehlikeli sonuçlara neden olabilirler. Bu olgu sunumu ile özellikle pediatrik çağda görülen spinal kitlelerin ayırıcı tanısında dermoid tümörlerin akılda tutulması ve bunlarda görülebilen enfeksiyon ve rüptür riski göz önüne alınarak uygun zamanda cerrahi tedavi planlanması gerekliliği hatırlatılmak istenmektedir.Öğe Gibboziteye Neden Olan ve Tedavi Altında Farklı Seviyede Reaktivasyon Gösteren Pott Hastalığı(2010) Kalkan, Erdal; Erdi, Fatih; Keskin, Fatih; İlik, Kemal; Karataş, YaşarAmaç: Pott Hastalığı; Mycobacterium tuberculosis'in neden olduğu vertebral osteomyelit olarak tanımlanmaktadır. Bu yazıda gibboziteye neden olan ve tedavi altında farklı seviyede reaktive olan Pott Hastalığı bulunan bir olgu sunulmaktadır. Olgu sunumu: Otuz iki yaşında bayan hasta sırt ağrısı şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Hastanın torakal manyetik rezonans görüntülemesinde (MRG) Th 6-7 vertebra osteomyeliti tespit edildi. Hasta opere edildi. Sol anterolateral yaklaşımla Th5-6 abse drenajı, korpektomi ve anterior stabilizasyonfüzyon uygulandı. Hastanın ameliyat sonrasında sırt ağrısı şikayeti düzeldi. Histopatolojik ve mikrobiyolojik inceleme sonuçları tüberküloz olarak rapor edildi. Anti tüberküloz tedavisi başlandı. İlk ameliyattan 3 ay sonra hasta bel ağrısı ve yürümede güçlük şikayetleri ile tekrar kliniğimize başvurdu. Hastanın bu sürede önerilen anti tüberküloz ilaçlarını düzenli bir şekilde aldığı öğrenildi. Çekilen MRG’de lomber vertebra osteomyeliti tespit edildi. Hasta tekrar opere edilerek anterior yaklaşımla L2 vertebral abse drenajı, korpektomi, diskektomi uygulanıp anterior stabilizasyon ve füzyon uygulandı. Sonuç: Son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde tüberküloz olgularında artış kaydedilmektedir. Omurga tüberkülozu iskelet sistemi tüberkülozları içerisinde en sık görülen tip olup hastalık günlük nöroşirurji pratiğinde tekrar gündeme gelmeye başlamıştır.Öğe Kronik Böbrek Yetmezlikli Hastada Çökme Kırığına Neden Olan Torakal Vertebra Osteomyeliti(2010) Kalkan, Erdal; Erdi, Fatih; Kaya, Bülent; İlik, KemalAmaç: Kronik böbrek yetmezlikli bir hastada gelişen ve çökme kırığına sebep olan torakal vertebra osteomyeliti olgusunu sunmak. Olgu Sunumu: Altmış bir yaşında kadın hasta sırt ağrısı şikayeti ile başvurusu sonucu yatırıldı. Hastada polikistik böbrek hastalığına bağlı gelişen, diyalize bağımlı kronik böbrek yetmezliği mevcuttu. Nörolojik muayenesinde Th 5-6 altında hipoestezi tespit edildi. Torakal manyetik rezonans görüntülemesinde Th 5-6 vertebra seviyesinde spondilodiskitis, Th 6 vertebrasında patolojik çökme kırığı, bu seviyede spinal kordda anteriordan basıya neden olan spinal abse tespit edildi. Perkutan biyopsi ve vertebral abse drenajı uygulandı. Biyopsi materyalinde Metisilin’e dirençli Staph Epidermidis üredi. Hasta 23 gün süre ile antibiyotik tedavisi aldı. Mevcut abse boyutlarında bir küçülme olmaması ve hastanın şikayetlerinin de düzelmemesi neticesinde hasta operasyona alınarak; anterolateral yaklaşımla Th 5-6 vertebral abse drenajı, Th 6 korpektomi, distrakte edilebilir cage yerleştirilmesi ve anterior rod-vida sistemi ile stabilizasyonfüzyon uygulandı. Ameliyat sonrası dönemi sakin geçen hastanın sırt ağrısı ve bacaklarda uyuşma şikayetlerinde belirgin düzelme kaydedildi. Ek nörolojik defisiti olmadı. Sonuç: İmmun yetmezlikli hastalarda sıklıkla görülebilen vertebra osteomyelitinin tanı ve tedavisi, geri dönüşümsüz nörolojik hasarların engellenmesi için hızla ve etkili bir şekilde yapılmalıdır.Öğe Preventive Effects of Intraperitoneal Selenium on Cerebral Vasospasm In Experimental Subarachnoid Hemorrhage(Lippincott Williams & Wilkins, 2010) Kocaoğullar, Yalçın; İlik, Kemal; Esen, Hasan; Koç, Osman; Güney, ÖnderVasospasm is an important cause of morbidity and mortality with subarachnoid hemorrhage (SAH). The effect of intraperitoneal administration of selenium, which is an antioxidant on cerebral vasospasm was investigated in an experimental model. By means of intracisternal blood injection model, SAH was induced in 24 rabbits, which were randomly divided into 3 groups (group I = control group, group 2 = SAH alone group, and group 3 = SAH plus selenium group). Basilar artery angiography was performed on day 0 and day 3 as described. Intraperitoneal selenium (0.05 mg/kg) treatment was started after the induction of SAH and administered once a day. Three days later, the animals were killed and the basilar artery was examined histologically for the luminal diameter and thickness of the arterial muscular wall. The mean values for the measurements of angiographic luminal diameter, pathologic luminal area.. Muscular wall thickness derived from the blind observer were analyzed statistically. There was no statistically significant difference in basal angiographic luminal diameter evaluation between groups 1-2-3 (P > 0.005). But in third day angiography; comparison of Group 2 and group 1-3 showed statistically significant differences (P < 0.001). In pathologic investigation; there was statistically significant difference in luminal area and muscular wall thickness of the basilar artery between groups 1, 2, and 3 (P < 0.005). Intraperitoneal selenium treatment was found effective by increasing the angiographic diameter, pathologic luminal area and reducine muscular wall thickness measurements. This is the first study to show that intraperitoneal administration of selenium is effective in preventing vasospasm after SAH in rabbits.Öğe Thoracic Epidural Cavernous Haemangioma: A Case Report(2006) Torun, Fuat; Kalkan, Erdal; İlik, Kemal; Erdi, Fatih; Baysefer, AlperKavernöz hemangiomalar, craniospinal sinir sisteminin nadir görülen benin vasküler malformasyonlarıdır. Epidural spinal kavernöz hemangiomalar, intraserebral ve vertebral sistemin diger lokalize kavernöz hemangiomalarından daha nadir görülür. Bu yazımızda spinal kavernöz hemangiomaların klinik görüntüsü ve ayırıcı tanısı tartışılmıştır.